agricola

Durum: 66 - 0 - 0 - 0 - 29.07.2016 22:21

Puan: 900 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

ayı sözlük yazarlarının gördüğü ilginç rüyalar

ben vajinası olmayan kadınlar görmüştüm. enteresan gelmişti.

odanın camlarını açamamak

salonumun balkonuna kadar uzanan ağaç dalı uzanıyor. kafamdaki hırsız senaryoları sebebiyle yaşadığım durumdur. klimada sevmediğim için genelde açmam, yan tarafa bakan camı açınca da esmiyor. olsun.

ayı sözlük yazarlarının en sevdiği mısralar

sevgilim! biz acıyla sevişirdik
ellerin soğan ve sabun kokardı
ayaklarını öperdim, sonra
gece gelirdi ağır bir homurtuyla
gece gelip beynimi örterdi

pastörize

pastorizasyon nispeten yavaşça yüksek ısıya maruz bırakma işlemidir. çok ani yüksek ısıya çıkarıp, çok hızlı soğutma işlemine de homojenizasyon denir. pastorizasyon ürünün içindeki canlıları tam olarak öldürmez. günlük sütler pastorize ediilmişti ve bir hafta gibi bir sürede bozulur. kutu sütler ve hazır yoğurtların büyük kısmı ise homojenize edilmiştir. içindeki tüm canlılar neredeyse tamamen ölmüştür. o nedenle aylarca dayanabilirler.

hayatınız bir roman olsaydı giriş cümlesi ne olurdu

wierd olurdu sanırım ya da freak de güzel olabilirdi.

ilk eşcinsel deneyim

olmayan deneyimimdir. 23 yıldır her şeyin ilki oldu bunun olmadı.

sadece bir kez erasmustayken alman bir çocukla deli gibi sarhoşken öpüşecektik; hem çocuğun hetero sevgilisi var hem de türkler görürse ne der diye o sarhoş kafamla bir şeyler düşünüp kendime engel olmuştum.

bırakın deneyimi sevgilim bile olmadı. küçükken bazı erkeklere ilgi duyardım ama adını koyamazdım, onlarla daha çok vakit geçirmek isterdim. sonra yavaş yavaş adını koydum, o kadar güzel aşık olurdum ki. hem de şıpseydimdim. kendi kendime yorganın altından hayaller kurardım, çok masumdum.

yıllar geçti, artık çok seçici olmaya başladım. zor sever zor unutur oldum. şimdi de bir kişiye deli gibi aşık oldum. uyumadığım tüm zamanlarda aklımdan çıkmıyor. bir süre görmüyorum, unutur gibi oluyorum, tekrar gördüğümde her şey ilk günkü gibi oluyor.

bakamıyorum da utancımdan, ya anlarsa diye korku da oluyor. zaten bakmayı da beceremiyorum. birini kesme yeteneği ergenlikte doğal olarak kazanılır. ben o yeteneği kazanamadım.

tamam, hiçbir şey olmayacak, biliyorum. ama sadece rahatça bakabilmek istiyorum. çok mütevazi ve doğal bir isteğim var. sadece ona rahatça bakabilmek istiyorum. bu bile çok. karşıma çıktığında yüreğimi salt heyecan kaplasın istiyorum ama her seferinde korku baskın geliyor.

çok acı çekiyorum.

sevip de söyleyemeyen tüm hetero arkadaşlarımı, açılmaya teşvik ediyorum. ellerinde ne kadar güzel bir nimet var, sevdiklerini söyleyebiliyorlar. insan elindekinin değerini bilmiyor.

ben olmayacağını bile bile sevdiğimi söylemek, neler hissettiğimi sevdiğime anlatabilmek için neler vermezdim. hem belki ona bir süreliğine bakmama da izin verirdi.

işte duygular. neden duygularım var, bazen bunu sorguluyorum. atalarımdan geldiği söyleniyor. tehlike anında düşünmeden harekete geçebilmek için edindiğimiz bir özellikmiş. tamamen kontrolümüz dışında gelişen şeyler duygular ve beynimize ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar. aşk da böyle bence, beynimize birine yakınlaşmamızı söylüyor. tamamen çoğalmak için gelişmiş bir duygu aşk. suç bende aslında, çoğalmak için gelişmiş bir kimyasal duruma çok fazla anlam yüklüyorum sanırım. insanlar elinde olmasan kendisini birine yakın hissediyor ve onunla olmak istiyor, böylece insan ırkı devam ediyor. bir saniye, ama benim aşkım insan ırkının gelişimine hizmet etmiyor. bu kadar çok anlam yüklediğim aşkım da doğal değil sanırım. suni bir aşk işte. hastalıklı hislerim benim. ben de elimde olmadan bir erkeğe aşık oldum. çok doğal ve masum bir duygu diye düşünürdüm. ulan benim aşkım bile suni çıktı.

demek ki onsan yüreğimi aşktan çok korku ve acı kaplıyor. ne bekliyordum ki, gdo'lu hisler de bu kadar olurdu.

