karşılıklı yürürken göz göze gelip geçtikten sonra arkanızı döndüğünüzde o kişi de dönmüş size bakıyorsa, anında düşün peşine.
sonradan farkettim ki başlık hoşlanılan kişi hakkındaymış. benimki tamamen yabancılar üzerinde geçerli olan bir yöntemdir. buna güvenerek tanıdıklarınızın peşine düşüp sonra bana gelmeyin.
devletin kanalı olan trtnin halka attığı ( ya da soktuğu bilemedim şimdi) büyük bir kazık. bütün tv, radyo gibi cihazlarda olurdu eskiden. hala var mı bu uygulama bilmiyorum ama çocukluğumuzda o kadar korkardık ki, bandrol olmayan televizyonları gelip alıyorlarmış dedikleri için televizyonun arkasındaki o bandrole el bile sürülmezdi.
trtde dansöz izleyebilmeniz demekti. yılbaşını sadece bunun için bekleyenleri bilirim. trt daha sonra burçin orhon'u çıkartmaya başlamıştı ve onda da öyle bir duman salarlardı ki hiçbir şey görünmezdi.
mehmet aslantuğ, osman yağmurdereli, erol taş ve gülen karaman'ın oynadığı dönemine göre çok ama çok güzel olan ve trtnin sevilen polisiye dizisi. dizi olayla başlar, bir suç işlenir ve ardından açılış müziği girerdi. açılışta ayakkabısından bıçak çıkaran adamdan o kadar korkardım ki her seferinde ödüm kopardı. erol taş babacan amir, mehmet aslantuğ karizmatik polis, osman yağmurdereli hafif şapşal ama mangal yürekli partner ve güler karaman da osman yağmurdereliye gizliden sevdalı polis memurunu canlandırırdı.
orijinal adı dempsey and makepeace olan ve birbirleriyle anlaşamayan kadın ve erkek polis karakterlerin üzerine kurulu polisiye dizi. amerikalı polisimiz asiliği yüzündendi galiba ingiltereye yollanıyordu ve orada da partner olarak kendisine o dönemde herkesin içinin gittiği makepeace veriliyordu. bunlar sürekli didişir, alttan alta amerikan ingiliz farklılıkları üzerine espriler yapılırdı.
ülkemizde gözlerindeki sır adıyla gösterilen ve 2010 yılının en iyi yabancı film oscarını alan ispanya filmi. adına yaraşır biçimde bu filmde bakışlar öyle güzel çekilmiştir ki diyaloglar ayrı bir katmanken bakışlar bambaşka bir katmanı oluşturur. hikayesinin sağlamlığı ve diyalogların güzelliğiyle kesinlikle izlenilmesi gereken filmlerden.
orijinal adı generations olan ve döneminde fırtınalar estiren abd pembe dizisi. başrolündeki kelly rutherford o kadar sevilmişti ki şapşallıklarıyla ve güzelliğiyle türkiye'ye bile gelmiş ve olay olmuştu. hiç unutmam hıncal uluç onunla ilgili olumsuz bir yazı mı yazmıştı ne o kadar eleştirilmişti ki. bir de dizide esas oğlan kyle masters vardı ki uzun saçlarıyla ve yakışıklılığıyla o dönemin kızlarının dibinin düşmesine neden olmuştu. evindeki üst kattan alt kata inen o direkten keşke bizim evde de olsa diye iç geçirirdik. o kadar meşhur olmuştu ki onunla ilgili tekerlemeler söylenirdi mahallede çocuklar arasında elbisem mor, sem witmor diye; bir bu kalmış aklımda ama istisnasız bütün karakterler için vardı. hey gidi hey.
akıllı bir köpekle sahibi olan çocuğun maceralarını anlatan dizi. bu lassie benim ben diyen insandan akıllı, şefkatli ve pratik zekalıydı. galiba lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor sözüyle internet aleminde bir fenomen haline gelmiştir.
melmac gezegeninden gelen ve bütün ailenin düzenini bozan müşfik kenterin sesiiyle sevilirliği tavan yapan karakter. kedi yemeyi sevdiği için evin keisiyle olan çatışmaları muhteşem olurdu. benzersiz dizilerdendir.
he man'in kızkardeşi olan çizgi film karakteri. he man'in bir nevi dişi versiyonu diyebiliriz. he man erkeklere örnek oluyorken bu da kızlar için yapılmış gibiydi.
