porter

Durum: 1553 - 0 - 0 - 0 - 31.08.2019 00:34

Puan: 25466 - Sözlük Kaşarı

14 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

3d artist
  • /
  • 78

ayı sözlük itiraf

bilmem kaçıncı izleyişimdi zenne filmini, fakat bu izleyişimde üstünde durmadığım bir ayrıntı halen daha beni etkileyebiliyor.sezen aksu’nun kaçak şarkısının başladığı yer. ahmet’in, daniel ile yepyeni, tabir-i caizse bembeyaz hayata başlayamaması, çocuksuluğu, şarkıda geçen “bu şehirde buldum buğday ellerini. bu şehirde sevdim badem dillerini.” sözleri yinelendikçe, kendimi ahmet’in yerine koyuyor, ertelenen, geç kaldığım mutluluğu tam yaşayacakken öldürüldüğüm, bu topluma, aileme karşı sorumluluklarımı bir kenara bırakıp kendimi tam yaşayacakken bundan mahrum bırakıldığımı hatırlıyor ve içime acısı çok fazla geçiyor. lanetliyor ve öfkeleniyorum bu kendini “temiz” sanan toplumu. ne kadar da film olsa da, yaşananlar apaçık bir “gerçekler” filmi. ahmet; ne kadar tanışamamış olsak da, senin için acı duyan, seni anımsayan birileri var, adaleti arayan birileri var. bunu sana söylemek istemezdim ahmet, baban halen daha bulunamadı. huzur içinde uyu ne olur!

sevgilinin söylediği unutulmayan sözler

"hayatımdaki en anlamlı iki hecesin."

the man i love

devicsın yorumu herşeye son noktayı koyar. ötesini, beresini tanımam.

ayı sözlük 2016 erken yılbaşı zirvesi

yılbaşı günü istanbul da olacağımı düşününce ve yılbaşı zirvesinin öncesinde yapılacağını görmemle üzüldüğüm zirve başlığı. ben de ne hayaller kurmuştum oysaki, yazarlarla yılbaşı günü zirve yapılır, ben de giderim diye. belki birileri sesimi duyar after parti yapılır(-mı?) katılan herkesin şimdiden yeni yılını kutlarım, görüşemezsek artık başka zirve de görüşürüz.

zagor

elit olacak diye bir filtre kahve için izmir de kapı kapı dolaştırdı beni ne oldu popişimiz kalkmadı annaaaaaam demi? esprilerin, gülüşmelerin, dertleşmelerin tam tadını alacakken ya sen gidiyorsun ya ben dönüyorum memlekete. çaydanlığa çay koyup, çiğdem çitleyip çay biteseye kadar konuşmak, dedikodu yapmak istiyorum ben artık.

ayı sözlük itiraf

yağmurlu havaları hiç sevmiyorum, beni bildiğin depresyona sokuyor, mutsuzlaştırıyor.

zagor

akşam izmir körfezi'nin hemen yanıbaşında karşıyakada oturup uzun süredir denk getiremediğimiz karşılaşmayı gerçekletirip, iki sohbetin belini kıracağız. çirkeftir, benden daha beter. tripcandır ergenlere yeminlen taş çıkarır. bıktım triplerinden, alıganlıklarından. yılbaşı öncesi istanbul'a gitmeden önce buluşmanın izmir ayağını da yapmış olacağız. tabi izmir'e gelmişken rakı içilecek, o sofrada ne memleketler kurtulacak, ne aşklar, ne macerelar dile gelecek.

six feet under

izlediğimin üstünden yıllar geçsede halen daha izlemek için heyecanlandığım dizidir. hayatı gösterme ve anlatma üzerine yapmış olduğu tespitleri, tam nokta atışı yapmış olmasını bir kenara bırakın, sizi yerinize mıhlatacak anlar, mimikler, sözler var bu dizide. son olarak final şarkısı, diyorum. hangi sezon finali yapmış bir dizi şarkıyı cuk diye oturtur. işte o dizi six feet under.

