murathan mungan

yalnız bir opera şiiri şaheserdir.
şiirden bir kesit

yaz başıydı gittiğinde. bir aşkın ilk günleriydi daha. aşk mıydı,
değil miydi? bunu o günler kim bilebilirdi? "eylülde aynı yerde ve
aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. altına saat: 16.00
diye yazmıştın, ve saat 16.04tü onu bulduğumda.
daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
takvim tutmazlığını
aramızda bir düşman gibi duran
zamanı
daha o gün anlamalıydım
benim sana erken
senin bana geç kaldığını
mardin'li yazar.

kitap okuma alışkanlığım kitabın türüne, ruh halime, popülariteye göre değil de yazara göre olmuştur her zaman.
bir kitaba değil de bir yazara başlamak gibi..
mungan da onlardan biriydi. kronolojik olarak neredeyse tüm kitaplarını okudum; sahaflardan sınırlı sayıda basılan dogdugum yuzyıla veda ve elli parça'yı da bularak.

lakin " şairin romanı" kitabı için ayşe arman ile yaptıgı lansman ropörtajına kadar. aylar süren yazarı tanıma serüvenimin sonucu; bende uyandırdığı bütün masum,derin ve samimi izlenimleri yok eden fazla snob tavrı oldu. sonra yayımlanan kitaplarında da ne eski samimiyeti yakaladım ne de derinliği..

...

paramparça ediyorsun
anonim solgunluğunda
bir zamanlar benim olan her şeyi
ne hakkın vardı buna ?
hani herkes arkadaş,
hani oyunlar sürerken.
kimse bize ihanet etmemiş,
biz kimseyi aldatmamışken.
hani biz kimseye küsmemiş,
hani hiç kimse ölmemişken.
eskidendi, çok eskiden...
türk edebiyatının "iyi ki"lerinden. insanı ince noktasından bıçaklayan şiirlerin, kelimelerin sahibi.
anadolu'nun ikilemli, çelişkili, ızdıraplı ve kısır topraklarından çıkmış muhteşem cevherlerden birisidir. dünya çapında tanınmış olan tüm edebiyatçı, yazar, şair ve benzeri sanatçılardan daha nitelikli ve donanımlıdır. uygulamalı görsel sanatlar hariç, sanatın diğer dallarında birçok eser verebilme gücüne sahip bir varlıktır.
adı, teni, ruhu ve eserleri çok yaşasın; ömrü uzun olsun ki, bu korkunç mekanda bize vereceği teselliler yaralarımıza her daim merhem olsun!

"masal derler, masala inanmazlar oğul. masala inanmayan, gerçeğe inanır mı hiç?" -m.mungan- (bkz: kırk oda)
*

kırılgan bir çocuğum ben.
yüreğim cam kırığı.
bütün duygulardan önce,
öğrendim ayrılığı.
saldırgan diyorlar bana,
oysa kırılganım ben.
gözyaşlarım mücevher.
saklıyorum herkesten,
ürküyorlar gözümdeki ateşten,
ürküyorlar dilimdeki zehirden,
ürküyorlar o dur durak bilmeyen,
gözü kara cesaretimden.
diyorlar: bir yanı sarp bir uçurum,
bir yanı çılgın dağ doruğu.
oysa böyle yapmasam ben
nasıl korurum içimdeki çocuğu?
bir yanım çılgın nar ağacı,
bir yanım buz sarayı.
kitaplarını okurken, kitabı bıraktığınız yerden tekrar okumaya başlaması güç olan yazar. birkaç sayfa geriden özet geçmek sorunu çözer. olaylar birbirini kovalamaktadır.
"zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır.
bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır."
şiirlerini de öykülerini de deli gibi özlediğimi farkettim bugün...
ya eski kitaplarını çıkartıp okumaya başlayacağım, ya da yeni eserlerinden birşeyler alacağım...

