alttaki yazara soracaklarım var
oldu, sarılıp uyuduk. ertesi hafta tekrar çağırdı ve bu sefer hallettik. alttaki yazar kendini en arsız hissettiğin an neydi?
anlatayım hemen birkaç ürün aldım ve ücretini ödemek için kasaya götürdüm aldığım ürünler arasındada money club üyelerine özel indirim olan birkaç şey vardı kasiyer ürünleri geçti ve total ödemem gereken ücreti söyledi bende money club üyesi olduğumu söyleyip neden kart istemediğini sordum sonuçta neden üçte bir fiyatı indirimim varken kullanmayayım ki ve bunu dememle beraber bana çok aşağılayıcı bir bakış attı üç kuruşun lafınımı yapıyorsun dermişcesine ve kendimi çok garip hissettim arkamda sıra bekleyen insanlara karşı hem vakitlerini çalıyor hemde burada arsız gibi indirim yapılmasını istiyor gibi bir kalıba sokuldum kendisini beğenmiş kasiyer arkadaşımız sayesinde oldukça utanmıştım. alttaki yazar sorum şudur ilk cinsel birlikteliğini kaç senesinde, kaç yaşında yaşadın anlatırmısın?
belli bir yaşa kadar boyu, belli bir yaştan sonra işlevi.
yine olsa yine yaparım dediğin hatan?
dövme yaptırmak
grup sekste aktif mi olmayı tercih edersin pasif mi?
tabiki pasif.
dünya üzerinde en çok beğendiğin erkekle bir hayat geçirmek mi yoksa bütün hayatın boyunca hiç sıkıntı çekmeden yaşamak mı?
ihtiyacım olan sıfır sıkıntı
bayramda ebenin elini öpmek mi, sevgilinin belini öpmek mi?
ebem anneannemdi vefat etti, sevgilim yok o yüzden ikiside fiyasko.
hayatında değiştirmek istediğin bir günü nasıl yenilemek istersin?
o ilk kusura bakacaktık. keşke o gün ona s*ktiri çekseydim diyorum bazen. en başından ağız dolusu bi
s*ktir deseydim bugünüm daha farklı olurdu. bu şekilde değiştirmek isterdim. sana da hayırlı tezkereler.
alttaki sana sorum şu: bana verir miydin?
...yani diyorum ki ikinci turda aday olsam oyunu bana verir miydin?

ikinci turda herhangi birine verebilirim. ama ilk tur önemli ve stratejik.
hey alttaki en sevdiğin pozisyonu detaylı anlatır mısın?
dışarıda eğlenmiş hafif alkollü eve gelirsin.... güzel bir müzikle başlayan öpüşmeyle başlayan şiddetli sevişme esnasında 2 kişi de poppers çekerek 69 yapar ya... işte o...
altımda duran yazar en sevdiğin yeri yabancı dizi ismi versene eski yeni fark etmez.
the wire çok seviyorum nickimden de anlaşılacağı üzere. black miror, love, death and robots, çok eskiden izlerdim hala ara ara açıp gülüyorum the bigbang theory. dark çok severek izledim tekrar başlayacağım.
ciddi bir konu hakkında, motivasyonumu kaybettim, yapamıyorum artık diyen birine ne söylerdin?
eskiden ve körkütük sevdalı olduğum zamanlar da kendimden vermeyi aşk zannederdim. yani birini sevmenin yegane şartı onu mutlu etmekmiş gibi geliyordu. ancak daha sağlıklı düşünebildiği inandığım şu günlerde ilişkinin bir bayraklı koşu maratonu olduğuna inanıyorum. sen ne kadar koşarsan koş partnerin yavaş ise skorboarda neyse o yansıyacaktır. iyi bir ilişki için benzer eforlarin sarfedilmesi gerektiğini düşünüyorum. yer yer elbette bir taraf diğer taraftan daha fazla odun verecektir ama bu dalgalanma yataydaki hedeften çokta sarkmamalidir diye ümit ediyorum.
ezcümle kimse vazgeçilmez değildir ve seni sen olmaktan uzaklaştıracak her zorlama hareketin kişiliğinden götürür o yüzden öyle durumlarda içinden mırıldanman için ; hakkı bulut-ben buyum tavsiye ederim :)
altıma gelecek yazara sorum:
arkadaşların ile arana zamanla giren maddi kazanç ve sosyal statü farkları dostluğunu eskisi gibi sürdürebilmene engel teşkil eder mi?
her seferinde etti.
alttaki söyle bakalım; davranışların çoğunlukla hormonal kaynaklı mı, yoksa sosyal baskıdan mı? eylemlerini genelde neye dayandırıyorsun?

walla tam olarak sqime göre şekilleniyor, şu yaştan sonra toplumun baskısını ayrı, hormonların savaşına ayrı dikten gireyim.
alttaki söyle bakalım, son zamanlarda izlediğin seni derinden etkileyen bir film var mi? porna falan da olur. pasivi bol olan.
not: seni seviyorum.
alttaki yazara sorum şu.
en çok acıyı giden mi çeker, kalan mı?
giden çekiyorsa neden, kalan çekiyorsa neden?
kesinlikle kalan çeker diyorum. giden, ne sebeple olursa olsun, hayatına devam etmek için yeni bir adım atmıştır. ortak bir ayrılık sonucu gitmiş olsa bile muhtemelen etrafında yeni bir ortam şekillenecek, geçmişi unutması kolaylaşacaktır. öte yandan kalan, balçığa batmış gibi sürekli giden kişiyi düşünecek şeylerle karşılaşır: gerek bulunduğu ortamdan onu hatırlatan şeyler, gerek terk edilmenin verdiği his, her şey onun için daha zorlaşmıştır.
alttaki yazar söyle bakalım en büyük pişmanlığın ne, elinde olsa bu pişmanlığı değiştirir miydin?
bi insan neden pişmanlığını değiştirmeyi istemesin ki? en büyük pişmanlığım zamanında bugünleri ön görememekti. olası bir fırsat için ön hazırlık yapmamaktı. bi alt yapımın olmasını isterdim.
alttaki sen söyle: yönelimden bağımsız olarak, "ibnelik bunun ruhuna, karakterine işlemiş" dediğin şahıs kim?

benim eğilimimde , eşcinsel bir eğilimim yok, ancak buna da karşı değilim, zaten bunun için ayisozluk.com var
iki üstteki soruya cevap olarak başka eşcinsellerin yaptığı yanlışları sürekli eleştirip kendide yapanlar için böyle düşünürüm genelde.
hoşlandığın ve daha önce görüştüğün biri kilometrelerce uzaktayken sık sık iletişim kurup yakınlık kurmaya çalışsa yaşadığın şehre geldiğinde ise hiç arayıp sormasa ne yapardın?
benim tavrım bu şekilde oluyor genelde
daveti senden beklemiş veya hetero arkadaşlarıyla, ailesiyle gelmiş olabilir. ama dengesiz olduğunu düşünüyorsam uzak duruyorum.
alttaki yazar:
flörtüm lübnan’a tatile gitmek istiyor. uçak bileti, otel vs tüm masrafları ben karşılayacağım diyerek beni de ısrarla davet etti. sen olsan gider miydin? gidersen neden gitmezsen why not?