başkalarını bilmem de şahsen biraz merakın biraz da bunalmışlığın verdiği anlık bir hisle hesap açtığım site. fakat işler umduğum gibi gitmedi, yazan herkesin zeka düzeyini aşağılamam sonucu hesabım silindi. ayrıca demem o ki dil, din, ırk, cinsiyet ayrımı yapan insanların rahatlıkla gezinebildiği ama buna sesini çıkaran insanların barınamadığı 20 yaş altı insanların büyük çoğunlukta olduğu ortam.
umuttur, her şeyden öte. ne entel bir sancı, ne ergen bir haykırış, ne karamsarlık. kimse anlamıyorsa ya da umursamıyorsa seni, yalnızsan gerçekten, işsizsen, önünde bir sürü sorun varsa, ailen bile seni tanımıyorsa, arkadaşların anlamıyorsa, geleceğini göremiyorsan, intihar edemeyecek kadar da içinde beklentin varsa birşeylerden, güçsüz hissediyorsan, artık kimseyi sevemediğin gibi hiç birşeye gülemiyorsan hatta ağlayamıyorsan, bulunduğun ortam seni kaldıramıyor sen de ona nefret duyuyorsan, istediğin tek şey yaşamaya devam etmekse ütopik de olsa umuttur. asla yapamayacağını bilmek ise kaderin lanet olası bir oyunudur.
sahip olduğum saçtır, birçoğu tarafından kadınsı olarak algılanır ama alakası yoktur. zevk için genital bölgesindeki kılları uzatan bir toplumun bu konudaki düşüncesi pek de kayda değer değildir zaten. hoştur güzeldir, yakışana cuk oturur. (bkz: barış manço) ve (bkz: barış akarsu)
herkesin iyi güzel hoş dediği durumdur, fakat kişisine göre değişir. örneğin izmir'de olmama rağmen daha bir güzelliğini göremedim gay olmamın. çirkin miyim lan ben sözlük sen söyle!
zaten azınlıkken iyice parçalanmamak en iyisi, o yüzden eğitim şart diyelim dedirten başlıktır. hem insan aşık olunca gerisi pek önemli olmuyor. (bkz: ruh eşi)
en büyük tanrı olan zeus bir gün çok sıkılır ve insanları kendisine ibadet etsinler diye yaratır. fakat insanlar şimdiki gibi değildir. dört kola, dört bacağa, iki kafaya ve birbiri için yaratılmış iki tane de ruha sahiptirler. gözümüzde canladıracak olursak sırtlarından yapışık iki ayrı insan gibidirler.
bu insanlar o kadar mutludurlar ki hayatın sevincinden ve birbirlerine duydukları aşktan her şeyi unuturlar, hatta kendilerini yaratan tanrıları yüce zeus'a kulluk edip şükretmeyi bile. e zeus durur mu? bu duruma çok kızar zeus, "benim yarattığım bu insanlara ne oldu" der ve onları cezalandırmaya karar verir. başkalarının gözlerini kör edecek parlaklıkta olan şimşeğiyle insanları ikiye ayrılır ve dağıtır onları "gidin ruh eşlerinizi arayın" der. artık ayrı bedenlerde yaşayan ama birbirlerine ait olan ruhlardır.
zamanla birbirlerinden ayrı düşer bu ruhlar, kiminin ruh eşi yakınındadır kimininki dünyanın öbür ucunda. zeus hakikatli bir ceza vermiştir insanoğluna. hiç bir şey ruh eşlerini bulmadan insanlara gerçek mutlulukta vermemiştir. pişman olmuştur insan ama nafile. bazıları bulmuştur ruh eşini, bazıları da bulamadığı için ya başkasınınkinde aramıştır teselliyi ya da yalnız ölmüştür.
gerçek olamayacak kadar güzel bir efsane ama ruh eşi olgusunun gerçekliği su götürmez. artık şansa kalmış kimin bulup bulamayacağı. ama insan nerede olursa olsun, kim olursa olsun, ne olursa olsun bulmaya çalışmalı ruh eşini ve bulduğunda zeus'a karşı dik durabilmeli.
doğru bir önermedir. benim dinim benim bikini giyerek dolaşmamı emretseydi bu ülkede değil bikiniyle gezmek yaşayamazdım, o yüzden herkes istediği gibi giyinemez. onlara göre açık olmak bikini ve çıplaklık ahlakı bozuyorsa bana göre de çarşaflı gezmek dini alelade yaşamak ahlaksızlıktır.