öncelikle yıldız ablanın sözü hiç unutulmamalı; herkes birilerinin eski sevgilisi.

kimse ana rahminden çıktığı gibi senin kucağına düşmüyor. herkeşin geçmişi var, iyisiyle kötüsüyle. kişi kabul edilirken geçmişiyle kabul edilmelidir. sonradan bunu pürüz ettiğinde, bu pürüzü kendi kendine yarattığını bilmelisin, karşı tarafla alakalı bir durum değildir.

-karşınızdakinin insan olduğunu bilin.
-insanların duyguları olduğunu bilin.
-duyguların incinebileceğini bilin.
tşk

gerçek bir ilişki istiyorsanız eğer önce bi kafanızdakilerden sıyrılın.

taktiklerle, oyunlarla kandırmayın ki gerek yok.

beğendiğiniz tiplere kafanızda kurduğunuz kişileri yerleştirmeyin, kendisi ne ise öyle kabul edin. **

baktınız kabul edemiyorsunuz, o zaman "şimdi alıyım sonra yontarım bunu" diye düşünmeyin.*

son olarak, iletişim önemlidir. akıl okumaya çalışmayın,* aklınızın okunmasını beklemeyin.*

başka birini seviyorsanız, yok unutmak için, yok sevebileceğinizi düşündüğünüz için bilmem ne daha başka biriyle başlamayın. kimse sizin ıssız adam hallerinizi çekmek zorunda değil.

ilk önce, süregelen bir ilişkinizin olup olmadığını kendi kendinize teyit edin.

seyrine bırakın. başladım demekle olmuyor. ve sunu unutmayın başlangıçta olsun bu özelliğinden hoşlanmasam da katlanırım dediginiz seyler ileride gözünüzde devleşir.

başlamayın.

kontrol manyağı olmayın
sevgilinizi boğmayın
benden başka bir şeyle ilgilenmesin diye ayak diretmeyin
ota boka trip atmayın
kısacası sevgi adı altında karşınızdakinin hayatını karartmayın.

ilişkinin bir gün bitebileceği, karşınızdakinin aslında sandığınız kişi olmadığının ortaya çıkabileceği ihtimalini her zaman aklınızın bir köşesinde tutun. ayrıca içinizden geldiği gibi davranın, kim iseniz öyle davranın çünkü rol yaparsanız o kişi siz olmazsınız ve eğer o sizi o an seviyorsa bile aslında gerçek sizi değil oynadığınız kişiyi seviyor olacaktır..

kendinizi karşı taraftan daha çok önemseyin.

ilişkiye başlamayı düşünüyorsanız vazgeçin, düşünmekle, istemekle, aramakla ilişkiye başlanmaz. ne zaman ki zaten bir ilişkinin içinde olduğunuzu fark ettiniz, işte o ilişkiye sarılın.
açık olun, en azından açık olmaya çalışın. size karşı da açık olunmasını isteyin.
mutsuz olduğunuzu hissettiğiniz ve elinizden geleni yaptığınıza vicdanen ikna olduğunuzda zaman, yürümüyorsa, yol verin. kırmayın, sizi kırmasına da izin vermeyin.
yaklaşık 8 milyar nüfuslu şu dünyada, tek bir kişi bile ben güvenilmezim, bana güvenme demez. bir zahmet süzgeçi çalıştırıp, onun kararını verecek olan bizzat sizsiniz. ama en azından insanları yaftalamadan önce ayna karşısından ak ayrılabildiğinizden emin olun.
hata yapabileceğinizi kabullenmeyi, özür dilemeyi öğrenin. bu vasıflardan yoksunsanız kimsenin başını yakmayın, yoksun olanla da kendi başınızı yakmayın.
saygısızlığı kabullenmeyin ama saygı göstermeyi de öğrenin.
en önemlisi de, bir öncekinin hatalarıyla bir sonrakini yargılamayın. farklı iki kişideki benzer konuşma, benzer davranışın aynı anlama çıkmayabileceğini, aynı amacı gütmeyebileceğini unutmayın. basit kural; anlamadığınızı sorun.

ona tapulu mal gibi davranmayın (bkz: sevgi paylaştıkça çoğalır)

sevmediğiniz şeyleri sevdiğinizi söylemeyin.

bu kişinin o kişi olabileceğini düşünün.
artık başkalarını aramayı kesin. horneti kapatın.
ilişkinize odaklanın. yürümesi için ayakta kalması için çaba sarf edin.
bu kişinin o fuhuş yuvası gibi hayatınızda, ondan ona ondan ona ilişki arayışınıza son verecek o kişi olduğuna inanın.
emek verin. saygı duyun. anlayın ve sevin.