ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
sanırım bu ara glee dizisini fazla izledim ve bu dizinin etkisinde kalarak yaşadığım olaylara uygun şarkıları çalıyor zihnim sürekli * biraz önce whatsappta bir arkadaşıma alınmadım dedikten sonra kendimi yıldız kaplanın alınmadım sana şarkısını dinlerken buldum. sanırım takıntılı bir yapım var biraz frenlemem lazım kendimi...
şöyle deli anlatasım var onu. çünkü hep mutlu ediyor beni biricik heterom. görgüsüzce, kezbanca, sabahtan akşama kadar, bugün "bana şunu yaptı, bunu dedi." muhabbetine girmek istiyorum ama çekiniyorum be sözlük. ah bir görseniz ah bir gülümsese size de off detaya zaten girmek istemiyorum! yoksa dökülüvereciğim her şeyi şuracıkta saatlerce bir el atıverin şu mutluluğuma paylaşıvereyim sizlerle.
insanlari cok cabuk harciyorum sozluk.bana yamuk yapan en yakin arkadasim dahi olsa ikinci bir sans veremiyorum.benmi cok iyiyim hayatimdaki insanlar mi cok kotu bilemiyorum ve maalesef en takdir ettigim huyumda bu.
şuan da hayatımda yakın olduğum belki de hiç kimse yok , bir insanın en ufak bir hareketinde onunla tüm samimiyetimi bozuyorum sözlük.

intikam gibi duygulara sahip değilim , insanlarla uğraşmaktan keyif de almıyorum.benim kötülüğümü isteyen birisinin acı çektiğini görmek bile bana iç huzur vermiyor.sadece insanların barış içinde yaşamasını istiyorum ve olmuyor.tanıdığım bir insanın kafaca boş , hayatta bir yere gitmeyen birisi olduğunu anlarsam da direk olarak siliyorum.silme derken bir daha görüşmemek anlamında değil , ona o kadar yabancıymış gibi davranıyorum ki kendisi bile utanıyor yaptıklarından.ve bu utanç duygusuna dayanamayıp benimle görüşmeyi kesiyor.

ve bu konuda biraz aptalım bir insan ''üzgünüm , özür dilerim'' dediği anda ikinci bir şans veriyorum ve aynı şeyleri bana tekrar yaşatıyor.

çok yakın bir arkadaşım vardı , temmuz ayında çok zor zamanlarım da bir merhaba bile demedi ve bir ay aradan sonra erkek arkadaşıyla olan problemlerini anlatmaya başladı.işte o zaman onu da sildim ve o da sonuncuydu.hala konuşuyoruz , hala dinliyorum onu çünkü aptalım.bir insan yardıma ihtiyacım var dediği zaman geri çeviremiyorum.eğer bir gün yardıma ihtiyacı olduğu halde birine yardım etmezsem kendimden nefret edeceğimi biliyorum çünkü en nefret ettiğim insan diğer insanların acılarına umursamaz davranan insandır.


itiraf ediyorum, facebook profilinde iç ve dış cinsel organlarının fotoğraflarını yayınlayan tipleri tespit edip şikayet ediyorum ve sonra engelliyorum. sonra da facebook bana mesaj gönderiyor ve şikayetinizi değerlendirdik diyor, bu benim çok hoşuma gidiyor.
sevgili ayısözlük,

