ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
sezen'in yaşanmamış yıllar şarkısı çok fena sözlük, dinlediğimde farklı bir etki yaratıyor bünyemde. bu şarkı da birisinden kalmıştı. aslında herkesten 1 şarkı kaldı. o yüzden murat yılmazyıldırım'ın dediği gibi "şarkılarda hüzün var"
nefret ettiğim insanı yakın bi arkadaşıma kötülerken bile bir yandan "ama şu şu tarafları da iyidir şimdi yalan atmayayım. aslında bu özelliği de iyi. ya aslına bakarsan iyi biri ama ben pek sevmiyorum" diyorum ve sonuç olarak o insanı bile tam anlamıyla kötüleyemiyorum sözlük. sence ben salak mıyım? bence evet. sence? sencede benceeeğğ. bencede senceğğğ. (bkz: kerimcan durmaz)
işin özü neden böyleyim ben!! karşımdaki beni kötülerken seviyeyi allahu ekber dağlarına çıkarırken benim ölü deniz gibi olmam hiç hoşuma gitmiyor sözlük.
öyle doluyum ki haftalarca yazabilirim. normalde iki yılda yaşanabilecek tonlarca olayı arka cebime altı ay olarak sıkıştırıp koydular. her şey o kadar aniden oluyor ki bu aniden oluşlar ağzıma sıçıyor. karışık ve birbirlerine bağlı olaylar olması da cabası. bir kısmını kesip atmak istesem topal bir şekilde yola devam edecek gibiyim.
bir süre sonra hayatımı üçüncü bir kişi gözünden izlemeye başladım. işlek bir caddede durmuş insanları izler gibiyim. insanlar gelip geçiyor ve ben bir köşede oturmuş sigaramı içer halde onları izliyorum. köşede durmama rağmen bütün vücudum çarpma etkisi yüzünden ağrıyor.
ne desem ki sözlük?
özledim yine,
hâlâ.
bugün inanılmaz bi akşam yaşadım sözlük. üniversite son sınıftayım. ve 1. sınıftan beri çoook hoşlandığım bi ayı vardı. hep bakardım ona uzaktan. fotoğraflarını tekrar tekrar açıp keşke ya keşke derdim. bu akşam birden yazdı. şaka yapıyo sandım, sonra alay ediyo sandım. ama kendimi alamadım onun yanına gitmekten. bi cümle kurdum bugün aynen dedi, bi cümle kurdu bana aynen dedim. o kadar aynıydık ki. aynam gibiydi. aynadaki sarışın karşılığım.
yıllardır her ikimiz de aynı düşünmüşüz. kadıköyde en sevdiğim yerde. karaköy ve beşiktaş isteklelerinin tam ortasında, haydarpaşanın tam karşısında, kulaklarına gittim, sakalım saklaına değdi. ve o cümleyi söyledim. sonra oda kulağıma yaklaştı iyice bana karşılık verdi. herkesin ortasında sımsıkı sarıldık. sarılma bitince gözyaşına dolan gözlerim onun dolu gözlerine dokundu. resmen zaman durdu.
bana yeniden şiirler yazdıran kadın... yeniden birini sevemeyeceğimi düşünürken kendimi aşık bir şekilde buldum. bu da benim en masum itirafım olsun.
tokatlayamadığınız birisi mi var? birine mi gıcık oldunuz? anna sizin için tokatlasın.

