nikimsi

Durum: 1295 - 0 - 0 - 0 - 23.01.2017 00:39

Puan: 21202 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

hayat bazen çok: honki ponki toni nok, çalona bimbo bori rok, muşi muşi hubobo kozi zok, çiki çiki şayne tiki tak tok.
  • /
  • 65

2ne1

canımlar ya. çok sevdiğim gruptur. dinleyin dinlettirin.

yazarlardan insanlığa öğütler

hayattaki en büyük üç tehlikenin şu olduğunu fark edin:

1) akıllı insanların duygusuz oluşu
2) duygulu insanların etkisiz oluşu
3) etkili insanların akılsız oluşu.

o yüzden insanlığın gelişimi için etkin olun, aklınızı sürekli geliştirin fakat bunu yaparken olumlu duygularınıza ket vurmayın; vicdanlı, duyarlı ve adil olun.

doğru bilinen yanlışlar

insanoğlunun inşa ettiği hangi yapı ay’dan görülebilir?
çin seddi’nin “insanoğlunun inşa ettiği ve aydan görülebilen tek yapı” olduğu düşüncesi çok yaygındır ama bu doğru değildir. insan eliyle yapılmış hiçbir şey aydan çıplak gözle görülemez.


dünya’nın ne kadarı sudur?
dünya yüzeyinin yüzde 70’i suyla kaplı olabilir ama su, gezegenin kütlesinin 5 binde birinden daha azına tekabül ediyor,yaklaşık olarak yüzde 0.1.


üç saniyelik hafızaya sahip olan şey nedir?
bu konuda henüz kesin bir sonuca ulaşılmış değil. ancak yaygın kanının aksine, bir japon balığının hafızası birkaç saniyelik değil. yapılan araştırmalar, japon balığının en az üç aylık bir hafızaya sahip olduğunu ve değişik şekilleri, renkleri ve sesleri ayırt edebildiğini gösterdi.


yaşayan en büyük canlı nedir?
fil, mavi balina ya da dev sekoya ağacı? hayır, dünyadaki yaşayan en büyük canlı bir mantar. kesilmiş bir ağaç kütüğünün üzerinde büyüyen bal mantarından (armillaria ostoyae) şu ana kadar görülen ve oregon’daki malheur ulusal ormanı’nda bulunan en büyük numune 890 hektarlık bir alan kaplıyor ve yaşı 2000 ila 8000 arasında tahnin ediliyor.


bir kırkayağın kaç tane ayağı vardır?
kırkayak kelimesi, latince “yüz ayak” anlamına gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. kırkayaklar yüz yılı aşkın bir süredir kapsamlı bir biçimde incelenmelerine karşın tam olarak yüz ayağa sahip bir örneğine rastlanmamıştır. türkçe’deki adlarına bakarak bu hayvanların kırk ayaklı oldukları da söylenemez.


acı biberin en acı kısmı neresidir?
acı biberin en acı kısmının çekirdekleri olduğuna dair inancın tersine asıl acı olan kısım, o çekirdeklerin tutunduğu merkezdeki zardır. bu zar, en fazla kapsaisin içeren kısımdır. kapsaisin bibere ayırt edici acılığını veren renksiz, kokusuz bileşiktir.


şampanyayı köpürten şey nedir?
şampanyayı karbondioksit değil, pislik köpürtür tamamen pürüzsüz ve temiz bir kadehte karbondioksit molekülleri görünmez bir şekilde buharlaşır, bu yüzden uzun zamandır kabarcıkların oluşmasına neden olan şeyin bardaktaki küçük kusurlar olduğu varsayılırdı. fakat, yeni fotoğraf teknikleri bardaktaki iz ve pürüzlerin bu kabarcıkların sürekli asılı kalmalarına yetecek boyutta olmadığını gösterdi: bardakta kabarcıkların oluşmasına neden olan şey, bardağın içindeki mikroskobik toz ve tüy parçacıklarıdır.


“ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyen kimdir?
“1789 yılıydı ve fransız devrimi tüm hızıyla cereyan etmekteydi. paris’teki yoksullar ayaklandılar çünkü yiyecek ekmekleri yoktu. bu sırada kraliçe marie antoinette “ekmek bulamayanlar pasta yesin” şeklindeki ahmakça öneriyi ortaya attı.” çoğu kişinin doğru bildiği yanlışlardan birisi daha... ilk sorun şu ki, bahsedilen şey pasta değil brioche adlı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörekti. bu durumda bu sözler iyi niyetli bir girişim olabilir: “eğer ekmek istiyorlarsa onlara iyi cinsinden verin.”kaldı ki bu sözleri söyleyen marie antoinette değildi. bu ifade en aşağı 1760’tan beri aristokratik çürümenin tasviri olarak yazılı bir biçimde kullanılıyordu. jean-jacques rousseau bu ifadeyi daha 1740’ta duyduğunu ileri sürüyordu.


evren ne renktir?
siyah? mavi? hayır, resmi olarak bej rengindedir. 2002 yılında, johns hopkins üniversitesi’nden amerikalı bilimciler, avustralya kırmızıya kayan galaksileri inceleme kurumu’nun topladığı 200,000 galaksi ışığını inceledikten sonra evrenin soluk yeşil renkte olduğu sonucuna vardılar. ancak birkaç hafta, hesaplamalarında bir hata yaptıklarını ve evrenin aslında daha çok köstebek derisi renginin kasvetli bir tonu olduğunu itiraf etmek durumunda kaldılar.


kafasını kuma gömen şey nedir?
devekuşu yanlış cevap.. asla bir devekuşunun kafasını kuma gömdüğü görülmemiştir. bunu yapsaydı boğulurdu. bir tehlikeyle karşılaştığında her aklı başında hayvan gibi devekuşu da var gücüyle kaçar.


