let the sunshine

Durum: 41 - 0 - 0 - 0 - 19.09.2017 15:16

Puan: 610 - Sözlük Kezbanı

13 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 3

burak kut

bu ülkedeki en özel erkek seslerinden biri olduğunu düşündüğüm,popüler işlerinin hiçbirisini sevemediğim,gün geçtikçe unutulmasına ve piyasadan silinmesine üzüldüğüm,keşke müzikallerden parçalar,operalardan aryalar seslendirdiği bir albüm yapsa diye beklediğim şarkıcı.

yazarların yaptığı orospuluklar

düşününce sayıca pek de az olmadığını fark ettiğim ama sanırım en iddialısı yıllar yıllar önce bir akşam takıldığım,aradan dört beş sene geçtikten aynı semtte yaşamaya başladığımızı fark edip bir akşam görüştüğüm adam ve onun bir iki yıldır beraber olduğu sevgilisiyle “ x’in bilmem nereden eski arkadaşı” olarak tanışıp hep beraber rakı içtiğimiz,ilişkilerinde mutluluklar dilediğim,onların da bana aynı temennide bulunduğu gece hepimiz dağıldıktan beş dakika sonra o eski takılınılan adamla buluşup anıların hatrına sabaha kadar sevişmem ve bu olaydan sadece bir gün sonra üçümüzün yeniden buluşup “ne güzel akşamdı yaa,daha sık görüşelim” diye diye yeniden rakı içmemizdir. çok ayıp mı ayıp,yaptım mı yaptım!

evli gay

bu gruba dahil olanlardan bir kısmıyla yattığım için bende geçici olarak metres hissi yaratmış adamlardır.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği kitaplar

okumakta olduğum dönemde ve üzerinden zaman geçince sık sık değişmekle birlikte ilk aklıma geliverenler üst kattaki cinler-umut dağıstan, bir kedi bir adam bir ölüm-zülfü livaneli, benim adım kırmızı-orhan pamuk, resmi geçit-şebnem işigüzel, kıldan ince kılıçtan keskince-gülriz sururi, angela’nın külleri-frank mccourt, kızıla boyalı saçlar-kostas mourselas, gün olur asra bedel-cengiz aytmatov.

gereksiz yere yabancı dilde konuşma ve yazışma ihtiyacı duyan insan

2013 yılında gezi sonrası coşkuyla geçen onur yürüyüşünün ardından gidilen sugar cafe’de –ahh ahhh orası da yalan oldu gitti-tanıştığım,bayıldığım ve gecenin finalini beraber yaparız diye düşündüğüm çocukla konuşurken-bir yandan da sürekli içerken-onun tanıdığı bir çocuk daha geldi yanımıza,üçümüz yürüyüş ne güzeldi yaa falan diye sohbet ederken o bayıldığım çocuğun kafa bir anda gitti, yanımıza gelen arkadaşının anlattıklarını nedense bana ingilizceye çevirmeye başladı,önce geyik sandım,sonra afalladım,birkaç kere sordum napıyorsun falan diye ama adam kasa kasa her şeyi ingilizceye çevirmeye devam etti,ben de daha fazla kasmadım ve tüy oldum.ne oldu da öyle oldu hala çözemedim ama bundan daha gereksiz yere yabancı dilde konuşmak yoktur herhalde.

outdoor sex

bir mekanda önce bakıştığım,sonra tanıştığım,biraz sohbet edip en nihayetinde de gecenin finalinde bardan beraber çıktığım adamla “ acaba bana mı gideriz yoksa ona mı” diye düşünürken taksi bulmak gayesiyle yürüdüğümüz yolda tam da bir parkın bitimi ve otoparkın girişi noktasında öpüşmeye başlamamızla kendimizi durduramayıp devamını getirdiğimiz eylem neticesinde deneyimlediğim seks türü. yapmayı düşündüğümüz ve istediğimiz ne varsa o parkın bitimi,otoparkın girişi noktasında gerçekleşiverdiğinden kimsenin kimseye gitmesine gerek kalmamıştı tabi.pişman mıyım, değilim.bir daha olsa yapar mıyım,muhtemelen yaparım.

cihangir sauna

sosyal medyada hakkında türlü olumsuz şey okuduğum için yakın zamana kadar gitmekte tereddüt ettiğim ama geçtiğimiz hafta-çoğu zaman olduğu gibi-bulunduğu sokaktan geçerken içeriye giren iki tipi görünce “yaa bunlar gidiyorsa ben de giderim” diyerek pek de düşünmeden içeriye daldığım mekan. okuduklarımın zıttına ne yakınılacak bir pislik ne rahatsız edici müşteri grubu ne de kaba çalışanlarla karşılaştım. bayılınacak ya da övgüden yere göğe koyulamayacak bir mekan değil belki ama hijyen kaygısı duymadan,kimse tarafından rahatsız edilmeden iki saat geçirdim,gayet de keyif aldım. önyargım sebebiyle gitmediğim yılların açığını kapatmak için daha sık ziyaret etmek planlarım dahilinde.

