aslında yetenek de bir şans değil midir? yetenekli olabilmek ya da doğabilmek için şanslı olmamız lazım sonuçta herkes yetenekli doğsaydı yetenek diye bir kavram olmazdı ve şans diye de bir kavram olmazdı yani yetenek ve şans bir arada olmadıktan sonra ikisininde bir boka yaradığını düşünmüyorum.
-eğer şu anki düşüncelerinle yeniden doğma şansın olsaydı bu baskıyı göreceğini bilerek yine homoseksüel olmayı mı yoksa heteroseksüel olmayı mı isterdin?
sanırım homoseksüel olmayı tercih ederdim. hayatım çok daha basit olurdu şimdikinden ve çok daha farklı. keşke demiyorum ancak bu konuda çok zorluklar, hakaretler yaşamadım değil. bunların üzerimde bıraktığı yara ve korkuyu zaten nick'im den de anlayabilirsiniz. o yüzden terkar aynı yerden başlayacak olsam hetero olmayı isterdim.
birine açılmak istiyorsunuz ama çekinceleriniz var. kim bu?
herhangi yöresel bir kıyafetle olabilir. geyşa kostümüyle de olabilir. şarkının ortaları gayet "bu gala daşlı gala" şeklinde. azeri kızı günel'in 90'lar kahküllerini kullanırsanız akılda kalıcılığınız da artacaktır.
yaşamak için büyük şehir mi (istanbul, ankara ve izmir) yoksa daha cozy yerler mi? (afyon'dan falan bahsetmiyorum tabi). ve neden?
puşkin kim? ben tanımıyorum öyle birini. ama yine de şiir istersen de şöyle bir tane yazayım sana sen bulursun yazarını sonra.
kor bir ateş düştü sineme
yakar geçer beni her dalışımda
kömür karası, cengaver devası gözlerine
bir ah desen geçer bu nefis kendinden
çıkar bu nefes aşkla yanan ciğerlerden
bir değsen tenime narin ellerinle
titrer bu ruh can havliyle
arşa değmek ister kanatlanır aşkla, aşkın nameleriyle
raksetse de bu aciz bedenle naçizane
boynunu eğer yine kaderin zalim cilvesine...
zor soru. düşündükçe söyleyecek çok şey bulurum ama lovecraft'ın mitoslarını kurduğu evren sanırım. aklıma ilk bu geldi.
sayın alttaki yazar en keyif aldığın ve kaçırdığın için fena üzüldüğün konser hangileri?
edit : ursula k. le guin'in yerdenizi de olabilir. feci zor seçmek.