porter

Durum: 1553 - 0 - 0 - 0 - 31.08.2019 00:34

Puan: 25466 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

3d artist
  • /
  • 78

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

mekan: filika meyhane
adres: can yücel sokak no:14 kıbrıs şehitleri / alsancak
fiyat/içerik: balık-tavuk-köfte alternatifli 1 deniz mahsullü menü; 65 tl
deniz mahsülsüz sadece mezeli menü ise; 55 tl

kalınabilecek yer olarak: alsancaktaki kalınabilecek oteller bütçeyi zorlayabilir, ama günlük ev konusunda şöyle bir fikir verebilirim 60 tl kadar evler var, * adresinden bakmıştım, gelecek olanlardan bir kaç kişi toplanıp pekala tutulabilir. *

filika meyhanenin facebook sitesi http://www.facebook.com/filikameyhanecaf...

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

yavaş yavaş gelecek olanların haricinde muallakta kalan yazarların, gelip gelemeyeceklerini kesinleştirmesi gerekiyor. cuma günü kişi sayısına göre rezervasyon yapacağız. ve belirtilen 2 menü vardır, çoğunluğun isteğine göre menü seçip onu da rezervasyonu belirtirken belirtmemiz gerekiyor.

üstteki yazar

rakı içilebilecek yazarlar arasında kafamda ki yerini oluşturmuş kişidir efem.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

nikimsi nin sorularına cevaben ;
akşam geç saatlerde ayrılmayı düşünmüyoruz en azından devamında katılmak isteyenlerle geceyi devam ettireceğiz, yani sabahlayacağız gibi görünüyor. ulaşım konusunda gece 12den sonra belirli olan semtlere baykuşlar var * kalma yeri ise eğer kalmak isteyenler alsancak da günlüğü uygun evler var kişi başı hesabı yapıldığı zaman da makul olabilir.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

gelecek olan arkadaşların zirvetörden kendilerini belirtseler ne de güzel olur *

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

ege'ye, izmir'e yakışır bir rum meyhanesinde * mavi beyaz ahşap sandalyeleri ve beyaz duvarlarında rum müzikleri çalan ferah bir yer filika. daha önceden deneyimlenmiş olup geçerli not alan bir mekan. * *

izmir artık silkelenip, canlanmaya başlayacak şimdiden sinyallerini vermek isterim. sinner bear ile oturup kordon güneşine nazır biralarımızı içerek gelecek olan zirve planlarını heyecanla yaptık. özlemişiz ama bu heyecanı. *

ayı sözlük itiraf

çalıştığım şirket çoğunluğu sağ görüşlü; cuma günü namaza giden, üretim de dini radyo dinleyen kişiler ile çalışıyorum. benim de ateist görüşlü olduğumu öyle ya da böyle biliniyor, esprili yahut kinayeli şekilde baskı kuruyorlar ve bu benim canımı çok sıkıyor. biraz daha ileri giderek dışlandığımı felan düşünüyorum. küpe takıyor oluşumda cabası tabi. iş yerimdeki performansım da, günlük hayat modum da düşüyor.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

sinner bear ile zirve için, aklımızda olan yerlere bakmak ve kararlaştırmak için; pazar günü akşam beş gibi alsancak'ta buluşacağız. gelmek isteyen olursa, bilgisine.

ayı sözlük itiraf

harry potter'ın ilk filmi felsefe taşında ron weasley'e aşık olmuştum.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

şimdilik 12 eylül diye belirledik, saat ve mekan konusunda henüz bir yer belirlemedik. en kısa zaman da kesinleştirip, haber vereceğiz.

zagor

anneanne olmuş muradına ermiştir. * sevimli kızı tanem doğumunu yapmış 5 tane minnak yavrusu olmuştur. her anneye nasip olmaz kendi kızının doğumunu yaptırmak, bunu da deneyimlemek varmış hayatta. tebrik ederim.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

eğer zirve konusunda fikirleri olan yazarlar varsa paylaşsınlar. ses getirecek bir zirve olacağına dair hislerim var.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

bir kaç defa zirve yapma girişiminde bulunmuş olup, kimseden ses çıkmayınca hevesim kaçmıştı fakat, sinner bearın bunu tekrardan gündeme getirmesi çok güzel oldu. ona destek olmaya da hazırım * ve şimdi izmirli yazarların ses verme zamanı. eylül de izmir'e yakışır bir zirveyi hakediyor ayı sözlük.

lgbti temalı klipler

karşıyaka

izmirin en güzel semtlerini içinde bulunduğu ilçesidir.

