sevgili ayılar bu hetero dünyası bir acayiptir. pınar kür ablamız güzel bir noktaya parmak basmıştır. kadını meta olarak gören ve erkek egemen hetero dünyasına laf sokmuştur ama lafı yine ve malesef kadınlara sokmuştur. ''türbanlılar 'şeftalü gübün ancumu sikmesinler' diye kapanıyor, soyunanlar da 'ilik gibiyin yok mu beni siken' diye soyunmaktadır'' demiştir. fakat kadınlara laf sokmadan önce kadını 'emilecek, yalanacak, sikilecek' bir meta olarak gören hetero erkeklere laf söylemesi gerekirdi.
bunu demeden önce global estetik anlayışıyla ilgili bir şeyler demiş mi ben de bilmiyorum. makyajla, estetik operasyonlarla, kapitalist sistemin dayattığı güzel kadın anlayışıyla ilgili açıklamalar yapmadıysa eğer bu sözü havada kalmıştır.
biz de bir söz sadece bir söz olmadığı, içinde bulunulan siyasi görüşü yansıtma amacı güttüğü için söz doğru olsa bile niyetin kötü olmasından dolayı yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilmektedir. zaten bu açıklamadan sonra 'nenem neyim namaz kılıyordu' diyerek nenesinin namazının arkasına sığınması zihniyetini ve niyetini net bir şekilde göstermektedir. ablacığım nenenin namazıyla, kadının kendisini, nesne, obje olarak sunmasının ne alakası var. nenen namaz kıldığı için müctehit mi oldu?
son olarak ''ben bu şekil geyinirim bu bağyan şu şekil geyinir'' değil mi pınar abla?
merak ettiğim ama bir türlü gidemediğim sauna. müdavimi olduğunu bildiğim ismi lazım değil bir yazar arkadaşın bizlerle tecrübelerini, deneyimlerini paylaşmasını ve bizleri bilgilendirmesini kendisinden rica ederim.
hem sözlük şenlenir hem biz.
eşber yağmurdereli'yi terörist kör eşber olarak takdim eden milliyetçi faşizmden ulusalcı faşizme geçiş yapan, böylece faşizm çizgisinden sapmadan giden belediye başkan adayı. secimlerin üzerinden on gün geçince adı sanı unutulmaya yüz tutmuştur. umarım tüm faşistler kendisi gibi unutulup bir daha dirilmemek üzere aşağılık fikirlerinin çukurlarına gömülürler.
en güzel ilişki türü. sevgili kaprisleri, kıskançlıkları olmadan ten uyumunun yakalandığı bir ya da birkaç kişiyle sürdürülen, hem arkadaşlık hem de doyasıya seks yaşanan bir ilişki kötü olabilir mi hiç?
'ergenlikteki ilk buluşma' olarak değiştirilmesi gerektiğini düşündüğüm başlık.
herkes ilk buluşmada ne kadar naif ve masummuş. sanırsın herkes hayatının aşkıyla buluşuyor.
'ben bunu ne sikerim' diye düşünen bir benmişim. bir ben sapıkmışım. herkes buluşma sonrası ormanda el ele koşup, ağaçlara kalp çizmeye giderken bir ben eve sevişmeye gidiyormuşum.
sevişmek. buna ben de inanmazdım ama gerçekten çok etkili yöntem. uyumlu ve libidosu yüksek bir sevgili edinip spor niyetine sevişmek denediğim en iyi kilo verme yöntemi. ayrılalı 15 gün oldu verdiğim kiloları geri almaya başladım hemen.
gitmemiş olanların fikir edinebilmesi için mekanı ve ortamı kırık dökük de olsa anlatmaya çalışayım. burası blog değil sözlük diyenler rahatlıkla eksileyebilirler.
öncelikle buraya hamam denilmesinin tek sebebi kapısında hamam yazıyor olması. bildiğimiz hamamlar gibi temizlenmek için değil kirlenmek için gidilesi bir hamam.