anal seks

öncesindeki hazırlığı sebebiyle bir süredir yapmaya üşendiğim şey

neo bar

bence love dahil olmak üzere istanbul'un en iyi gay barı, özellikle dansçıları çok iyi,hele de bir harp var ki bakmaya doyum olmaz.

cheeky

beyoğlu'ndaki yerinden tarlabaşı bulvarına taşınmış mekan, öncekine oranla daha şık olmuş ancak büyüklük bakımından değişen pek bir şey yok. genellikle gece 03:00'ten sonra kalabalıklaşan, dark room'unda adım atacak yer olmayan, ilk başlarda insanların birbirini kesip dark room'a geçtiği,bir saatten sonra dark room'a girip kim kime denk gelirse şeklinde takıldığı yer.dark room'unda tıklım tıklım bir yığın insan oral seks yaparken arada inleme sesleri de gelebilir,ayaküstü kolileşenlerin sayısı hiç de az değildir.dikkat edilmesi gereken tek şey her türlü tip takıldığı için cüzdana sahip çıkmaktır.

demet evgar

sarp levendoğlu'ndan kısa sürede ayrılmazsa gördüğüm yerde saçını başını yolacağım kişidir.

alican yücesoy

aman yarabbi,nasıl olmuş da kimse hakkında bir şey yazmamış dediğim kişi. ilk olarak birkaç filmde gördüğüm ama niyeyse pek beğenmediğim,sonra sertab erener'in klibinde içimde bir şeyleri titretmeye başlayan, şubat'la birlikte beni benden alan, intikam'a katılmasıyla birlikte keyfime keyif atan iyi oyuncu,iyi insan..bunların yanı sıra bir de yakışıklı,bir de seksi,bir de tatlı..sarı saç,mavi göz ve bu kadar erkeksi bir hava pek kolay bir araya gelmiyor.bugün gazetelerde yer alan habere göre beş aydır evli olduğu melissa sözen'den ayrılıyormuş.teselliye ihtiyacı varsa ben her daim hazırım.

izmir'de gay olmak

istediğin yerde içki içmek ve istediğin oranda dekolte giymek dışındaki konularda son derece muhafazakar olan izmir'de gay olmanın hiçbir avantajı yoktur.mesela yılbaşı gecesi alsancak'ta gecenin dördünde bir taksici gay olduğunu anlayıp " ibneleri almıyoruz" diyebilir.o nedenle bu ülkenin birçok yerinde olduğu gibi izmir'de de gay olmak boktan bir durumdur.

behzat uygur

sevmediğim adamın sevmediğim oğlu. televizyonda boktan programlar yapar, komedi diye işin suyunu çıkarır, yavan esprilerine en çok kendi güler.tabi bir de en belirgin özelliği homofobik ve transfobik olmasıdır, eline malzeme geçti mi hemen zehir saçar.

murathan mungan

roman,şarkı sözü,senaryo ve tiyatro yazarlığının yanı sıra şair kimliğiyle tanınsa ve bir yığın eser vermiş olsa da medyanın ve milletin aklı hep başka yerlerde olduğundan yıllardır konuşulan derya köroğlu ile birlikte olduğu dedikoduları üzerine şöyle bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır, umarım bu açıklamaya neden olanlar bir nebze de olsa utanmışlardır;

umarım şimdi utanırsınız.

" böyle bir yazı yazmak zorunda kaldığım için, önce okurlarımdan özür dilerim. onlar benim bu tür açıklamalar yapmaktan hoşlanmadığımı bilirler. hepimizin hakikatlere borcu vardır; buna sayın. hiçbir zaman iyi bir 'sosyal medya' takipçisi değildim; şimdilerdeyse bu mecraya sınırlı zaman ayırdığımı söyleyebilirim. benimle ilgili söylenen bir dolu yalan, iftira ve yakıştırmanın günlerin köpüğünde nasıl kaybolup gittiğini bildiğim için hiçbirinin takipçisi olmadım. dolayısıyla, benim "yeni türkü topluluğunun solisti derya köroğlu ile bir zamanlar sevgili olduğumuz" saçmalığını ilk duyduğumda gülüp geçtim. hatta derya'yla birlikte güldük. ama gördüğüm kadarıyla bu sefer işin tadı kaçtı; oradan buradan duyduğu yalan-yanlış her şeyi sosyal medyaya aktarmada sakınca görmeyen insanlar sayesinde bu durum sıradan bir yalan olmaktan çıkıp konuşulabilir bir şeymiş sanılmaya başlandı.

