bugün hava aydınlıkken kıyıda bekledim. vapurların geçişi yavaşça gözümün önünde belirdi. kimsesiz bir gün. evde yalnızım. ışıksızlık, suların kesilmesi. yere oturdum. telefonumun ekran ısısını ayarlıyorum. eve pizza söyleyecek kadar onun haline bakıp. beton duvarı tepede kalan yere oturup ayaklarımı sarkıtırım. uzakta bir gölde param yok. anahtarı da odamda bırakmıştım. salondan çıkıp mutfağa girdiğimde karşımda görünmeden bekleyen kişiler arasında seçilebilir olmadığım bir an. yan tarafımda, içkili, sigara kokan biri değildi. gazetemi ona uzatıp kendime bir kahve hazırlamaya başladım. biraz sonra bir söylenti idi; bir kimse var o vapurda, şu taraftaki pelerinli adam. onun yanında, ışığın içindeki esintiyi anlatır gibi, gazete okurken balkona çıkmak içimden gelmedi. dışarısı soğuk. odamın kapısını dışarıdan kapatıp yüzü hep buruşuk ve ıslak gibi, göbeği açık bir kız geçiyor. köpüklü su damlaları. gülümsüyorum, orada bir duruyordu. yaşlı bir adam, irice göbeğini salmış buzdolabının kapağını tutuyordu. ona sarıldım. geride iki kişinin yere bakarak halıda yürüyüşünü gördüm.
ok, biraz cesaretlendim buralarda gezerek, bende bir itirafta bulunuyorum.
aşık oldum, hayatımda ilk kez, hemde aşka inanmadığım halde. hemde kıskançlıktan nefret ettiğim halde kıskanç bir aşık oldum. insan 30 yaşında aşık olur mu derdim, oluyormuş. aşık olduğum adam iş arkadaşım, evli ve 2 çocuğu var. başka iş arkadaşlarımla konuşması bile beni rahatsız eder derecesinde aşık oldum. kıskanıyorum da yani.
sadece bunun düşüncesi bile bazen midemi bulandırıyor.
bir de şarkıyla sonlandırayım itirafımı, ara sıra dinleyip kendimi avutuyorum, "gel bu işten vazgeç" diyorum kendime. sonum hayrola
#382778 de birine platonik aşık olduğumu yazmıştım. sonunda ona tam olarak ondan hoşlandığımı söylemesem de eşcinsel olduğumu söyledim. bu nasıl bir rahatlama, bu nasıl bir mutlulukmuş? kendisine karşı olan cinsel gerginliğim filanda uçtu gitti. zaten cinsel gerginliğimin en büyük sebebi ondan birşeyler beklemem ve "ya belki biseksüeldir" ümidi idi. konuşunca anladım ki değil ve kendisi bu konuda oldukça rahat biri. daha önceden gay arkadaşı olup gay barlara gitmiş biri ( açılmamda beni cesaretlendiren sebeplerden biri) şu an bu mesajı da o yanımda iken yazıyorum.
böyle bir arkadaşım olduğu için çok mutluyum. bu itirafı da burada belki başkalarına yardımı olur diye yazıyorum.
temizlik ve güzellik malzemeleri üretmeye başladım sözlük. hedefim bath and body works gibi dünya çapında tanınan, elegant kokular üretmek. ilkinde başarılı oldum ama kokuyu fazla kaçırmışım.
hayatımda sanırım sadece birkaç kez sex yaptım ve bunlardan biri kondomsuzdu. onu neden yaptığımı bilmiyorum, sarhoş filan değildim. sonra pozitif yaşam derneğini arayıp ilişkiden ne kadar sonra test yaptırmam gerektiğini öğrendim, yaptırdım ve herhangi bir cinsel hastalık veya sorun çıkmadı. sanırım hayatımdaki en en en büyük hata bu idi ve itiraf değeri taşıdığına inanıyorum.
tam eski hetero platoniğimi unuttum derken internetten tanıştığım 50 li yaşlarında alman bir adama karşı duygusal ilgi duymaya başladım. ama bu da imkansız görünüyor çünkü ben henüz 20 lerimin başındayım. daha önce yaşlı birileriyle tek gecelik ilişki yaşadım ama duygular girince durum çok farklılaşıyor. ben yaşlı biriyle duygusal ilişki kurma taraftarı değilim çünkü bu iki tarafı da üzer, ama şu an basbayağı hoşlanıyorum. benim seçimim değil biliyorum ama ne olacak onu bilmiyorum. ilkinde hiç çekici gelmemişti ve onu sadece almancamı geliştirmek için bir araç olarak görüyordum ama şu an bilemiyorum sözlük. mesajlarıma cevap vermediğinde deliriyorum, tipik kıskançlık triplerine giriyorum ama hiç belli etmiyorum. çünkü her gün konuşmamıza rağmen aramızda hiçbir şey yok. bir kere bile sexten konuşmadık, o benden hoşlanıyor ama bundan hiç bahsetmedik. ayrıca ekonomik kriz var onu görebilecek miyim bilmiyorum. bir kere olsun elini tutabilmek istiyorum. eğer görüşemezsek duygularımı asla tanımlayamam ve bu şekilde acı çekmeye devam ederim. belki de görüştüğümüzde hayal kırıklığına uğrayacak ve hislerimin sahte olduğunu anlayacağım. kafam çok karışık bu konuda.
bugün çocukluk arkadaşım olan bir dostumla kahve içerken, bir anda aslında onun yanında ne kadar sıkıldığımı fark ettim, orada oluş amacımın sadece rutini devam ettirmek olduğunu, zevk almadığımı...
ve daha da kötüsü, sonrası çorap söküğü gibi geldi. yaşadığım hayattan, birlikte olduğum kişilerden haz duymadığım dank etti.
merak ettiğim, tanımak istediğim kişileri tanıyamadığımı, hayatıma bir anlam katamadığımı, uzun zamandır kimseye tutkuyla bağlanmadığımı ve o ilgiyi gösteren kişilere de haklarını teslim etmediğimi düşündüm.
kötü bir gündü kısacası.
an itibariyle hiç gay veya lezbien yakın arkadaşımın olmadığını farkettim ve bu çok acı verici. denedim sözlük, samimi olmayı denedim onlarla. en iyi bulduğum kişi bile bir garip. mesaj atıyorsun bi cevap veriyorlar bi vermiyorlar. doğru düzgün oturup muhabbet edemiyorsun. sanırım birbirleriyle sadece sex için buluşuyorlar ya. bunu da bu sözlüğe yazmam çok garip belki ama çok dertliyim. kendimi yalnız hissediyorum ve bir grubun içine dahil olmak istiyorum, beni anlayan insanlar olsun istiyorum ama bir grup yok. hetero arkadaşlarım mükemmel ama onların yanında da tam olarak kendim gibi hissedemiyorum her şeyimi açıkça anlatamıyorum ve bu samimi gelmiyor bana. bakalım ne kadar daha böyle gidecek.
growler hesabımı tekrar aktifleştirdim, ama profil resmi filan koymadım. amaç partner bulmak değil sadece sıkıldığımda veya çok yalnız hissettiğimde bakmak. bunun bana ilginç bir şekilde iyi geldiğini fark ettim.