şu yaşıma geldim (ifade doğrumu bilmiyorum) gay hamama gitmiş değilim. daha doğrusu birkaç gün öncesine kadar gitmiş değildim. senenin ilk gününü hamam sefası ile süslemek amacı ile mezkür hamamın gediklisi diyebileceğim bir arkadaşımın rehberliğinde gittim.
kapıdan girişle başlamak gerekirse; hamamın müdavimi olan arkadaşımla ahşap kapıdan içeri hamam mimarisinde soğukluk denilen mekâna girdik. burada çay sigara içen peştamalli ve dolap, kabin sırasının kendilerine gelmesini bekleyen giyinik insanlar vardı. yoğunluğu buradan anlayabilirsiniz. biz de sigara yakıp beklemeye başladık. ilk izlenimim peştamalini ikiye katlayıp onu da ''düşük bel'' olarak giymiş, müşteri arar edasında şuh kahkahalar atan birkaç çocuğun dışında gey hamamda olduğumu düşündürecek bir durum söz konusu değil. görevliler sıranın bizde olduğunu söyleyerek kapıları bu salona açılan kabinlerden birisinin anahtarını verdi bize. kabinler sadece girişte yok. üst katta da yan yana sıralanmış bir şekilde birçok oda var. biz kabinde soyunup elimize verilen peştamalleri giydik. tekrar, sözünü ettiğim salondan geçerek küçük bir kapıdan ılıklık bölümüne geçtik. burası soğukluk denilen kısımdan biraz farklı. salondan, küçük odalara ulaşımı sağlayan koridor gibi bir yer. burada insanlar daha samimi. yani mekanın ismi gibi artık ılıklaşmış ilişkiler görülebiliyor. ama yine de çok fazla bir hareketlilik yok. sarılan, küçük öpücüklerle idare eden şahıslar öylesine ayakta bekliyorlar. sanırım sıcaklık ya da saunadan çıkan insanlar biraz rahatlamak için burada bekliyorlar. bu kısım o kadar kalabalık ki birilerine sürtünmeden adım atmak mümkün değil. soğukluk kısmına açılan küçük kapıyı açmak için bile bir sürü insan sağa sola çekilmek zorunda kalıyor. bu kısmın hemen sağ tarafında iki adat alaturka tuvalet var. ikimiz de önce tuvaletlere girdik. ben sağdakine girdim ama daha kapıyı kapayamadan geri çıktım. çünkü tuvalet çok pisti ve musluk çalışmıyordu. a dostlar ben hijyen delisi birisi değilim. doksanlı yıllarda kredi yurtlar kurumuna bağlı yurtlarda gocunmadan yaşamış birisiyim. şimdi o yurtların durumu nedir bilmiyorum ama o yıllarda o yurtlarda kalanlar anlamıştır demek istediğimi. hamamdaki tuvalete pis demek pis kavramına hakaret olur. eğer titiz birisi iseniz o görüntü karşısında direk kusabilirsiniz. kokuyu söylemiyorum bile. arkadaşıma sorduğumda onun girdiği diğer tuvaletin normal olduğunu söyledi. musluğu da çalışıyormuş. tuvalet tecrübesinden sonra ben direk hamamı terk etmek istedim ama hem arkadaşımı ısrarla gitmeye ikna etmemden hem de lanet olası meraktan dolayı gitmedim bir yere. sonra yine bir kapılan geçerek bir önceki gibi bir mekana girdik. birkaç kapı açılıyor buraya ve oturmak için plastik kanepeler var. sağ taraftaki iki kapı yıkanma bölümüne açılıyor. bu iki kapıdan soldaki ortada göbek taşı olan bildiğimiz hamam. kurnaların etrafında müşteriler yıkanıyor. yıkanma derken öyle haldur huldur yıkanma gelmesin aklınıza. plastik taslardan üzerlerine su döküyorlar sadece. yahu saatlerce durdum içerde bir