sosyal medya yalanlari...
öncelikle şunu söyleyeyim: biz derya köroğlu ile değil sevgili olmak, yakın arkadaş bile sayılmazdık. tanıştığımız sıralarda arkadaşım meral özbek ile evlendi. (kendisi 'yeni türkü'nün birçok şarkısının sözlerini yazmıştır. 'günebakan' başta olmak üzere; 'açelya', 'resim' ve 'rüzgar' gibi güzelim şarkıların sözleri onun elinden çıkmadır.) derya'nın oğlu yunus'un annesi, ikinci eşi sibel erülgen de ahbabımdır. ayrıca zamanında tüm kopyaları kaybolmuş olan 'başkasının hayatı' adlı senaryomun bir kopyasını kaç yıl sonra bulup bana getirdiği için, hayatım boyunca şükran duyacağım insandır kendisi. gördüğüm kadarıyla derya, şimdilerde üçüncü evliliğini yaptığı ayşe özgür köroğlu ile mutlu bir yaşam sürdürüyor. anlayacağınız, sosyal medya uydurmacılarının yalanlarıyla bizim hayatımız birbirini hiç tutmuyor.

biyik altindan güldü, geçti
şunu özellikle belirtmeliyim ki, derya köroğlu hayatımda gördüğüm 'heteroseksüel' olup da 'homofobik' olmayan insanlardan biridir. olayların mizahi yanına takılmayı bilen muzip özelliğiyle, tüm bu söylentiler karşısında bıyık altından gülümseyip geçti sanırım. bu saçmalıktan bir süre sonra rahatsız olduysa da, bir açıklama yapma gereği duymamış olması bile bir olgunluk göstergesi sayılmaz mı? derya, medya karşısında hep 'yeni türkü' olarak gözükmek istedi, evliliklerini 'magazine etmekten' kaçındı. "cezası" bu mudur?

kimliğimi hiç gizlemedim
benim güya onun için 'olmasa mektubun', 'istersen hiç başlamasın' gibi şiirler yazıp, derya'nın da karşılık olarak bunları bestelemiş olması zırvalıklarına gelince: 'söz vermiş şarkılar' kitabımda şarkılarımın yazılma serüvenlerini anlatırım, 'stüdyo kayıtları' kitabımda değinirim, ama okuyan kim! bir işin aslını öğrenmek yerine, oradan buradan duydukları yalan yanlışla kirli merakları kışkırtmak varken... öncelikle iki şarkının da bestecisi derya değildir. ilk şarkı yunanlı besteci manos loizos'undur. adından da anlaşılacağı gibi, şarkıyı söyleyeni 'fonetik olarak' rahatlatsın diye, 'ola se thimizun'u 'olmasa mektubun' yapmıştım. anlayacağınız ortada ne ayrılık vardı, ne de mektup! keşke bunu yalnızca bir şarkı olarak dinlemeyi deneseniz. ikinci şarkının bestecisi ise selim atakan'dır. 'şarkıcı kız kezban'ın önlenebilir tırmanışı' adlı müzikal için yazılmış bu şarkı, dolayısıyla benim ruh halimi değil, konu gereği ilerleyen yaşında karşısına çıkan genç erkeğe seslenen müzikalin kahramanı kezban'ın ruh halini yansıtmaktadır. istanbul'a taşındığımız yıllarda söz yazarı ve besteci olarak bir işbirliği içine girdik derya'yla, dostluğumuz, arkadaşlığımız pekişti; 'fırtına', 'dönmek', 'aşk yeniden' ve 'ağır kapı' böyle ortaya çıktı. cezası bu mudur? ben kendimi ve kimliğimi hiçbir zaman gizlemedim ama mahremimi korumaya hep özen gösterdim. sanırım burada benim kimliğini açıkça üstlenen varlığımdan ötürü çevremdekileri de içine çeken homofobik bir cezalandırma mekanizması işliyor. yazdığım şarkıları söylemekten başka bir ilgisi olmayan 'heteroseksüel' bir adamı, ısrarla sevgilimmiş gibi göstermek, hakkımızda asılsız hikayeler uydurmak, kaç yıldır onca insanın anılarına eşlik etmiş bu şarkılara yalan tarihler yazmaya kalkışmak tek kelimeyle ayıptır. benim diyeceklerim bu kadar. umarım utanırsınız."

