ayı sözlük itiraf
gecenlerde hava güzeldi neyse cıktım dışarı kısa şort tshirt gezdik, muhabbet vs bir iki bisey alip eve donuyorum. ara yoldan gidiyorum, kestirmeden. elimde paketler kulagimda kulaklik dalmisim, adamin biri motorla biraz onumde durdu biseyler soyluyor. kulakligi cikardim bakiyorum. adamda tip var takim elbiseli ama motorda olunca bi garip geldi. neyse bu yardima ihtiyacin var mi goturum seni istedigin yere dedi ama suzuyor bu arada bastan asagi. eve ulasmama 500 m var yok zaten. soguk bi sekilde gerek yok tesekkurler dedim, kulakligi geri taktim yuruyorum. bu basti gitti. neyse dedim, kotuye yormayim yardim icin demistir belki. yolun sonuna varip karsiya gecicem bu geri geldi yanimdan bi daha gecti. o sirada telim caldi konusuyorum bu arkadan bir daha yanima geldi guya benle arabalarin gecmesini bekliyor. iplemedim zaten teldeyim. dayanamadi biblo gibisin yavrum geri dondum yolu senin yuzunden dedi ama miril miril. duymamazliga verdim, yuzune bile bakmadim ama dalmamak icin zor tuttum kendimi. ne kadar ac insan var, su seksi tu kaka moduna sokmaktan cikarin artik. azginliktan millet sapitti aleni kadin-erkek demeden taciz ediliyoruz arkadas.
bugün bizim dindar, dedikoducu, laf sokucu bir akrabamız var, o geldi. gelirken poşet poşet fındık getirdi. herkes ağzıyla kırmaya başladı. ben diş sorunu yaşadığım için çok kötü hissedip içeri gidip ağladım. eğer bu hareketi bilerek yaptıysa ağzına sıçıcam. ortalığı kim karıştırıyormuş görsün bakalım.
ajda veya bülent bu günlerde ölürlerse sözlük ahalisi beni katil ilan edecek diye çok korkuyorum.
büyük ve kalabalık yerler yön bulma duygum olmadığı için çok korkutucu geliyor. mesela şimdi güven parkta arkadaşımı bekliyorum. o gelip beni karanfile götürmese imkanı yok bulamam. daha yeni geldim ama yarım saat yer altında döndüm durdum anca çıkabildim. insanlarda bir garip. üstüne üstüne yürüyorlar ve bişey sorduğunda garip garip bakıyorlar. sormak istemiyorum o yüzden. bolu böyle değil, ne kadar küçük ve gelişmemiş olsada orada rahatım. bide üniversiteyi istanbulda okumak istiyorum
ne doktorlar, mühendisler istedi beni de gidip işsiz bir iç mimara vardım ben zamanında. 3,5 yıllık ilişki bitince de herif iş buldu...
çarşamba akşamı aile grubunun en tatlı annesi ile buluştuk, ilk defa başbaşa bir yere oturduk ve bayağı bir dert paylaştık. tabii en çok ben konuştum, bütün durumlarımı, geçmişimi, ilişkilerimi, ailemi herşeyi anlattım. kaç saat oturduk bilmiyorum ama bayağı bir uzun oldu. anlattığım herşeyi ilgi ile dinledi, kendinden örnekler verdi, benim durumlarımla inanılmaz empati yaptı, beni çok iyi anladığını hissettim. anlatırken bazı noktalarda gözyaşlarımı tutamadığım oldu, ama sağlam içimi döktüm. bana "bu anlattıkların beni çok şaşırttı, sen çok bu konuları aşmış bitirmiş gibi duruyordun oysaki" dedi. kendi yaşadıklarını, kendi oğlu ile olan ilişkisinden örnekler verdi, o da bana sorular sordu, beraber çözümleri konuştuk, valla tam terapi gibiydi. bana pek çok güzel şey söyledi bu güzel kadın. sevgilimin fotosunu gösterdim, çok tatlı buldu, en kısa zamanda tanışmak istiyorum dedi. tüm bu konuşmalar bana o kadar iyi geldi ki. ilk defa benden büyük ve anne olan birine bu kadar detaylı, bu kadar dostane bir şekilde hayatımı açık açık anlatabildim, ne nimetmiş anlatamam. iyi ki bu aile grubunu bulmuşum, iyi ki bu güzel insanları tanımışım, çok şanslıyım, ama şansımı da kendim yarattım tabii, o da var.
