gaylerin sanata çok yatkın olduğu gerçeği

eşcinsellerin kendilerini görünür kılabilmelerinin tek yolu bu dallarda başarılı olmalarıdır. yoksa siktin sene eşcinsel olmak hakkını elde edemezler. ama işte bu dallardan biriyle ilgileniyorsan, eşcinselliğin normal görünür. oysa mesela bir çöpçü eşcinsel olamaz, bir minibüs şöförü eşcinsel olamaz, bir ofisboy eşcinsel olamaz.
eşcinsellik doğanın bazı şanslı kullarına oynadığı muzipçe bir oyundur. daha çocuk yaşta beden dilini kullanmayı ve okumayı, olaylara kimsenin bakamadığı bir açıdan bakmayı, aslında herşeyin göründüğünden çok farklı olabileceğini öğrenir insan. bunlar da yaratıcılık ve sahne sanatlarında başarılı olmak için olmazsa olmaz özelliklerdir.
yengeç burcu olmalarına borçlu olunan özelliktir. bogalarda iyidir ama sanatta değil, yatakta.
eşcinsel bünyenin müzik ve sanatta başarılı oluşlarını vurgulayan ifadedir. ama bence her alanda başarılıyız ayol.

(bkz: bülent ersoy)
(bkz: zeki müren)
(bkz: george michael)
(bkz: freddie mercury)
(bkz: elton john)
(bkz: oscar wilde)
(bkz: sait faik abasıyanık)
(bkz: gianni versace)
(bkz: socrates)
(bkz: william shakespeare)
(bkz: ali poyrazoğlu)
(bkz: murathan mungan)
(bkz: marlon brando)
(bkz: dana international)
.
.
.
diğer çalışma alanları o kadar dolmuş ve çalışmalarına izin verilmemiş ki buldukları boş alanlarda büyümüş, yetişmiş güzel insanlar verimli olurlar tabi.
gururumuz leonardo da vinci ve daha nice isimsiz kahraman * ayrıca allah bir yerden alıyor bir yerden veriyor allahın ya da her neye inanıyorsanız bizlere sunduğu bir nimet, lgbtilerin cilvesi.
bir gay olarak bu konuda lgbti camiasının yüz karası olduğumu düşünüyorum. 3. sınıfa gelince insan çizmesini öğrenmiş, hala adam akıllı boya kullanamayn, enstrüman bilmeyen ve lisede resimden ya karnesine 2-3 düşüren ya da yalvar yakar komşusuna bebeğine bakmak karşılığında resim çizdiren birisiyim. ben 10. sınıfta bir natürmort yaptım ama ondada boyayı doğru düsüt kullanamadığım ve tam kurumadan sayfayı kapattığım için ödev batmıştı, sayfa resmen simsiyahtı boya bulaştığından çizdiklerim bile görünmüyordu ama hoca bana acıdı yine de 65 verdi. ortaokulda müzik dersinde flüt çalmıştım, hoca: "en son ne zaman çaldın?" diye sordu. o günden flüt çalma sırası bana gelince sıra atlardı müzik öğretmenim, utandığımı anlardı sağolsun. daha nice utanç verici anı dattebayo.
sosyalleşmemiz, ergenleşmemiz gereken dönemlerde bireyselliğimizin tavan yapmasından kaynaklı olabilir. millet birbiriyle çıkadursun biz kalemimize, kağıdımıza, enstrümanımıza sarılıyor; kendi özgürlüğümüzü yaratıyoruz.
belki çok anlam yüklüyorum bilmiyorum ama eşcinsel olmasaydım şu an aynı insan olmazdım muhtemelen.
cinsellikle alakası olmadığını düşündüğüm durum. eşcinsel olmayıp sanat ve müzikte başarılı olanların listesi de pek ala oluşturulabilir. böyle bir ayrım olmamalı ganımca.
(http://karikaturbul.com/2852 )
duyarlılıklarının ve farkındalıklarının yüksek oluşuyla ilişiklidir.
farklı yönlerden görebiliyoruz olayı ve yengeç burcu olmak da +1
kadın gibi estetik,analitik düşünüp erkek gibi eyleme geçme sanatına haiz olmalarından ileri gelen postmodern bir yaklaşım
fatih ürek, ajdar, kuşum aydın ve benzerlerinin yıktığı tabumsu şey.
her gördüğünüz öküzü hetero sanmayın
nasıl olmasın. bunca yaşanmışlık ve acıdan sonra, en kötü ihtimal şair olurlar.
özellikle uzun yıllar kendisini saklamayı bir biçimde becermiş bir gay olduysanız belli başlı yetenekleriniz eşek gibi gelişir. ilk olarak hayatınız tek perde tiyatroya döndüğü için oyunculukta çığır açar üstüne de kişisel yaşamınızda uydurup durduğunuz senaryolar neticesinde fevkalade doğaçlama performansı gösterirsiniz. derdinizi tasanızı anlatma şansınız yok, e nolcak? edebiyata doğru sarabilirsiniz, tabi burada bile "nolur nolmaz" mantığı devreye gireceğinden derdinizi bolca otosansür ve imgesel aktaracağınızdan mütevellit divan edebiyatı şairlerine bağlayabilirsiniz, işin sonunda kazma gibi yazsanız dahi bir ton süslü cümle göze hoş gelebilir. bir de işin bir başka boyutu var, gündelik yaşamda bıçak sırtındasınız ve çok başarılı olma zorunluluğu hissediyorsunuz, bu da sizi sürekli olarak üretmeye yöneltiyor.