ka bar

izmir'de bulunan tek gay bar.( aksaray birahanesi havasındaki ehl-i keyf ve zaman zaman düzenlenen dreamboy partilerini saymazsak izmir'deki gaylerin düzenli tek eğlence mekanı) alsancak kıbrıs şehitlerinin sonunda bornova sokağı'nın bir arkasındaki sokakta. küçük ve basık bir mekan, müzik kalitesi de olduğu söylenemez ama tek olmasından kaynaklı giriş ücretli. içerisi her sınıftan gayler,rentboylar,travestiler ve eşcinsel olmadığını iddia eden ama ona orada ne aradığı malum olan adamlarla dolu. birkaç kez gittim, kavgaya gürültüye herhangi bir rahatsız edilmeye rastlamadım.içerideki tiplerin yanı sıra giriş kapısının karşısı mekana girmeyen ( giremeyen ) tiplerle dolu. burada biriyle tanışmak mümkün olduğu gibi eğer bahtsız bir insansanız ya da o gün şanssız gününüzdeyseniz tanışma faslını geçip takılabileceğiniz ücretli birini bulma ihtimali çok yüksek. mekanın küçüklüğü ve havalandırmanın yetersizliği sebebiyle ter kokusundan bunalıp ara ara kapının önüne çıkmak iyi gelebilir, personeli genel olarak cana yakın ve ilgili.yalnız tuvaletlerin önündeki lavaboların olduğu bölümde sakın kimseyle öpüşmeye kalkmayın,tuvaletçi teyze başka bir şey yaptığınızı sanıp size beddua edebilir.( belki de haklıdır, neler olup bitiyordur bilemiyorum ama gay barda sevgiliyle anneyle basılma hissi yaşamak istemiyorsanız dikkatli olun)

ayı sözlük gay pride zirvesi 2013

bu yıl ilk defa onur yürüyüşüne katılacağım, tabi hazır iki günlüğüne istanbul'a gelmişken de ne kadar etkinlik varsa sanırım hepsinin içinde yer alacağım.

ayı sözlük ikinci yazarlar zirvesi

bir hafta daha geç düzenlenmiş olsaydı katılmış olduğum zirve olacaktı.

kenan ece

aynı uçakla izmir'e seyahat ettiğim için kendisini yol boyunca bol bol izledim-evet yaptım bunu-televizyonda göründüğü kadar yakışıklı ve sempatik..üstelik havaalanında bilet kontolü sırasında yolculardan birinin 3-4 yaşındaki kızının oynarken hafifçe düşmesi karşısında çocuğun anne babasından bile daha hızlı şekilde çocuğu kaldırmak için çantasını bırakıp küçük kızın yanına gitmesiyle da hepimizin gönlünü fethetti.

murat dalkılıç

ilk başlarda hiç dikkatimi çekmeyen,kıyamadım ikimize ile sesinin güzelliğini, bir güzellik yapsana ile yakışıklılığını fark ettiğim, lüzumsuz savaş ile iyiden iyiye hayran olduğum, geçen yaz sugar&spice'da yan masada oturanın kendisi olduğunu gittikten sonra fark etmemle kahrolduğum ve dün gece rüyamda olmayan bir şarkının olmayan klibini izlerken bir sahnede dans ederken poposunun göründüğü ve bu rüyanın etkisinden an itibariyle kurtulamadığım hayallerimin adamıdır..
  • /
  • 3
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 41

ilk cinsel deneyim

hiçbir bahane bulamayacağım olaydır.gayet ayıkken,benden 9 yaş büyük,birkaç haftadır tanıdığım adamla biraz sohbet edip kahve içtikten sonra çantamı bırakmak için uğradığım otelde öpüşmeye başlamamızla benim için birdenbire ilki gerçekleşen olaydır.pişman mıyım? hayır. peki mal gibi ben ilk defa olduğunu karşımdakine söyledim mi?evet söyledim.o bundan etkilendi mi?en azından öküz değildi.

nejat işler

karizmatik,gizemli,seksi olmasına kadın erkek herkes tarafından fena halde kafa takılmış olmasına rağmen gerçekten iyi bir oyuncudur..ha tabi bir de şu gerçek var ki fena halde seksidir...

mert fırat

kimselere benzemeyen bir hali vardır..yakışıklıdır,duyarlıdır,sempatiktir,insanda hem sevişme hem bağrına basma isteği uyandırır.reklamda,dizide,tiyatroda,sinemada hep bir yerden yakalar insanı.başka dilde aşk'ı, testosteron'u herkes görmelidir.

sugar cafe

tadilat nedeniyle bir ay kapalı kaldıktan sonra mayıs ayından itibaren aynı yerde yenilenmiş haliyle hizmet vermeye devam eden,gündüzleri genellikle sakin olan,akşam 20:00'den sonra gittikçe kalabalıklaşan,gayet sıcak insanların çalıştığı kaliteli mekan..

bay j

yıllarca niyeyse hiç ilgi alanıma girmemiş olmasına olmasına rağmen katıldığı benzemez kimse sana yarışmasıyla benim için güzel sesli,güzel gülümseyen,seksi bir adam haline geliverdi.daha çok görmeyi umuyoruz..

evli gay

bu gruba dahil olanlardan bir kısmıyla yattığım için bende geçici olarak metres hissi yaratmış adamlardır.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.