sanırım gittikçe eşcinselliğimle ilgili korkularımı yeniyorum, rahatlıyorum bu konularda. iyice bu konunun kafamda bir korku unsuru olma özelliğini yitirmeye başladığını farketmeye başladım. bir sonraki aşama olarak en yakın arkadaşıma açılmak kaldı, onu da bugün yarın gerçekleştirebilicem gibi geliyor. yavaş yavaş gelişiyor valla ama azıcık azıcık da olsa yapabiliyorum sanırım. psikiyatrist hanım da bu haftaki görüşmemde mizacım gereği çok kontrollü biri olmamdan dolayı açılma işinin bu kadar zaman aldığını söyledi. benimki de böyle oldu n'apim, doğuştan sülalesi rahat insanlara çok gıpta ettiğimi söylemiştim.
bu arada psikiyatriste de gitmeye devam ediyorum ama o ilk gitmeye başladığım dönemdeki depresif halim, kaygı nöbetlerim, dibe vurmalarım falan tümden geçti sayılır. uzun süredir, haftalardır kendimi gayet iyi hissediyorum. mutluluktan havalara da uçmuyorum belki ama yani stabilim, normallerime döndüm yani. üstelik ilaç falan da kullanmıyorum. psikiyatriste de artık bir kaygı silsilesi soru listesi ile de gitmiyorum, daha rahatım oraya giderken de. ama kaygı durumlarım düşmüş olduğu halde gitmeye ve erişebildiğim tüm psikolojik ve sosyal desteği almaya devam edeceğim, ta ki bu konular hakkında süper rahat bir insana dönüşene dek.
yaklaşık üç haftadır ev-iş, iş-ev arasında gidip geliyorum. ailemin yazlıkta olması, yemek derdi, ütü derdi, uyuyakalmamaya çalışmak, sezon yoğunluğu derken resmen pazartesileri sayar oldum gene mi geldi tipini s*ktiğim diye. ve çok çok bir çok arkadaşımı ihmal ettim. bitsin artık şu sezon, normale dönelim pls. amin.
sevmiyorum dediğim ankara ben onu sahiplenmeden, beni sahiplendi. bipolar iklimine rağmen seviyorum veya alıştım galiba sözlük.
geçtiğimiz gün hornetten bir mesaj aldım
* . mesajda fotoğrafı olmayan bir kullanıcı bana '' naringergedan, senin seks düşkünü biri olduğunu zannediyordum ama geçen gün sözlükten yapılan buluşmaya katıldığını duyunca öyle olmadığını anladım, özür dilerim '' dedi. kim olduğunu sorduğumda şaşırtmayacak şekilde yanıtlamadı. aslında birinin bana seks düşkünü deyip dememesi ya da beni öyle bilip bilmemesi önemli değil ama sözlükten fazla kişiyle diyaloğum yokken, üstelik özel hayatımı pek kimse bilmiyorken insanların bununla ilgilenmesi çok aptalca geldi bana. herhalde seks düşkünü insanın insan içine çıkmaya vakti yok, her saati randevuyla dolu. arada bir siz de dışarı çıkın da '' seks düşkünü '' olmadığınız anlaşılsın.
animelerde sırf yan karakter olan sünepelerden biri işe yarasın diye ana karakterin, kendisinden kat kat güçsüz bir düşman tarafından alt edilmesine uyuz oluyorum. belli ki adam düşmanı çok rahat alt edecek ama yok midesi bozuk olur, yok sıra o düşmana gelene kadar 123581253 kişi ile dövüşmüş olduğundan yorgundur, yok çakrası bitmiştir. izleyiciye eziyet.
twitter foursquare instagram gibi bir çok sosyal ağlarımı son bir haftada kapattım sözlük.hiç bir nedeni yoktu sadece içimden geldi ve yaptım çok da mutluyum.kendimi bildiğin daha özgür hissediyorum bir facebook kaldı onu da iptal olan dersler ya da ders notları paylaşıldığı için kapatamıyorum
çalıştığım projeden iki kaltak iskoçya'ya eğitime gönderilmiş! kıskandımmmm...
yaa dün salonda beraber squat çalıştığım çocuk ne tatlıydı anlatamam sözlük. yani o ağırlıkları nasıl kaldırdığına mı şaşsam, yoksa bacaklarının seksiliğine mi bitsem. yüzünün güzelliğine mi ölsem. aşık oldum sanırım sözlük. salonda çocuğu arayıp kesmekten kendi sporumu yapamaz oldum. öldüm eridim bittim. ayhh bana bişeyler oluyor. yazarken bile heyecanlanıyorum. bir de o kadar salağım ki tanışamıyorum da çocukla nedir bendeki bu durağanlık anlayamadım gitti. ahh ahhh.