çok yoruldum artık, gerçekten. takatim kalmadı.

çok şükür.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

somewhere over the rainbow

20 temmuz 2016 tüm ülkede ohal ilan edilmesi

bunu da görmüş olduk. bununla birlikte vatandaşlık dersinde öğrendiğim tüm kavramların gerçeğini görmüş oldum bu yaşımda.

hayatımızda doğrudan bir şey değiştirmeyen, ama tehlikeli ellerde dolaylı olarak hayatımız mahvedebilecek halin ilanıdır.

insanın en çirkin göründüğü an

düşündüm de insanın terliyken ayrı bir havası var, duştan çıkınca ayrı bir havası, uyurken ayrı. hep güzel. bir türlü bulamadım.

olmayan andır.

ya da bana bir şeyler mi oluyor.

uzak mesafe ilişkisi

çok seviyorum, keşke ilişkimiz olsa, uzaktan. yılda birkaç kez görüşebilsek ve beni sevdiğini bilsem. telefonda beş dakikasını olsun bana ayırsa. bunun bile hayali rüyalarımı süslerdi. demek ki gerçekten sevince insan buna da seve seve razı oluyor. aşık olmak çok zor.

seks sırasında partnere küfür etmek

insanoğlu işte, fantezi fantezi. ayrılıyor. düşünsene ciddi işinde gücünde adam, kel bir bürokrat falan, sevişirken küfret bana diye bağırıyor, haha komik lan.

kara çarşaf

ben dalga geçilmesini doğru bulmuyorum, sebebine kültür de, inanç de, fantezi de fark etmez. amerika'da değişik değişik kabile kıyafetiyle gezenlerin saygı görmesini örnek gösterip, burada kara çarşafı eleştirmek de iki yüzlülük olur kendi açımdan. bu da bir zenginlik, saygı duyarım ve güvenlik konusunda biraz zaafiyet yaratabildiği fikrine katılıyorum. keşke böyle bir sorun olmasa ve çarşafa karşı çıkan insanların mantıklı argümanları kalmasa. bırakın herkes istediği gibi giyinsin.

orgazmik yiyecekler

sanırım kaliteli, ağır aromalı tercihe küflü peynir. yanında da malum kırmızısı ve beyazı olan sıvı tercihen kırmızısından. merlot olur shiraz olur.

converse

13-15 yaşlarımdayken heves edip giydiğim, sonra bir daha aklıma gelmeyen ayakkabılar. aslında rahattı, bir iki çift bulundurmakta fayda var.

kaz ayağı

daha ömrümün baharındayken olmasından korktuğum olay. hep gülmekten oluyor.

yunus

zeka bakımında adeta insanların denizde yaşasanlarıdır diyebiliriz. bakıcılarına tecavüz edenleri varmış. her türün iyisi de var kötüsü de. türleri genellememek lazım.

depresyonda olan sevgiliye yardım etme yolları

öncelikle bulabiliyorsanız kendinize depresyonda olmayan bir sevgili bulun. bulamıyorsanız sevgilinizle birlikte içinizi bunaltan konuları sevgilinizle paylaşın ve kendinizin de depresyonda olduğunuza onu inandırın. kendi dertlerinizle adamı öyle bir boğun ki, adam da benimki de dert mi desin. unutmayın çivi çiviyi sökecektir.

connected2 me

kaldı mı ya dediğim bir zamanların internet olayı. birisi böyle düşünuyorsa demek ki 20. yaş geride kalmıştır.

rüyada yabancı bir dilde konuşmak

bir dilin üstüne biraz düşünce başıma gelen hadise. bilmesem de bir hafta maruz kaldığım dilde rüya görmem çok olasıdır. o vakit önceki hayatımda poliglot olmalıyım.