izmir'de yaşayan ayı sözlük yazarları

sayı çok diyorlar, ama işin gerçek yüzüne bakacak olursak içi kof olan yazarların şehri.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

öncelikle nick ismi vermek istemiyorum kendini bilen biliyor, her ne olursa olsun sorumluluk duygusu taşıyamayan bunun bilincinde olamayan, rahat ve tembel insanlar bu zirveye damga vurdu. defalarca sözlüğe girmeme rağmen haber verilir düşüncesiyle bakmama rağmen herhangi bir mesaj ya da yorum yoktu. sorumluluk duygusundan yoksun oldukları için planlanan zirve için yapılan rezervasyon iptal edilmiştir. üzüldüm böyle bir olayla karşılaştığım için açıkçası yapılan yorumlara baktığımda böyle bir sahne ile karşılaşacağımı düşünmüyordum. büyük konuşmak istemiyorum ama, zirve planlamasının başında rol oynamayacağım artık. fakat güzellikleri de yok mu, var elbet naringergedan, sevgilim, ve arkadaşlarımla spontane gerçekleşen plan eminim ki daha güzeldi. gecenin 2sine kadar uzayan; sohbet, gullüm, kahkaha, dans, alkol daha bir güzeldi dün gece.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

an itibari ile naringergedan ile buluştum. alsancaktayız.

ayı sözlük dört yaşında izmir zirvesi

akşam saat 8 gibi filika da olmayı düşünüyoruz öncesinde bir yer de buluşacağız, gelecek olanlar lütfen bana ulaşsın.

ayı sözlük itiraf

bugün iş dönüşü yolda yürürken karşıdan gelen 3 yaşlarında bir çocuk baba diye ağlayarak bağırıyordu; babasının onu kucağına alması için. "baba" kelimesini kullanmayalı ne kadar uzun zaman olduğunu ve benim hiç bu şekilde bağırmadığımı içim acıyarak anımsadım ve onu çok özlediğimi.

alttaki yazara soracaklarım var

kesinlikle yaz.. benim mevsimim, güneşi severim, canlılık, mutluluk verir bana..
alttaki;hayatın anlamını çözebildin mi?

yazarların favori kitap film ve dizisi

fal bak ısrarına maruz kalmak

ara ara benim de maruz kaldığım durum vaziyeti. bir süre sonra daral geliyor.

homojen dergi

cidden iyi bir iş başarmışız; emek veren, uğraşan, fikir üreten, destekleyen, sabırsızlıkla bekleyen, okuyan herkesin payı var bu başarıda.işlerimin yoğunluğu sebebiyle ilk sayısında bulunma şansını kaçırdım fakat, ikinci sayısına özellikle zaman ayırıp içinde bulunmak istediğim dergi. tebrik ederim tüm emek verenleri, başarılarınız daim olsun homojen dergi

la puerta

izmir alsancakta bulunan ve bu şehire yakışan çeşit çeşit bira alternatifleri, mekan konsepti, çalışanların sıcakkanlılığı ve güleryüzlülüğü ile gönlümüzü kazanmış, izmir'i kazanmış bir mekan. ayrıca yakın zaman da hostel bölümü açılacaktır.

kız istemeye elinde bir tencere boyozla giden izmirli

bir tencere boyozun yanında, yumurtası ve çayı ile gidiyorsa kızı kesin alacak izmirlidir.

p.s: izmirliyim.

sonra bir bakıyorum her yer suriyeli

her üretim sahasına çıktığımda içimden tekrarladığım söz cümlesi. *
  • /
  • 78

porter

çanakkale geçilmez derlerdi de inanmazdım. yıkıp geçmişsin güzelim kenti. yeter kıskandırdığın dön köyüne!

üstteki yazar

çok seviyorum ahretliğim. izmir'in en en çiğdem'i en en en boyoz'u olur kendisi.

yara

(bkz:kalben) in sonsuza kadar albümünden bir parça, güzel sözleri olan bir şarkı.

kalpsizin biri demişsin hani?
bari, yorgun dargın bakışalım.

orhan pamuk

1 yıl boyunca evinin balkonundan çektiği fotoğraflar yapı kredi sanatta sergileniyor. seçkiler arasında çokta albenisi olan görseller göremedim. birara taksime gidende gezilir artık. gezmek için son gün 27 nisan 2019

grizzly ve lemmingler

ayı sözlük yazarlarına şarkı armağan etmek

@porter izmirin en alımlı yazarı gelmiş hoşgelmiş. savur röfleli saçları..

