hetero ortamda sosyalleşmek

erkek heteroseksüelleri düşündüğümüzde eşcinsel olarak o ortamda bulunmanız zor ve cidden sosyalleşmenin de zor olması durumu. arabalar konusunda, futbol konusunda, kurtlar vadisi konusunda, hatunların göt, am, memeleri konusunda biraz da olsa bilgi sahibi olmanız gerekir.
h,ç de zannedildiği kadar zor olmayan hadisedir. burada yazılanlardan anladığım sadece meme göt futbol araba motor tandansında konuşan bir heteroseksüel güruh var galiba ama ben kendileriyle pek haşır neşir olamadım sanırım. hetero arkadaşlarımla daha çok yaşamın günlük zorlukları, gelecek hayalleri, geçmiş sancıları, hobileri, şuları, buları üzerinden sosyalleştik şimdiye kadar. arada tabi futbol da konuştuk. gay arkadaşlarımlaysa daha çok onu tanıyor musun* bunu beğendin mi? bu buna böyle demiş üzerinden sosyalleşmek daha kolay gibi geliyor. ama onu da bu konuları açık açık konuşacak çok fazla kişileri olmadığından bulmuşken döküleyim hissiyatlarına veriyorum.
eğer bulunduğunuz hetero ortamda eşcinsel olduğunuz biliniyorsa kabus haline gelebilir, nitekim geliyor.

hetero erkeklerin "hiç erkeklerle olmadığına göre, sen şimdi bakiresin değil mi?" , "oyuncak falan kullanmayın, beni sevgilinle aranıza alabilirsiniz, ehe ehe" , "erkeklerden neden nefret ediyorsun peki?" , "sen kadın olan mısın erkek olan mı?" şeklindeki cümleleri;

hetero kadınların "en iyisini yapıyorsun yaaa, erkekler tam bir pislik, ben de mi lezbiyen olsam acaba?" , "neden bana gülümsedin? yanlış anlama, ben normalim." , "ya siz şimdi nasıl yapıyorsunuz, şeyi, nasıl şey yapıyorsunuz?" , "sen kadın olan mısın erkek olan mı?" * , "benim iş yerimde bir eşcinsel adam/kadın var, onu tanıyor musun?" * şeklindeki cümleleri insanı çileden çıkarabiliyor.


homofobik yaklaşımlara girmiyorum bile, bunlar sadece en iyi olan örnekler.
benim için hiç zor olmayan bir eylemdir ki zaten yakın arkadaşlarımın hepsi bilir gay olduğumu. hatta aşık olduğum kişi, ona aşık olduğumu bile bilir ve aramızda çıkan sorunların sebebi hep ben olmuşumdur, o hiç sorun çıkarmaz. kısaca düzgün arkadaşlar seçildiği sürece sorun yaşanmayacak durumdur.
konulara daha estetik yaklaşımınız, renkli oluşunuz, daha empatik tavrınız, farklı bakış açılarınız nedeniyle kadınların ilgisini çekerken, erkeklere de alıştıkları sabit fikirli dünyadan sıyrılma şansı verirsiniz. aslında hetero ortamdaki gay sürüdeki kara koyundur; hem de en janjanlı olanından.
eğer bulunduğunuz ortamda bir sürü hetero kadın varsa ve lezbiyen olduğunuz bilinmiyorsa tam bir kabusa dönüşecek deneyimdir. çünkü 25 yaş üstü hetero kadın muhabbetlerinin %87'sini * evlilik, yüzük, düğün, nişan ve penis oluşturmaktadır. sizin için hiçbir önem arz etmeyen bu konuşmalara katılmanız, hatta katılmakla kalmayıp kendi ilişkinizden örnekler vermeniz gerekecektir.