starda yayınlanması sebebiyle izleyemediğim ama sağda solda gördüğümde içimin gittiği başrollerinde kediye benzeyen acayip yaratıkların olduğu çizgi dizi.
sürekli ama bu haksızlık öyle değil mi diyerek ağlak ağlak ortada dolaşan, kırık yumurtadan şapkası olan kara bir civcivin maceralarını anlatan çizgi film. mecburiyetten izlerdik genelde, sevilecek bir şey değildi ama şimdi hatırladığımda beni o günlere götürmesi açısından o kadar değerli ki.
orijinal adı les mysterieuses cites d'or olan çocukluğumun en güzel çizgi dizilerindendir. muhteşem bir açılı müziğine sahiptir ki yıllar önce sözsüz halini bulmak için internet alemini talan etmiştim; hala listemde vardır sık sık dinlerim. esteban, zia ve tao ana karakterlerdi. her bölümün sonunda genel kültür nitelikli bilgiler verilirdi ki gerçekten çok zevkli ve ilgi çekiciydi. o dönem çocuklarının bir çoğunun eski medeniyetlere olan ilginin kaynağı bu çizgi dizidir. efsanevi başlangıç için de :
vakti zamanında trtde yayınlanan ve özel güçleri olan aile üyelerinin bu güçlerini etrafındakilerden saklayarak hayatlarına devam etmesini anlatan japon çizgi dizisi. ilk izlediğim anda normal bir çizgi film olmadığını anlamıştım, keza olaylar, muhabbetler o dönemin çizgi dizilerinden farklıydı. okuldan nasıl koşarak gelirdim yetişebilmek için.
trtnin efendi adam ekolünün en başarılı temsilcisi olan erhan konuk tarafından sunulan yabancı müzik programı. müzik yelpazesinden daha çok severdim çünkü daha güncel şarkılar çalardı ve ne kadar cyborg gibi görünse de erhan konuk, sezen cumhur önal2dan daha sevimliydi bence.
gayradarı açıp hedefe kilitlenip ayrıntılara dikkat ederek parçaları birleştirdiğinizde kolay olmasa da en azından imkansız olmayan eylemdir. ardından uygun ortamı yaratacak olan faaliyetler düzenlenerek birlikte akşam dışarı çıkma, halı saha maçı, hamam sefası, birlikte porno izleme derken son gölü atmanız işten bile değildir.
senede 1 kere mutlaka izlediğim en güzel eşcinsel temalı dizi. michaelın annesine ve emmet karakterlerini çok severim. brian karakteriyle ilgili bir replik" tanrı onu eşcinseller için yarattı"dır ve diziyi izleyince ne kadar dogru olğunu anlarsınız
altyapısı gayet güçlü olan şarkı. seçil bunun ardından unutursun gönlüm adlı şarkının klibinde oyuncak bebek rolüne girmişti; şarkı da klip de güzeldi. kaza falan derken yazık oldu seçile. hala playlistimdedir.
ingiliz komedileri içinde yeri apayrı olan 4 sezon 24 bölümden oluşan mükemmel dizi. internet ve teknoloji ile birazcık ilgiliyseniz yapılan göndermelere ve esprilere doyamayacağınızı garanti ederim.
spoiler
bomba imha robotunu kontrol eden bilgisayarın işletim sisteminin vista olduğunu öğrendikleri sahne muhteşemdir.
- dede bize yine 26 kasım hikayeni anlatsana.
- ......ve o gün tarihe ayıların azdığı gün olarak geçti. ondan sonra her yıl aynı tarihte etkinlikler, kutlamalar ve şölenler. gerisini zaten biliyorsunuz. işte yavrularım 26 kasım'ın ortaya çıkma hikayesi.
deliği tutturamamak başlığıyla akla gelen ve tuvalette yaşanılan berbat olaylardır. iş bu girideki maddeler aşırı derecede pislik içerdiğinden gizli bakınızla verilecektir sonra vay efendim bilmem ne demeyin.
* * * * * * * *
nasıl ki zincirlikuyu mezarlığının girişinde her canlı ölümü tadacaktır yazıyor, tekyönün girişine de şöyle yanar dönerli ışıklarla yazdırılması gereken cümle.*
en kaba tabiriyle *,* seks. sözlükte tarattığımda kimsenin hakkında bir şeyler yazmadığını gördüm. altta yazan " scat sex diye bir konu bulunamadı.. scat sex başlığına google'da bak.. ya da kendine biraz güven ve bu başlığı sen aç" yazısı hiç bu kadar manidar gelmemişti bana.