rider

Durum: 95 - 0 - 0 - 0 - 02.06.2014 20:06

Puan: 998 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 5

ateizm derneği

ateizm derneği protestoları bu ülkenin utanacağı sevimsiz bir olaya daha dönüşmez umarım.
insan türü, tarih boyunca kendisini korkutan doğa olaylarından, sevdiğini kaybettiği ölümden ürkerek anlamlar yaratmaya ve bu korkuyu iç rahatlığına çevirmeye çalışmıştır. ve bu yolda da hayvanlara, ağaca, ota, boka, kilden vazoya, ateşe, gökgürültüsüne, aya, güneşe tapmıştır. zekası geliştikçe taptıklarının kendinden büyük olmasını istemiş ve soyut tanrılar, daha sofistike mitler yazmıştır. muazzez ilmiye çığ'ın türkçeleştirdiği sümer tabletlerinde bize kutsal kitaplarda yazılmış gösterilen pek çok hikayenin binlerce yıl önce yazılmış halk hikayeleri olduğunu görebilirsiniz. insan, bilimle birlikte ilerledikçe ve eğitim seviyesi genel anlamda yükseldikçe uğruna akıl almaz karanlıklara saptığı din prangasından kurtulacaktır. öyle de olmaktadır. ateist sayısı gün geçtikçe artmaktadır. hristiyanlık ve islamdan sonra şu anda dinle ilgili bir konu olarak dünyadaki 3. büyük gruptur. budizmi geçmiştir. insanlık çocukluk devresinden çıkmaya doğru emin adımlarla ilerlemektedir.

do i sound gay

eşcinsellerin kendine özgü konuşma ritmini ve seslerini konu eden, boşverin olduğunuz gibi güzelsiniz diyen dokümanter film projesi. kickstarter'da...

https://www.kickstarter.com/projects/117088046/do-i-sound-gay-a-documentary-about-finding-your-tr

türkiye yahudileri

tanidiklarim cok tatli, kadirşinas ve kötü gün dostu olabilen değerli insanlardır (ben yahudi olmadığım halde).

demet akalın

çöp. tek iyi yanı bunun farkında olması.

kilise çanı

çalınması, ezan kadar gereksizdir. kimsenin artık bu şekilde dürtülmeye ihtiyacı yoktur. umrunda olmayan insanlar rahatsızlık duyacaktır. süper tanrılarının kendileri hakkında neler "yazdırdığını" umursamayan ve growlr da aynı anda sadece tek kişi ile konuşurlarsa ve pipi fotografı yollamazlarsa, inançlarına göre cennete gitmeyi bekleyen naif eşcinsel müslümanlar kızacaktır kesin bu dediğime, fakat ezandan daha az rahatsız edicidir.

gelmiş geçmiş en iyi türkçe dizeler

yalçın tura... her seferinde ruhu tokatlar... yokluğundan öldü gönlüm...

hasretinle yandı gönlüm
yandı yandı söndü gönlüm
evvel yükseklerden uçtu
düze indi şimdi gönlüm

aramızda karlı dağlar
hasretin bağrımda kışlar
başa geldi olmaz işler
yokluğundan öldü gönlüm

gözlerimde kanlı yaşlar
hasretin bağrı kışlar
başa geldi olmaz işler
yokluğundan öldü gönlüm

gelecektin gelmez oldun
halimi hiç sormaz oldun
yaralarımı sarmaz oldun
yokluğundan öldü gönlüm

aramızda karlı dağlar
hasretin bağrımda kışlar
başa geldi olmaz işler
yokluğundan öldü gönlüm

gözlerimde kanlı yaşlar
hasretin bağrımda kışlar
başa geldi olmaz işler
yokluğundan öldü gönlüm

weekend

bu akşam tekrar izleyeceğim, rasgele butonuyla geldi, filmi ne kadar özlediğimi anladım.

singstar

sony playstation'un karaoke oyunu - markası. ps2'de ilgilenmemiştim. ps3'te peşine düştüm. 80'ler, abba özel, queen özel, motown özel dvd leri arkadaşlarınızı çağırdığınız herhangi bir ev toplaşmasını festivale dönüştürür. en eğlenceli yeri, "ben utanırım söylemem" diyen kişilerin alkolün etkisi ile gecenin ilerleyen saatlerinde "losing my religion'u ben daha iyi söylerim ulan" diyip elinizdeki mikrofonu kapacak kıvama gelmesidir. yurtdışı psn de binlerce şarkı tek tek satıştayken bizim ülkede kısıtlı bir seçki sunulmaktadır. shopto.net ve playasia siteleri sağolsun demekteyiz.