evrendeki en soğuk yer nerededir?
kuzey kutbu'nda bir yer deği, finlandiya’da. helsinki teknoloji üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan (-273oc) derecenin on milyarda biri kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar soğuttu.laboratuarlarda oluşturulan bu son derece düşük sıcaklıklar dikkate değerdir. derin uzayda bile sıcaklık -245oc’nin altına nadiren düşer.bunun bilinen tek istisnası, avustralyalı gökbilimciler tarafından 1979’da saptanan bumerang nebulası’dır. bu nebula bir bumeranga (ya da bir papyona) benzer. merkezinde, güneş’ten üç kat daha ağır, ölmekte olan bir yıldız vardır.

edit: önemli bir ek bilgi olarak; *

büyük ayaklı adamların büyük penisi olur?
hiç büyük ayaklı bir adamın vücudundaki başka uzuvlarının da büyük olabileceğini düşündünüz mü? kimileri bir erkeğin ayak büyüklüğüne bakıp cinsel organının da büyük olabileceği kanaatine varıyor. kimileri de el ve burnun buna işaret ettiğini düşünüyor. bu fikrin kökenini bilimsel verilere dayandıranlar da yok değil. kanada'da yapılan bir araştırmada 60 erkeğin penis uzunluğu ile boy ve ayak uzunluğu arasında az da olsa bir ilişki olduğu belirlenmiş.

ancak daha büyük kapsamlı bir araştırmada farklı bir sonuç ortaya çıkmış. iki ürolog tarafından yapılan araştırmada 104 erkeğin ayak numaraları ve penis boyları incelenmiş ve aralarında herhangi bir bağ kurulamamış. araştırmalar aynı zamanda penis ve parmak uzunluklarının da birbiriyle ilişkili olmadığını gösteriyor. istediğiniz kadar erkeklerin ayaklarına ve ellerine bakabilirsiniz, ama onlar size 'boyunu' söylemeyecekler, bunu aklınıza yazın.

doğru bilinen yanlışlar

aklıma ntv yayınlarından çıkan cahillikler kitabı'nı getiren başlık.

bildiğinizi düşündüğünüz her şey yanlış...

bu kitap, yaygın kanılarla ilgili yanlış bilgilerimizin ve yanlış anlamalarımızın kapsamlı bir listesini sunuyor.

cahillikler kitabı, filozofların, bilimcilerin ve sokaktaki insanların tarihin büyük bölümünde cevabını aradıkları bir soruya ışık tutuyor: hakikat nedir, zırva nedir?

thomas edison herhangi bir şey hakkında yüzde birin milyonda birinden daha az şey bildiğimizi söylüyordu; mark twain sadece matematikte uzmanlaşmak için sekiz milyon yıl gerektiğini düşünüyordu. cahillikler kitabı da, bilinecek ne varsa bildiklerini düşünenlere, "her şey bu metinde açıklanmıştır, bilmeniz gereken başka hiçbir şey yok" diyenlere meydan okuyor.

siz hâlâ iki tane burun deliğimiz olduğunu, dünya'nın tek bir uydusunun bulunduğunu, beş duyumuz olduğunu, suyun renksiz olduğunu, amerika'nın adının amerigo vespucci'den geldiğini ya da 36 osmanlı padişahı olduğunu düşünüyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız.
(tanıtım bülteninden)


ayrıca bir şeyler öğrenirsem doldurmak istediğim başlıktır.

münchaussen sendromu

munchausen sendromu, bir kişinin genellikle tıbbi personelin ilgisi ve arkadaşlığı için kasıtlı olarak kendini sık sık hasta etmesi durumuna verilen addır.
munchausen sendromu, ilgi arayan bir kişilik bozukluğudur ve istatistiklerin gösterdiğinden daha yaygındır. adını abartılı hikayeleriyle ünlü bir alman askerden alan munchausen sendromu, duygusal olarak olgunlaşmamış, narsistik eğilimleri olan, özsaygısı düşük ve kırılgan bir egoya sahip kişilerin dikkati üzerlerine çekmek ve ilgi odağı olmaya aşırı ihtiyaç duyduğu, ağırlıklı olarak kadınlarda ortaya çıkan bir bozukluktur.

yapay bozuklukların çok daha ciddi bir formu olan munchausen sendromunda, art arda bir dizi hastaneye yatış hayat boyu süren bir durum halini alır. yapay bozukluk, belirti üretmek için dışsal bir güdülenmenin olduğu hasta rolü yapmaktan farklıdır; yapay bozukluğu olan bir hasta kasıtlı olarak hiçbir dışsal teşvik edici olmadan fiziksel belirtiler üretir.

a)munchausen sendromu testleri

kişinin dürüst olmaması nedeniyle munchausen sendromunun teşhisi çok zordur. ayrıca, doktorların munchausen sendromu teşhisini koymadan önce diğer bütün olası fiziksel ve ruhsal hastalıkları saf dışı bırakması, genellikle çeşitli tanısal test ve işlemler uygulaması gerekir.

b)munchausen sendromu tedavisi

munchausen sendromu ve bir karakter bozukluğunun parçası olarak psikotik psikopatolojisi olan hastalar nadiren başarıyla tedavi edilebilir. manipülasyonlarını kabul etmek gerilimlerini biraz azaltır ama provokasyonları giderek artar ve sonunda doktorların yapmak istediği ya da yapabileceği şeyleri aşar.

c)munchausen sendromu hakkında gerçekler ve ipuçları

-munchausen sendromu, hastanın aslında gerçek olmayan bir ruhsal ya da fiziksel sorunu varmış gibi davrandığı bir çeşit yapay bozukluktur.
-hastalar belirtileri kasıtlı olarak üretir ya da uydurur. bunu, esme, yakma, zehirli madde enjekte etme, aşırı doz ilaç alam gibi yollarla üretirler. hasta başkalarının dikkatini ya da sempatisini üzerine çekmek için ağrılı ya da tehlikeli test ve operasyonlara girebilir.
-kişi bir başkasında belirtiler yaratır ya da uydurursa, buna munchausen by proxy sendromu denir. buna kişinin çocuklarında hastalık belirtileri olduğunu uydurması da dahildir.
-teşhis ve tedavi zordur çünkü hasta bir süre sonra doktor ya da hastane değiştirebilir.
-tedavide psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve sosyal servisler yararlı olur.
-munchausen sendromunun komplikasyonları, ölüm ya da intihar da dahil ciddi sorunlara yol açabilir.


