ayı sözlük itiraf

  • /
  • 91
çok acayip bir rüya gördüm sözlük. rüyamda düğünüm varmış-burası ilginç değil- düğünde mazhar-fuat-özkan gelmiş "sakın gelme"yi söylüyor. ama nasıl mutluyum, nasıl eğleniyorum anlatamam. şarkıyı mırıldanarak uyandım neredeyse.
kendimi kayıp hissediyorum. türkiye'deki aylık ortalama gelirin çok çok üzerindeyim, iyi bir işim var ve başarılıyım. eli yüzü düzgün, konuşması düzgün biriyim. prezentıbıl holding bebesiyim ama holdingde değilim.

süper süper lükslerde yaşamak gibi bir derdim yok fakat üstüm başım düzgün, evim sıcak, dolabım dolu, konser listem tıka basa, sinema keza, kitap aynı şekilde. ancak hayatımda, uzun süreli bir ilişkiden çıkmamın üzerinden fazlaca zaman geçmesine rağmen, özel birisi yok ve istemiyorum da. kendimi yorgun hissediyorum, her şeye ve herkese karşı yorgun hissediyorum. birilerini tanımak gibi bir niyetim yok, birileriyle buluşmaya isteğim yok.

anlamıyorum neden fakat bana doğru geliyor. resim yapmaya, oyun oynamaya, kitap okumaya, müzik dinlemeye ve daha da önemlisi tezime çok fazla vakit ayırıyorum. hiçbirinden dolayı kendimi yorgun da hissetmiyorum.

tam tersine birisiyle anlamsız konuşmalara girip benim vaktimi çalıyor gibi hissettirdiğinde bu yorgunluğu hissediyorum.

asosyalliğin ve sosyopatlığın tanımlarının çok yakınlarından geçiyorum. zira kendi içimde aşırı asosyal ve insanlara uzak hissederken dışarıdan insanlara kendimi sevdirecek ve yakın hissettirecek her şeyi yapıyorum. resmen iki değil, dört değil; binlerce maskenin altında kendimi saklıyorum.

ne yapacağımı bilmiyorum. intiharı her gün düşünmenin sağlıklı olmadığının da farkındayım üstelik.

benimki eşcinsellikle verilen bir savaş da değil, hayatla ve insanların sahteliğiyle verilen bir holden caulfield'lık. üstelik ilk değilim bunu düşünen, son da değilim.
yakışıklı bir erkeği bir kızın elini tutarken gördüğümde üzülüyorum. hayır, sanki gay olsa üstüne atlayacağımdan değil ama insan yine de bir şansı olduğunu bilmek istiyor. *
bir erkeğin diğer bir erkeği sahiplendiğini gösteren en güzel cümle "çalışmam lazım aşkım evimize ekmek parası kazanmam lazım" bence. ortak yaşama yönelik gösterilen çabanın en yalın hali bana göre aynı zamanda en güçlü hali.

"seni seviyorum" cümlesinden daha güçlü olan tek cümle ise "o da beni seviyor"

birine değer verdiğini gösteren en güçlü cümle de "ne önemi var, ben sana sevdiririm"

hoşlanma halinin tavan yaptığı an ise yüzüne bakarak saçma salak hareketlerle "hadi aşkım çirkin ol" demek. birini çirkin olmaya zorlamanın çocukça ama en sevimli hali. çok salakça ama o çirkinleşmek için şekilden şekle giren şapşallaşan surat çok tatlı. belki de bu çirkinleşmenin en güzel hali. al sana ısırılası bir surat işte.