ülkem geylerinin avam merakı

avamin da bir cekiciligi var simdi kendine gore. biraz ayrimci olabilir olabilir ama soylemeden edemeyecegim, boyle tiplerle tek ortak noktanin sevismek olacagi gelir aklima. birlikte sanzalize kafede takilacak halimiz yok ya. bu nedenle seksi gelebilirler bazen. ama donanimli adamlara asik olurum. cunku bir insan sigir ise ona ilgi duyamam, onu sadece cinsel obje olarak gorurum. ha bunlari da hep icimde yasarim, kendi kendime asik olurum, kendi kendime seksi bulurum, oyle kendi capinda platonik iste.
  • /
  • 4
Henüz hiç başlık açmamış.
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 66

ilk eşcinsel deneyim

olmayan deneyimimdir. 23 yıldır her şeyin ilki oldu bunun olmadı.

sadece bir kez erasmustayken alman bir çocukla deli gibi sarhoşken öpüşecektik; hem çocuğun hetero sevgilisi var hem de türkler görürse ne der diye o sarhoş kafamla bir şeyler düşünüp kendime engel olmuştum.

bırakın deneyimi sevgilim bile olmadı. küçükken bazı erkeklere ilgi duyardım ama adını koyamazdım, onlarla daha çok vakit geçirmek isterdim. sonra yavaş yavaş adını koydum, o kadar güzel aşık olurdum ki. hem de şıpseydimdim. kendi kendime yorganın altından hayaller kurardım, çok masumdum.

yıllar geçti, artık çok seçici olmaya başladım. zor sever zor unutur oldum. şimdi de bir kişiye deli gibi aşık oldum. uyumadığım tüm zamanlarda aklımdan çıkmıyor. bir süre görmüyorum, unutur gibi oluyorum, tekrar gördüğümde her şey ilk günkü gibi oluyor.

bakamıyorum da utancımdan, ya anlarsa diye korku da oluyor. zaten bakmayı da beceremiyorum. birini kesme yeteneği ergenlikte doğal olarak kazanılır. ben o yeteneği kazanamadım.

tamam, hiçbir şey olmayacak, biliyorum. ama sadece rahatça bakabilmek istiyorum. çok mütevazi ve doğal bir isteğim var. sadece ona rahatça bakabilmek istiyorum. bu bile çok. karşıma çıktığında yüreğimi salt heyecan kaplasın istiyorum ama her seferinde korku baskın geliyor.

çok acı çekiyorum.

sevip de söyleyemeyen tüm hetero arkadaşlarımı, açılmaya teşvik ediyorum. ellerinde ne kadar güzel bir nimet var, sevdiklerini söyleyebiliyorlar. insan elindekinin değerini bilmiyor.

ben olmayacağını bile bile sevdiğimi söylemek, neler hissettiğimi sevdiğime anlatabilmek için neler vermezdim. hem belki ona bir süreliğine bakmama da izin verirdi.

işte duygular. neden duygularım var, bazen bunu sorguluyorum. atalarımdan geldiği söyleniyor. tehlike anında düşünmeden harekete geçebilmek için edindiğimiz bir özellikmiş. tamamen kontrolümüz dışında gelişen şeyler duygular ve beynimize ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar. aşk da böyle bence, beynimize birine yakınlaşmamızı söylüyor. tamamen çoğalmak için gelişmiş bir duygu aşk. suç bende aslında, çoğalmak için gelişmiş bir kimyasal duruma çok fazla anlam yüklüyorum sanırım. insanlar elinde olmasan kendisini birine yakın hissediyor ve onunla olmak istiyor, böylece insan ırkı devam ediyor. bir saniye, ama benim aşkım insan ırkının gelişimine hizmet etmiyor. bu kadar çok anlam yüklediğim aşkım da doğal değil sanırım. suni bir aşk işte. hastalıklı hislerim benim. ben de elimde olmadan bir erkeğe aşık oldum. çok doğal ve masum bir duygu diye düşünürdüm. ulan benim aşkım bile suni çıktı.

demek ki onsan yüreğimi aşktan çok korku ve acı kaplıyor. ne bekliyordum ki, gdo'lu hisler de bu kadar olurdu.

çok yoruldum artık, gerçekten. takatim kalmadı.

çok şükür.

ilk eşcinsel deneyim

olmayan deneyimimdir. 23 yıldır her şeyin ilki oldu bunun olmadı.

sadece bir kez erasmustayken alman bir çocukla deli gibi sarhoşken öpüşecektik; hem çocuğun hetero sevgilisi var hem de türkler görürse ne der diye o sarhoş kafamla bir şeyler düşünüp kendime engel olmuştum.

bırakın deneyimi sevgilim bile olmadı. küçükken bazı erkeklere ilgi duyardım ama adını koyamazdım, onlarla daha çok vakit geçirmek isterdim. sonra yavaş yavaş adını koydum, o kadar güzel aşık olurdum ki. hem de şıpseydimdim. kendi kendime yorganın altından hayaller kurardım, çok masumdum.

