mr armageddon

Durum: 34 - 0 - 0 - 0 - 06.12.2013 15:47

Puan: 464 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 2

hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler

moral sikme çabaları

patron ve mudurlerin bazilari eziktir. beceriksizlerini ortmek icin bu yontemi kullanirlar. bissuru mevzuda acigini yakalamaya calisirlar. nafiledir. neden boyle boyle yapiyosun diye sikayet ettigi seyin aynisini kendisi de ozenerek yapinca, sana kac kere renkli renkli new balance ayakkabilarinla ise gelme demedim mi diye sacmalayip bi hafta sonra ayni renk ayakkabidan alinca moral bozmayi gecer ve dalga konusu haline gecer.

etrafinizda moralinizi bozmaya calisan birileri her zaman olacaktir. farkli oldugunuz icin, farkli dusundugunuz icin, insanlarda kendi baslarina kaldiklarinda tirnak kemirten kiskanclik krizlerine sebep oldugunuz icin ve parladiginiz icin. sabirla gulup geciniz ve ezikliklerini cevresine mukemmel bir dedikodu istahiyla yayiniz. keyfini cikariniz.

saklambaç oynayan elime mum diksin

cocuklugun en kral oyunuydu. aksam ezanindan sonra eve cagirilan cocuklar gidince, mahallenin ?aslari?nin oynadigi, en vip, en hardcore oyundu. coken karanlikla birlikte saklanilan yerde yasanan gerilimleriyle, gelen cisi durdurmak icin simsiki tutulan pipi ve kukulariyla unutulmazdi. sobelediginde birisini ebe olmaktan kurtarma hakki kazanir, ?nolur beni kurtar lan, ben seni dun kurtarmistim? tarzi yalvarmalarin dakikalarca surmesini beklerdiniz. ego hayvan gibi siser ve en sonunda ?taam lan pic seni kurtardim? derdiniz.

dunyanin en zevkli oyunu oldugu icin universite ogrecisiyken de oynamaya tesebbus ederdiniz. eve toplanmis kankalarla tabu oynamaktan sikilinca tum isiklari kapatip ayni heyecani arardiniz ve bulamazdiniz. essek kadar boyundan utanmadan, gotunun tamaminin gorundugunu bile bile kuvete saklanmayi denerdiniz. bu kez sarhos oldugunuz icin cok daha kahkaha gurultu eglence cikardi belki, ama o hirs ve adrenalin asla geri gelmezdi. hikmet amcanin bahce duvarinin kenarindan 70 m ilerdeki kaleyi dikizlemenin heyecanini ozlerdiniz.

en ideali 6-8 kisidir.

michael schumacher

çok basit bir mantıkla soyadının 'ayakkabıcı' olabileceğini tahmin ettiğim zat. 'schu'nun almanca'da 'ayakkabı' anlamına gelmesi dileğiyle

sugar cafe

bulunduğu çıkmaz sokağımsı yerden ötürü adeta eşcinselliğin türkiyedeki geleceğini temsil etmektedir.

like a virgin

madonna'nın oldukça güzel şarkılarından birisidir. grey's anatomy karakterlerinden cristina'nın çok pis g.t olduğu bir bölümde, kafasını toparlamak için morga inip kendi başına mırıldandığı şarkıdır.

iz bırakan film cümleleri

'death is a disease, and i can fix it' the fountain isimli şaheserden.

kedi

en tatlısını instagram'da corap_ kullanıcı ismiyle bulabileceğiniz hayvan türü

alevi erkeklerinin ekseriyetle yakışıklı olması

çok feci üstüme alınarak kabul ettiğim şeydir kendisi. ailesi alevi olduğu halde islam'a inanmayanlar için geçerli olduğunu umduğum şeydir ayrıca

yere tükürmek

insanların kedilerden eğitim alması gerektiğini gösteren başka bir bulgu.

kendi kendine konuşmak

en çok duşta, yatağa girmekle uykuya dalmak arasındaki 10 dakikalık sürede, ipodsuz binilmiş toplu taşıma aracında yapılan, deliliğe ramak kalmışlığın göstergesi

evde yalnızken yapılacak şeyler

gelecekte iş arkadaşlarıyla, sevgiliyle, aileyle, arkadaşla yapılacak olası tartışmalara etkileyici cümle ve mükemmel cevaplar hazırlayıp, onların pratiğini yapmak.
playstation'da blur isimli dünyanın en zor yarış oyununu multiplayer oynayıp, uzmanı olmuş piç kurularına karşı sürekli yenilmek. saatlerce hırsla, azimle denemeye devam etmek ama hep yenilmek.
greys anatomy izlemek. zaten izlenmiş ezbere bilinen bölümleri tekrar tekrar izlemek.
evi toplamamak.

