aldatılmak


göreceli bir kavramdır... kandırılmakla karıştırılmaması gerekir... başkasıyla aldatılacaksam 'ayrı gayrı olmasın gel grupcuklar kuralım' diyeceğim durumdur
hayatta asla başına gelmeyecek bir insan yok. her daim hazırlıklı olunması gereken bir durum...
evdeki kondom sayısını kontrol altına tutarak, aldatılıp aldatılmadığınızı öğrenebilirsiniz. çünkü salak sevgiliniz asla böyle birşeyi kontrol edebileceğinizi bilmez. başıma geldi de ordan biliyorum. herşey sonra örgü söküğü gibi geldi.
sindirmesi çok zor bir durum olsa gerek..başıma gelmemesini umut ediyorum ama karma diye bir şey varsa ki olduğuna inanıyorum boynuzlarımdan kapılardan geçemeyecek hale geleceğim.
devamında telefon karıştırarak öğrendim ki, istanbul'a geldiğinde sacha isimli bir çocukla görüşüp hatta arabada çocuğa oral seks yaptırmış, çocuk da buna sana aşkım diyebilir miyim gibi bir mesaj yazmış, 1.5 yıllık ilişkinin sonunun geldiği de böyle anlaşılıyor sanırım. henüz yüzüne birşey söylemedim çünkü elimin kuvvetli olup daha öncekiler gibi kıvırmamaması için gün içerisinde önce çocuğu arayacağım.

kondom sayısı, telefondaki mesaj, arkadaşların söyledikleri. sonunda oldu dedirtti bana, bu da geldi başıma.
yaşanılan bu olay sonrası bir aydınlanma dönemine giren aldatılan kişi toz pembe gözlüklerini bir köşeye bırakarak gerçekleri tüm çıplaklığıyla görme evresine erişir; o körlüklere neden olan uykularından uyanmasının ardından paranoya ve korkularından varettiği hissizliği ileride yaşanacak ilişkilerindeki güvensizliğin temelini inşa ederken acısı geçsin diye beklediği her bir anı boğazına atılan düğümlere bir yenisini daha ekler ve göz pınarlarına bir damla daha olarak yerleşir.
gün itibariyle tadına bakmış olduğum;ancak henüz tadının ne olduğunu,neye benzediğini bilemediğim durum. *
tekrar güvenmeyi inanılmaz zorlaştıran hadise. hele kişi sizin en güvendiğiniz, kendi ailenizden bile daha çok önem verdiğiniz biriyse ve birlikte aldattığı kişinin iğrenç bir insan olduğunu biliyorsanız daha da zordur.
düşünmesi bile beni geren olay.
telafisi olmayan ve özür kabul etmediğim ihanettir
insanlık için sıradan bir olgu
fix her ilişkimde başıma gelendir.
iştahsızlık,dalgınlık,gömleğinin düğmelerini üç kez yanlış ilikleme ile karşılaştığım,sevgimden bir gram bırakmayan gurur kırıklığı veren,kalbinin hiç bu kadar ağır olmadığını hissettiren iğrenç olay.ne yapılabilir? ne yapmalı da rahatlamalı?tabi ki güvensizlikle sonuçlanan,neyin bedelini ödüyorum dedirten,insan olma rütbesine erememiş kişilerin seni nasıl kandırdığını,kandırıldığını hissettiğin olay.hayatta belki de* başa gelebilecek en bahtsız şey,
hiç şikayet edemediğim durumdur bu, aldatıldım hem de gözüme soka soka, derbeder oldum fena oldum ilişki bittiğinde bile düzelemedim, tüm dünyayla bağlantımı kestim, ama şikayet etmedim, etmedim çünkü.....bende aldatmıştım, hatta ilk ben aldattım, bu kadar acı çekmemin sebebi de oydu zaten, kendime kızıyordum kendimi affedemiyordum, ondan ayrılır kurtulurdum ama kendimden kurtulamıyordum, kendime hiç yakıştıramadım, ama aldatılmamın en guzel yanı aldatmamayı öğrenmek oldu, artık aldatılmak umrumda değil, benim için vazgeçmek çok kolay, kan kusarım da kızılcık şerbeti içtim derim, ama aldatmak bi daha tövbe, artık fasulyeden bile yalan söylemiyorum , dilim fena yandı
ilginç ve karmaşık bir durum. güzel ülkemde suçluların değil de suçsuzların polisten, adliyeden korkması gibi bir şey. aldatan değil de aldatılan acı çekiyor nedense. çünkü 'erdem’ sadece isim ya da soy isim olmuş. ayrıca yalancı konusunda olduğu gibi bir paradoks var aldatma/aldatılma durumunda. kimin aldattığını bilemeyiz asla. çünkü o, eyleminin hakkını vererek hiçbir iz bırakmadan yapmıştır yapacağını. biz bizi aldatmayı beceremeyene kızarız. halbu ki, aldatan gözümüze sokarak ya da yeterince gizleyemeden yapıyorsa ya çok seviyordur ya da aptaldır. her iki sıfatın sahibine de kızmamak aksine acımak gerekir.
aslında bunlar laf salatası. işin özü bizi aldatanın insan olması. yani yine insan yine insan. dünyanın herhangi bir zamanında herhangi bir mekanında bir insanın yaptığı herhangi bir eylem, insan olması hasebiyle diğer insanların potansiyelinde de mevcuttur. yekdiğerinin o eylemi yapmamasının sebebi yaşanan dönem, kültür gibi şeylerle ilintilidir. aldatmanın bu kadar yaygın olduğu ve artık aldatmanın '’hata’’ olarak değerlendirildiği bir dönemde bu eylemi bu kadar da garipsememek gerekir.
muhterem kariun! bunları mezhebimin genişliğinden söylemiyorum. az da olsa insan denen canlı cinsi hakkında fikrim olduğunu düşündüğüm için söylüyorum. her ne kadar 'kollarında güven içinde uyuyabileceğim birisi olsun’ düşüncesinde olsak da gerçeğin maalesef böyle olmadığını kabullenerek söylüyorum.
içinde bizlerinde olduğu milyarlarca insan dinle, siyasetle, kültürle aldatılıyor. fakat hepimiz birden aldatıldığımız için bu durum sorun teşkil etmiyor. sürü psikolojisiyle aldatılmaya devam ediyoruz. ama aldatılan kişi sadece kendimiz olduğumuzda bunu kaldıramıyoruz. çünkü yalnızlığın çıplak ve soğuk tokadı akşediyor suratımıza. yalnızız ve yalnız olduğumuzu kabullenmiyoruz. bu gerçeği kabullendiğimiz de aldatılmak; korkunçluğunu ve katlanılamazlığını yitiriyor. bunun yolu da muhatabımızın insan olduğunu ve insanın o kadar da güvenilebilecek bir canlı olmadığını bilmekten geçiyor. siz şimdi 'siktir ulan! güven olmazsa aşk olur mu?’ diye sorabilirsiniz. ona cevabım da 'zaten aşk olmuyor’ olur. imdi aşk denilen duyguyu başkalarından öğreniliyor diğer tüm öğrenilmişliklerimiz gibi. içinde kelebekle uçuşuyorsa aşıksın diyorlar biz de inanıyoruz ve kendimizi aşka değil aşık olduğumuzu sandığımız kişiye bırakıyoruz. o da genelde ağzımıza 'telaffuz etmekten imtina edeceğim’ şeyler bırakıyor.
eğer aşık olsaydık aldatılan böyle acı çekmezdik. duyulan acının sebebi ön kabullü ve anlaşmalı ilişkide anlaşmanın dışına çıkılmış olmasıdır. aşk karşılıksız sevmek değil miydi? neden aşık olduğun kişinin genel kabul içinde kalmasını bekliyorsun? ben onun için şunları yaptım ama bak o ne yaptı? böyle düşünüyorsan onun için değil kendin için yapmışsın zaten. bunları yapayım da o da anlaşmanın şartlarına uysun beni aldatmasın demişsin. aldattığı halde kızmıyorsan ve bunu insanlığına veriyorsan işte o zaman ayakları yere basan birisi olmuşsun ve insan neden laneti anlamışsın demektir.