yıllar geçti, artık çok seçici olmaya başladım. zor sever zor unutur oldum. şimdi de bir kişiye deli gibi aşık oldum. uyumadığım tüm zamanlarda aklımdan çıkmıyor. bir süre görmüyorum, unutur gibi oluyorum, tekrar gördüğümde her şey ilk günkü gibi oluyor.

bakamıyorum da utancımdan, ya anlarsa diye korku da oluyor. zaten bakmayı da beceremiyorum. birini kesme yeteneği ergenlikte doğal olarak kazanılır. ben o yeteneği kazanamadım.

tamam, hiçbir şey olmayacak, biliyorum. ama sadece rahatça bakabilmek istiyorum. çok mütevazi ve doğal bir isteğim var. sadece ona rahatça bakabilmek istiyorum. bu bile çok. karşıma çıktığında yüreğimi salt heyecan kaplasın istiyorum ama her seferinde korku baskın geliyor.

çok acı çekiyorum.

sevip de söyleyemeyen tüm hetero arkadaşlarımı, açılmaya teşvik ediyorum. ellerinde ne kadar güzel bir nimet var, sevdiklerini söyleyebiliyorlar. insan elindekinin değerini bilmiyor.

ben olmayacağını bile bile sevdiğimi söylemek, neler hissettiğimi sevdiğime anlatabilmek için neler vermezdim. hem belki ona bir süreliğine bakmama da izin verirdi.

işte duygular. neden duygularım var, bazen bunu sorguluyorum. atalarımdan geldiği söyleniyor. tehlike anında düşünmeden harekete geçebilmek için edindiğimiz bir özellikmiş. tamamen kontrolümüz dışında gelişen şeyler duygular ve beynimize ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar. aşk da böyle bence, beynimize birine yakınlaşmamızı söylüyor. tamamen çoğalmak için gelişmiş bir duygu aşk. suç bende aslında, çoğalmak için gelişmiş bir kimyasal duruma çok fazla anlam yüklüyorum sanırım. insanlar elinde olmasan kendisini birine yakın hissediyor ve onunla olmak istiyor, böylece insan ırkı devam ediyor. bir saniye, ama benim aşkım insan ırkının gelişimine hizmet etmiyor. bu kadar çok anlam yüklediğim aşkım da doğal değil sanırım. suni bir aşk işte. hastalıklı hislerim benim. ben de elimde olmadan bir erkeğe aşık oldum. çok doğal ve masum bir duygu diye düşünürdüm. ulan benim aşkım bile suni çıktı.

demek ki onsan yüreğimi aşktan çok korku ve acı kaplıyor. ne bekliyordum ki, gdo'lu hisler de bu kadar olurdu.

çok yoruldum artık, gerçekten. takatim kalmadı.

çok şükür.

arkadaşın işten ayrılması

iş arkadaşları ile arkadaş olmaktan kaçındığım için çok da koymayandir. arkadaşlar özel hayatta olur,iyi bir arkadaş ise özel hayatımda görüşeceğim için işten ayrılması sorun olmaz. işle özel hayatı keskin çizgilerle birbirinden ayırmak gerekir.

nihat hatiboğlu'na sorulmak istenen sorular

marstaki su ile abdest alınıp alınamadığı, savaşta aç kalınca kangurunun sağ arka bacağını yemenin caiz olup olmadığı gibi her müminin cevabını bilmesi gereken sorulardır.

soap opera

bir zamanlar meşhur olan brezilya pembe dizileri için kullanılan deyimdir, ilk başta sabun köpüğünden mütevellit soap opera dendiği düşünülse de; gündüz yayınlanan pembe dizilerin çoğunlukla çalışmayan kadınlar tarafından izlenmesi ve pazarlamacıların bu ürünleri target consumer'ı olarak bu kişileri görmesi sebebiyle sabun ve temizlik ürünleri reklamlarının bu diziler esnasında çokça yayınlanması sonucunda bu şekilde adlandırılmıştır. güncelde seda sayan tarzı programların içine bakın kosla ürünleri tertemiz yaptı gibi sözde ürün yerleştirmelerin yapılmasına benzer. ürün yerleştirme de öyle olmaz ama, onu da başlığında açıklarız.

sap

şirketlerde herkes için çile olan, velhasil raporlama yapanlar için ise raporlama yapmayi, adeta buradan kolayca aldiği verileri excelde birkaç tablo, iki grafiğe dönüştürmek kadar kolaylaştıran programlardan biridir kendisi.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.