murathan mungan

yalnız bir opera şiiri şaheserdir.
şiirden bir kesit

yaz başıydı gittiğinde. bir aşkın ilk günleriydi daha. aşk mıydı,
değil miydi? bunu o günler kim bilebilirdi? "eylülde aynı yerde ve
aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. altına saat: 16.00
diye yazmıştın, ve saat 16.04tü onu bulduğumda.
daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
takvim tutmazlığını
aramızda bir düşman gibi duran
zamanı
daha o gün anlamalıydım
benim sana erken
senin bana geç kaldığını
kitaplarını okurken, kitabı bıraktığınız yerden tekrar okumaya başlaması güç olan yazar. birkaç sayfa geriden özet geçmek sorunu çözer. olaylar birbirini kovalamaktadır.
incelemek isteyenler için web sitesi;

http://www.murathanmungan.com/
olmasa mektubun yazdıkların olmasa kim inanır senle ayrıldığımıza dizelerinin sahibi. dizeler bir erkeğin başka bir erkeğe aşkını anlatmaktadır. siyaseten ve entellektüel olarak çok doğru bir yerde durduğuna inanırım.
türk edebiyatının "iyi ki"lerinden. insanı ince noktasından bıçaklayan şiirlerin, kelimelerin sahibi.
bir zamanlar çok iyi kitaplar yazan, şimdinin tükenmiş edebiyatçısı. zamanında türk edebiyatı'nın tartışmasız figürlerinden biriyken müthiş bir yazamama sıkıntısının içine yuvarlanmıştır. eski kitaplarına binbir türlü kapaklar tasarlatarak piyasaya sürme stratejisi bile murathan mungan'ı doğrultmaya yetmedi, yetmeyecek. mungan, zirveden aşağı yuvarlanmış eski bir edebiyatçıdır. keşke yine güzel hikayeler yazsa, şiir kitapları çıkartsa hatta romanlar yazsa diyeceğim ama zor, çok zor.

ps: hangimiz yaz geçer kitabını başucumuza koymadık ki?

(bkz: yüksek topuklar)
en son eldivenler,hikayeler kitabını severek okuduğum yazar.
radikal gazetesine vermiş olduğu röportajda sevgilimin çok zeki olmasına gerek yok, güzel olsun yeter, benim zekam ikimize de yeter diyen, yazdıklarının tam tersi işler yapan edebiyatçı. ayrıca varoş çocukları daha iyi sevişir demiş, defalarca rent boylar tarafından çorlanmıştır, buna rağmen akıllanmamıştır. bu sıralar sezen aksu'nun kendisine kanlıca'da aldığı evde oturmakta o yüzden de cihangir'den taşınmıştır.
kibrit çöpleri ve kum saati adlı minik ama içi bir sürü turşucuk dolu olan kitaplarını imzalatmayı başardığım şair ve yazar
"herkes birbaşkası olmak ister aslında. bu yüzden kimse kendisi kalamaz. kimi insanlar da yüklenemeyecekleri ya da sürdüremeyecekleri masalları yaşamaya kalkışır" demiş, önünde saygıyla eğiliriz.
*

kırılgan bir çocuğum ben.
yüreğim cam kırığı.
bütün duygulardan önce,
öğrendim ayrılığı.
saldırgan diyorlar bana,
oysa kırılganım ben.
gözyaşlarım mücevher.
saklıyorum herkesten,
ürküyorlar gözümdeki ateşten,
ürküyorlar dilimdeki zehirden,
ürküyorlar o dur durak bilmeyen,
gözü kara cesaretimden.
diyorlar: bir yanı sarp bir uçurum,
bir yanı çılgın dağ doruğu.
oysa böyle yapmasam ben
nasıl korurum içimdeki çocuğu?
bir yanım çılgın nar ağacı,
bir yanım buz sarayı.
aslında sözleri paylaşılır çokça görürsünüz ....bla bla bla....... -murahan mungan diye. bu tür paylaşımlar sonucu özlü sözlerden soğusam da bana, düşüncelerime o kadar paralel bir sözü var ki yazmadan geçemeyeceğim.

beden dediğin aşka vesile, insan ruhlara aşık olur, sevdikçe başkasını kendinde bulur.

insan ruha aşık olur, ruh bir bedendedir, bir cinsiyettedir ama bu ruh kimdedir bilemezsin. bu yüzden aşk erkekte, bir kadında, uzun boyluda, kısa boyluda diye sınırlandırmak bence doğru değildir.
"daha o gun anlamaliydim, benim sana erken senin bana gec kaldigini." yillarca duvarimda asili duran tablodaki sozun sahibi.
ne geçmiş tükendi
ne yarınlar
hayat yeniler bizleri
geçse de yolumuz bozkırlardan
denizlere çıkar sokaklar
cenk hikayleri gibi müthiş bir kitabın yazarı.
kendi hayatını göze alamayan lgbtt'lerin, özellikle erkek eşcinsel ve biseksüellerin en çok nefret ettiği ve bu nefretlerini de entellektüalize ederek dile getirmeye çalıştığı şair, yazardır. kendisiyle ilgili bolca efsane mevcuttur. hatta, her geçen gün buna yenileri eklenmektedir: kanlıca'da sezen aksu'nun ev aldığı da en yenilerindendir. lgbtt'ler böyledir: uzaktan gördükleri insanları, aynı bara birkaç defa gitmiş olmaları sebebiyle "kanka" olarak pazarlamayı severler. nefret ettiği bir insandan nemalanmak nasıl bir ruh halindir öyle!
romanlarını,hikayelerini,şiirlerini hayranlıkla okurum,ruh durumunu öyle iyi anlatır ki kitaplarındaki bir parçanın da siz olduğunuzu anlarsınız,sizi anlatmıştır aslında,sizin yerinize konuşmuştur
çocukluğumda, kendisini cinsel kimliğiyle tanımış olduğum edebiyatçıdır. yani bana ilk aşamada kitaplarının özel olduğundan değil de o adamın yaşantısından bahsedilmişti. dikkatimi çekmişti haliyle. keşke insanlar sadece fikirleriyle ön planda tutulabilse.
  • /
  • 2