alevi

tokatlı alevi bir arkadaştan öğrendim. rakı içerken önce "cam cama" diyerek bardaklar tokuşturuluyor, sonra bardak tutan eller tersten birbirine dokundurulup " can cana" deniliyor. çok sevmiştim..
aleviler candır. birbirlerine can diye hitabederler. zannedersem başka hiç bir topluma bu kadar yakışmaz bu can sözcüğü. sanki bir "can" dediklerinde, bin "can" demişler gibi güçlü bir vurguyla söylerler. eline beline diline sahip çıkmak gibi basit ama çok insani bir felsefeyi temel düstur edinmişlerdir. imanın, zahiri değil batıni , göstermelik değil samimi olması gerektiğine inanırlar. benim kabem insandır prensibi, aleviliğin ne kadar insan merkezli olduğunu gösterir. gökyüzünde bir yerlerde oturan, hikmetinden sual sorulmaz, ceberrut bir tanrı yerine, zuhurunu kainatta yaşayan her canlıda, özellikle de insanda görebileceğimiz, insancıl bir tanrı anlayışı hakimdir.
bilgiye, eğitime önem verirler. çocuklar değerlidir. kadın erkek eşittir. doğaya ve doğadaki canlılara saygı esastır..... tüm bu özellikleriyle, biat toplumunun tektipleştirilmiş, boyun eğdirilmiş bireylerinden farklıdırlar. rte cumhuriyetinde varlıkları bir tehdit unsuru gibi görülür...
eğer birgün ülkeden gitmek zorunda kalsaydım herşeyimi alevilere emanet ederdim, bu kadar güleryüzlü anlayışlı dürüst insanlar görmedim
buyrun benim. kendim seçmedim alevi olmayı. musevi olarak da doğabilirdim ama türkiye'de sivaslı bir ailenin alevi kızı olarak doğdum. şu anki duruşumla, dünya görüşümle aleviliğin gelenekleriyle, inancıyla uzaktan yakından bir ilgim, ilişkim yok. ama kişiliğime ve hayatı algılamama çok şey kattı alevi olmak. insan sevgisini, barışçıl olmayı, öc almamayı, edepi, erkanı içinde büyüdüğüm alevi topluluktan öğrendim. güzel insanlardır aleviler. bu topraklarda farklı olan herkes bir biçimde yok edilmek istendi, hâlâ da yok edilmeye çalışılıyor. kürt, ermeni, alevi hemen her farklı topluluk bir biçimde soy kırıma uğradı, katliamlar yaşadı. bu yüzden birbirlerinin acılarını yüreklerinde çok derinden duyarlar. bu yüzden aleviler farklılıklara karşı daha hoşgörülüdür. insanlara din, dil, ırk ayrımı yapmadan yalnız insan olduğu için saygı duyar ve severler. yeter ki aleviler hakkında ileri geri konuşup damarlarına basmayın. o zaman şahin kesilip bu terbiyesizliği kimsenin yanına bırakmazlar. hepsine kefil olamam elbette ama genel olarak onurlu, namuslu, güzel insanlardır.
benim için yardımsever, eli bol, anlayışlı, dürüst, güler yüzlü, insan dostu, paylaşımcı, kötülük düşünmeyen, adam gibi adam tanımının hayat bulmuş halidir. bugüne kadar tanıştığım tüm aleviler üzerimde öyle bir etki bıraktı "alevi olsun çamurdan olsun" anlayışını benimsememi sağladılar.
(bkz: buyrun benim)

yıllarca devlet tarafından yok sayılmış, sistematik katliam ve linçlere uğramış toplumdur.kendi aralarında ise ne yazık ki örgütlenememiş, fikir ayrılıklarına düşmüşlerdir.bu ülkede yaşamak zordur ama aleviyseniz daha zordur.baba adı ali, ramazan ayında oruç tutmadı diye birçok insan fişlenmiş, ayrımcılıklara uğramıştır.
masa gibi türkiye cumhuriyetinin 4 ayağıdır aleviler.
ötekileştirmenin kısaltmasıdır "alevi"
iç savaşlar, küçük kıvılcımlarla başlar!
trollere ve insan düşmanlarına prim verilmemeli... *
bazı veledi zinaların hakkında mumlu iftiraflar attığı grup.şimdi efendim bunların büyük ihtimal babalarına bir alevi veya kürt olmadı bir feminen eşcinsel ortak olmuş ondan bu kadar dertleri.aleviler mum falan söndürmez yüzlerce yıldır yapılan katliam ve iftiralardan sadece bir tanesidir bu.eğer hiç alevi tanımadıysa bir daha ki sefere geldiğinde tanıştırayım bizzat ona sorsun o yazar.
küfrün bile az kaldığı arizona kertenkelesi kılıklı umumi hane mahsülü adamın entirisi hala orda duruyor ya oda kimin ayıbı acaba ?
alevilik islam dininin bir mezhebi değil başlı başına ayrı bir dindir. arkadaşlarım bunun farkına varın artık.
alıntı:
hünkâr hace [hacı değil] bektaş veli der ki; “her ne arar isen kendinde ara, kudüs’te mekke’de hac’da değildir.”
alevinin yaşamında temel ilke insan olmaktır.
bu yüzden asimilasyona yenilen, yoldan dönen ve size benzeyen 'alevileri’ saymazsak geri kalanı şu düstura inanır;
alevinin kıblesi insandır…
abdest almaz, namaz kılmaz,
camiye, hacca gitmez,
ramazan orucu tutmaz, allah’ı kandırmaya kalkmazlar.
haberin devamı için: http://www.odatv.com/n.php?n=evet-alevil...