Toplam entry sayısı: 1553

babanın ölmesi

ne çok isterdim sözlük; babamla yaşayamadığım her fırsatı oğlumla –oğlumla dedim, hep erkek çocuğum olsun isterdim- gerçekleştirebilmeyi. en basit anları dahi, zevkli hale getirebilen o mucize şeyle; dünyaya yeniden doğmuş gibi çocuklaşarak, huysuzlaşarak, mızıkçılık yaparak yaşamayı. çok hassasım bu konuda sözlük, tanıyamadım pek fazla ben babamı.

derler ya, parça parça hatırlanır işte öyle; bana arka odadan sataştığını duyar gibim halen daha “hababam sınıfı başladı gel izleyelim hadi” bende çocuk aklımla gitmezdim yanına. markete giderken onu koşullandırırdım “baba çubuk kraker ve negro alacağız değil mi?” o koskocaman cüssesiyle güler ve “alırız ama fazla şey istemeyeceksin” derdi, sesimi çıkarmaz, onun yanından yürürdüm. sanki korktuğum bir şeyler varda, onun haberi olmaksızın, beni koruyacağını düşünerek sırnaşırdım yanına, çocukluk işte. sonra o gece geldi çattı -pazar günlerini daha bir sevemez oldum o günden sonra- karşımda yığılıp kaldı o koskocaman adam ne olduğunu anlayamadan, idrak edemeden evde bir telaf, kalabalık bir güruh sonrası ise hissiz bir çocuk yüreği. hayatımda ki tek pişmanlığım onu o kapıdan çıkarırlarken “ya bir daha göremezsem, son kez öpsem babamı, çıkarmayın kapıdan” dedim. ama duymadılar, ambulans sesi çoktan mahalleyi baskısı altına almıştı.

gittiler…

bende balkondan ona bakıyordum, vedalaştığımı bilseydim koşmaz mıydım arkasından. babam, yoktu artık. beni koruyacak kimse yoktu, bir baba-oğul görsem hep yüreğim burkulur. muhabbetini duysam o ortamdan gitmemek için zor tutarım kendimi.

sonra sonra anladım ki; yazarın dediği doğruydu;

“işte bende ölüyorum, bir an önce ölmek istiyorum. babamın ardından başlayan bu ikinci hayatın bana neler getireceğini tam kestiremeden. belki de en zor ölümü yaşıyorum. bedenimin yarısını kaybetmiş, bir mucize; geri gel diye bekliyorum. gelmiyorsun, gelmeyeceksin bunu bilmek istemiyorum. kemiklerimi kırarcasına sımsıkı sarılmanı, öpmeni, kokunu, o güzel saçlarının tek bir telini rüyalarımda arıyorum. ve artık öğreniyorum; -öğreneli ve kavrayalı çok uzun yıllar oldu- babanın oğluna öğrettiği en son şeyin babasızlık olduğunu. ve yeniden doğuyorum. babasız bir hayata gözlerimi açıyorum; sensiz, yarım ve olgun..”

bilal hassani

1999 doğumlu fas asıllı fransız eşcinsel sanatçı.bu yıl (bkz: eurovision)da fransa'yı temsil edecektir.