oraya buraya resmini koyan bendenizi, bugün iş yeri çalışanlardından biri tanıdı. ben de diyorum adam iki haftadır çay molalarında terasta beni neden kesiyor diye. hoş bi şey adamda... yalnız kaldığımızda açılması ve yanaktan küçük bir öpücükle dumur üstüne dumurlardayım. yarın iş yerinde siker bu beni diye korkuyorum, ama adamın gideri var lan...
3 haftadır birisiyle konuşuyorum.
o kadar çok saf, temiz kalpli geliyor ki bana kendi kendime yorgo acaba buldun mu sorusunu soruyorum.
bir yandan bu soruyu sorduğum için eksik bir şeyler var diyorum kendime. kapılmak istiyorun mantığımı devreye sokmadan. bakalım sözlük bu hafta sonu buluşuyoruz bir edit atarım buraya..
cep telefonu henüz benim için icat olmadığı yıllarda abimin vardı.günlerden bir gün o cep telefonu denen şeyin ekranına şebeke arıyor yazısı geldi, ben de koşarak abime götürdüm :
abi şebeke diye biri seni arıyor.
çok gülmüşlerdi.
ben de eski filmlerde babasının şamar atmasının ardından koşarak odasına çıkıp 4 kişilik süper lüks yatağına atlayan kızlar gibi hüngür hüngür ağlamıştım.ağlamıştım. *
benim artık bu şehirden, bu ülkeden taşınmam gerekiyor ve bunu yazdıktan sonra yüreğime bir ağırlık çökmesi, gözlerimin dolması...
facebook, twitter hesaplarımı kapattım sözlük. facebooktaki yapmacıklıktan, twitterdaki saçmalamalardan sıkıldım, bıraktım. biraz kendimi dinlemek istedim, bir başkasının yazdığıyla, koyduğu fotoğraftan bana ne dedim. bir süre sonra sıkıldım açmak istedim, alışkanlık olmuş. çevremdeki insanların gereksizliğinin farkına vardım. şimdi ise burdayım, benim gibi hissedenlerin arasındayım.
bir itiraf da bu kuldan sevgili sözlük; eşcinselim ama kadınlara ayrı bir hayranlığım var. nefes aldığımız yer kürede, cinsiyetlerden en üstün olanı kadın bence. estetik olan da kadın..leonardo bok yemiş ,kadın varken, kedi ne diye... homo olduğunu belli etmekten korkmuş, erkek diyememiş, kedi demiş estetik duruş için.

kadının olmadığı yerde medeniyet yoktur. kadının olmadığı yerde, saplık çoktur... analarımız başta, tüm kadınlar başımızın tacıdır.
bu aralar bendeki umutsuzluk ne olacak bilmiyorum sözlük.
yaşıtlarım üniversitede 2. sınıfa geçerken ben hala ygs kasıyorum sırf bilkent'e gitmek için.
ülkedeki adaletsizlik, kadına ve eşcinsellere artan şiddet, televizyonların '' gay '' kelimesini bile sansürlemesi... ne yapacağımı bilmiyorum sözlük.
suriye'de yaşanan olaylar... amerika ayrı bir yandan, rusya ayrı bir yandan, avrupa ayrı bir yandan bir şeyler yapıyor.
dünya'nın bu kadar geliştiği, küreselleşmenin her geçen gün arttığı bir ortamda hala '' ya savaş çıkarsa? '' diye yaşamak ağır geliyor bana
fillerin tepişip çimleri ezdiği dünyada bir insanda çıkıp, '' yeter artık lan, ney sizin alıp veremediğiniz? petrolmüş, doğal gazmış, toprakmış... neyinize yetmiyor kocaman dünya? '' demiyor ki.
kimse kimseyi düşünmüyor.
herkes de '' en iyi ben olayım, en popüler ben olayım! '' anlayışı var.
kötülükler dışarıda kol geziyor.
insanlar kendi yaptıklarına bakmadan millete laf atıyor, sırt çeviriyor.
herkesin derdi para olmuş. para için yapmayacakları şey yok.
çok mutsuzum sözlük, gerçekten çok mutsuzum.
dünyanın en güzel poposu bir ülkücüde olur mu sözlük? olur mu hı? olmamalı değil mi? ama öyle. bende değil, sende değil o ülkücüde sözlük.
itiraf ediyorum, bakmadan duramıyorum.
ülkücü: günaydın kardeş (el sıkışılır kafalar tokuşturulur)
ben: (kafa tokuşturulurken popoya bakarak) ehehe sana da günaydın.*
pişman mıyım? yo değilim. o kızların poposuna bakarken iyi oluyor bana ne.
anneme hiç anneciğim babama hiç babacığım demedim sözlük. şöyle bir düşündüm de sevdiklerime nadiren sevdiğimi belli ediyorum. odunum ben sözlük.
(bkz: anneciğim, babacığım herşeyden çok seviyorum sizleri )
itiraf ediyorum: itiraf sayfası diye görünce ne egzantrik hadiseler var acaba diye girdim ama ergen buhranları, yakınmaları, felsefi şeyler filan çıktı. ne sıkıcı yazarlar yav.***
artık yalnız uyanmaktan sıkıldım sözlük. gecenin köründe sevgilisinden ayrılan bi arkadaşım * sevgilisini suçlarken bana da verdi veriştirdi, sen de aynı boksun bugüne kadar hayatında kimi tutabildin diye. ve sözlük cidden haklı *. profil sitelerinde gezinmekten bıktım *. bihter gibi ölüyorum anlasana tribindeyim ama duyanım yok sözlük *
çok uzun zamandır ben olmaktan korkuyorum
hayvan gibi sevişmek istiyorum...
şu 10 gün kaldığım izmir vaktinde farkına vardım ki, cidden, ibnelerden* bıktım. sürekli erkeklerden ve seksten ve ona benzer şeylerden bahsetmelerinden sıkıldım. bütün gün ellerinde uygulama, aşağı ine ine dakika başı bir adamı göstermelerinden, tanıyıp tanımadığını sorgulayıp, yatıp yatmadığını öğrenmek, yatsa bile hatırlamaması falan... ve artık çoğu ibneler bu yolda usanmadan devam etmesi. karşınızda oturup tek laf etmeden sürekli bunlarla uğraşması. bunlar dışında tecrübelerine dayanarak (!) sexology 101 dersi vermeleri de oldukça itici artık. bana başka şeylerden bahset, olmadı saçma salak geyik yapalım, ilgimi çekmiyo bu konular, yeter artık.