(bkz: yalı)
(bkz: bostanlı)
(bkz: atakent)
(bkz: mavişehir)

alttaki yazara soracaklarım var

orta içerim, en makbulü

pıııst alttaki; sevgilin var ve onu aldattın. ne yapardın? ne hissederdin?

her aşk bitermiş

bir düzmece, bir yalan, bir hile var bu cümle de. gerçekten biter mi aşklar? ölür mü bu hissiyat? elbet bir masal içinde değiliz, elbet biz de küçük kızlar değiliz. gerçekler, en acı yerine kadar işlemiştir her birimize, anılar öğretmiştir kimi zaman, sokaklar yürüttürmüştür, sigaralar, biralar içtirtmiştir. yaptıklarınızı, bu kolay vazgeçilebilen * şey için yaşadığınız çabaları, direnişleri, gözyaşlarınızı düşünün. ama, öyle de kolay değil be, öyle de kolay değil bu denli umursamazlık bu boşvermişlik bir an da silkeleyip atmak. bir bakıyorsun sana ait değil; şu hep bahsettiğimiz elektrik meselesi var ya, bir yerden sonra zora sıkıştığımız da başvurduğumuz en sikko yalan. sen kendi kafanda yarattığın bedeni bulamıyorsun karşındakinde, kaşının üzerinde gözü var v.b filteleri süzdükten sonra bir adım yaklaşabiliyorsun demi mükemmeli arayan arkadaşım? ezberinizi bir süre de olsa değiştirsen, o filtreler instagram da kalsa, gerçek gözünle baksan en doğallığıyla. ya sen kusurluysan, bunu düşündün mü hiç? bir doğru insanı bulmak için onca insanla çay içmek çok mu gerekli?

neye hazırdık ki aşk’a hazır eyledik kendimizi? ilişki en güzeş çağlarını da yaşadı, en güzel meyvelerini de tattırdı sana, onu yer yer kaybetme korkusu aldı gitti, kimi zaman narsistçe davranışların, kıskançlıklarınız, eğlenceleriniz, o gülüşü ışık saçan fotoğraflarınız, kahkahalarınız, anılarınız.. ilişki sonra kolayca bitiyor ha! ne oluyor da bitiyor? götünüz yemiyor mu, daha fazla tahammüle, sabıra, anlayışa..sorun ne güzel arkadaşım? neden bitmeli bu ilişki?

zagor

artık yeni iş istihdam yeri maçka parkıdır biline. artık sınırları zorlayıp outdoor işlerine de el atmış olup, pazar günleri full mesai yapıyormuş haspam. halk erbablarını, bakkal amcalarını, çıraklarını, sanayi işçilerini sevindiriyormuş bir sigaraya. pirinç fiyatından bile ucuza gittiğini herkesler biliyor da arkasından dedikodusu dönüyormuş * * artık parklara da el attıysa bu şahsiyet sevgilimizi alıp rahatça dolaşamayacağız keza gelene geçene “yakışıklı gel bir iki tur bin bana”, “ayy kıza bak oğlana bak, gel kadınlığı ben de yaşa” gibi ucuz ve bayağı cümlelerle etrafı rahatsız ederek güzelim maçka parkını yaşanmayacak bir yere çevirmiş * ibb sitesine şikayetlerimizi yazıp bu ucuz mahalle karısını o güzelim parkımızdan attıralım a dostlar.

autocad 2015

uzun zamandır * 2010 versiyonunu kullandığım, artık dayanamayıp yükleyerek kullanmaya başladığım autodesk yazılımının çıkardığı son sürümüdür. çok fazla fark olmamasına rağmen bir kaç yeni özelliği ile beraber gelmiştir.

sinan

şu aralar bir gürültü var diyorum alt katımda, meğerse yeni bir komşu taşınmış. hoş gelmişler mahallemize, sefalar getirmişler.
  • /
  • 78

porter

çanakkale geçilmez derlerdi de inanmazdım. yıkıp geçmişsin güzelim kenti. yeter kıskandırdığın dön köyüne!