bu toprakların baharından kopmuş medeniyet çınarı.500 yıldır başta siyasi olarak nasıl yıpratıldığını saymasamda tüm bunlara rağmen hala gölgesiyle huzue veren öğreti.
yaşadığımız coğrafyada modernizmin ve kemalizmin öncüsü ve hatta lokomotifi olmuş takdire değer vatandaşlarımızdır.
inancı ve kültürel konumu nedeniyle sürekli hakarete maruz kalan, kulaktan dolma bilgilerle eleştirilen, cahil ve faşizan yaklaşımlardan bıkmış bireydir.
- öncelikle islam'ın tüm yönleriyle tanıtılmasını gerektiren bir başlık.
- hz ali'nin evrensel haklılığıyla doğan şia geleneğinin, farklı ülkelerdeki farklı kollarından olan bir inanç felsefesini taşıyan kişi.
- heterodoks islamın ana öğelerinden olan aleviliğe mensup birey.
- islamın içinde mi yoksa dışında mı olduğuna ilişkin görüş ve yorumların hiçbiri diğerine baskın çıkamamıştır.
- diğer dinlerdeki tüm heterodoks yapılarda olduğu gibi, islam felsefesinin zahiri (görünen, dışta bulunan) boyutu yerine, batini (içsel, gizli-içrek, gizli öze ilişkin) anlamını savunan ve yaşayan inanç sahibi.
- ortadoğu'nun ve anadolu'nun kargaşalar ve doğumlar çağında (11. ve 13. yüzyıl arası) doğmuş olan onlarca dini felsefi akımdan (yesevilik, kalenderilik, babailik, sufizm,...vb.) birinin temsilcisi.
- cennete gitmek, yaratıcıya yaranmak veya sevap kazanmak amacıyla zahiri ibadet etmeyi değil, insanı ve insani varlığa dair herşeyi korumayı ve sevmeyi hedefleyen kişi.
- yaklaşık 500 yıldır iftiralara ve katliamlara maruz kalmasına rağmen, kötü muameleyi kendine yapanlara karşı hiçbirzaman aynı tepkiyi vermemiş ulvi fani.
aleviler dini nasıl yaşarlar,ibadetlerinde islamın genel ibadetlerinden farklılaşma var mıdır ,nelerdir? topluluklarında kurallar var mıdır, nelerdir? gerçekten aleviler bahsedildiği gibi sevgi,saygı,hoşgörü ile bezenmiş bir topluluk mudur? birisi alevi olduğunu ileri sürerken kaynakları nelerdir? türkiye'de alevilerin yüzce kaçı kendisini alevi olarak tanımlarken aleviliğin tanımını yapamamaktadır? aleviler göçten nasıl etkilenmiştir ve kent yaşamı içinde bu kimliklerini bir ajitasyon aracı olarak kullanmakta mıdırlar? geçmişte yaşanan acı olaylar genç alevilerde aleviliği din çerçevesinden çıkarıp siyasi bir hale bürünmüş müdür? alevilik diye bir kimlik günümüzde geçerliliğini korumakta mıdır ? türkiyede alevilerin deizm hakkında fikirleri nelerdir? sonradan alevi olunur mu, olunuyorsa nasıl olunur kuralları var mıdır? aleviler ve alevilik eleştirilmesi niçin çok büyük tepkiler ile karşılanmaktadır.

alevilik ile ilgili bu sorular aklıma geldi. aleviliği hakkında bu sorulara net verebilecek cevaplarım yok ancak her soru için kendimin bir kanaati var. alevilik ve aleviler için bu sorular veya daha da farklıları sorulup cevaplanmadan da "çok iyi insanlar yaah "diyip geçilecek bir başlık olduğunu düşünmüyorum.
not: benim de alevi arkadaşım var (!)
nusayri olarak adlandırılan arap alevilerini tanıma ve birlikte çokça zaman geçirme fırsatım olmuştu. bir çok ritüeli anadolu alevilerinden farklı olup sünnilere yakın bile sayılabilecekken yine bana her seferinde farklılıklarımız zenginliğimizdir dedirten insanlar olmuşlardır. iyi ki varlardır. hep var olsunlardır.
açıkça görüyorum ki çorum ve kahramanmaraş olayları, sivas ve güner ümit in aşağılamalarına rağmen, ki daha niceleri olmasına karşın, sırf mezhebi sebebiyle hor görülmüş bir kesimin yanında oldugum için lafın orasını burasından anlayıp buna karsı duruş geliştirmek kimse kusura bakmasın da gereksiz ve bir yere getirmiyor... e tamam kimse mezhebi sebebiyle ayrı tutulmasın..vs. ama iş hakaret/şiddet/ölüm/dışlanma boyutuna gelince herkes alevilere* laf söyleme hakkını kendinde görsün, cem evlerine olmadık hakareti etsin biz de 2 güzel şey yazdık diye tepki görelim..

bu hakaretler sürdüğü sürece, hepimiz biriz demek öyle demek böyle demek oldukça yetersiz kalıyor. onun yerine herkesin bu durumun farkına varılana kadar mecburi bir şekilde haksızlıga ugrayan kesimin yaşadıklarını belirtmek ve yapılan olayların meşrulaştırılmasının önüne geçmek zorundayız. kimse kusura bakmasın.
  • /
  • 2