sanırım annemde iken müge anlı'nın programlarını izlemek. benim evde tv yayını yok ondan izleyemiyorum. bir de talia'nın dizileri vardı baya önceden. şimdilerde kimseye söyleyemem sanırım.
yaşım 30, inşaat mühendisiyim
spor ve siyaset harici her türlü konuda konuşabiliriz. yüzyüze de olur, burada dm ile de, size bağlı.
öyle süper über hayat tecrübem filan yoktur. sıradan normal biriyim yani, çok büyük beklenti içine girmeyin. iyi dinlerim ama. baya.
sanırım bu sözlükte bu soruya verilecek cevapların hepsi birbirinin benzeri olacaktır.
videodan da anlaşılabileceği gibi çoğu kişinin eşcinsellikten ya korktuğu ya da hakkında yanlış "fikirleri" olduğu gözüküyor. tedavi ettirmeye çalışan mı dersin (benim ailem de denedi), öldürmek isteyeni mi dersin. öldürmek ya, kendi evladını sırf eşcinsel diye?!! kanım dondu!
belki de bu konuda en büyük hata bizde? bu konuda topluma bilinç kazandırmak kimin sorumluluğunda? ya da böyle bir sorumluluk kimseye ait mi, yoksa kişilerin kendinde mi? aklıma bu sorular geldi videodan sonra.
bu yolda en önemli adım işe sevdiğiniz kitapları okumakla başlamak. insanlar size milyonlarca kişi tarafından okunmuş ya da 56 adet edebiyat ödülü almış kitaplar önerebilir ancak hiçbiri sizin kitaptan zevk almanız için sebep olmayabilir. o yüzden önce ne tür kitapları sevdiğinize karar vermelisiniz. bunu deneme yanılma ile 3-5 farklı tür kitap okuyarak anlayabilirsiniz.
annemle sık sık girdiğim diyalog ne zaman evleneceğim. torun istediği. ben de bir sıkıntı olmadığını ve gayet evlenip çocuk yapabileceğimin telkinleri. o yüzden arama sıklığını da oldukça düşürdüm.
doğada eşcinselliğin nüfus kontrolü sağlama amacıyla oluştuğunu savunan bir yazı okumuştum. dünyanın şu an en büyük sorunlarından birinin de sayıca fazla olmamız olduğunu düşününce üreme yeteneğimizi ne kadar kutsal bir özellik olduğu tartışılır. zira sonumuza bizi yaklaştıran etkenlerden biri de sayımız.
kıyıda köşede kalmış, çok başarılı şarkıları olan gruplardan biridir efenim.
son zamanlarda keşfetmeyi başarabildiğim mükemmel gruplardan. vokalin sesi çok güzel. bana cem adrian'ı hatırlatıyor, belki de bu yüzden çabuk sevebildim. çok sevdiğim 2 şarkısını bırakıyorum, dinleyin ve hissedin efenim.
"boşluğun dibinde yalnızım
biraz kararsızım
kendinden utanır mısın?
sonum belki en başımdır
yollar karışmıştır
ben olmadan kaçamaz mısın?"
link ile değil nude atarak gruba katıldığınız grup. nude'larınızı bana özel mesaj yoluyla atıyorsunuz. ben grupta paylaşıyorum ve grup üyeleri kabul görürlerse sizi gruba alıyoruz ***
ö.m. yoluyla bana, @urkek 'e yada @darkbear 'a ulaşabilirsiniz.
ana baba öğüdünden daha etkili olan bir film. keşke televizyonlarda gösterilse. hem de ass to ass sahnesi sansürlenmeden. yemin ederim kamu spotuna gerek kalmaz.
spoiler!
ass to ass=kibar bir tabirle benliğini kaybedecek kadar hiçbir şeye bağımlı olma. yoksa doğduğuna bile pişman olabilirsin. sonuç aynı olduğu müddetçe bağımlı olduğun şeyin ne olduğu pek de mühim değil. bu bir uyuşturucu da olabilir, bir insan da.
"insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
....
hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar; ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden herşeyi bırakıp kaçarlar.
...
muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbiriyle kucaklaşmak için, herşeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu"
etkinlik için çok teşekkürler. katılanları tanıdığım için gerçekten çok mutlu oldum. başta çekingen tavırlarım için kusura bakmayın ancak nickimin hakkını vermezsen de olmazdı di mi? benim ilk zirvemdi ve tekrarlarını oramdan buramdan yeni gözler çıkarmış bekliyorum.
dark bear, futurelavirs ve nstrgt'ye ayrıca benimle uzak yoldan geldiğim için ilgilendikleri için teşekkür ediyorum.
bu arada hediyenin akademik analizini araştırma tamamlanınca paylaşırım. ve evet cidden 17cm.
yani bir konu hakkında 10000 saatlik bilgi/tecrübeye sahip olmak ile olmamanın farkı nedir bugün? önünde sonunda yine bir firmanın sana biçtiği değer kadar biliyorsun, fazla bildiğin kendine kalıyor.
yani ne kadar uzman olursan ol, bildiğinin çoğu kendine verebileceğin değeri artırıyor, başkalarının sana verdiği değeri değil. siz hangisine değer veriyorsunuz? "ben bildiğime bakarım, bu bildiğimi paraya çevirmeye çalışırım" a mı yoksa "para eden şeyi bilmem gerek, kalanı gereksiz" e mi?
edit: geçen redditte gezerken görmüştüm. biri "people used to have professions, now we only have jobs" yazmıştı.
napıyormuş bu ak lgbti'ler çok merak ettim. haklarımıza yararı dokunan, sesimizi duyurmamıza yardımcı oldukları durumlar var da biz mi bilmiyoruz? yoksa onlar da bizim gibi devletin gözetimi altında ifşa edilmekten korkup sessizce varlığını sürdürmeye çalışan bir grup olmasın?
akp'nin lgbti'ler toplumuna tek yararı herhalde eşcinselliği "yasaklamamaları". düşünün artık buna da şükür hale gelmiş durumdayız. diğer politik tutumları hakkında burada yorum bile yapmaya gerek yok sanırım.
ben akp'den nefret etmiyorum, ama onlar benden ediyor.
etkinlik için çok teşekkürler. katılanları tanıdığım için gerçekten çok mutlu oldum. başta çekingen tavırlarım için kusura bakmayın ancak nickimin hakkını vermezsen de olmazdı di mi? benim ilk zirvemdi ve tekrarlarını oramdan buramdan yeni gözler çıkarmış bekliyorum.
dark bear, futurelavirs ve nstrgt'ye ayrıca benimle uzak yoldan geldiğim için ilgilendikleri için teşekkür ediyorum.
bu arada hediyenin akademik analizini araştırma tamamlanınca paylaşırım. ve evet cidden 17cm.