"valla bacım biz de eşcinsel evlilik yasallaşsın diye bekliyoruz kısmet işte" diyemeyeceğinize göre bu ortamda sosyalleşmenin en büyük sırrı iyi bir oyunculuktur. o da yoksa sıkılırsınız, sıkarsınız. *
eğer etrafınıza karşı "açık" değilseniz, bulunduğunuz ortamda size aleni olarak ilgi gösteren ve bilimsel dayanağı olmamak ile birlikte, ortalama bir heteroseksüel erkeğin asla reddedemeyeceği bir kadının varlığı gerçeği ile karşı karşıya iseniz, kişiyi ciddi anlamda zora sokan durumdur. çünkü sadece o kadın değil, etraf da sizden mantıklı(!) ve tatmin edici bir açıklama bekler. hatta bu ortam içerisinde en aklı başında ve kültürlü diye nitelendirebileceğiniz kişi tarafından bile "oğlum manyak mısın? hiç olmasa vur geç lan, benim hatrıma beaa!!" şeklinde inanılmaz derecede seviyeli(!) yakarışlara mağdur kalırsınız ve genel heteroseksüel erkek zihniyetinin karşı cins başta olmak üzere, kendileri gibi olmayanlar hakkındaki iki yüzlü bakış açılarından nefret edersiniz..
genel olarak çok sosyalleşmesem de olur da denk gelirse rol falan yapmadan gayet becerebildiğim olaydır. gay olduğunuzu anlar anlamaz "ben çok gay-friendly'yim" mesajı vermek için konuları belaltına çeken mi dersiniz, gözlerini kaçıran homofobik bok kafalar mı, gaydarınıza giren başka ibneler mi... resmen dünyanın en gerilimli ve en eğlenceli ortamı.
gay ortamda sosyalleşmekten bin kat daha kolaydır.

belki de yaşadığın şehirle, okuduğun okulla alakalıdır ama özellikle üniversitedeyken heteroskeüllerle sosyalleşmek gaylerle sosyalleşmekten daha kolay gelmeye başladı bana. birincisi, garip bir şekilde daha az nefret dolular, sürekli beni eleştirme çabası içinde değiller. ikincisi, her üç kişiden dördü birbirini tanımıyor. bir de genel olarak "madi" değiller, en önemlisi de o galiba.
rol konusunda berbat olmasam da gelmiş benle futbol konuşuyo, neymiş o buna transfer oluş ta zararda kalan taraf buymuş “banane amk”.
eşcinsel dostlarım ve heteroseksüel dostlarım var her iki grup arkadaşlarımla sosyalleşme konusunda bugüne kadar bir zorluk yaşamadım. eşcinsel kimliğimle barışığım ve aman belli oluyormuyum kaygısı gütmeden rahatça ortamlarına dahil oluyorum. bugüne kadar kimse xalo eşcinsel misin? sorusunu sormadı sorsa evet cevabını verecek yüreğede sahibim. kimlikleri böyle ayrı tutmak çok yersiz. nerede kimlerle nasıl keyif aldığımız önemli. şu da bir gerçek eşcinsel arkadaşlarımla geçirdiğim vakit benim için daha değerli daha kendim olabiliyorum. fakat okey sorununu acilen çözmemiz lazım. kahveye gidip, sigara dumanı altında katran karası çay içip okey oynayacak arkadaşım yok. varsa yoksa brunch. (bkz:eşcinselliğin pahalıya mal olması)
ortamları hetero, homoseksüel diye ayırmanın kadın - erkek ayrımı yapmaktan farkı olmadığı düşüncesindeyim. cinsiyetçi yaklaşımın kopyası olur. insan mutlu olduğu yerde özgürdür. özgür olduğunuz yerde olun; hetero ya da değil farketmez.
sizi gerçekten mutlu eden eğlenebildiğiniz insanların yanında olmak güzel gerisi çok da önemli değil yumuklusucurta ve xalo beyin söyledikleri gerçekten doğru.
xalo 101 se eğer uçarak gelebilirim :)
arkadaş çevrenizi seçerken titiz davranırsanız gayet mümkün ve standart bir durumdur. herkes odun değil neticede.
şahsım için olağan durumdur. aralarında homofobiklerde var ama sosyal çevrem hep böyle alışkınım ve şikayetçi değilim.
halı saha maçları, haftalık basketbol maçlarımız, 101 seanlarımız oldukça keyif verici.
bir de ben biseksüelim diyorum "hehehe yorgo yaa" diyip inanmıyorlar. gerçeği kalkan olarak kullanmayı öğrendim kendilerinden :)
"kritik" konularda susma harici değişen bir şey yok.
askerde başınıza sıkça gelebilecek durum. garip bir şekilde güzel ortam yalnız.
hayatımda her zaman böyle ortamlarda bulunmak zorunda kaldım. hiçbir zaman gaylerden oluşan bir çevrem olmadı. sadece "gayimsiler" buldum, onlar daha kendilerini bile kabul etmemişken ben yaftalama yanlışında bulundum. belki öyle istedim, sonunda hep yanılan kişi oldum.