kış

dünyanın en güzel mevsimidir. özlettirir. kapalı havasıyla, karanlık bulutlarıyla heyecan verir. gittikçe ısınan zavallı dünyamızda artık iyice özlettiren, ulan norveç'e, grönland'a falan mı taşınsam diye sordurtan cafe latte içme bahanesidir.

darren aronofsky

dunyanın en iyi filmlerinden birisini, 'the fountain'ı cekmistir. kusursuz soundtrack'i ile insanın basini dondurur. keske annem babam dayim buyuk kuzenim olsaydı dedirten insandır. (s.a.v)dir.
  • /
  • 2
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 34

moral sikme çabaları

patron ve mudurlerin bazilari eziktir. beceriksizlerini ortmek icin bu yontemi kullanirlar. bissuru mevzuda acigini yakalamaya calisirlar. nafiledir. neden boyle boyle yapiyosun diye sikayet ettigi seyin aynisini kendisi de ozenerek yapinca, sana kac kere renkli renkli new balance ayakkabilarinla ise gelme demedim mi diye sacmalayip bi hafta sonra ayni renk ayakkabidan alinca moral bozmayi gecer ve dalga konusu haline gecer.

etrafinizda moralinizi bozmaya calisan birileri her zaman olacaktir. farkli oldugunuz icin, farkli dusundugunuz icin, insanlarda kendi baslarina kaldiklarinda tirnak kemirten kiskanclik krizlerine sebep oldugunuz icin ve parladiginiz icin. sabirla gulup geciniz ve ezikliklerini cevresine mukemmel bir dedikodu istahiyla yayiniz. keyfini cikariniz.

acun ılıcalı

her türlü ass kissing (yalakalık vs) konusunda uzman olduğu için başarı serüvenine saygı duymadığım, aşırı tipsiz insan evladı.

acun ılıcalı

survivor programlarından birisinde giydiği devasa kedili tişörtle kendisine olan sempatim %0.0001'den %0.0016'ya yükselmiştir.

ayı sözlük yazarlarının yaşadığı komik anlar

yıl 2008. öğretmenlikte ikinci ayım. dil okulunda yetişkinlere ingilizce öğretiyorum. ders komple ingilizce işleniyor falan. bi öğrenci bi kelimenin anlamını sorduğunuda kesinlikle cevap vermesi gerektiğini düşünen biriyim o zamanlar. 'emin değilim' 'bilemiyorum' gibi başlayan cevaplar kesinlikle kabul edilemez. her şeyi biliyor olmalıyım. feci amatörüm yani kısaca. dersin birinde öğrenci sorar:

'hocam kağıdın şurasında artichoke yazıyo, anlamı neydi o kelimenin?'

ben ışık hızıyla cevap vermeliyim tabi. mükemmel hocayım ya, bilmediğim kelime yok, olamaz.

'hmmm, bir kuş türü. pelikana benzerler. hani tek ayak üstünde uyuyan, alt gagası kocaman olanlar var ya..'

çok feci atıyorum tabi götümden. sonra ders bitiyo, ben koşarak öğretmenler odasına gidiyorum. aklımda 'artichoke'. hemen bi sözlük buluyorum, sayfaları karıştırırken içimden yalvarıyorum 'allaaam nolur bir kuş türü değilse bile en azından kuşla alakalı bişey olsun bari nolur lan noluur' şeklinde. sonra sözlükte artichoke kelimesinin anlamını buluyorum:

enginar.

hayata dair gülümseten detaylar

işten yorgun argın dönmüşsündür. anahtarı kilide sokup kapıyı açarsın. kapının sesiyle uykudan uyanmış, yumuş yumuş gözlerini tam açamayan, gerinen bi kedi karşılar seni. sen ayakkabıları çıkrarıken, montunu çıkarırken, elindeki bırakırken ezilme pahasına ayaklarının etrafında dolanır mırrlayarak. dizine bacağına doğru hamle yapar, kucağa gelmek ister. hayata dair gülümseten, sıçmışım stresine dedirten şeydir kedi. stres emici piçler ya.

erkeklerin işedikten sonra ellerini yıkamamaları

tipine göre muamele ile farklı değerlendirilebilecek bi mevzu. sevgilinse sorun değil, gelsin ağzına bile sıçsın, yersin.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.