***okumak zor geldi en iyisi izleyeyim ben diyorsanız benzer bilgilerin yer aldığı bir video için: http://listelist.com/munchausen-sendromu...

hesap makinesi

en sevdiğim hesap makinesi. hesap makinesi gibi hesap makinesi bee!! *

ayı sözlük itiraf

bundan sonra hayatıma ilişki bazında bir erkek sokmadan önce o kişiyi tanıyıp bu ölçeği uygulamaya karar verdim sözlük. 10 puanın üstünde alanlar uzak drsun ltfen .s .s *

eşcinselliğe dair hatırlanan en eski anı

sanırım yaşım 4 ya da 5. uzaktan bir akrabamız var m abi. kendisi o sıralar 20 li yaşlarının başlarında. bu adamı nasıl beğeniyorum anlatamam. görünce mutlu oluyorum, beni sevsin diye bin bir şebeklik yapıyorum. ailem de onu çok sevdiğimi biliyor. onlara gittiğimizde beni sürekli ona verip kendileri muhabbet ediyorlar. bir gece eve dönmedik biz, bu m abilerde kaldık. yatacak çok da bi yer olmadığı için herkes odadaki divanları açmış yatmış. o da yetmemiş yer yatağı serilmiş. ben annemle divanın tekinde yatıyorum. normalde annemle yatmayı çok seven ben nasıl ağlıyorum ama m abi ile yatacam diye. annem dayanamadı verdi beni yer yatağında yatan m'ye. adama sarılıyorum adam da bana sarılıyor, yanaklarından öpüyorum o da öpüyor. sonra çocukluk merakından ya da içgüdüsel bir istekten olsa gerek m abinin dudaklarını öpmüştüm. önce bi şaşırdı ama ardından ikimiz de gülmüştük. zaten birkaç dakika sonra da uykuya dalmıştım mutlu bir şekilde.

00:00

börek

antisosyal

kişinin başkalarının haklarını gözetmediği, başkalarının haklarını hiçe saydığı bir kişilik bozukluğudur. psikopati olarak da adlandırılmaktadır.

temel inançlar:
-kendime dikkat etmeliyim
-güçlü olanlar bu dünyada kalır
-işlerin yolunda gitmesi için güç kullanmak ve kurnazlık yapmak gerekir
-sözlerin tutulması ya da borçların ödenmesi önemli değildir
-yakalanmadığın sürece yalan söyleyebilir ve aldatabilirsin
-bana adaletsiz davranıldı, ben de payıma düşeni alırım
-bir şeyi istersem elde etmek için her şeyi yaparım
-başkalarının ne düşündüğü beni ilgilendirmez
-insanlar kendilerine bakamıyorlarsa, aldanıyorlarsa bu onların sorunu

teşhis kriterleri:
aşağıdakilerden en az 3'ünün varlığı ile birlikte ,15 yaşından beri süren başkalarının haklarını saymayıp, diğerlerinin haklarına saldırı ile kendini gösteren kişilik bozukluğudur.

-tutuklanmasına yol açacak davranışlarda ısrar ile kendini gösteren yasalara ve sosyal davranışlara uymama
-devamlı olarak yalan söyleme, farklı takma adlar kullanma, zevk ya da kişisel çıkarı için başkalarını aldatma gibi dürüst olmayan davranışlar
-aniden sonucunu düşünmeden yapılan davranışlar,gelecek için planlar yapmama
-tekrarlayıcı kavga, dövüş ,saldırılar ile birlikte öfkelilik hali
-kendisi, yakınları ya da başkasının güvenliği ile ilgili umursamazlık hali
-bir işi yürütememe veya parasal sorumluluklarını yerine getirmeme
-başkasına zarar vermiş, fena davranmış, bir şeyler çalmış olmasına rağmen duruma ilgisiz kalıp, kendini hakli göstermeye çalışıp ve bundan vicdan azabı duymamak

*ayrıca teşhis için kişinin, en az 18 yaşında olması ve 15 yaş öncesi davranım bozukluğu belirtileri (insan ya da hayvanlara yönelik saldırganlık, mala zarar verme, başkalarına ait şeyleri çalma ve sahtekarlıklar yapma ve kuralları-disiplini önemli derecede bozma gibi) göstermeye başlamış olması gerekmektedir.

sebepleri:
antisosyal kişilik bozukluğunun sebebi tam olarak bilinmemektedir. biyolojik ve genetik faktörlerin bu bozukluğa yol açtığı düşünülse de yapılan son araştırmalar -özellikle de evlatlık verilen ikizler üzerinde yapılan araştırmalar- bozukluğun sebebinin yetiştirilme çevresi olabileceğini göstermiştir. yaşamın ilk 5 yılında anne şefkati görmeyen, saldırgan ve alkolik bir babaya sahip olan çocukların bu kişilik bozukluğuna daha yatkın olduğu bulunmuştur.


toplumda görülme oranı:
erkeklerde % 3, kadınlarda % 1 oranında görülmektedir. madde kullanımı nedeniyle yataklı tedavi görülen kurumlar ve adli mekanlar ya da cezaevlerinde daha yüksek oranda görülmektedir. ayrıca bu kişilerde rastgele cinsel ilişkiler ve alkol-madde kullanımı görülebilir. sorumluluklarını yerine getirmedikleri için isten atılmaları, işverenle tartışmaları fazladır. kibirli ve küstah bir görünüm sergilerler.