örneğin, " erkekler için divan" her yıl yeniden ve yeniden okunabilecek bir çekiciliktedir benim için...
kime ithaf etmişti bu eserini? "ömrümü hayat kılan tüm erkeklere!"
aslında sözleri paylaşılır çokça görürsünüz ....bla bla bla....... -murahan mungan diye. bu tür paylaşımlar sonucu özlü sözlerden soğusam da bana, düşüncelerime o kadar paralel bir sözü var ki yazmadan geçemeyeceğim.

beden dediğin aşka vesile, insan ruhlara aşık olur, sevdikçe başkasını kendinde bulur.

insan ruha aşık olur, ruh bir bedendedir, bir cinsiyettedir ama bu ruh kimdedir bilemezsin. bu yüzden aşk erkekte, bir kadında, uzun boyluda, kısa boyluda diye sınırlandırmak bence doğru değildir.
bir zamanlar çok iyi kitaplar yazan, şimdinin tükenmiş edebiyatçısı. zamanında türk edebiyatı'nın tartışmasız figürlerinden biriyken müthiş bir yazamama sıkıntısının içine yuvarlanmıştır. eski kitaplarına binbir türlü kapaklar tasarlatarak piyasaya sürme stratejisi bile murathan mungan'ı doğrultmaya yetmedi, yetmeyecek. mungan, zirveden aşağı yuvarlanmış eski bir edebiyatçıdır. keşke yine güzel hikayeler yazsa, şiir kitapları çıkartsa hatta romanlar yazsa diyeceğim ama zor, çok zor.

ps: hangimiz yaz geçer kitabını başucumuza koymadık ki?

(bkz: yüksek topuklar)
"herkes birbaşkası olmak ister aslında. bu yüzden kimse kendisi kalamaz. kimi insanlar da yüklenemeyecekleri ya da sürdüremeyecekleri masalları yaşamaya kalkışır" demiş, önünde saygıyla eğiliriz.
ne geçmiş tükendi
ne yarınlar
hayat yeniler bizleri
geçse de yolumuz bozkırlardan
denizlere çıkar sokaklar
cenk hikayleri gibi müthiş bir kitabın yazarı.
çocukluğumda, kendisini cinsel kimliğiyle tanımış olduğum edebiyatçıdır. yani bana ilk aşamada kitaplarının özel olduğundan değil de o adamın yaşantısından bahsedilmişti. dikkatimi çekmişti haliyle. keşke insanlar sadece fikirleriyle ön planda tutulabilse.
roman,şarkı sözü,senaryo ve tiyatro yazarlığının yanı sıra şair kimliğiyle tanınsa ve bir yığın eser vermiş olsa da medyanın ve milletin aklı hep başka yerlerde olduğundan yıllardır konuşulan derya köroğlu ile birlikte olduğu dedikoduları üzerine şöyle bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır, umarım bu açıklamaya neden olanlar bir nebze de olsa utanmışlardır;

umarım şimdi utanırsınız.

" böyle bir yazı yazmak zorunda kaldığım için, önce okurlarımdan özür dilerim. onlar benim bu tür açıklamalar yapmaktan hoşlanmadığımı bilirler. hepimizin hakikatlere borcu vardır; buna sayın. hiçbir zaman iyi bir 'sosyal medya' takipçisi değildim; şimdilerdeyse bu mecraya sınırlı zaman ayırdığımı söyleyebilirim. benimle ilgili söylenen bir dolu yalan, iftira ve yakıştırmanın günlerin köpüğünde nasıl kaybolup gittiğini bildiğim için hiçbirinin takipçisi olmadım. dolayısıyla, benim "yeni türkü topluluğunun solisti derya köroğlu ile bir zamanlar sevgili olduğumuz" saçmalığını ilk duyduğumda gülüp geçtim. hatta derya'yla birlikte güldük. ama gördüğüm kadarıyla bu sefer işin tadı kaçtı; oradan buradan duyduğu yalan-yanlış her şeyi sosyal medyaya aktarmada sakınca görmeyen insanlar sayesinde bu durum sıradan bir yalan olmaktan çıkıp konuşulabilir bir şeymiş sanılmaya başlandı.

sosyal medya yalanlari...
öncelikle şunu söyleyeyim: biz derya köroğlu ile değil sevgili olmak, yakın arkadaş bile sayılmazdık. tanıştığımız sıralarda arkadaşım meral özbek ile evlendi. (kendisi 'yeni türkü'nün birçok şarkısının sözlerini yazmıştır. 'günebakan' başta olmak üzere; 'açelya', 'resim' ve 'rüzgar' gibi güzelim şarkıların sözleri onun elinden çıkmadır.) derya'nın oğlu yunus'un annesi, ikinci eşi sibel erülgen de ahbabımdır. ayrıca zamanında tüm kopyaları kaybolmuş olan 'başkasının hayatı' adlı senaryomun bir kopyasını kaç yıl sonra bulup bana getirdiği için, hayatım boyunca şükran duyacağım insandır kendisi. gördüğüm kadarıyla derya, şimdilerde üçüncü evliliğini yaptığı ayşe özgür köroğlu ile mutlu bir yaşam sürdürüyor. anlayacağınız, sosyal medya uydurmacılarının yalanlarıyla bizim hayatımız birbirini hiç tutmuyor.