az önce hornette şu ana kadar tanıştığım en yakışıklı ve beyfendi adamı heycan yapıp fazla hızlı gidince ürküttüm kaçırdım dert yanacak kimse bulamayınca sana koştum sözlük.
rüyamda antalya'ya kar yağıyordu. ben de ayı sözlük'e gelip ".... 2015 antalya'ya kar yağması" diye başlık açıyordum. sonra kar topu oynamaya çalışırken oynayamıyordum.
bi takım elbise bu kadar mı yakışır birine.... yakışırmış....
istanbul korkuttu bu sefer, ulan ben bu şehri yer bitiririm diyordum ama su an başvuru formları elimde bir adım ileri iki adım geri hareket halindeyim..
biri hayatına girer, seversin. çok seversin, aşık olursun. sonra birden her şey biter. ölürsün. yavaş yavaş ölürsün.
spor salonundan aşırı beğendiğim aykut adlı çocuk bana sabah whatsapp'tan kısa kısa pornolarını yollamış. dün gece duş çıkışı şakalaşırken göt deliğini yalamak istediğimi söyleyerek ayak üstü gülüşmüştük. allahım çok mutlu oldum. bir kaç posta gideri var. gay olaydı kesin benimdi ancak aşırı beğendiğim biri olarak en azından ozbir görseli olarak gideri var. belki de gizli gaydır da çok yakında bu kale düşer. of umut dünyası ve fakirin ekmeği denklemi. yetinmeyi de bilmek lazım kehkehkeh.
denk geldiğim pek çok geyin yaptığı gibi, ben de yedekleme sistemine geçmeye karar verdim. şimdiki jojuk olmazsa 3 gün sonra sana tekrar dönerim cnms.. yapabilir miyim bilmiyorum, bence yapamayacam ama bi deneyelim bakalım..
şöyle bir 6 saat falan iyiydim, nefret dolu ama mutluydum. sonra bir şey oldu, yine darladı her şey, nasıl başa çıkacağım bilmiyorum

örümcek adam gibi koruyanımız olmadı ki. şöyle güçlü bi erkeğim olsaydı bu homofobikliklere uğrar mıydım?
rüyamda abimin bi biseksüel arkadaşı varmış. ama adam çok zenginmiş, kocaman evi var falan. adam 38-40 yaşlarında falan vardır. sonra yanına gidiyorum, sohbet ediyorum, internetten konuşuyoruz falan, bu adam o kadar kibar, o kadar cana yakın ki ben abayı yakıyorum buna. konuşurken şakalı falan konuşuyor, burada sözcüklerle anlatamayacağım çok sıcak bir his yaşıyorum. sanki böyle bütün acılarım bitmiş de artık birinin yanında güvendeymişim gibi. adamı kaybetmek istemiyorum. adamın evinde birkaç kadın var ayrıca nedense. sonra bu adamı ben çıplak falan görüyorum, vücudu da hoş. daha ne isterim ki diye düşünüyorum. sonra bizim mahalleyi görüyorum, meğersem bunlar eskiden bizim mahallede oturuyorlarmış. bizim komşu mahallede hep köylü vardır. bunlar orada oturuyormuş eskiden ama orası eskiden çok elit bir yermiş. köylüler gelince bozmuş orayı falan. vay be neler varmış. daha da kötüleşecek demek ki antalya diyorum. keşke o adam gerçek olsa. ohyş.
yarım saat sonra iş görüşmesine gidiyorum, "umarım almazlar" diye geçiriyorum içimden. ev erkeği olmak istiyorum ben.
bir olay, yorum, gönderi vb şeylere çok sinirlendiğimde o anki fevriliğim ile çok yanlış şeyler söyleyebiliyor ya da söylemek istediğimi yanlış aktarabiliyorum. bu da yanlış algılara yol açabiliyor.

ve bu bir noktadan sonra kafayı sıyırmama yol açtı. sonrasında da bir kaç sosyal ağdan uzaklaşmaya karar vermek durumunda kaldım.

bu huy ya da artık her ne ise ondan nefret ediyorum.
o kadar kimseyle konuşmuyorum ki bu aralar yalnızlığı öyle kanıksamışım ki sormayın. kuzenim saolsun dün aradı ''akşam sana geliyorum, bavul filanda var 1-2 hafta kalırım'' dedi. ben halbuki leptopu tv ye bağlayıp camış gibi yayıla yayıla, dolapta ki son biramla film filan izliyecektim. neyse en azından evde bir ses var o iyi oldu.
  • /
  • 181