yalnızlık

genellikle aşkın karşıtı olduğu sanılan, hissedildiğinde aşk arayarak atlatılmaya çalışılan duygu. kronik hastalık gibidir, en azaldığı anda bir uzaklaşma hissi yaşanır ve yalnızlık tekrar, bu sefer daha da derinden hissedilir.
gül gibi "bi büyüğe bi büyük pizza" kampanyası dururken aspava'yı arayıp 1,5 soslu dürüm istemektir...
en çıkmaz duygulardandır. bakın ilginçtir ki yalnız hissetmek için yalnız olmak gerekmez her zaman, kalabalığın arasında ıssızlıkla boğuşmak olabilitesi olan bi' şey. keşke olmasa.
kafayı yedirtiyor sonra hornete giriyorsun sonra orada kafayı yiyorsun sonra yine yalnızlık hornet yalnızlık hornet infinite circular...
alışamıyor insan, kendi başına kalabilmek ile çok çok uzak olan bir hissiyat bu yalnızlık.

flört, sevgili, hoşlaşma gibi bir durumdan bağımsız bir durumda, iki kelam edecek kimsenin olmamasıdır aslında.

kırıp geçirir içindekileri.

zalımınoğlu
uzaktan gelen misafirin eve kamp kurmasıyla değeri anlaşılandır. *
met üst'ün dediği gibi; yalnızlık psikolojik, öpünce geçer.
bazen aşk gider. ve sen yıllardır içinde yaşadığın yürekten, valizler dolusu anılarla kendi yalnızlığına taşınırsın.!
duvarda duran üzgün bir fairuz posteri,
yanan bir sigaradan yükselen ve tavana doğru dans eden duman,
gecenin sessizliği ve kentin çok-sesliliği,
"... / öyle yorgunum ki hiç sorma /..."* diyen cahit külebi'nin sözleri...

yalnızlık...

yalnızlık üstüne birsürü şey dökülegelmiş ademoğullarının, havvakızlarının dudaklarından.
ne yaşadıysak/yaşıyorsak/yaşayacaksak, ne tecrübe ettiysek/ediyorsak/edeceksek; hepsi, kendi kararlarımızın neticeleri esasında.

bir sehpa üzre onlarca kitap,
bir şişede böğürtlenli kırmızı şarap,
ve
füruğ ferruhzad'ın sesi:
"bunlardan önce, ah, evet
bunlardan önce sessiz kalınabilirdi"

kalınsın.
bir alışkanlık çeşidi.
cok ilginctir. kirk takla atip turlu yalan soyleyip nihayet yalniz kalirsin, cok gecmeden tuhaf bi huzun coker, icten bi usume gelir sanki serin bi titreme. yalniz kalamadigin icin yapmaya firsat bulamadigin seyleri yapmak istemez canin. uykun gelir. olume hazirlik gibi sanki yalnizlik.
yani şarkıda da söylendiği gibi yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin. hele hele bu durum uzunca bir süredir yaşanıyorsa bunu içinize sindirmeniz gerekmektedir. sonuçta yalnız olmak kalabalık olmaktan daha faydalı ise hayıflanmak gereksizdir.

çoğu zaman kendinizi yanında olmasını istediğiniz birisi ya da birileriyle dialog içinde bulursunuz. onlarla kavga eder, onlarla sevinir ağlarsınız, yemek yapar, tv izlersiniz.... bunu söylemek fazlasıyla şizofrenik görünse bile bunu eninde sonunda yaşarsınız. sonuçta bu bir nevi terapidir. bu durum ancak gerçeğin yerine geçmemek kaydıyla bir tür terapi görülebilir. sonrasında genellikle bir tebessümle yalnızlığa dönüp devam etmek gerekmektedir.

arkadaşlarınıza sosyal ortamdan sarmakta bundan bir nebze kurutulmak için seçenektir. özellikle de karşınızdakinin bakış açısından düşünmeye başladığınızda kafanızı kendinizden uzaklaştırmanıza sebep olur.

