gay ilişkilerdeki en büyük sorun

en büyük sorun türkiye'de olmaktan kaynaklı olarak insanların ilişkiden bir gelecek beklentisi olmadığı için durumu içselleştirip 'biz' olamamasıdır. çünkü neticede sevdiğiyle bir eve çıkıp ölene kadar onunla yaşama şansı imkansıza yakın bir durumdur. altmış yaşında iki adamın aynı evde yaşaması sorun olacaktır. gün gelip iş dolayısıyla yolların ayrılma ihtimalide yüksektir. evlilik olamadığı için eşlerin sosyal hakları da kullanılamaz. dolayısıyla kişiler arada gerçek anlamda bir bağ kurmaktan kaçınır. bu yüzden 'para' bile arada sorun teşkil eder. ilişkide sorun yok gibi gözükse de ayrıldıktan sonra yapılan masrafların bedeli geri istenebilir ki bunu etrafımda çok gördüm. bu bile zaten ilişkilerin içten pazarlıklı olduğunu gösteriyor. diğer yandan sosyal olarak tatminsizlik de başlı başına bir sorundur çünkü geyler olarak diğer geylerle yeterince iletişim halinde olamadığımız için bu ihtiyacı sıklıkla tek geceliklerle yada fuck-buddy'lerle karşılıyoruz. bu durum ise sevgili olunan kişinin instagramda yada facebookta takipleştiği kişilerin çoğunun daha önce yattığı kişiler olmasına ve ona karşı daha en baştan paranoyak yaklaşmanıza sebep oluyor. tabi bu güvensizlik güçlü başlayan aşkı yavaş yavaş içten çürütüyor. bütün bunlar ilişki yaşamayı malesef çok güç bir hâle sokuyor ama şartlarda şimdilik böyle devam edecek gibi duruyor. umarım ileride daha farklı olur ama o günleri biz görmeyiz muhtemelen.
seksten hemen sonra başlar. 'bir büyü vardı hani, skype'ta ne de güzel cilveleşiyorduk oysa ki' dersiniz, ama iş işten geçmiştir.
süreç kontrolü, kontrolsüz şekilde alınan hızın, ilk karşılaşılan duvara sert bir impulse ile yapışması.. sonrasında zaten hızlı yaşamaya alışkın bünyenin post-ayrılık sürecinde sağlıklı bir düşünme metodu geliştirmeden hayatına devam edeceğini düşünebilmesi..

ilk günden sevişmeli, sadece filtreli fotoğraflarına karşı duyulan büyük hoşlantı vb. eksik doneler ile başlanan ilişkilerde sonraki adımı kestiremeden, ne olacaksa olsun mantalitesinin hakim olduğu süreçler her iki taraf için de hüsranla sonuçlanacak bir yıkımı getirir..
östrojen hormonu eksikliği
hiçbir zaman güvenememek.
yorucu olması, kısa ve net.
bireyselleşememe+hayatına sahip çıkamayış+yediği bokları gururla anlatamama= eziklik.
elde edilemez olanın dayanılmaz çekiciliğinin o kişi elde edildiğinde bir anda kaybolması.
evlenememek.hiçbirzaman sevgine ve karşılığı olduğuna tam olarak inanamıyorsun.nasıl olsa oda aldatıyor deyip fırsatları kaçırmıyorsun.arkana bakmadan çekip gidebiliyorsun. tek bir hareketinle hayatından çıkarabiliyorsun.her tartıştığında daha önce söylenen tüm güzel şeyler yalan dolanmış gibi geliyor.çünkü ortada bunun kanıtı olabilecek hiçbirşey yok.
bir çok insan kendini kabullendiğini sansa da aslında kabullenemediği için yaşadığını aslında içten içe öğretilmiş bir şekilde ilişki görmüyor. bir çok ilişkide belki yüzde 99 oranında insanlar hetero ilişkilerdeki paylaşımdan uzak, bencil, gerçek anlamda paylaşım sıfır. çünkü içten içe hetero olmadığı, türkiye ve bir çok ülkede resmi nikah olmadığı için de gerçek bir evlilik saymıyor bireyler. en büyük sorun kesinlikle bu.
bir tarafın yıllar sonra şerefsizce ben eşcinsel değilim artık demesi.
toplumun yoz, ikiyüzlü, sahtekar ve nefret dolu olması.
  • /
  • 3