tane sabunlu, köpüklü birisini göremedim. tamam ne istiyorsanız yapın da sonuçta burası hamam. işinizi bitirince bari vücut terini atmak, içerdeki o iğrenç kokudan kurtulmak için bir sabun kullanın. param olsa o hamamın karşısına of hamam açarım. orada kirlenenler gelip benim hamamda temizlensin diye. neyse efem boş bir kurna bulup iki yanına oturduk. tiplerin çoğu, çaldığı atı kapıya bağlayıp içeri girmiş gibi. nerde at hırsızı var bu hamam toplanmış. at hırsızı pazarı gibi bir yer işte. işin kötü tarafı bunlar kendilerini çok seksi zannettiklerinden dolayı havaları da bambaşka. çoğu kişi kasıtlı olarak bacaklarını açıp oturduğu için her boy ve tipte inik penis görebilirsiniz. az da olsa yabancılar bulunduğu için sünnetsi penis de görebilirsiniz. çift gelenler muhabbet ederken tekler genelde birbirlerini kesiyorlar. burada da çok hareketlilik yok. sadece kaçamak öpüşmeler var. biz de biraz su dökündükten sonra hamamı keşfe çıktık rehberimin öncülüğünde. yıkanma bölümüne geçen iki kapıdan söz etmiştim. soldakini anlattım sağdaki de ona benzer bir yer ama küçük göbek taşı falan yok ve çoğu kurnanın suyu akmıyor. bu bölüme açılan bir başka kapı da karanlık odanın kapısı. burası 3x3 büyüklüğünde olduğunu tahmin ettiğim küçük ve adı üstünde karanlık bir oda. kapı aralığından içeri girmek çok zor. hamamın diğer bölümlerindeki kalabalıkla eşdeğer bir kalabalık var bu küçük odada. kapıda biraz bekleyip çıkan birkaç kişinin yerine girmeye çalışanlarla beraber girdim. tabi girdim derken odanın ortasına ilerlediğim anlaşılmasın. kapı aralığının olduğu yere kadar ancak bir adım ilerleyebildim. sonra böyle böyle birkaç adım daha atarak odanın içini görebileceğim bir yere kadar ilerledim. tabi buradaki koku bambaşkaydı. yani kapıdan dışarı yayılacak kadar kesif bir koku var. o kadar insanın ter ve meni kokusu. kokunun ağırlığını anlatmam mümkün değil. o kadar grup seks yaptım ama böyle kokan bir ortam görmedim. içeride kimin eli kimin cebinde belli değil. oturanlar peştamalin altından ya da peştemali çıkarmış olarak mastürbasyon yapıyor. bazıları oral seks yaptırıyor bazıları diz çökmüş oral seks yapan kişinin kalçalarını, vücudunu okşuyor bazıları da birbirlerini iterek oral seks yapan kişinin içine girmeye çalışıyor. yani ne olduğu tamamen muamma. ayakta duranlar öpüşüyor birbirlerini okşuyor. ben sadece izlemeye ne olup bittiğini yerinde görmeye gelmiş olmama rağmen kaç kişinin tacizine maruz kaldım bilmiyorum. bir el göğüs kıllarımı okşuyor, onu uzaklaştırmaya çalışırken bir el penisime uzanıyor, o esnada başka bir el peştemalin altından testislerimle oynuyor, bir başka el kalçalarımın üzerinde geziniyor. feminen narin yapılı akça pakça birisi değilim. bildiğin ayıyım. kıllı bıyıklı göbekli vs. buna rağmen kaç kişi beni okşadı bilmiyorum. sonra arkadaşım da geldi karanlık odaya. ben de çiftiz görüntüsü vermek için ona sarıldım. arkadaşım benim aksime genç ve akça pakça biri. onun başına gelenleri siz anlayın artık. tabi o, hamamın müdavimi olduğu için çok daha rahat ve sakin tepkiler verdi.