bu durumu kabullenmenize bağlı olarak en büyük faydası evin nasıl idare edileceğini öğrenmenizdir. kendi başınıza neleri yapıp yapamadığınızı görür hatta bu sınırları genişletebilirsiniz. fakat işin dezavantajına odaklanırsanız.... o zaman yaşamak istediklerinizi bile göremeyecek hale gelebilirsiniz. evcil hayvanlar çoğunlukla bu durumla yaşama toleransınızı arttıracaktır.
ikiyüzlü, birbirinden sorunlu psikopat insanların bile yanında birileri varken sizin hep tek olmanızı, hayatı sorgulatan kavramdır
gündüzler sizin olsun, geceler benim.
güneş sizin, ay benim.
siz açık gökyüzünü alın, ben yağmur taşıyan kara bulutları.
sahte kalabalıklar sizin olsun, bana bu gecelerin sessizliği yeter. (alıntı)
kabul edelim bi yanlızlık değildir ^^
şunu anladım ki bu topluma böylesi bir klip fazla, anlamıyorlar, anlamayacaklar da. - anlayanlar da var yok değil-
klipte baş üç ana öğe -sütyenli kadın, crossdress -algılanan travesti- mastürbasyon yapan çocuk- rahatsız edici gelmiş olacak ki onun üzerine saldırıyorlar, siz ne anlam içerdiğine, ne mesaj vermek istediğine baksanıza kardeşim. bence gayet başarılı bir klipti. sözleri de çok iyi. hee şunu da söylemeden edemeyeceğim klipte tek dikkat çeken şey cem adrianın kasları galiba, hiç mi kaslı adam görmediniz yahu.

şarkı sözlerini de iliştirivereyim bari;

vurmuyor yüzüne eskisi gibi sanki
güneşin ısıtmıyor içini
gelmiyor içinden uzatmak ellerini
ellerin tutamıyor bir kalbi
bir kağıt, bir kalem, bir yanmış, bir sönmüş, bir bitmiş sigara
hayatın bu
sökülmüş, atılmış, kırılmış, dökülmüş hep paramparça
yolun sonu bu
yalnızlık
saklandığın o küçük delikte buluyor seni
yalnızlık
seviştiğin o kalpsiz bedende uyuşturuyor seni
yalnızlık
sıkıştığın o küçük evinde vuruyor seni
yalnızlık öldürüyor seni
öldürüyor beni
yalnızlık çağının kalbi kırık çocukları
yalnızlık o simsiyah ellerinde
yalandan ninnileriyle büyütüyor bizi
ne olacak sanki söylesem diyorum, ama yok, olmaz, sonra arkadaş muhabbeti bile yapamayız. bu yüzden yalnızım diyorum söylemeliyim diyorum, ama yok, her türlü inkar edecek.
kişinin kendi kontrolünde olan çeşidi en güzel olandır. canın ister sosyalleşmesini canın ister yalnız kalırsın.ama kendi istediğin haricinde yalnız kalmak çok zor.
eşcinsel bireyler olarak bu duyguya alışmak ve buna göre hayata yön çizmek gerekiyor. geçirdiğim kaza sonucu bir ayağım alçıya alınmıştı. ailem uzakta ve çok fazla arkadaşım olmadığından olanında kendi hayatı olduğundan tek ayaklıkla kendim mücadele etmiştim. en son seke seke banyoya gidip yek ayağım dyşakabinin dışında duş alınca anladım. artık bana karada ölüm yoktu yaşlılık ve getireceği zorluklar açısından başede bilme yeteneğim vardı. yalnızlık çoğu zaman zor olsada kendine güven ve kendi kendine yetme konusunda inanılmaz faydalı.
bazı zamanlar yalnız kaldığım ya da ne bileyim birileriyle eğlenip sohbet etmediğim zaman kendimi çok boşluğa düşmüş, terk edilmiş hissediyorum. böyle dönemlerimde evde üst üste tek başıma durabildiğim gece sayısı "1" . bu süre uzarsa kendimi öyle olmasa bile unutulmuş, yok olmuş gibi hissediyorum. mesela dışarı çıkıp kimseyle görüşmesem bile çevremde insan sesi duymak beni huzura kavuşturuyor. bazen ise beni bir salın mk nefes alamıyom diye bağırasım geliyor. eserekli tatlı bir deli olduğumdan bahsetmiş miydim?
  • /
  • 4