üstteki yazar

çok seviyorum ahretliğim. izmir'in en en çiğdem'i en en en boyoz'u olur kendisi.

yara

(bkz:kalben) in sonsuza kadar albümünden bir parça, güzel sözleri olan bir şarkı.

kalpsizin biri demişsin hani?
bari, yorgun dargın bakışalım.

orhan pamuk

1 yıl boyunca evinin balkonundan çektiği fotoğraflar yapı kredi sanatta sergileniyor. seçkiler arasında çokta albenisi olan görseller göremedim. birara taksime gidende gezilir artık. gezmek için son gün 27 nisan 2019

grizzly ve lemmingler

ayı sözlük yazarlarına şarkı armağan etmek

@porter izmirin en alımlı yazarı gelmiş hoşgelmiş. savur röfleli saçları..

Toplam entry sayısı: 1553

babanın ölmesi

ne çok isterdim sözlük; babamla yaşayamadığım her fırsatı oğlumla –oğlumla dedim, hep erkek çocuğum olsun isterdim- gerçekleştirebilmeyi. en basit anları dahi, zevkli hale getirebilen o mucize şeyle; dünyaya yeniden doğmuş gibi çocuklaşarak, huysuzlaşarak, mızıkçılık yaparak yaşamayı. çok hassasım bu konuda sözlük, tanıyamadım pek fazla ben babamı.

derler ya, parça parça hatırlanır işte öyle; bana arka odadan sataştığını duyar gibim halen daha “hababam sınıfı başladı gel izleyelim hadi” bende çocuk aklımla gitmezdim yanına. markete giderken onu koşullandırırdım “baba çubuk kraker ve negro alacağız değil mi?” o koskocaman cüssesiyle güler ve “alırız ama fazla şey istemeyeceksin” derdi, sesimi çıkarmaz, onun yanından yürürdüm. sanki korktuğum bir şeyler varda, onun haberi olmaksızın, beni koruyacağını düşünerek sırnaşırdım yanına, çocukluk işte. sonra o gece geldi çattı -pazar günlerini daha bir sevemez oldum o günden sonra- karşımda yığılıp kaldı o koskocaman adam ne olduğunu anlayamadan, idrak edemeden evde bir telaf, kalabalık bir güruh sonrası ise hissiz bir çocuk yüreği. hayatımda ki tek pişmanlığım onu o kapıdan çıkarırlarken “ya bir daha göremezsem, son kez öpsem babamı, çıkarmayın kapıdan” dedim. ama duymadılar, ambulans sesi çoktan mahalleyi baskısı altına almıştı.

gittiler…

bende balkondan ona bakıyordum, vedalaştığımı bilseydim koşmaz mıydım arkasından. babam, yoktu artık. beni koruyacak kimse yoktu, bir baba-oğul görsem hep yüreğim burkulur. muhabbetini duysam o ortamdan gitmemek için zor tutarım kendimi.

sonra sonra anladım ki; yazarın dediği doğruydu;

“işte bende ölüyorum, bir an önce ölmek istiyorum. babamın ardından başlayan bu ikinci hayatın bana neler getireceğini tam kestiremeden. belki de en zor ölümü yaşıyorum. bedenimin yarısını kaybetmiş, bir mucize; geri gel diye bekliyorum. gelmiyorsun, gelmeyeceksin bunu bilmek istemiyorum. kemiklerimi kırarcasına sımsıkı sarılmanı, öpmeni, kokunu, o güzel saçlarının tek bir telini rüyalarımda arıyorum. ve artık öğreniyorum; -öğreneli ve kavrayalı çok uzun yıllar oldu- babanın oğluna öğrettiği en son şeyin babasızlık olduğunu. ve yeniden doğuyorum. babasız bir hayata gözlerimi açıyorum; sensiz, yarım ve olgun..”

torrent

sayesinde 400 gb'lık* bir arşiv yaptığım mucizevi site.

https://1337x.to/home/ sağlam bir torrent sitesi.

sözlük yazarlarının hayat sloganları

iki sloganım var benim hayatımda;
-kendi kayığını çekmezsen, kendi limanını bulamazsın.
-az insan çok huzur.

son sözüm


bu yaz hazırlıklı olun. beachler’de duyacağımız ve sizinde özlediğiniz ses. işte o :)
*

yiğidim aslanım

bir zülfü livaneli parçası, ilginç bir öyküsü de var; bedri rahmi eyüboğlu, nazım hikmet ran için yazıyor, zülfü livaneli de uğur mumcu için besteliyor bu parçayı.