hatta bunu erkeklerden bıktım olarak genişletebiliriz* ama genç heterolarla pek vakit geçirmediğimden yorum yapamayacağım. ama çoğunun* her ay kız değiştirmesi, çoğu şeyi ortaya koyuyor.

heterolar haklı olabilir ayrıca şu konuda: ibneler sadece seks düşünüyor. evet çoğunluğu başka bi "bok" yapmıyor. bu kadar özgür olmamalı, bence, seks.
dün birkaç arkadaşla eve dönerken hadi otobüsle metroyla uğraşmayalım otostop çekelim rahat gideriz hem de belki kafa insanlar olur eğleniriz dedik. cektik işte bir tane teyze durdu olsun dedik atladık arabaya. teyze bir anda bize ayar vermeye basladı zaten sizi bu yüzden arabama aldım dedi. işte yardırıyor otostop çeken kadınlara ne gözle bakılıyor bilmiyor musunuz işte ben ne pislikler tanıyorum bak buralarda neler duyuyorum kızsınız siz yarım saat gec gidin metroyla gidin falan. bizde sessizce dinliyoruz sonra sözünü kesip kadının meslegini sordum emlakcıyım dedi ben de dalga amaclı siz insan sarrafısınız dedim başta kadın ciddiye aldı hoşuna gitti sonra biz arabada yarılmaya başladık ve kadın bir anda cıldırdı. bir altgecitte arabayı durdurdu ve bizi arabadan attı. altgecit de altgecit yani cok uzun ve kaldırım da yok vızır vızır araba. dedik lan hepimiz sağlam cıkar mıyız buradan manyak kadın ölüme terk etti. sonra götümüzü duvara yapıstırıp sürüne sürüne fear factor oynadık gecitte otostoptan vazgectik mi hayır, çıkınca tekrar cevirip önümüzdeki maclara baktık
zorlama edebiyatçılar yüzünden çaya olan sevgimi dile getiremiyorum. valla fantastik edebiyat dışında edebiyat kültürüm çok yoktur, twitter'da cemal süreya rt'lemiyorum, zeki demirkubuz izlemiyorum. ama çayın yeri çok ayrı bende ya. şu an yazdığım bu girdiyi eksilemek istiyorum mesela, bu zihniyeti yaratana lanet olsun. *
  • /
  • 91