nitekim benim için hep zor oldu. lisedeyken bir bina dolusu heteroylaydım. ilgimi çeken tek şey benim ilk aşkım, maviş gözlü prensim, aramızda bıyığı ilk "erkek" gibi çıkan ve terleyen kadife sesli okanımdı. odadakiler aşık olduğum çocuğun ,okanımın, bir avuç dolusu boşaldığını görmüşlerdi ve onu üstün erkek ilan etmişlerdi. hatta bir gece otuzbir çekip herkese göstermişti bu kadar geldi bakın diye. gerçekten normalden çok çok daha fazlaydı ve ben bu çocuğa aşıktım. o çocuk zamanla serseriye dönüştü, hetero olduğunu erkek olduğunu keşfetti, keşfettiler, ceyhanda eski pavyonun arkasındaki geneleve gitti. orada korkudan boşalamadığını anlattı bana, bir şey dememi bekledi. "olur" dedim, "normal". uzun bir süre kadına gitmesin giderse onu kıskanırım diye "belki de suyu bitmiştir, 1 ay iyice dolsun sakın kimseye dokundurtma yoksa çocuğun olmaz" diye korkutmuştum onu. maviş gözleri çipil çipil olmuştu, "tamam" deyip yatağına yattı yorganı başına çekti. o zamanlar elinden biyoloji kitabı düşmeyen bana güvenmişti tabii. 2 hafta sonra ise bahçede fahişeyi nasıl siktiğini anlatırken duydum onu odadan. "abla" diye bahsediyordu fahişeden, yardımcı oluyormuş. körpe kamışlardan varsa başka bul getir, demiş. bense yukarıdan onları dinledim ve sadece ağlayabildim. benim körpe kamış ve körpe hislerim bir hetero için son kez orada çalıştı.

sonra okul değiştirdim ama yine çevremdeki heterolar sadece futbol konuşuyorlardı hiç ilgimi çekmiyordu, kadınlardan konuşuyorlardı ve gay olduğumu anlamasınlar diye bana sıra geldiğinde sınıfın en sessiz kızının ismini verip ondan hoşlandığımı söylüyordum. küçük memeli diye dalga geçtiklerinde içimden "lan pezevenk o sike o meme" desem de dışımdan ben de gülüyordum. hatta bir kere hiç unutmuyorum ağzımdan "kesin o kızın amı kapalıdır" diye bir şey çıkmıştı ve hunharca gülmüşlerdi ve ilk kez "onlardan" olmuştum. sonra banyoda yarım saat ağladım çünkü o sınıfın en sessiz çalışkan terbiyeli kızıydı ve bunu asla hak etmiyordu. ayrıca memeleri gayet güzeldi ve sonradan büyüdüler ama konumuz bu değil.

lise böyle iğrenç insanların arasında geçti. sonra lise sonda uzun yıllar kocam olacak ve hayatımı psikolojimi sikip atacak biriyle ve onun çevresiyle tanıştım. hepsi heteroydu ve garip bir şekilde benim eskiden tanıdığım heterolar gibi değillerdi. benim arkadaşlarının liseli kapatması olduğumu bilseler de bana arkadaş gibi yaklaştılar hatta sulanan bile oldu. onlarla sosyalleştim, antisemitizmden homokiraliteye cerrahi tekniklerden 70lerin filmlerine konuşurken buldum kendimi. o masalarda liseli yeni yetme diye dalga geçtikleri çocukla arkadaş oldular. hepsi karısını aldatıyordu, karıları da senegallilerle italyanlarla yatıyordu. bunu kimse konuşmazdı. hepsi cuckold'çu gavatlardı, içten içe o lüks restaurantlardaki keskin et bıçaklarıyla hepsini kesmeyi düşünürdüm. evlilerdi çocukları vardı yazlıkları vardı hayat önlerine kırmızı halıyla seriliyordu.

yıllar sonra o masadan da kalktım. daha da kendimi ait hissettiğim hiçbir yer olmadı, tüm sosyal ilişkilerim neredeyse yavandı. heterolar bende artık nefret dışında bir his uyandırmıyor.
sizi evlendirmek için sürekli çaba göstermiyorlarsa yada karı kız muhabbeti yapmaktan başka konulardan konuşabiliyorlarsa ancak çekilebilir oluyor genelde.