biyik altindan güldü, geçti
şunu özellikle belirtmeliyim ki, derya köroğlu hayatımda gördüğüm 'heteroseksüel' olup da 'homofobik' olmayan insanlardan biridir. olayların mizahi yanına takılmayı bilen muzip özelliğiyle, tüm bu söylentiler karşısında bıyık altından gülümseyip geçti sanırım. bu saçmalıktan bir süre sonra rahatsız olduysa da, bir açıklama yapma gereği duymamış olması bile bir olgunluk göstergesi sayılmaz mı? derya, medya karşısında hep 'yeni türkü' olarak gözükmek istedi, evliliklerini 'magazine etmekten' kaçındı. "cezası" bu mudur?

kimliğimi hiç gizlemedim
benim güya onun için 'olmasa mektubun', 'istersen hiç başlamasın' gibi şiirler yazıp, derya'nın da karşılık olarak bunları bestelemiş olması zırvalıklarına gelince: 'söz vermiş şarkılar' kitabımda şarkılarımın yazılma serüvenlerini anlatırım, 'stüdyo kayıtları' kitabımda değinirim, ama okuyan kim! bir işin aslını öğrenmek yerine, oradan buradan duydukları yalan yanlışla kirli merakları kışkırtmak varken... öncelikle iki şarkının da bestecisi derya değildir. ilk şarkı yunanlı besteci manos loizos'undur. adından da anlaşılacağı gibi, şarkıyı söyleyeni 'fonetik olarak' rahatlatsın diye, 'ola se thimizun'u 'olmasa mektubun' yapmıştım. anlayacağınız ortada ne ayrılık vardı, ne de mektup! keşke bunu yalnızca bir şarkı olarak dinlemeyi deneseniz. ikinci şarkının bestecisi ise selim atakan'dır. 'şarkıcı kız kezban'ın önlenebilir tırmanışı' adlı müzikal için yazılmış bu şarkı, dolayısıyla benim ruh halimi değil, konu gereği ilerleyen yaşında karşısına çıkan genç erkeğe seslenen müzikalin kahramanı kezban'ın ruh halini yansıtmaktadır. istanbul'a taşındığımız yıllarda söz yazarı ve besteci olarak bir işbirliği içine girdik derya'yla, dostluğumuz, arkadaşlığımız pekişti; 'fırtına', 'dönmek', 'aşk yeniden' ve 'ağır kapı' böyle ortaya çıktı. cezası bu mudur? ben kendimi ve kimliğimi hiçbir zaman gizlemedim ama mahremimi korumaya hep özen gösterdim. sanırım burada benim kimliğini açıkça üstlenen varlığımdan ötürü çevremdekileri de içine çeken homofobik bir cezalandırma mekanizması işliyor. yazdığım şarkıları söylemekten başka bir ilgisi olmayan 'heteroseksüel' bir adamı, ısrarla sevgilimmiş gibi göstermek, hakkımızda asılsız hikayeler uydurmak, kaç yıldır onca insanın anılarına eşlik etmiş bu şarkılara yalan tarihler yazmaya kalkışmak tek kelimeyle ayıptır. benim diyeceklerim bu kadar. umarım utanırsınız."
radikal gazetesine vermiş olduğu röportajda sevgilimin çok zeki olmasına gerek yok, güzel olsun yeter, benim zekam ikimize de yeter diyen, yazdıklarının tam tersi işler yapan edebiyatçı. ayrıca varoş çocukları daha iyi sevişir demiş, defalarca rent boylar tarafından çorlanmıştır, buna rağmen akıllanmamıştır. bu sıralar sezen aksu'nun kendisine kanlıca'da aldığı evde oturmakta o yüzden de cihangir'den taşınmıştır.
olmasa mektubun yazdıkların olmasa kim inanır senle ayrıldığımıza dizelerinin sahibi. dizeler bir erkeğin başka bir erkeğe aşkını anlatmaktadır. siyaseten ve entellektüel olarak çok doğru bir yerde durduğuna inanırım.
incelemek isteyenler için web sitesi;

http://www.murathanmungan.com/
  • /
  • 2