şarkı sözlerini de yazalım yiğidim aslanım

şu sılanın ufak tefek yolları
ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
tepeden tırnağa şiir gülleri
yiğidim aslanım burda yatıyor.

bugün efkarlıyım açmasın güller
yiğidimden kara haber verirler
demirden döşeği taştan sedirler
yiğidim aslanım burda yatıyor.

ne bir haram yedim ne cana kıydım
ekmek kadar temiz su gibi aydım
hiç kimse duymadan hükümler giydim...
yiğidim aslanım burda yatıyor...

mezar arasında harman olur mu
onüç yıl hapiste derman kalır mı
azrail aç susuz canın alır mı
yiğidim aslanım burda yatıyor

http://ayisozluk.com/lnk/aaeb85

hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler

perdenin tamamını yanlış korniş boşluğuna takmış olduğunu farketmek ve sonra hepsini çıkarıp tekrar takmak.

sözlüklerde kürtçülerin artması

kafada şekillenen, sorgusuz sualsiz tek anlamı oymuşçasına "terörist" tanımına yerleşen halk topluluğu. medeniyetsiz oldukları iddiası, medeniyeti sorgulatır bir halktır kürtler. medeniyetin doğduğu topraklarda bin yıllarca ikamet etmiş fakat gelinen noktada belleği zayıf olanların "medeniyetsiz!" ithamlarına maruz kalmışlardır. öyle bir milletiz ki; televizyon, gazete, sosyal ağlarda at gözlüklerimiz varmışçasına öylesine görmeye tahammül edemiyoruz ki bizden olmayan bir ötekini görmeye nefret söylemlerimiz hazır; o kürt çünkü; ülkeyi bölecekler ve kendi devletlerini kuracaklar. o kürt çünkü; pkk örgütlerine destek veriyor. akla kazınan şeyler, birçok nedeni sıralanabilir pekala. haklarında uyanan nefretin nasıl olup da bunca büyüdüğüne anlam veremediğim, veremeyeceğimdir. uyanın artık! bu safsatalar çok geride kaldı. eğer birşeyler yapabileceksen yap. lafla peynir gemisi yürümez
söz konusu sadece kürtlük değil, unutma ki sende bir ötekisin. senin; aşağıladığın, yaşama hakkının olmadığını, hiçbir hukuki hakkın tanınmadığı yerde yaşıyorsun. aynı onlar gibi.

babanın ölmesi

ne çok isterdim sözlük; babamla yaşayamadığım her fırsatı oğlumla –oğlumla dedim, hep erkek çocuğum olsun isterdim- gerçekleştirebilmeyi. en basit anları dahi, zevkli hale getirebilen o mucize şeyle; dünyaya yeniden doğmuş gibi çocuklaşarak, huysuzlaşarak, mızıkçılık yaparak yaşamayı. çok hassasım bu konuda sözlük, tanıyamadım pek fazla ben babamı.

derler ya, parça parça hatırlanır işte öyle; bana arka odadan sataştığını duyar gibim halen daha “hababam sınıfı başladı gel izleyelim hadi” bende çocuk aklımla gitmezdim yanına. markete giderken onu koşullandırırdım “baba çubuk kraker ve negro alacağız değil mi?” o koskocaman cüssesiyle güler ve “alırız ama fazla şey istemeyeceksin” derdi, sesimi çıkarmaz, onun yanından yürürdüm. sanki korktuğum bir şeyler varda, onun haberi olmaksızın, beni koruyacağını düşünerek sırnaşırdım yanına, çocukluk işte. sonra o gece geldi çattı -pazar günlerini daha bir sevemez oldum o günden sonra- karşımda yığılıp kaldı o koskocaman adam ne olduğunu anlayamadan, idrak edemeden evde bir telaf, kalabalık bir güruh sonrası ise hissiz bir çocuk yüreği. hayatımda ki tek pişmanlığım onu o kapıdan çıkarırlarken “ya bir daha göremezsem, son kez öpsem babamı, çıkarmayın kapıdan” dedim. ama duymadılar, ambulans sesi çoktan mahalleyi baskısı altına almıştı.

gittiler…

bende balkondan ona bakıyordum, vedalaştığımı bilseydim koşmaz mıydım arkasından. babam, yoktu artık. beni koruyacak kimse yoktu, bir baba-oğul görsem hep yüreğim burkulur. muhabbetini duysam o ortamdan gitmemek için zor tutarım kendimi.

sonra sonra anladım ki; yazarın dediği doğruydu;