ailesel yatkınlık:
bu bozukluk, hastanın 1. derece akrabalarında genel topluma göre daha çok görülmektedir. ayrıca bu kişilerin akrabalarında somatizasyon bozukluğu ve madde kullanım bozukluğu da yüksek düzeydedir.

tedavi:
antisosyal kişilik bozukluğunun tedavisi çok zordur. doktorlar tipik olarak psikoterapi ve ilaç kombinasyonu denerler. ancak mevcut tedavilerin antisosyal kişilik bozukluğu belirtileriyle başa çıkmakta ne derece etkili olduğunu değerlendirmek zordur. bunun yanında tedavi, belirtileri azaltmaya yardımcı olabilir. belirtiler bazı kişilerde ilaçla birlikte azalır ve kırklı yaşlara geldikçe kendilerini daha iyi hissedip daha iyi davranmaya başlarlar.

a)psikoterapi
-doktorlar belirli duruma bağlı olarak farklı psikoterapi tipleri önerebilir.
-kognitif davranışsal tedavi negatif düşünce ve davranışları ortaya çıkarıp bunları pozitif olanlarla değiştirmenin yollarını öğretebilir.
-psikodinamik psikoterapi kişinin kendisini değiştirebilmesi için negatif, bilinç altı düşünce ve davranışların farkında olunmasını arttırabilir.

b)ilaçlar
antisosyal kişilik bozukluğu tedavisi için spesifik olarak onaylanmış bir ilaç yoktur. ancak doktorlar şunları yazabilir:
-antidepresanlar
-duygu durum stabilize ediciler
-anti-anksiyete ilaçları
-antipsikotik ilaçlar

uzmanlar yoğun tedavi verilebilmesi için bir ruh sağlığı hastanesinde kalınmasını önerebilir.

schadenfreude

"bir başkasının zarar görmesine sevinmek" anlamına gelen sadizm ile karıştırılmaması gereken almanca bir kelime.

ayrıntılı bilgi için: http://onedio.com/haber/herkeste-biraz-o...

rakı mezeleri

rakıdan daha çok sevdiklerimdir. hepsi benim bebeğim. öyle ki bir gün arkadaşlarla meyhaneye gitmiştik, rakı söylendi ama ben tabak tabak mezeleri mideye götürmekten ancak bir tek içebilmiştim *

sizi bilmem ama

sizi bilmem ama ben yarınlardan hiç ümitli değilim, çok korkuyorum. bu korkuyu görmezden gelirsem belki geçer diyorum ama geçmiyor. boş kaldığım, gülmeyi bıraktığım her an tekrar gösteriyor kendisini.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

kafamda bazı sorular oluşmasına sebep olan zirve. gelme ihtimalim kesin olmamakla birlikte var. o yüzden bu soruları sorup hem kendi adıma, hem de varsa bunu merak eden kişiler, onlar adına da cevap oluşturması açısından sormam gerektiğini düşündüm.

birincisi buluşma geç başlayacağı için akşam geç vakitlerde dağılacak değil mi?
ikincisi geç dağılınırsa (geçten kastım 10 bile geç bazı ilçelere ulaşım için) nerede kalınacak?
üçüncüsü kalınacak yer çok mu pahalı olur? malum zirve meyhanede olacağı için biraz pahalı haliyle. üstüne bi de kalma yerine de mi fazla para harcayacağız?

poposu büyük olan erkeklerin karşılaştıkları sorunlar

büyük popo yüzünden bir üst beden pantolon almak ve bu yüzden rahatsız hissetmek.
(bkz: ben değil bir arkadaşım)

karşı gelme bozukluğu

çocuklarda yaşlarına uygun olmayan bir inatçılık, düşmanlık ve uygunsuz davranışların görülmesi durumudur.

tanı ölçütleri:
en az 6 ay süren, bu sırada aşağıdakilerden dördünün (ya da daha fazlasının) bulunduğu bir davranışı örüntüsü vardır:

-öfkesini kontrol edemez
-yetişkinlerle tartışır
-yetişkinlerin koyduğu kurallara ya da isteklerine karşı gelir ya da onlara uymayı reddeder
-bilerek insanları sinirlendirir
-kendi hataları ya da istenmedik davranışları için başkalarını suçlar
-alıngandır ya da kolaylıkla başkalarına sinirlenir
-kindar veya intikamcıdır.

tedavi:

-davranışçı ve bilişsel-davranışçı terapilerle iyi sonuçlar alınmaktadır.

kibritçi kız

çocukken hüngür hüngür ağlayarak okuduğum hikaye. nasıl da derinden etkilenmişim hala hatırlıyorum o hissi.

fakirlik

ete kemiğe bürünmüş şeklini merak edip ayrıntılı bir şekilde incelemek isteyenler (bkz: hepberabear) (bkz: nikimsi) *

kalp kırıklığı

ne güzel unutmuştum o çok değer verdiğim ama anlamsızca aramızın açıldığı o insanı. ne güzel onu kaybetmenin verdiği şoku atlatıp yaşamıma geri dönmüştüm. ta ki bu gece attığı mesaja kadar. o kalp kırıklığını yine derinden hissettim. yüksek bir öfke, kızgınlık ama alttan alttan gelen derin bir sevgi. bu yüzdendir ki nötrleşiyorsun. adeta toprak gibi oluyorsun. her şeyini paylaştığın belki de senin için en değerli insanı tekrar hatırlıyorsun gülüyorsun, içini sıcaklık kaplıyor ama tüm bunları hatırlarken sana yaptığı kolay kolay unutulmayacak o hatayı da hatırlıyorsun. o yüzden gururun engel oluyor geçmişin sevgisine. eskisi gibi olamıyorsun. gerçekten insanın kızgınlığı geçiyor da kırgınlığı geçmiyormuş onu anlıyorsun...
  • /
  • 65
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1295