a separate peace

john knowles'in inanilmaz iyi eseri. bize lisede okuttuklarinda oldukça eşcinsel göndermeler yaptığı için, içimdeki ne yapacağımı bilemediğim ateşleri körükleyen, gençliğimde unutulması imkansız iz bırakmış kitaptır. gene and finny... ah be!

gay ilişkide partnerine kocacım diyen erkek

ayrilik sebebi. çok net.

sabah ezanı

pek cok problemi vardir. arapca olmasi, desibeli, okundugu yoreye sorulmadan bagirtilmasi, okuyanlarin okuma cirkinligi... ben hepsinden rahatsiz oluyorum o ayri.

keşke olmasaydı dediklerimiz

kerem görsev

sıfır yaratıcılıkla jazz formlarında piyano tıngırdatmakla bir yere gelmiştir. ülkemizde alanında "olaganustu" lanse edilen pek cok isim gibi o da "kuzusuz köyde kurt olma" tanımına uyar. richard clayderman'dan hallicedir.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

god is an astronaut / spiral code, gunaydinlar.

güne kahveyle başlamak

sevgiliyi öpmekten sonraki en iyi başlangıçtır

usta

bahadir karataş'ın çektiği, iyi niyetli çabalara rağmen biraz başarısız bir türk filmi.

film noir

en sevdiğim film türlerindendir. bu fırtınalı, yıldırımlı bu akşamda tam izlemeliktir. 40'lı ve 50'li yıllarda çekilmiş siyah beyaz suç-dedektiflik filmleridir. b-movie'leri de sevdiğimden mi bilmem, bu tarz filmlerdeki az teknoloji, ışıkla birşey anlatma isteği, karanlığı kullanma tarzı çok mutlu eder her izlediğimde. notorious, maltese falcon ve the third man favorilerimdendir. bu filmlere ulaşmak da çok eski olup baskıları pek olmadığı için malesef aşırı kolay değil. the criterion collection sağolsun hep 1. bölge basıyor çıkarttığında.

insanlara hakettiğinden fazla değer vermek

hayatta en çok yaptığım hatadır.

ayı sözlük birinci anadolu yakası muhabbet zirvesi

taze kaçmış sayılır. bi yerde bira falan içilmiyor mu daha sık?

geometry dash

güzelmiş... 2 sene evvel aynı mantıkta bi oyuna feci takılmıştım. daha lineerdi, birşeylerin altından üstünden geçiyoduk, ve siyah beyaz elle çizilmiş gibi bir görsel dünyası vardı. adını hatırlayamıyorum çatlayacağım.
  • /
  • 5
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 95

güne kahveyle başlamak

sevgiliyi öpmekten sonraki en iyi başlangıçtır

sabah ezanı

pek cok problemi vardir. arapca olmasi, desibeli, okundugu yoreye sorulmadan bagirtilmasi, okuyanlarin okuma cirkinligi... ben hepsinden rahatsiz oluyorum o ayri.

yurtdışında yaşayan birine aşık olmak

aralık 2013'te başıma gelen olaydır. hepsini anlatacağım.

iş için londraya gittim. çoktandır gitmediğim ve oraya taşınan bir eşcinsel arkadaşımla görüşüp gezmek istediğim için toplantılar bittikten sonra 4 gün daha kaldım. londra tabii ki her gidişte insanı mutlu eden bir yer. sevgiliden ayrılalı 4 ay olmuş, çok iyi geldi. arkadaşın evine yakın pubda akşam içiyoruz. masada telefonlar, dedi ki yeni birileri var mi? dedim yok, hiç profil bile açmadım. gel açalım, hadi, eglencesine falan derken aldı, daha once bilmedigim growlr'i kurdu. adi herif fotografimi da cekti koydu. bakiyoruz, ordaki herifler zaten taş gibi. ben zaten sarışınım. onlara yabancı bir durum değil, pek ilgi görmeyi beklemiyorum kısaca. çok umrumda da değil. kalmış bi kaç günüm. keyfim yerinde. neyse, bi profilden mesaj geldi. nasilsin bilmem ne. naparsin. ne seversin. bir iki yazisma. ufaktan bir kaç oha anı. ortak bi sürü nokta. hmm ne güzelmiş bunun kafası düşünceleri. biralar. geyik. sonra adam fotografını yolladı, gel bana yatalım dedi. dedim bende işler pek öyle olmuyor. ama çok harika bi insansın. chate devam istersen... bu arada gelen fotograf benim çekici bulmam için çok fazla kilolu bir fotograftı. obez+ diyebiliriz. ama konusunu bile etmedim tabii ki.

