hemoroid başlangıcı olabilir. bol bol su içilip, meyve yenmeli.

ben filmi izlemedim. ama duydum. duyduklarım tiksinmeme yetti. hakkında yazılanları okuduğumda nefret ettim.
ama açık konuşmalıyım ki en çok buradaki yorumlara sinirlendim. bazıları bunu nasıl bir sanat eseri olarak
nitelendirebiliyor, benim mantığım almıyor. insan ırkının böyle şeylerden zevk almayı bırak, izlemey niyetlenmesi
bile ondan nefret etmem için geçerli bir sebep. böyle şeyleri izleyen insanlar, sokakta biri dayak yediğinde
izleyip zevk alan insanlar. böyle insanlara sadece acıyorum. ahlaki değerlerin yok olması ve gerçek sanatsal
değerlerin "kokmuş ve sıkıcı" olarak adlandırılması, ne kadar iğrençleştiğimizin bir göstergesi bence.
sözlükte "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyetini eleştiren bir çok yazar var, peki siz bu durumda ne yapardınız? böyle bir film izleyip bunu sanatsal olarak adlandırdığınıza göre.
bazı insanlar gerçekten değer yargılarının gidişatının farkına varmalı. modernleşmiyorsunuz, insanlıktan çıkıyorsunuz!

ben flört ettiğim erkekler ile arada denerim bunu. çok sinir olurlar ve onları, o hali çok sevimlidir.

sir gawain and the green knight'ın eşcinsel uyarlaması olduğunu duymuştum. işte gawain arthur'a aşıkmışta bu yüzden green knight ile duelloyu kabul etmiş falan falan.

benim babam öldürmekle tehdit etmişti. böyle bir baba ile takas yapabilirim ben.

yazarı ve çizeri andrew green olan, internet üzerinden takip edebileceğiniz. eşcinsel dostu bir çizgi-roman serisi. çoğu eşcinsel içerikli çizgi romanlarda gördüğümüzün aksine cinsel objeler yok denecek kadar az. çizeri 12 yaş ve üstü için uygun olduğunu söylüyor ve küfür içermiyor. başrolünü ross boston denen tatlı bir chubby cub üstleniyor.
şu anda ikinci bölümünde ve çizeri gidişatını düzenlemek için 2 haftalık bir ara verdi. her hafta cuma günü yeni sayfası sitesinde yayınlanıyor;
rossbostoncomic.com

ben gözüme gelip gelmediğini kontrol ederim hep. kör olacağım bir gün.

shinee - run with me

burada okuduklarımdan sonra bazılarının, insanları et olarak görmesi beni çok üzdü açıkcası. ama başkarına gösterdiğiniz saygı, gerçektende kendinize gösterdiğiniz saygıdır.

soyunmadığı yegane klip samo s teb olsa gerek.

"aşk" ve "sevgi" kelimerinin içinin boşaltılmaya çalışılmasından dolayı, bunlara kanan insanların düşünceleri gibi geldi bana. aşk bence çok asil bir duygudur. eğer bir kişi kötü tecrübeler yaşadıysa bunun sebebi insanların, insanlıktan çıkmasıdır bence

digimon.

eli ile ilişkide.

ben zirve ne onu bile bilmiyorum daha

her ne kadar bazıları bilinsizce köpekleri dövüyor ve elektrik şoku ile eğitiyor desede, bunlar kulaktan dolma laflarla konuşanlardır. bazı köpeklerin uyutulmaması için bu yönteme ihtiyaçları vardır. köpeklere sayısız işkence eden bu toplumda, en kötü vakalar ile başa çıkabilmek için bu nadir yöntemleri kullanan insana atılan çamurlar tamamen çekemeyen insanlardan gelmektedir.
daha bugün bir kızın ayağının altıyla köpeği sevdiğine şahit oldum. bence cesar milan'ı suçlamadan önce herkes kendine dönüp bir bakmalı!
herneyse, çok severim kendisini. kitapevine kitabını bulmaya gidip bulduğumda çok mutlu olmuştum. severekte izlerim programını.

geçen senelerde şarkılarını çok beğendiğim izlanda sonuncu sırada yer almıştım. eurovision'a isyan edip, izlemeyi bıraktım. merak edenler varsa şarkı sjonni's friends'den coming home idi. şarkının ortasında tatlı bir husky yanındaki genç oğlanı öpüyordu :d

ben 13 yıldır beylikdüzü'ndeydim. ama şimdi kenya'ya taşındım. hayrola!

zamanı durdurabilmek isterdim. ama herkes durucak ben hareket edebileceğim. oha iki üniversite birden aynı anda okurdum herhalde *

bende 19 oldum be *

younique unit - maxstep ve tabiki olmazsa olmaz shinee'den dazzling girl