çocuk istismarı

sadece fiziksel ve sözel şiddetle sınırlı kalmayandır. bu konu, çok daha geniş bir yelpazede incelenmeli ve ona göre davranılmalı, önlemler alınmalıdır. *

bilgilendirici bir görsel:

winamp

içerisinde barındırdığı "bilinmeyen sanatçı"nın kim olduğu hala bilinmeyen sır küpü program *

doğru bilinen yanlışlar

insanoğlunun inşa ettiği hangi yapı ay’dan görülebilir?
çin seddi’nin “insanoğlunun inşa ettiği ve aydan görülebilen tek yapı” olduğu düşüncesi çok yaygındır ama bu doğru değildir. insan eliyle yapılmış hiçbir şey aydan çıplak gözle görülemez.


dünya’nın ne kadarı sudur?
dünya yüzeyinin yüzde 70’i suyla kaplı olabilir ama su, gezegenin kütlesinin 5 binde birinden daha azına tekabül ediyor,yaklaşık olarak yüzde 0.1.


üç saniyelik hafızaya sahip olan şey nedir?
bu konuda henüz kesin bir sonuca ulaşılmış değil. ancak yaygın kanının aksine, bir japon balığının hafızası birkaç saniyelik değil. yapılan araştırmalar, japon balığının en az üç aylık bir hafızaya sahip olduğunu ve değişik şekilleri, renkleri ve sesleri ayırt edebildiğini gösterdi.


yaşayan en büyük canlı nedir?
fil, mavi balina ya da dev sekoya ağacı? hayır, dünyadaki yaşayan en büyük canlı bir mantar. kesilmiş bir ağaç kütüğünün üzerinde büyüyen bal mantarından (armillaria ostoyae) şu ana kadar görülen ve oregon’daki malheur ulusal ormanı’nda bulunan en büyük numune 890 hektarlık bir alan kaplıyor ve yaşı 2000 ila 8000 arasında tahnin ediliyor.


bir kırkayağın kaç tane ayağı vardır?
kırkayak kelimesi, latince “yüz ayak” anlamına gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. kırkayaklar yüz yılı aşkın bir süredir kapsamlı bir biçimde incelenmelerine karşın tam olarak yüz ayağa sahip bir örneğine rastlanmamıştır. türkçe’deki adlarına bakarak bu hayvanların kırk ayaklı oldukları da söylenemez.


acı biberin en acı kısmı neresidir?
acı biberin en acı kısmının çekirdekleri olduğuna dair inancın tersine asıl acı olan kısım, o çekirdeklerin tutunduğu merkezdeki zardır. bu zar, en fazla kapsaisin içeren kısımdır. kapsaisin bibere ayırt edici acılığını veren renksiz, kokusuz bileşiktir.


şampanyayı köpürten şey nedir?
şampanyayı karbondioksit değil, pislik köpürtür tamamen pürüzsüz ve temiz bir kadehte karbondioksit molekülleri görünmez bir şekilde buharlaşır, bu yüzden uzun zamandır kabarcıkların oluşmasına neden olan şeyin bardaktaki küçük kusurlar olduğu varsayılırdı. fakat, yeni fotoğraf teknikleri bardaktaki iz ve pürüzlerin bu kabarcıkların sürekli asılı kalmalarına yetecek boyutta olmadığını gösterdi: bardakta kabarcıkların oluşmasına neden olan şey, bardağın içindeki mikroskobik toz ve tüy parçacıklarıdır.


“ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” diyen kimdir?
“1789 yılıydı ve fransız devrimi tüm hızıyla cereyan etmekteydi. paris’teki yoksullar ayaklandılar çünkü yiyecek ekmekleri yoktu. bu sırada kraliçe marie antoinette “ekmek bulamayanlar pasta yesin” şeklindeki ahmakça öneriyi ortaya attı.” çoğu kişinin doğru bildiği yanlışlardan birisi daha... ilk sorun şu ki, bahsedilen şey pasta değil brioche adlı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörekti. bu durumda bu sözler iyi niyetli bir girişim olabilir: “eğer ekmek istiyorlarsa onlara iyi cinsinden verin.”kaldı ki bu sözleri söyleyen marie antoinette değildi. bu ifade en aşağı 1760’tan beri aristokratik çürümenin tasviri olarak yazılı bir biçimde kullanılıyordu. jean-jacques rousseau bu ifadeyi daha 1740’ta duyduğunu ileri sürüyordu.


evren ne renktir?
siyah? mavi? hayır, resmi olarak bej rengindedir. 2002 yılında, johns hopkins üniversitesi’nden amerikalı bilimciler, avustralya kırmızıya kayan galaksileri inceleme kurumu’nun topladığı 200,000 galaksi ışığını inceledikten sonra evrenin soluk yeşil renkte olduğu sonucuna vardılar. ancak birkaç hafta, hesaplamalarında bir hata yaptıklarını ve evrenin aslında daha çok köstebek derisi renginin kasvetli bir tonu olduğunu itiraf etmek durumunda kaldılar.


kafasını kuma gömen şey nedir?
devekuşu yanlış cevap.. asla bir devekuşunun kafasını kuma gömdüğü görülmemiştir. bunu yapsaydı boğulurdu. bir tehlikeyle karşılaştığında her aklı başında hayvan gibi devekuşu da var gücüyle kaçar.