şarkısıdır;

sözlük yazarlarının hayat sloganları

iki sloganım var benim hayatımda;
-kendi kayığını çekmezsen, kendi limanını bulamazsın.
-az insan çok huzur.

son sözüm


bu yaz hazırlıklı olun. beachler’de duyacağımız ve sizinde özlediğiniz ses. işte o :)
*

tanrıya sorulacak ilk soru

onca insanı yaratmışsın bazılarını takip etsen nasıl olur ?

hayattan ve her şeyden bir anda soğutan şeyler

perdenin tamamını yanlış korniş boşluğuna takmış olduğunu farketmek ve sonra hepsini çıkarıp tekrar takmak.

sözlüklerde kürtçülerin artması

kafada şekillenen, sorgusuz sualsiz tek anlamı oymuşçasına "terörist" tanımına yerleşen halk topluluğu. medeniyetsiz oldukları iddiası, medeniyeti sorgulatır bir halktır kürtler. medeniyetin doğduğu topraklarda bin yıllarca ikamet etmiş fakat gelinen noktada belleği zayıf olanların "medeniyetsiz!" ithamlarına maruz kalmışlardır. öyle bir milletiz ki; televizyon, gazete, sosyal ağlarda at gözlüklerimiz varmışçasına öylesine görmeye tahammül edemiyoruz ki bizden olmayan bir ötekini görmeye nefret söylemlerimiz hazır; o kürt çünkü; ülkeyi bölecekler ve kendi devletlerini kuracaklar. o kürt çünkü; pkk örgütlerine destek veriyor. akla kazınan şeyler, birçok nedeni sıralanabilir pekala. haklarında uyanan nefretin nasıl olup da bunca büyüdüğüne anlam veremediğim, veremeyeceğimdir. uyanın artık! bu safsatalar çok geride kaldı. eğer birşeyler yapabileceksen yap. lafla peynir gemisi yürümez
söz konusu sadece kürtlük değil, unutma ki sende bir ötekisin. senin; aşağıladığın, yaşama hakkının olmadığını, hiçbir hukuki hakkın tanınmadığı yerde yaşıyorsun. aynı onlar gibi.

babanın ölmesi

ne çok isterdim sözlük; babamla yaşayamadığım her fırsatı oğlumla –oğlumla dedim, hep erkek çocuğum olsun isterdim- gerçekleştirebilmeyi. en basit anları dahi, zevkli hale getirebilen o mucize şeyle; dünyaya yeniden doğmuş gibi çocuklaşarak, huysuzlaşarak, mızıkçılık yaparak yaşamayı. çok hassasım bu konuda sözlük, tanıyamadım pek fazla ben babamı.

derler ya, parça parça hatırlanır işte öyle; bana arka odadan sataştığını duyar gibim halen daha “hababam sınıfı başladı gel izleyelim hadi” bende çocuk aklımla gitmezdim yanına. markete giderken onu koşullandırırdım “baba çubuk kraker ve negro alacağız değil mi?” o koskocaman cüssesiyle güler ve “alırız ama fazla şey istemeyeceksin” derdi, sesimi çıkarmaz, onun yanından yürürdüm. sanki korktuğum bir şeyler varda, onun haberi olmaksızın, beni koruyacağını düşünerek sırnaşırdım yanına, çocukluk işte. sonra o gece geldi çattı -pazar günlerini daha bir sevemez oldum o günden sonra- karşımda yığılıp kaldı o koskocaman adam ne olduğunu anlayamadan, idrak edemeden evde bir telaf, kalabalık bir güruh sonrası ise hissiz bir çocuk yüreği. hayatımda ki tek pişmanlığım onu o kapıdan çıkarırlarken “ya bir daha göremezsem, son kez öpsem babamı, çıkarmayın kapıdan” dedim. ama duymadılar, ambulans sesi çoktan mahalleyi baskısı altına almıştı.

gittiler…

bende balkondan ona bakıyordum, vedalaştığımı bilseydim koşmaz mıydım arkasından. babam, yoktu artık. beni koruyacak kimse yoktu, bir baba-oğul görsem hep yüreğim burkulur. muhabbetini duysam o ortamdan gitmemek için zor tutarım kendimi.

sonra sonra anladım ki; yazarın dediği doğruydu;