içeride bu hengame devam ederken kapıdan bir ses duyuldu. 'dolmuş kuyruğu mu bu, yoksa sucuk ekmek mi dağıyorlar? bunu söyleyen kişi 'hala dedikleri bir adam. sanırım hamamın gullümcüsü o hala. ortama biraz daha baktıktan sonra arkadaşın yönlendirmesiyle saunaya yollandık. tabi karanlık odadan, götten baştan vazgeçmiş bir şekilde, 'sikmeseler bari temennisiyle çıktım karanlık odadan. saunaya ılıklık bölümünden geçiliyor. hamamdan çıkışa göre sağa dönüyorsunuz koridorun sonundan sola dönünce yine karşılıklı iki plastik kanepenin olduğu bir bölüm var. bu bölümün sonunda ise siyah cam kaplı küçük bir oda var. işte orası sauna. sauna normal sauna. içerisi çok sıcak, ağaç sedirler vs. burada da kimi peştamalin üzerinden penisini okşuyor kimi çıkarmış mastürbasyon yapıyor birbirlerine kaçamak bakışlar atarak. biz girdiğimizde bir kişi oral seks yapıyordu. adamın birisi ayakta sedirin üzerinde duruyor, diğeri de bir alt basamağa oturmuş abartılı sesler çıkartarak oral yapıyordu. diğerleri de bunları izliyordu. bu durum nasıl gelişti bilmiyorum. biz girdiğimizde içerideki ortam buydu. biz de oturduk terliyoruz ama o dediğim abartılı sesler çıktıkça oral seksi izliyoruz. ama inanın bakmamak imkansız. yarım metre önünde oral seks yapılıyor garip sesler eşliğinde.(bu arada elemanın çok kötü yapıyordu oral seksi). bu 'corp, cuppp sesleri arasında adam boşaldı. tabi oral yapanın ağzına boşaldı. o da ağzındaki meniyi saunanın içine tükürdü. oral yaptıran geğirerek, tükürerek çıktı saunadan. diğeri sağına soluna bakınırken benim arkadaşı kestirdi gözüne. ona yanaşıp okşamak istedi ama arkadaşım reddetti. bu esnada arkadaşımın diğer tarafındaki adam arkadaşımın bacaklarını okşamaya başladı. bu adam karanlık adada da arkadaşıma sarkmıştı. sadece okşayarak değil avuçlayarak, mıncıklayarak, öpüşmeye çalışarak arkadaşıma halleniyordu. yani aynı adam arkadaşımı takip etmiş. sanırım benden çekindiğinden dolayı arkadaşım kimseyle bir şey yapmadı. benim hamama gitmemin asıl sebebi onun anlattığı bir hamam macerasıydı. şimdi efendim arkadaşım kişisi önceden netten tanıştığı birisiyle hamamda karşılaşıyor. adam buna masaj teklifi yapıyor ve masaj odasına götürüyor. masaj odasında kapıyı kilitleyip masaj yapıyor sonrasında da bizimkini afedersiniz iyice bir sikiyor. ama benim böyle bir tecrübem olmadı. baş başa sevişilecek bir tek yer masaj odası o da kalabalıktan dolayı devamlı doluydu. istemem yan cebime koy gibi olacak ama bu kadar eleştirdiğim hamamda 4 saat vakit geçirmişiz. inanın saate bakmasam yarım saat durup çıktık derdim. yaşananlardan rahatsız değilim. sonuçta aşağı yukarı böyle bir yer bekliyordum zaten. gitmeden önce çok çekici geliyordu ama gidip gördükten sonra bir daha gideceğimi düşünmüyorum. sevişen sevişsin, kendini pazarlamak için poposunun yarısı dışarıda gezen tipler müşteri arasın beni ilgilendirmez ama gerçekten o koku, pislik ve bitmeyen tacizler çok rahatsız edici.
firuzağa hamamı aşağı yukarı böyle bir yer. tek güzel şey çalışanların samimi ve özenli davranışı. ben çok kaba insanlardır diye düşünürken aksine çok nazik ve ilgili kişilerle karşılaştım. ücret olarak ise kişi başı 25 tl. tabi bunu temizlenmek için değil o ortamda bulunmak için veriyorsunuz. yoksa hamamın temizlikle hiç alakası yok. ankarada 40 liraya içtiğimiz şarabı 190 liraya 'ikram eden gey sikme mekanlarından biri değil. hiç gitmeyip de gitmek isteyen arkadaşlar, mutlaka önceden gitmiş bir arkadaşıyla, koku, pislik, taciz gibi olumsuz şeylere hazırlıklı olarak gidin. hamamda da öyle çok hoş çocuk ya da karizmatik adam bulurum beklentisiyle gitmeyin. ben bir tanen eli yüzü düzgün bir çocuk gördüm o da biz girerken çıkıyordu. balamoz ve ayı seven arkadaşım ise bir tane adam beğendi. o adam da kimseyle ilgilenmeyen bir adamdı. sanırım gizli heteroydu.
lise aşkım. ilk ve tek aşkım. hasreti, özlemi, yangını hiç bitmeyen, her an zihnimde, her daim hayatımın tam merkezinde olan aşkım. yalanlarla, yalancılarla avunmuşuz ikimiz de yıllar boyu. şimdilerde tekrar bulduk birbirimizi. insanın bu yaşta eli ayağına dolaşır mı? sevgili denilen züppelerle ses tonunu kalınlaştırıp daha bir karizmatik olmaya çalışan bahtabakan ilk selamlaşmada tayyip'in diyarbakır mitingindeki gibi sesler çıkardı.