içimdeki bi outdoor, public tutkusu ne olacak, bilmiyorum... artık evlere sığamıyorum. sen aklıma ve bedenim mukayyet ol tanrım.
bugün markette o kahrolası çilek reçelini gördüm. hemen gözlerimi kaçırdım. ''naber, hatırladın mı beni'' dedi. başka şeylere bakıyormuş gibi yaptım. duymamazlıktan gelmeye çalıştım. oradan ayrılamadım bir süre. hafif adımlarla uzaklaşmaya çalışırken arkamdan seslendi '' ciddi olamazsın, almayacak mısın? emin misin?''. döndüm, kahretsin! çilek reçeli.
ayı sözlük,inan seni çoook seviyorum ama seni kullananların saygısızlığı beni kahrediyor.bunu bilinçlimi yapıyorlar,insanları kırmak incitmek mi amaçları bilemiyorum ama itiraf ediyorum beni çooook kırıyorlar çok.cahilliklerine vermesem,onlarla aynı seviyeye insem her an sözlükte birileri ile dalaşmam gerekiyor ama ben ''ya sabır!''çekerek,yoluma devam ediyorum.arkadaşın birisi nikimin altına sevgili bulunca,sözlükten ayrılacağını düşündüğüm yazar diye yazmıştı.beni sözlükten sevgili bulmak değilde,bu saygısızlık uzaklaştıracak,bilmiyorum ama 3 gün sonra başı ,kıçı ile kaybolan yazarlarda,bu nedenle kırılmış uzaklaşmış olabilirler.bir birimizin hatasını dile getirirken,trip yapmasak,küfür eder gibi karşıyı uyarmasak ne olur ki?;birde mesajlarımızda birbirimize ''selam''yazsak daha dostça olmaz mı?niçin sevmeye,saygıya gelince bu kadar tutumlu yerden yere vurmak isterken cömertiz.allah kahretsin biz sevmeyi ne zaman unuttuk ya?oysaki biz sözlüğü aktif olarak kullanan toru topu 40-50 kişiyiz,yani bir aileyiz.*
bakirim. * * *

edit: niye kötü bi entry oldu ki bu *
selena gomezin come and get it şarkısını seviyorum biliyorum ergence ama yapabileceğim bi şey yok
1 saattir ağlıyorum. beklemediğim bir kişiden beklenmedik bir hareketti. galiba ben cinsel kimliğimi değiştireceğim abilerim ablalarım bildiğiniz bi hoca varsa söyleyiverin.
uuu benim de soyunma kabinlerinde dans etmek gibi kendimi alamadığım bir ilgi alanım var.
seks orucum ramazan sonrasında da devam ediyor. vuuu
şimdi şöyle, bu yeni yeni olmaya başladı, belki biraz geç oldu, bilmiyorum. 2-3 haftadır, sokaktaki insanları önemsememeye başladım. "ya bakarlarsa" "şöyle yaparsam ne düşünürler sonra" "rezil oldum" gibi düşünceler olmaksızın. yıllardır belki bu yüzden bu kadar özgüvensiz, asosyal biriydim; büyük olasılıkla sebep bu. ama şimdi kimsenin düşüncesini takacak durumda değilim, tanımıyorum bile onları, banane onlardan, rezilsem rezilim, kızına mı alacaksın beni ne yargılıyorsun... normalde çoğu insan dışarı çıkmadan önce 2 saat düşünür ya, "ne giysem" "şunu giysem bakarlar mı" "ya bunu daha dün giydim". kimin umrunda! salla gitsin, sanane dışardaki kalabalığın düşüncesinden. istersen aynı şeyi 1 hafta giy, kimene! *
en yakınlarım tarafından hastalık muamelesi görmüştüm ve bu insanlardan bazıları hayatlarında sahip oldukları en güzel şeyleri benim yardımımla edindiler.

yaptıkları yanlışları beni kaybettiklerinde anladılar ve dünya da ki en iyi insan oldum onlar için ama çok geçti.bir daha güvenemiyordum ve güvenmediğim birilerini sevemezdim.hayatım boyunca sahip olduğum tüm en yakın arkadaşlarımı , dostlarımı kaybettim.hayatımdalar ama asla eskisi gibi olamıyoruz.