“işte bende ölüyorum, bir an önce ölmek istiyorum. babamın ardından başlayan bu ikinci hayatın bana neler getireceğini tam kestiremeden. belki de en zor ölümü yaşıyorum. bedenimin yarısını kaybetmiş, bir mucize; geri gel diye bekliyorum. gelmiyorsun, gelmeyeceksin bunu bilmek istemiyorum. kemiklerimi kırarcasına sımsıkı sarılmanı, öpmeni, kokunu, o güzel saçlarının tek bir telini rüyalarımda arıyorum. ve artık öğreniyorum; -öğreneli ve kavrayalı çok uzun yıllar oldu- babanın oğluna öğrettiği en son şeyin babasızlık olduğunu. ve yeniden doğuyorum. babasız bir hayata gözlerimi açıyorum; sensiz, yarım ve olgun..”

ayı sözlük itiraf

halen daha bıraktığın gibi hatırlıyorum seni. farklı olan; daha çok büyüdüm, farklı gelen; senin evladın olduğum için gururluyum, farklı algıladığım; senin ismin geçtiği zaman, "baba" kelimesinin hecelerini işittiğim an artık daha az yaralanıyorum. alışılıyor baba, hayat herşeyi alıştırıyor insana, fakat onbir yıl önce bıraktığın, seni çok seven küçük oğlunum.

babamı çok özledim sözlük..

mayrig

djivan gasparyan'ın sesinden dinlenildiğinde bir başka etki yaratan ermenice parçası. anneciğim demektir. *

türkçe şarkı sözleri;

anamin beyaz saclari
yüregimin tellerini yakti
onun tatli ögütleri
gönlümün tellerini kopardi

benim tatli, narin anam

geceleri uyuyamamissin
uykunu hep bölmüssün
geceyi sabah eylemissin
ninniler söylemissin

benim tatlı, narin anam

bu sarkim sizler icin
bütün anneler icin
benim tatli, narin anam..

sözlükten soğumak

sözlük, amaç çizgisinden saparak daha başka şeylere yönelip, bir araç muamelesi görmesi üzerine bir süredir entry girmememe sebep olan, doğal akış sürecimdir. son zamanlarda özgür bir platform olmasının hiçbir yansımasını göremediğim ve benim gibi düşünen onca yazarın da aynı düşünce de olduğunu düşünüyorum. sözüm ona; yaptıklarımı göz önüne sermekten çekince duymuyorum. bunu gizleyip örtbas etmekte hatasını bilmez kişilerin yapabileceği bir davranıştır. bir şekilde, eski enerjisini kaybeden sözlüğe birer atıfıımdır illegal sözlerim. sözlük kendi kurallarından bahsederken; kurallara uyulmaması, yazarların * başka zaaflarını gidermek ve bunlara çözüm yolu olarak sözlüğü mekan bellemekte bir etkendir.

ayı sözlük yazarlarının profilleri

ohaa boy ortalamalarını görünce yazsam mı diye düşündüm ama yazacağım

178 / 78 / 24

sik ve yarak geçen argo deyimleri am ile değiştirmek

izmir'in abartılmış bir balon olması

alttaki yazara soracaklarım var

1-karamsarlık, kişinin kendi penceresinden baktığı dünya ile alakalı. her pencere farklı bir duygunun tasarımı, ve bu tasarımı önceden nasıl ele aldığında ilişkili de biraz.

2-kendimden yola çıkarak bunu açıklamaya çalışayım; fil hafızası derler ya öyle bir hafızaya sahibim. kişi, olay, mekan farketmeksizin çoğu şeyi hatırlarım. bunun ne işe yaradığını bilmiyorum, ya da hafızamın neden bu denli geçmişteki şeyi, bana hatırlattığını bilemiyorum. kindarlık değil bence. eğer bu hafızanın hatırlattıklarını karşı tarafa öc alırcasına, planlı ve kumpas kurar gibi pusuda bekler gibi zamanını bekliyorsan kindarsındır. ben hatırladıklarımı unuturum çoğu zaman, o kişiyi gördüğüm zaman hep hatırlarım ve kendime göre de, savunma mekanizması yaratırım ya da bir önlem. kötü olmadım hiçbir zaman, çoğu zaman kötülük kindarlığı doğurur.


her zaman kendine söylediğin ve her seferinde inandığın en iyi yalanın nedir?
Henüz takip ettiği biri yok.