evrendeki en soğuk yer nerededir?
kuzey kutbu'nda bir yer deği, finlandiya’da. helsinki teknoloji üniversitesi’nden bir ekip 2000 yılında bir rodyum parçasını, mutlak sıfırdan (-273oc) derecenin on milyarda biri kadar daha yüksek bir sıcaklığa kadar soğuttu.laboratuarlarda oluşturulan bu son derece düşük sıcaklıklar dikkate değerdir. derin uzayda bile sıcaklık -245oc’nin altına nadiren düşer.bunun bilinen tek istisnası, avustralyalı gökbilimciler tarafından 1979’da saptanan bumerang nebulası’dır. bu nebula bir bumeranga (ya da bir papyona) benzer. merkezinde, güneş’ten üç kat daha ağır, ölmekte olan bir yıldız vardır.

edit: önemli bir ek bilgi olarak; *

büyük ayaklı adamların büyük penisi olur?
hiç büyük ayaklı bir adamın vücudundaki başka uzuvlarının da büyük olabileceğini düşündünüz mü? kimileri bir erkeğin ayak büyüklüğüne bakıp cinsel organının da büyük olabileceği kanaatine varıyor. kimileri de el ve burnun buna işaret ettiğini düşünüyor. bu fikrin kökenini bilimsel verilere dayandıranlar da yok değil. kanada'da yapılan bir araştırmada 60 erkeğin penis uzunluğu ile boy ve ayak uzunluğu arasında az da olsa bir ilişki olduğu belirlenmiş.

ancak daha büyük kapsamlı bir araştırmada farklı bir sonuç ortaya çıkmış. iki ürolog tarafından yapılan araştırmada 104 erkeğin ayak numaraları ve penis boyları incelenmiş ve aralarında herhangi bir bağ kurulamamış. araştırmalar aynı zamanda penis ve parmak uzunluklarının da birbiriyle ilişkili olmadığını gösteriyor. istediğiniz kadar erkeklerin ayaklarına ve ellerine bakabilirsiniz, ama onlar size 'boyunu' söylemeyecekler, bunu aklınıza yazın.

ayı sözlük şeriatçı yazarlar zirvesi

hacı misi ile parlattığım cemaatçi götü mü açıkta bırakacak kırmızı bir tanga ile katılacağım zirvedir. tüm şeriatçıların gözleriylen günah işlemelerine, cünüp olmalarına sebebiyet verip toplandıklarına pişman edip ardından "türkiye laiktir laik kalacak" nidalarıylan izmir büyükşehir belediyesi logolu sancağı mekana dikip atamın gücüylen son noktayı koyacağımdır.

özdemir asaf

şu mısralarına bayıldığım şair...

dün sabaha karşı kendimle konuştum 
ben hep kendime çıkan bir yokuştum 
yokuşun başında bir düşman vardı 
onu vurmaya gittim kendimle vuruştum

dissosiyatif kimlik bozukluğu

kisinin icinde birbirinden farkli kisilikler hissedip, bu kisiliklere uyan davranislarda bulunmasi, bu kisiliklerin etkisi altinda oldugu anlarda yaptiklarindan habersiz olma halidir. bu kisilikler bireyin kendi cinsiyetinden, yas grubundan, sosyoekonomik ve kulturel durumundan farkli olabilir. bu kisiliklere ait kafasinin icinden gelen ve kendisini yonlendiren sesler duyabilir. farkli kisilikler var olan "evsahibi" kisilige zarar verici davranislar gosterebilir (es ya da karsi cinsle uygunsuz iliskiler, suca yonelik davranislar gibi). evsahibi kisiligi oldurup, yerine gecmek icin intihar girisimlerinde bulunabilirler.

nasil olusmaktadir?

genellikle cocukluk yaslarinda cok agir fiziksel (dovulme, agir cezalandirmalar), cinsel (tecavuz, cinsel tacizler) ve duygusal (sevgi gosterilmeme, saglik, egitim ihmalleri ve bakim gereksinimlerinin yerine getirilmemesi gibi) travma yasantilari sonrasinda gelisir. bu donemde cocuk bu olaylar esnasinda kendini olayin etkisinden kurtarmak icin bir savunma mekanizmasi seklinde “o olayi yasayan ben degilim, bu olanlar bana yapilmiyor, ben bunlari hissetmiyorum” vb dusunce degisiklikleri gelistirir. bu zamanla normal disi bir hal alip, bu bozukluga donusur. bu sekil bir savunma sureci, agir travmalara uyum saglamada onemli bir yere sahiptir.

dissosiyatif kimlik bozuklugunun birincil belirtileri:

iki ya da daha fazla birbirinden ayri kimligin ayni kiside varligi (herbirinin kendi icinde sureklilik gosteren cevre ve benlik algisi, iliski kurma ve dusunme bicimi vardir). bu kimliklerden en az ikisi zaman zaman tekrarlayarak kisinin davranislarini denetim altinda tutar. onemli kisisel bilgileri siradan bir unutkanlikla aciklanamayacak sekilde animsayamazlar.

toplumda ne oranda gorulmektedir?

% 5-10 arasinda gorulmektedirler. daha cok kadinlarda teshis edilmektedir. erkek hastalarin ise suc isledikleri icin daha cok adli sistem icinde olduklari ve bu nedenle tani konulamadigi dusunulmektedir. kisilerin ozellikle kafalari icinden gelen sesler duymalari, yaptiklarini hatirlamadiklari seylerle karsilasmalari gibi belirtilerin, ogrenilmesi halinde kendilerinin “akil hastanesine kapatilacaklari ya da toplumda damgalanacaklari ” yonundeki inanclari nedeniyle tedaviye basvurmadiklari gorulmektedir.


tedavi:

hastalik bu rahatsizligi bilen psikiyatristlerce uzun dönemli psikoterapi ile tedavi edilmektedir. tedavide kisiliklerin bir araya getirilerek bir butun olusturmasi ve gecmiste yasanan ve bazi hallerde unutulmus olan travma doneminin aydinlatilip, bunun normal bilinc hali ile birlestirilmesi ve butunlestirme sonrasi eslik eden diger kisilik sorunlari ve yaklasimlarin tedavisi ile surdurulur. psikoterapi esnasinda farkli kisiliklerin etkisi ile sikayetlerde alevlenmeler gorulebilir. bu durumlarda ilac tedavileri ve kisa sureli yatakli tedaviler gerekebilir.  