çok heyecanlıyım sözlük. yıllar sonra, yıllanmış bir aşkın kıyısında olmanın heyecanı bu.
hadi bakalım bahtımız açık olsun.
bu şarkı eşliğinde şarap içme dileklerimle.
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
gitmemiş olanların fikir edinebilmesi için mekanı ve ortamı kırık dökük de olsa anlatmaya çalışayım. burası blog değil sözlük diyenler rahatlıkla eksileyebilirler.
öncelikle buraya hamam denilmesinin tek sebebi kapısında hamam yazıyor olması. bildiğimiz hamamlar gibi temizlenmek için değil kirlenmek için gidilesi bir hamam.
şu yaşıma geldim (ifade doğrumu bilmiyorum) gay hamama gitmiş değilim. daha doğrusu birkaç gün öncesine kadar gitmiş değildim. senenin ilk gününü hamam sefası ile süslemek amacı ile mezkür hamamın gediklisi diyebileceğim bir arkadaşımın rehberliğinde gittim.
kapıdan girişle başlamak gerekirse; hamamın müdavimi olan arkadaşımla ahşap kapıdan içeri hamam mimarisinde soğukluk denilen mekâna girdik. burada çay sigara içen peştamalli ve dolap, kabin sırasının kendilerine gelmesini bekleyen giyinik insanlar vardı. yoğunluğu buradan anlayabilirsiniz. biz de sigara yakıp beklemeye başladık. ilk izlenimim peştamalini ikiye katlayıp onu da ''düşük bel'' olarak giymiş, müşteri arar edasında şuh kahkahalar atan birkaç çocuğun dışında gey hamamda olduğumu düşündürecek bir durum söz konusu değil. görevliler sıranın bizde olduğunu söyleyerek kapıları bu salona açılan kabinlerden birisinin anahtarını verdi bize. kabinler sadece girişte yok. üst katta da yan yana sıralanmış bir şekilde birçok oda var. biz kabinde soyunup elimize verilen peştamalleri giydik. tekrar, sözünü ettiğim salondan geçerek küçük bir kapıdan ılıklık bölümüne geçtik. burası soğukluk denilen kısımdan biraz farklı. salondan, küçük odalara ulaşımı sağlayan koridor gibi bir yer. burada insanlar daha samimi. yani mekanın ismi gibi artık ılıklaşmış ilişkiler görülebiliyor. ama yine de çok fazla bir hareketlilik yok. sarılan, küçük öpücüklerle idare eden şahıslar öylesine ayakta bekliyorlar. sanırım sıcaklık ya da saunadan çıkan insanlar biraz rahatlamak için burada bekliyorlar. bu kısım o kadar kalabalık ki birilerine sürtünmeden adım atmak mümkün değil. soğukluk kısmına açılan küçük kapıyı açmak için bile bir sürü insan sağa sola çekilmek zorunda kalıyor. bu kısmın hemen sağ tarafında iki adat alaturka tuvalet var. ikimiz de önce tuvaletlere girdik. ben sağdakine girdim ama daha kapıyı kapayamadan geri çıktım. çünkü tuvalet çok pisti ve musluk çalışmıyordu. a dostlar ben hijyen delisi birisi değilim. doksanlı yıllarda kredi yurtlar kurumuna bağlı yurtlarda gocunmadan yaşamış birisiyim. şimdi o yurtların durumu nedir bilmiyorum ama o yıllarda o yurtlarda kalanlar anlamıştır demek istediğimi. hamamdaki tuvalete pis demek pis kavramına hakaret olur. eğer titiz birisi iseniz o görüntü karşısında direk kusabilirsiniz. kokuyu söylemiyorum bile. arkadaşıma sorduğumda onun girdiği diğer tuvaletin normal olduğunu söyledi. musluğu da çalışıyormuş. tuvalet tecrübesinden sonra ben direk hamamı terk etmek istedim ama hem arkadaşımı ısrarla gitmeye ikna etmemden hem de lanet olası meraktan dolayı gitmedim bir yere. sonra yine bir kapılan geçerek bir önceki gibi bir mekana girdik. birkaç kapı açılıyor buraya ve oturmak için plastik kanepeler var. sağ taraftaki iki kapı yıkanma