ertesi gün oldu, ben yine dolanmalarda, 5-6 katlı bir waterstones'da kendimi kaybetmişken yine mesajlar... kitaplar, sinema, müzik, ve hatta onun yunan asıllı olduğunu öğrenme. ve sonunda bir direkt teklif telefon numarasıyla birlikte: öğlen yemek yiyelim mi diye... ben tabii böbreğimi çalmasınlar 4 günlük londra ferahlamasında diye temkinliyim :), çok merkezi bir yerde, danimarka kraliçesinin londra halkına armağan ettiği dikilitaşın dibinde buluşalım yiyelim bişiler etrafta zaten bi sürü iyi yer var dedim. gittim bekliyorum. etrafta fotografta gördüğüm gibi biri yok. uzaktan beyzbol şapkalı harika görünen, benim boyda iri bir adam geldi. 6 metre kala telefonumu çaldırdı. o olduğunu öyle anladım. bana gönderdiği fotograf 2 yıl önceki haliymiş. kilo vermiş, kas yapmış, insanların buna gelmemesi için eski fotoğraflarını gönderirmiş.

yanıma geldi, merhabalaştık. ve kaldık öyle. tuhaf bir iyi hissetme. iç ısınması. içi gülen gözlere dalıp gitme, dakika mı geçti, kendine gel, gerizekalı gibi görünme düşüncelerinin akıldan zıp zıp geçmesi anları. nasılsın diyebilme. ve onun sarılması. sarılıp öyle kalma. kontrol bağımlısı olduğum için aklımdan geçen kendine gel, kendine gel büyük sıçacaksın uyarıları. vücudumda ve beynimde aşırı uzun bir zamandır hissedilmemiş elektrik yükü patlamaları. sonra koluma girdi. 2 saatim var, yemek yemek istemiyorum, böyle yürür müsün benimle dedi. yürüdük. atina, anadolu, deniz, ege, gezi olayları, müzik... konuştuk durduk. hayatımda kimse ile kol kola sokakta yürümemiştim. o güven duygusu, ve bunun 10 saniyede nasıl oluştuğu, ilk bakışta aşık olma. bunun tam 10 yıl sonra tekrarlaması. beynim yandı o yürüyüşte. sonra sarıldık, ayrıldık.

her akşam benim arkadaşımla evinin yakınında gittiğim pub'a geldi bisikletiyle. arkadaşım yatmaya gittikten sonra sokakta yine kolkola yürüdük. ölene kadar unutmayacağım sohbetler ettik. üstümüze yağmur yağdı. kanal kenarında öpüştük. evine davet ederse işin sex'e bağlayacağını ve şu anda yaşadığımızı daha çok önemsediğini söyledi, ve istersem eve gidebileceğimizi hatırlattı. yok dedim. bu iyi. bu çok özel. biz paso yürüdük.

londraya temelli gelip gelemeyeceğim, onun istanbula ne kadar gelebileceğini konuştuk. baktık ki hesap tutmuyor. bu birkaç gün böyle özel kalsın dedik. ben 4 gün sonunda geri geldim. 15 gün mutsuzluktan kimseyle konuşmadım bile. sosyal medyada ekleştik. daha önce yapmamıştım, adamı google'layınca aslında biraz ünlü sayılabilecek, bazı işleri cannes'da özel ödül almış bir yönetmen olduğunu gördüm. oturdum işlerine baktım ona bakar gibi.

bunalımımın geçmesi vakit aldı. arkadaşımın telefonuma londrada açtığı profilde böylece şaka kaka oldu, tabiri caizse. iki hafta önce yine gittim londraya. bi akşam yemek yedik. kafaları toparlamış bir halde. harika bir insan, sanki aradan aylar geçmemiş gibiydi. dost kalabilmeyi başardık. malesef sadece bu kadar. ama beklemediğim bir anda karşıma harika bir insan çıkması ihtimalini teoride düşünüp umutlu olmak durumunu, acısı da geçtikten sonra gerçek hayatta yaşamış olmanın verdiği iyi hissetme vaziyeti, bana kattığı en güzel hislerden biri oldu. hayatıma umut getirdi.

ağlatan şarkılar

joe satriani / the forgotten

http://www.youtube.com/watch?v=nozrhdraxfk

rider

cok tesekkurler. müzik evet, ağırlıklı hobim. sayenizde tüm sözlük ailesine aranıza katılmaktan ne kadar mutlu olduğumu söylemek isterim. benim ilk sözlük tecrübem. hata yaparsam af buyrunuz.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.