hepimizin yakın olduğu ve kirlenmemiş ilişkilerimi çok özlüyorum.keşke onlara geri dönebilsem.gerçi belki de iyi oldu , acılar seni güçlü kılıyor.kimsenin göremediklerini görüyorsun ve hiç bir şey yıkamıyor seni.her ölen parçanla daha bilge oluyorsun.
uzun zamandir biliyorum seni sözlük... uzun zamandir. lakin hep irak eyledim seni kendimden. ama bak; simdi buradayim iste. ya icindesindir cemberin ya da disinda... ben ip cambazligi yapiyordum uzun zamandir, kendi sonsuzlugunda kaybolan bir adamdan öteye gidemedim... bir yanim 'ben'dim diger yanim 'ben'... ben hangi ben olmam gerektigini secemedim... ama bak; buradayim iste... degerlerimi de alip geldim. inceldigi yerden kopuncaya kadar buradayim... itiraf ediyorum, ben 'ben'i sectim...
1 saat önce sanki bütün ışığım sönmüş gibi oldu. bi karamsarlık, bi saçma salak planlar, bi kendini odaya kitleyip ölümü bekleme isteği falan başladı. sebebiyse, devlet yurdunu kazanamayışım ve bunun üstüne telefonumun bozulması. yetti mi, hayır? annem halen köyde ve 2 hafta daha gelmeyecek. hatta benim gelmemi bekliyor. "kayıt ol, sınava gir, gel" hayır yani orada bok mu var, gel çalış kadın! babamsa evde gerzek gerzek dolaşıyor. sıkıntıdan ölmüş. işe gitmiyor bir şey yapmıyor. ve buna rağmen, halen köye gidip yoğun bakımdaki dedemi görmeye çalışıyorlar. lan! senin de devam eden bir hayatın var, her şeyi bırakıp böyle gidiverirsen, işte boka sarar her şey. patron değilsin bir şey değilsin, ne bu rahatlık. 7 kardeşsiniz, niye tek sen gidiyosun!... sonuç olarak he bi de bunun üstüne ağır bir yalnızlık çekiyorum ama şuan o ufak bir sorunmuş gibi gözümde. * *
yeni evli çiftlerin kiralık ev aradığı, hastaların uzun süren tedavilerine başladıkları, çocukların iyi okullara kayıt yapmaya çalıştıkları. hani toplumsal ruh hali gibi yaklaştığımızda herkesin bi yerlere demir atmaya çalıştığı şu dönemlerde ilişki adına şansımın açık olması da bi tesadüf mü? yok yazlardan ask mevsimi olmaz. bana hiç...
hayatta hiç şansım yok resmen lânetli gibiyim tam dün her şey yolunda derken bugun yine bi çok şey bokun dibi esaslı bi isyan edesim var
hani her şeyi umursamayıp takmayacaktım ya. işte o biraz kısa sürdü. hani depresyonda değildim ya bu sayede. o da bitti. olay şu ki. babam yine köye gidiyor, dedem hastanede falan. ben bu sefer evde yalnız kalamıyorum ama. hoş, evde yalnız kalınca bi bok yapmıyorum da, yapamıyorum da, sadece yalnızlığım katlandıkça katlanıyor... onun yerine halamlarda kalacağım. homofobik kızları ve disiplin bağımlısı subay eniştemle. ne kadar kalacağım? en az 3 hafta. okullar başlayınca ne olacak? bu da diğer komik olanı * bu seferde başka halam"lar"da kalacağım. her ay birinde kalsam yarı dönemi tamamlamış oluyorum yehu. peki bu planları kim yapıyor? ailem yapıyor... üstüne üstlük, 4 saat kayıt sırası bekledikten sonra eve gelince babamın bavulu bana fırlatması. "hazırlan, yarın sabah çıkıyoruz."... ve telefonum halen kafayı yemiş durumda. hayır cidden pozitif bir taraf varsa gösterin. "en azından ailen yaşıyor." *

endipteki not: sıra boyunca arkamdaki orospu kız, dinlediğim şarkılara laf etti. ne bu havalar! çeko kazanmış gelmiş bi afra tafra. bi de bana şeker veriyor gülümseyerek. aldım mı? evet... * * * * * * *
  • /
  • 181