bölümüne açılıyor. bu iki kapıdan soldaki ortada göbek taşı olan bildiğimiz hamam. kurnaların etrafında müşteriler yıkanıyor. yıkanma derken öyle haldur huldur yıkanma gelmesin aklınıza. plastik taslardan üzerlerine su döküyorlar sadece. yahu saatlerce durdum içerde bir tane sabunlu, köpüklü birisini göremedim. tamam ne istiyorsanız yapın da sonuçta burası hamam. işinizi bitirince bari vücut terini atmak, içerdeki o iğrenç kokudan kurtulmak için bir sabun kullanın. param olsa o hamamın karşısına of hamam açarım. orada kirlenenler gelip benim hamamda temizlensin diye. neyse efem boş bir kurna bulup iki yanına oturduk. tiplerin çoğu, çaldığı atı kapıya bağlayıp içeri girmiş gibi. nerde at hırsızı var bu hamam toplanmış. at hırsızı pazarı gibi bir yer işte. işin kötü tarafı bunlar kendilerini çok seksi zannettiklerinden dolayı havaları da bambaşka. çoğu kişi kasıtlı olarak bacaklarını açıp oturduğu için her boy ve tipte inik penis görebilirsiniz. az da olsa yabancılar bulunduğu için sünnetsi penis de görebilirsiniz. çift gelenler muhabbet ederken tekler genelde birbirlerini kesiyorlar. burada da çok hareketlilik yok. sadece kaçamak öpüşmeler var. biz de biraz su dökündükten sonra hamamı keşfe çıktık rehberimin öncülüğünde. yıkanma bölümüne geçen iki kapıdan söz etmiştim. soldakini anlattım sağdaki de ona benzer bir yer ama küçük göbek taşı falan yok ve çoğu kurnanın suyu akmıyor. bu bölüme açılan bir başka kapı da karanlık odanın kapısı. burası 3x3 büyüklüğünde olduğunu tahmin ettiğim küçük ve adı üstünde karanlık bir oda. kapı aralığından içeri girmek çok zor. hamamın diğer bölümlerindeki kalabalıkla eşdeğer bir kalabalık var bu küçük odada. kapıda biraz bekleyip çıkan birkaç kişinin yerine girmeye çalışanlarla beraber girdim. tabi girdim derken odanın ortasına ilerlediğim anlaşılmasın. kapı aralığının olduğu yere kadar ancak bir adım ilerleyebildim. sonra böyle böyle birkaç adım daha atarak odanın içini görebileceğim bir yere kadar ilerledim. tabi buradaki koku bambaşkaydı. yani kapıdan dışarı yayılacak kadar kesif bir koku var. o kadar insanın ter ve meni kokusu. kokunun ağırlığını anlatmam mümkün değil. o kadar grup seks yaptım ama böyle kokan bir ortam görmedim. içeride kimin eli kimin cebinde belli değil. oturanlar peştamalin altından ya da peştemali çıkarmış olarak mastürbasyon yapıyor. bazıları oral seks yaptırıyor bazıları diz çökmüş oral seks yapan kişinin kalçalarını, vücudunu okşuyor bazıları da birbirlerini iterek oral seks yapan kişinin içine girmeye çalışıyor. yani ne olduğu tamamen muamma. ayakta duranlar öpüşüyor birbirlerini okşuyor. ben sadece izlemeye ne olup bittiğini yerinde görmeye gelmiş olmama rağmen kaç kişinin tacizine maruz kaldım bilmiyorum. bir el göğüs kıllarımı okşuyor, onu uzaklaştırmaya çalışırken bir el penisime uzanıyor, o esnada başka bir el peştemalin altından testislerimle oynuyor, bir başka el kalçalarımın üzerinde geziniyor. feminen narin yapılı akça pakça birisi değilim. bildiğin ayıyım. kıllı bıyıklı göbekli vs. buna rağmen kaç kişi beni okşadı bilmiyorum. sonra arkadaşım da geldi karanlık odaya. ben de çiftiz görüntüsü vermek için ona sarıldım. arkadaşım benim aksime genç ve akça pakça biri. onun başına gelenleri siz anlayın artık. tabi o, hamamın müdavimi olduğu için çok daha rahat ve sakin tepkiler verdi.
