"mısır'da kocaların ölü karılarıyla 6 saat seks yapabilmesi" kararını bir din emri mi yoksa birtakım insanların yaptığı yasa mı olduğunu ayırt edemeyen yazarların olduğunu görmemizi sağlayan cümledir.
bir kere aktiflik pasiflik, otta bokta gruplaşmak için yer arayan türk milleti için bire bir. ap ayrımına inanmıyorum diyen insanlar çok. bakış açılarını az çok anlayabiliyorum. fakat sonuçta ne olursa olsun bu kişinin kendisini -haydi genişletsek partnerini- ilgilendiren bir durum. biz (ben dahil) başkalarının işlerine burnumuzu sokmaya bayıldığımız için bu konuda insanları eleştirmekten kaçınmıyoruz. bırakın kardeşim millet neyse ne. kendisini karşısındaki insana bir kadın gibi sunan, aşkı kıllı erkekten ibaret görenler de olacak, sevginin baş şartını yatakta domaltmak olarak görenler de. mutlular mı? eyvallah. daim olsun. bu kadar.
kendi içindeki problemleri çözmek amacıyla tüm lgbt bağlarını koparmaya hazırlanan yazarcan. bugüne kadar doğru insanı aramakla geçen vaktini, kendine ayırmayı ve daha huzurlu olmayı planlıyor. eskiye döner mi, dönerse eskisi gibi olur mu kendi de bilmiyor.
ketumluğumu bir kenara bıraksam benim de kurabileceğim cümledir. ancak konu ilişkiler olduğunda "burnum düşse eğilip almam amaan napayım der yoluma devam ederim" insanı olduğumdan son çare olarak kurabileceğim cümledir.
o değil de o kadar da kötü değilmiş galiba. ten uyumu falan da vardı. yanlış mı yaptık be sözlük
eskaza telefon numaranızı verdiğiniz biri sizden hoşlanırsa her gece "iyi geceler" her sabah gülücüklü "günaydın" mesajı atabilir. e haliyle uyanırsınız. tepeniz atarsa bir daha bana 12.00-20.00 saatleri dışında mesaj atma diyebilirsiniz. kalbi kırılır evet ama rahat edersiniz. pazar sabahı da uyursunuz mış mış. oh
eğer bir kez daha, tekrar söylüyorum bir kez daha tanışırken böyle şeyler önemli değil deyip sonra ben aktifim, uydur kendini bana diyen olursa nerede olursa olsun onu bulup ağzını burnunu kırıcam artık. ahanda buraya yazdım
kirli sakallı olanlarına hiç dayanılmaz. euroleague'de ispanyol takımı oynadığında daha bir ilgiyle izliyorum. en son caja laboral den carlos cabezasa bitmiştim ki bitilmeyecek gibi de değil ;
yeni ayrıldığın ve çok sevdiğin sevgilini düşünürken mağazanın kapısından değil de vitrinin olduğu cam kısmında girmeye çalışmak. cama çarpıp yere düşmek çevredeki 50 kişinin sana bakıp bakıp gülmesi.
okumadığım kitaptır. ancak geçenlerde bir kanalda ayşe kulin'in röportajını gördüm ve bu kitaptan bahsettiğini anlayınca dinledim. eleştiriler genelde yazarın konuya uzak oluşu üzerineymiş. buradaki yorumlardan da bunu çıkarabiliyoruz.
ancak takdir edilmesi gereken bir nokta var ki bu kitabın içeriğinden çok önce geliyor. bu ülkede ayşe kulin gibi yüksek profilli bir yazar eşcinsel temalı bir eser yazıyor. ama iyi ama kötü, bir şekilde insanların ilgisini çekiyor. bu ülkede eşcinsellik bir çok heteroseksüel tarafından görmezden geliniyor. bu algı 3 günde değişebilecek bir algı değil. ancak böyle böyle gündeme geldikçe, görünür oldukça değişebilecek bir şey. hemen hemen herkes kötülemiş. sizi suçlamıyorum, herşeye küçük pencerelerden bakmaya alışmış olan türk milletindeniz sonuçta
yeni keşfettiğim ve kanımca çok daha ünlü olmayı hak eden komik video hazırlayıcısı. ne zaman canım sıkılsa açıp izlemeye karar verdim.
sevgililer günü video sunu sanırım ki 30 kere izlemişimdir ve kahkahalarla güldüm özellikle "pipiseverler derneği baş komite üyesi nurbanu hanımlar" tespiti beni benden aldı. henüz yeni olduğundan fazla sayıda videosu yok ama