filmlerinin masalsı bir yanı, kendine özgü bir anlatım dili vardır. yarattığı atmosferle seyirciyi içine alır. oyuncu seçimleri, müzikleri, kullanılan renklere kadar her detayın üzerinde tek tek düşünüldüğü hissini verir, eminim de öyledir. abartıdan uzak neredeyse tepkisiz denebilecek, son derece doğal, samimi karakterleri ve replikleri vardır.
üzerine çok kritik okumadım, araştırmadım ama benim açımdan böyle görünüyor şu an ve araştırmaya -tabi ki izlenmeye de- değer buluyorum. üzerimde bıraktığı his farklı.
sıkıldığım bir zamanda deneyimlediğim üzere yaş ortalamasının ve sohbet seviyesinin yerlerde süründüğü, uzaktan/yakından tanıdığınız biriyle konuşmak için kullanılabilecek ama rastgele sohbetleri tatsız olan bir yer.
ablamın, doğmamış kızının biberonundaki "mr. baby" ifadesine takılması gibi tuhaf kafalar. * insanı ana-babadan çok birer ahlak polisine dönüştüren toplumsal kalıplar.
toplumumuzda "bay" sözcüğüne denk olacak şekilde değil, "erkek" sözcüğüne denk olan "kadın"ın yerine kullanılır. "bayan" sözcüğünü kullanmayı tercih edenler, "kadın" sözcüğünü de, kadınlığı da aşağılayıcı görüp, akıllarınca biraz olsun kibarlaştırmaya çalışırlar.
"erkek" olmak, "adam" olmak nasıl gurur veriyor, ağız doldurularak söyleniyorsa, "kadın" sözcüğü o derece kaçınılır, ağza almaya utanılırdır.
kafasını siyasete fazlaca takıp kendini gereksizce üzerek ve hala çalışmaya devam ederek şu zamanlarını kötü harcıyor oluşu. bir de zamanında çok çalışıp yersiz yatırımlar yapmış olması var. son olarak da onunla daha çok vakit geçirmeyi istesem de değişmeyecek olan nispeten mesafeli ilişkimiz, diyelim.
tabi ki nihayetinde katıldığım zirve olacak. onur yürüyüşünü kaçırmam, yaz ortası da zaman olarak her şekilde uygun olur. fakat ki bu sene biber gazcılar boş durmayacak gibi, bize de sataşabilirler gibi endişelerim var. yine de oradayız, ne yanlış ne de yalnızız alimallah. *
az sonra tanışacağımı bildiğim, gelen misafirin adını ece sanırken, tanışma esnasında karşıdan gelen,
- merhaba, ben x.
cevabıyla afallayıp karşılığını
- merhaba, ben "ece".
olarak vermem. (bkz: kişilik bölünmesi )
hasretseniz, koşarak geldiyseniz, serttir ama sevdirir kendini. belki bir süre sonra fazla gelir size, yorulur ve kaçmak istersiniz. bir eşini bulamayacağınızı bilseniz de kaçmak istersiniz.
tam bir zor sevgili.
kimsenin siyasi iradesine, demokratik hakkına saldırı da değildir, özü mizahtır. korkmayın la, mizah.
başımızda kurtulmamız gereken bir diktatör olduğunu hepimiz biliyor ve kabul ediyorken, özellikle yerel seçimlerde alınan düşük yüzdeli oyun hiçbir anlam ifade etmediğini göremeyenlere duyulan şaşkınlığın sonucudur.
lepiskacasta
aigai
fanfenussen
dreamer