içeride bu hengame devam ederken kapıdan bir ses duyuldu. 'dolmuş kuyruğu mu bu, yoksa sucuk ekmek mi dağıyorlar? bunu söyleyen kişi 'hala dedikleri bir adam. sanırım hamamın gullümcüsü o hala. ortama biraz daha baktıktan sonra arkadaşın yönlendirmesiyle saunaya yollandık. tabi karanlık odadan, götten baştan vazgeçmiş bir şekilde, 'sikmeseler bari temennisiyle çıktım karanlık odadan. saunaya ılıklık bölümünden geçiliyor. hamamdan çıkışa göre sağa dönüyorsunuz koridorun sonundan sola dönünce yine karşılıklı iki plastik kanepenin olduğu bir bölüm var. bu bölümün sonunda ise siyah cam kaplı küçük bir oda var. işte orası sauna. sauna normal sauna. içerisi çok sıcak, ağaç sedirler vs. burada da kimi peştamalin üzerinden penisini okşuyor kimi çıkarmış mastürbasyon yapıyor birbirlerine kaçamak bakışlar atarak. biz girdiğimizde bir kişi oral seks yapıyordu. adamın birisi ayakta sedirin üzerinde duruyor, diğeri de bir alt basamağa oturmuş abartılı sesler çıkartarak oral yapıyordu. diğerleri de bunları izliyordu. bu durum nasıl gelişti bilmiyorum. biz girdiğimizde içerideki ortam buydu. biz de oturduk terliyoruz ama o dediğim abartılı sesler çıktıkça oral seksi izliyoruz. ama inanın bakmamak imkansız. yarım metre önünde oral seks yapılıyor garip sesler eşliğinde.(bu arada elemanın çok kötü yapıyordu oral seksi). bu 'corp, cuppp sesleri arasında adam boşaldı. tabi oral yapanın ağzına boşaldı. o da ağzındaki meniyi saunanın içine tükürdü. oral yaptıran geğirerek, tükürerek çıktı saunadan. diğeri sağına soluna bakınırken benim arkadaşı kestirdi gözüne. ona yanaşıp okşamak istedi ama arkadaşım reddetti. bu esnada arkadaşımın diğer tarafındaki adam arkadaşımın bacaklarını okşamaya başladı. bu adam karanlık adada da arkadaşıma sarkmıştı. sadece okşayarak değil avuçlayarak, mıncıklayarak, öpüşmeye çalışarak arkadaşıma halleniyordu. yani aynı adam arkadaşımı takip etmiş. sanırım benden çekindiğinden dolayı arkadaşım kimseyle bir şey yapmadı. benim hamama gitmemin asıl sebebi onun anlattığı bir hamam macerasıydı. şimdi efendim arkadaşım kişisi önceden netten tanıştığı birisiyle hamamda karşılaşıyor. adam buna masaj teklifi yapıyor ve masaj odasına götürüyor. masaj odasında kapıyı kilitleyip masaj yapıyor sonrasında da bizimkini afedersiniz iyice bir sikiyor. ama benim böyle bir tecrübem olmadı. baş başa sevişilecek bir tek yer masaj odası o da kalabalıktan dolayı devamlı doluydu. istemem yan cebime koy gibi olacak ama bu kadar eleştirdiğim hamamda 4 saat vakit geçirmişiz. inanın saate bakmasam yarım saat durup çıktık derdim. yaşananlardan rahatsız değilim. sonuçta aşağı yukarı böyle bir yer bekliyordum zaten. gitmeden önce çok çekici geliyordu ama gidip gördükten sonra bir daha gideceğimi düşünmüyorum. sevişen sevişsin, kendini pazarlamak için poposunun yarısı dışarıda gezen tipler müşteri arasın beni ilgilendirmez ama gerçekten o koku, pislik ve bitmeyen tacizler çok rahatsız edici.