ayı sözlük oyun kütüphanesi

gerçek hayatta:
(bkz: voleybol) favorim, pek severim <3 sokak, salon, plaj. her türlüsü olur fark etmez.
(bkz: yakar top) ikinci favorim. her türlü kapışırız. *
(bkz: istop) top havaya atılır. ebe topu tutana kadar herkes uzaklaşır ardından ebe bir renk söyler herkes onu bulmaya çalışır.
(bkz: 9 aylık) ön eleme olarak top ayakta sektirilir. en az sektiren kaleye geçer her gol 1 puandır-kafa hariç o 3 puan- 9 puan tamamlanınca kişiye şut çekilir hiç birini kurtaramazsa çocuk doğurmuş olur. nasıl saçma bi oyunmuş lan bu böyle. *
(bkz: saklambaç) bir ebe gözlerini kapatıp belirlenen sayıya kadar sayar. sayma işi bitince saklananları bulmaya çalışır. bulduğu kişiyle adeta yarışa girer gözlerini kapattığı yere koşarlar ebe onu orada sobelerse yani sayı saydığı yere bulduğu kişiden önce ulaşırsa sıradaki ebe o sobelenen kişi olur.
(bkz: köşe kapmaca) genelde römork gibi köşeli yerlerde oynanır. ebe ortadadır köşelerdeki kişilerin kalkıp yerlerini değiştirmelerini bekler. kalkan kişilerden birinin yerini kaparsa yeri kapılan kişi ebe olur.
(bkz: sessiz sinema) bir kişi aklından bir film, dizi tutar. jest ve mimikleriyle karşısındaki kişilere bu filmi anlatmaya çalışır.
(bkz: ortada sıçan) diğer adıyla (bkz: can) yakar topun kardeşi. karşılıklı en az iki kişi vardır ve bunların ortasında bir ya da birden fazla kişi vardır. amaç bu kişileri topla vurup oyundan çıkarmaktır.
(bkz: dokuz taş) dokuz taş üst üste dizilir. sonra topla yıkılır ardından herkes kaçışır. ebeler bu kaçışan kişileri vurmaya ve bu sayede dokuz taşın tekrar üst üste dizilmesini önlemeye çalışır
(bkz: mendil kapmaca) ortada biri mendil tutar. iki kişi karşılıklı olarak aynı anda koşarlar. mendili ilk kapan oyunu kazanır.
(bkz: beş taş) beş tane taşın farklı şekillerde havaya atıp tutulması ve toplanmasıyla oynanan bir oyundur.
(bkz: ip atlama) hunharca zıplayıp kalorilerinizi yakmaya yardımcı olan oyun. *
(bkz: aç kapıyı bezirgan başı)

(bkz: yakalambaç) bir ebe kendisinden kaçan herkesi yakalamaya çalışır. yakaladığı herkes onun tarafına geçer ve son kişi kalana dek devam ederler.
(bkz: yerden yüksek) mantığı köşe kapmaca ile aynıdır. herkes yerden yüksekte bir yerde durur. ebe yerdedir. kişiler yer değiştirirken ebe onlardan birinin yerini kapmaya çalışır.
(bkz: ali baba saatin kaç) ebe diğer oyunculara arkasını dönmüştür. diğerleri sırayla bu soruyu sorarlar. "ali baba saatin kaç?" mesela "5" der. oyuncular da 5 adım yaklaşırlar ebeye. tabi herkes kendince adım attığından kimi daha yakın, kimi daha uzak olur. ali baba döner bakar ne kadar yaklaşmışlar diye. tekrar arkasını döner, aynı şey tekrarlanır. amaç ali baba henüz arkası dönükken atılan adımlar esnasında ona ulaşıp, sırtına vurmaktır. bu olay gerçekleştiği anda herkes başlangıç çizgisine geri kaçar. ali baba kimi yakalarsa o ebe olur.

ataride:
(bkz: mortal combat)
(bkz: adventure island)
(bkz: circus)
(bkz: road fighter)
(bkz: sonic)
(bkz: contra)
(bkz: tank)
tekrar oynamak ve daha fazlasını görmek için: http://www.atari.gen.tr/

berberde gözü kapatmak

yapamadığımdır. özellikle uzun süre yapamıyorum maksimium 10-15 saniye. daha uzun süreli kapalı tutarsam aklıma berber konulu porno filmleri geliyor. bunun sonucunda da erekte olurum, mal gibi kalırım diye düşünüp geriliyorum (bkz: ayı sözlük itiraf) *

stockholm sendromu

türkçesi celladına aşık olma durumu. bu kişiler kendilerini rehin alan kişiye duygusal anlamda bağlanırlar. söz konusu psikolojik rahatsızlığa bu ismin verilmesinin sebebi ise 1973 yılında stockholm'un normalmstorg semtinde yaşanan kredit banken soygunu girişimine dayanıyor. jan erik olsson isimli soyguncu, üç banka memuresini rehin alır. polisle pazarlıklar 6 gün sürer. sonunda, polis operasyon yaptığında beklenmedik bir durumla karşılaşılır. rehineler, kurtarılmaya aktif biçimde direnir ama kurtarılırlar. sonrasında rehineler, mahkemede soyguncu aleyhine ifade vermekten kaçınır. dahası, aralarında para toplayıp soyguncuların savunmasına yardımcı olur. bu süre zarfında rehineler, soygunculara duygusal bir yakınlık hissetmeye başlamıştır. iddiaya göre rehinelerden biri nişanlısını terk ederek olsson'un hapisten çıkmasını bile bekler. bu soygun girişimi sırasında polise yardımcı olan kriminolojist ve psikiyatrist nils bejerot, rehinelerin bu psikolojisini, 'stockholm sendromu' olarak kavramsallaştırdı.
çok tanıdık geldi değil mi? celladına aşık olan kişilerin ülkesi?