varsın aldatsın. fani şeyler bunlar. çok takılmamak gerek.
çok büyük bir çaresizliktir, ilişkiyi çok derinden sarsar güveni bitirir.
bugüne kadar hiç aldatmadım ve bildiğim kadarıyla aldatılmadım da. * çok ağır bir duygu ve kaldırmak çok zor gibime geliyor. bir başkasına ilgi duyulabilir bir ilişki içindeyken, tabii böyle bir durumda iki taraf da kendisine sormalı hatayı bulmak için. eğer tek eşli olamıyorsa birisi, durum farklıdır ama böyle bir durum söz konusu değilse, diğer kişiyi bir başkasına iten durum ve olayın bulunması gerekir. genellikle karşı tarafın ilgisizliği buna neden olmaktadır. kendi açımdan bakacak olursam, böyle bir durum yaşadığımda aldatmam. var olan ilişkimi kurtarmak için oturup konuşurum, çözüm yolları ararım. yine de olmuyorsa ve bir başkasının ilgisi bana daha çekici gelmeye başlamışsa, ilişkimi bitiririm ve öyle diğer kişi ile bir birliktelik düşünürüm veya ilgisine karşılık veririm.
insanda karmaşık duygular yaratan, ölme ve öldürme içgüdülerini harekete geçiren, mantıklı düşünememeye yol açan durum.
ilişkide artık bişeylerin iyi gitmediğini düşünüp bitirmişsen ve ayrılırken karşı taraf senin vicdanına oynayan sözler söylemişse,için kanayarak ayrılmışsan ilişki sonrası dibe vurduğun hata yaptım dediğin zaman bir değil birden çok defa aldatıldığını öğrenmişsen kendine,geleceğine,zorlukla kabul ettiğin duygulara inancın bi anda yıkılır.zorla toplarsın...umarım kimse yaşamaz
başınızdan aşağıya önce kaynar sonra buz gibi suların dökülmesine sebebiyet veren durumdur. öğrendiğinizde tansiyonunuz gondol gibi olur. iner iner çıkar.*
  • /
  • 3