firuzağa hamamı aşağı yukarı böyle bir yer. tek güzel şey çalışanların samimi ve özenli davranışı. ben çok kaba insanlardır diye düşünürken aksine çok nazik ve ilgili kişilerle karşılaştım. ücret olarak ise kişi başı 25 tl. tabi bunu temizlenmek için değil o ortamda bulunmak için veriyorsunuz. yoksa hamamın temizlikle hiç alakası yok. ankarada 40 liraya içtiğimiz şarabı 190 liraya 'ikram eden gey sikme mekanlarından biri değil. hiç gitmeyip de gitmek isteyen arkadaşlar, mutlaka önceden gitmiş bir arkadaşıyla, koku, pislik, taciz gibi olumsuz şeylere hazırlıklı olarak gidin. hamamda da öyle çok hoş çocuk ya da karizmatik adam bulurum beklentisiyle gitmeyin. ben bir tanen eli yüzü düzgün bir çocuk gördüm o da biz girerken çıkıyordu. balamoz ve ayı seven arkadaşım ise bir tane adam beğendi. o adam da kimseyle ilgilenmeyen bir adamdı. sanırım gizli heteroydu.
lise aşkım. ilk ve tek aşkım. hasreti, özlemi, yangını hiç bitmeyen, her an zihnimde, her daim hayatımın tam merkezinde olan aşkım. yalanlarla, yalancılarla avunmuşuz ikimiz de yıllar boyu. şimdilerde tekrar bulduk birbirimizi. insanın bu yaşta eli ayağına dolaşır mı? sevgili denilen züppelerle ses tonunu kalınlaştırıp daha bir karizmatik olmaya çalışan bahtabakan ilk selamlaşmada tayyip'in diyarbakır mitingindeki gibi sesler çıkardı.
çok heyecanlıyım sözlük. yıllar sonra, yıllanmış bir aşkın kıyısında olmanın heyecanı bu.
hadi bakalım bahtımız açık olsun.
bu şarkı eşliğinde şarap içme dileklerimle.
hem utangaç, hem hevesli mektepli sevgililerdik
pek kırılgan pek acemi, bi söyler bin gülerdik
ben onu hiç unutmamıştım. o da beni unutmamış. dün gece tesadüfen karşılaştık. aradan geçen çok uzun yıllara, ikimizin de hayatına girip çıkan o kadar çok insana rağmen, o aşk, o tutku, o heyecan hiç bitmemiş ikimizde de. ilk defa dokunduğum erkeğe tekrar dokundum, ilk öptüğüm erkeği tekrar öptüm yıllar sonra, ilk öpüşmenin heyecanlıyla.
hiç ummazdım tekrar bu kadar heyecanlanacağımı. sebepsiz değilmiş son aylarda tekrar tekrar aklıma gelişi, tekrar yıllanmış fotoğraflara bakıp bakıp içlenmek. ikimiz de birbirimize baka kaldık. zaman, uzam yıkıldı gitti bir anda. evrende sadece ikimiz var gibiydik. öylece bakıştık sadece. hep sevişecekmiş gibi bakardık birbirimize. yine öyle baktık. bir cesaret yanına gidip 'merhaba. sen h....'sın değil mi?' dedim sadece. gülümsedi, gözleri yaşardı. ağlamadı da, gülmedi de. sadece sarıldı. boynumdan öptü, kokladı. sanırım hayatımın en güzel ve heyecanlı anını yaşadım tekrar aynı kişiyle. bir daha birbirimizi kaybetmemek için telaşla sarıldık birbirimize.
daha ilk gündeyiz ve ayrı şehirlerdeyiz. ama o başlamış bile planlara. geleceğimizi beraber geçirme planlarına.
güzel dudaklı ve iyi yapmasını bilen birisinin sizi bulutların üzerine çıkarabileceği eylem.
son zamanlarda anal seksten daha zevkli geliyor bana. ben ayakta partnerim önümde diz çökmüş olarak yaptığında ise iliklerim bile boşalıyor. bir de partner uzun saçlı ise saçlarından tutup bastırmak da başka bir zevk