şarjlı diş fırçamı fantezi amaçlı kullanıyorum.
uzun zaman sonra yazıyorum. içimi dökecek yer ararken sözlüğe yazayım bari dedim. hayatım çok çok çok kötü gidiyor. düzelme umudum da yok artık. nefesim daralıyor çoğu zaman stresten. boş vermişlikle internetten biriyle tanışıp sevişeyim dedim, ilk teşebbüste adamla skype ekledik. yarın buluşalım diye sözleştik. ertesi gün "ne yapıyoruz görüşecek miyiz?" diye mesaj attım. bir dakika sonra engelledi beni. sonra bir kişiyle daha konuştum. yer belirledik. gittim. kırk dakika bekledim gelmedi. kontörüm filan da yok arayamadım öyle bekledim. moralim bozuk ayakları sürte sürte sürte, ağladım ağlayacam eve giderken küçük bi otluğun arasına saklanmış minicik bir yavru kedi gördüm. o da beni gördü ama hiç belli etmiyor. götünü salladı salladı bi atıldı üzerime. kahkahayı bastım. gördüğüm en şirin hareketlerden biriydi. eve gidene kadar ağzım kulaklarımda gittim. hayat işte çok garip olum ya.
bugün iş çıkışı dışarıda tam kapıda bizim iş yerinden tanıdığım yunan bir hatun danışman ile karşılaştım. ben bu kadını çok seviyorum, bayağı da bir takılmışlığımız var, kendisi bayağı kafa biri, 50 yaşının üzerinde falan, görmüş geçirmiş bir abla. benim acelem vardı ama selam vermeden geçemedim. naber nasılsın, ooo falan dedik, o sırada aklıma lgbt konferansı için atina'ya gittiğim geldi, "ben atina'ya gittim senle en son görüştüğümüzden beri" diyiverdim. o da "yaa, ne için peki? bana da uğrasaydın" dedi. bi an şaşaladım, "neyse sonra konuşuruz, benim acelem var" dedim, "yarın görüşelim müsaitsen" dedi o da, olur dedim ben de.
iş yerinden tanıdığım biri olarak hiç söylemesem mi atina'ya niye gittiğimi diye düşündüm şimdi gece gece ama sanırım söyleyeceğim neden gittiğimi yarın buluştuğumuzda, o şekilde de açılmış olacağım sanırım. bana iyi geleceğini düşünüyorum çünkü hatun çok tatlı ve hallerimden anlar diye düşünüyorum.
eskiden hoşlandığım çocuk
orospu olduğunu açıkladığında beni çok sevdiğini belli ediyordu. bana 'ben buyum' dediğinde sesi çok titriyordu.
o gece son lafı, 'bana orospu diyebilirsin ama orospu çocuğu diyemezsin' oldu.
evet ben bu olayda çok üzüldüm. bunu seçme şansı var mı yok mu bilmiyorum ama ben parasız kaldığımda orospu olmuyorsam, olunmaz herhalde.
tekyönde gördüm. 'yanımda müşterim var' dedi.
ama öptü.
müşteri helaya kaçtı.
ben utandım ve ayrıldım. kulağıma 'beni duygusallaştırma' dedi.
'seni olduğun gibi kabul ediyorum, yapacak başka şeyim yok' dedim.
aldı müşterisini gitti. mutluluk taklitleri ile. yüzündeki sahte gülümseyiş ile. o gülümsediğinde parlayan sahte zirkonyum kaplı beyaz dişleri ile.
onu görünce sadece üzülüyorum. içimde ne negatif ne de pozitif bir duygu var.
her koyun kendi bacağından asılır.
bir video izledim..
adamın birine araba çarpıyor. saatlerce yerde yatıyor ölü. gelen bakıyor, geçen bakıyor. acınası bir durum.. sonum bu adam gibi mi olacak acaba? eteklerim açılmış olur belki. altıma giydiğim o çok sevdiğim gri iç çamaşırım gözükür soğuk asfaltta..
tabiki böyle bir son değil beklediğim. neyse ülkemde hala insaflı insanlar var. neden ben de o 'insaflı' grubuna katılamıyorum.
sokakta çöp toplayan adama aşık olmuştum bir kere. ne kadar aptalım. hala aşkla şefkati ayıramıyorum.. yanından en seksi halimle geçişimde cinsel organına bakmadığımı hayal ediyorum.. bu dürtülerini tamamen nasıl silmiş olabilir? ikincisini düşünmek istemiyorum.. hayır hayır, elbetteki sıradan birini etkileyebilirim. gene küstah tavırlara bürünüyorum.. o çöp toplayan adam için ağladım.. ama yanı başımda ondan daha deli olan yaşlı amca o'na acımasızca tekmeler savururken sesimi çıkaramadım. uçurtma avcısı'nın emir'iydim. neyse ki bunların hepsi geride kaldı.
app'de bir tane arap var, yemin ederim kılları olsun, kolları bacakları göğsü olsun, pipisi taşakları olsun her geyin rüyası.
* kocaman pipisi ve malesef full aktifmiş. o yüzden yazmadım ama eğer buraya yolu düşen pasif olursa ayarlarız artık bir şeyler sözlük yazarı için (ama izlerim ona göre, baştan diyim).