“işte bende ölüyorum, bir an önce ölmek istiyorum. babamın ardından başlayan bu ikinci hayatın bana neler getireceğini tam kestiremeden. belki de en zor ölümü yaşıyorum. bedenimin yarısını kaybetmiş, bir mucize; geri gel diye bekliyorum. gelmiyorsun, gelmeyeceksin bunu bilmek istemiyorum. kemiklerimi kırarcasına sımsıkı sarılmanı, öpmeni, kokunu, o güzel saçlarının tek bir telini rüyalarımda arıyorum. ve artık öğreniyorum; -öğreneli ve kavrayalı çok uzun yıllar oldu- babanın oğluna öğrettiği en son şeyin babasızlık olduğunu. ve yeniden doğuyorum. babasız bir hayata gözlerimi açıyorum; sensiz, yarım ve olgun..”

ayı sözlük itiraf

halen daha bıraktığın gibi hatırlıyorum seni. farklı olan; daha çok büyüdüm, farklı gelen; senin evladın olduğum için gururluyum, farklı algıladığım; senin ismin geçtiği zaman, "baba" kelimesinin hecelerini işittiğim an artık daha az yaralanıyorum. alışılıyor baba, hayat herşeyi alıştırıyor insana, fakat onbir yıl önce bıraktığın, seni çok seven küçük oğlunum.

babamı çok özledim sözlük..

mayrig

djivan gasparyan'ın sesinden dinlenildiğinde bir başka etki yaratan ermenice parçası. anneciğim demektir. *

türkçe şarkı sözleri;

anamin beyaz saclari
yüregimin tellerini yakti
onun tatli ögütleri
gönlümün tellerini kopardi

benim tatli, narin anam

geceleri uyuyamamissin
uykunu hep bölmüssün
geceyi sabah eylemissin
ninniler söylemissin

benim tatlı, narin anam

bu sarkim sizler icin
bütün anneler icin
benim tatli, narin anam..

sözlükten soğumak

sözlük, amaç çizgisinden saparak daha başka şeylere yönelip, bir araç muamelesi görmesi üzerine bir süredir entry girmememe sebep olan, doğal akış sürecimdir. son zamanlarda özgür bir platform olmasının hiçbir yansımasını göremediğim ve benim gibi düşünen onca yazarın da aynı düşünce de olduğunu düşünüyorum. sözüm ona; yaptıklarımı göz önüne sermekten çekince duymuyorum. bunu gizleyip örtbas etmekte hatasını bilmez kişilerin yapabileceği bir davranıştır. bir şekilde, eski enerjisini kaybeden sözlüğe birer atıfıımdır illegal sözlerim. sözlük kendi kurallarından bahsederken; kurallara uyulmaması, yazarların * başka zaaflarını gidermek ve bunlara çözüm yolu olarak sözlüğü mekan bellemekte bir etkendir.

ayı sözlük yazarlarının profilleri

ohaa boy ortalamalarını görünce yazsam mı diye düşündüm ama yazacağım

178 / 78 / 24

sik ve yarak geçen argo deyimleri am ile değiştirmek

izmir'in abartılmış bir balon olması

alttaki yazara soracaklarım var

1-karamsarlık, kişinin kendi penceresinden baktığı dünya ile alakalı. her pencere farklı bir duygunun tasarımı, ve bu tasarımı önceden nasıl ele aldığında ilişkili de biraz.

2-kendimden yola çıkarak bunu açıklamaya çalışayım; fil hafızası derler ya öyle bir hafızaya sahibim. kişi, olay, mekan farketmeksizin çoğu şeyi hatırlarım. bunun ne işe yaradığını bilmiyorum, ya da hafızamın neden bu denli geçmişteki şeyi, bana hatırlattığını bilemiyorum. kindarlık değil bence. eğer bu hafızanın hatırlattıklarını karşı tarafa öc alırcasına, planlı ve kumpas kurar gibi pusuda bekler gibi zamanını bekliyorsan kindarsındır. ben hatırladıklarımı unuturum çoğu zaman, o kişiyi gördüğüm zaman hep hatırlarım ve kendime göre de, savunma mekanizması yaratırım ya da bir önlem. kötü olmadım hiçbir zaman, çoğu zaman kötülük kindarlığı doğurur.


her zaman kendine söylediğin ve her seferinde inandığın en iyi yalanın nedir?
Henüz takip ettiği biri yok.