insanlıktan nefret etme sebepleri

her şeyin en iyisini kendilerinin bildiklerini sanmaları hatta o durumu yaşayan ya da bu konuda uzun yıllar araştırma yapmış insanlardan bile daha iyi bildiklerini sanmaları. işin ilginç kısmı cahilinden bilgilisine, öğrencisinden öğretmenine kadar herkesin yapması.
yaşım 21. aşkı ve ardından cinselliği keşfettiğimden beri -yani yaklaşık 11-12 yaş civarı- hemcinslerime ilgi duyuyorum. evet eşcinselim. bilinçli bir şekilde, kendimi bildim bileli bunu hissediyorum. akıl sağlığım gayet yerinde. çoğu erkekten daha sakallı ve kıllıyım. cinsel kimliğim oturmuş vaziyette. tacize ya da tecavüze uğramadım. bunun yanında tüm bilimsel otoriteler bunun doğuştan gelen bir yönelim olduğunu belirtiyor ama insanlar napıyor? çoğu bunu hastalık sanıyor. bu bahsettiğim insanların yarısı psikolojik danışma okuyan öğrenciler ve öğretmenler. utanmadan bir de sunumlarda bunun cinsel kimliğin oturmamasından kaynaklı olduğunu, hormonal bozukluklardan kaynaklı olduğunu, cinsel organla ilgili yaşanan travmaların buna sebep olduğunu söylüyorlar. hala hastalık olduğu konusunda ayak diretiyorlar, sen bilmezsin diyorlar. lan eşcinsel olan benim, kendimi tanıyan benim ama bilen sensin. bravo! hll spr dvm! biz burada saçma sapan şeyleri tartışıp vakit kaybediyorken insanlar çatır çatır hemcinsleriyle evlenip istediği yaşama kavuşuyor. ben napıyorum canım ülkemin insanları yüzünden korka korka geziyorum ve istediğim hayatı yaşayamıyorum! hepinizden iğreniyorum!

not: olur da homofobik insanlar sözlüğe girer ve incelerlerse bunu da bilsinler istedim.

hayatında hiç grup seks yapmamış eşcinsel

çağırdınız da biz mi gelmedik *

bir daha hiç kimseyi sevemeyecekmiş gibi hissetmek

1 ay boyunca birer gün arayla şu sözleri tekrarlarsanız kurtulacağınız histir:

lanet olsun bu aşka lanet olsun bu sevgimize seni doyuracaktım koynuma alacaktım laaanet olsun bu hayyyat laaanet olsun bu sevgim seni çok sevmiştim neden bena büyle yaptın sen bena böyle yapmasaydın senle uzun zaman böyle bir hayal kuracaktım ben o hayali hala tüşünüyordum seni çok sevecektiimmmm hayatımm...hayatım leylaaa!!!

denendi. onaylandı. yüzde yüz çalışıyor. *

hiçbir şeyden memnun olmayan insan modeli

çevresindeki kişilerde zerre yaşama hevesi bırakmayan insan modelidir. ya arkadaş bi insan her şeyden mi memnuniyetsiz kalır, hiç mi bir şeyi beğenmez. tamam o beğenmediğin şey mükemmel olmayabilir ama şunu da bilmen lazım hiçbir şey mükemmel olmak zorunda da değil. karşındaki insan belki de bin bir hevesle, araştırarak, okuyarak, deneyerek vs. bir şekilde bir ürün ortaya koymuş en azından bir teşekkür et o da olmadı bir tebessüm et. yok illa bir bok atmalar, bir iğnelemeler, bir burun kıvırmalar. sırf beğenmemek için gösterdiği o çabayı aslında az da olsa pozitif bir yöne kanalize edebilse aslında belki de yapıcı eleştiri yapıp katkıda bulunabilecektir bu insan ama hayır o en iyi bildiği şeyi yapacaktır "hıh bu ne be pööffss" demek. cidden böyle yapıcı olmak yerine yıkıcı davranan insanları hiç sevmiyorum. insanı yormaktan zevk alıyorlar herhalde. platon'un bir lafı var o sözü bu arkadaşlara hediye etmek istiyorum: insanlara karşı düşünceli olun. çünkü karşılaştığınız herkes en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor.

yumurta bile kıramayan erkek

sebebinin yeteneksizlik olmadığını düşündüğüm durum. bu erkek yeteneksiz erkek değil, özbakım becerileri gelişmemiş ve toplumun dayattığı "erkek adam ev işlerinden anlamaz" anlayışının meyvelerinden yararlanan erkektir. aslında olaya "insanım ve doğal olarak yemek yemem gerekiyor. bu yüzden yemek yapmayı az da olsa öğrenmeliyim. hem böylece kimseye muhtaç olmam ve çevremdekilere rahatsızlık da vermem" boyutunda bakabilse pek ala yumurta da kırabilir, makarna da pişirebilir. kimse ondan elindeki malzemelerle harikalar yaratmasını ya da master chef olmasını beklemiyor sonuçta.

vedat uşaklıgil

ismet inönü ve atatürk ile ilgili başlığı görünce aklıma gelen isim. ne kadar doğru olduğunu bilemiyorum ama mustafa kemal ile ilişkisi olduğu söylenen kişidir kendisi ve bu ilişkinin latife hanım'ın günlüğünde yer aldığı söylenir. bildiğim kadarıyla günlüğe ulaşılamıyor, koruma altında.
kendisi hakkında bilgi için: http://www.aktifhaber.com/gercek-behlul-...
Henüz takip ettiği biri yok.