16 milyar tllik dershane pastasının en az yüzde 20'sine hükmeden fethullahçılarla tayyipçiler arasında yaşanan kavganın iki baş aktörü. para musluklarını kısarak eskinin fethullahçılarını yeninin cemaatini dize getirmek isteyen tayyiple fethonun birbirlerine hergün çeşitli medya organları aracılığıyla yaptıkları kavgayı çekirdek çıtlatarak izlediğimiz hal.
100 yıl önce birine deseydin ki, "adamlar böyle bişi icat edecek ve insanlar birbirine dokunmadan sevişecek" zat-ı muhterem derdi ki "siktir git, atatan kalma sikişin suyu mu çıktı"
filmotografik açıdan belki estetiktir, ama yatahta herif cııııııırt cıııııırt gömleğini, fanilasini, donunu yırtmaya çalışıyor... hayal ettim ve midem bulandı.
devletle, devlet terörüyle, cuntayla, askerle, faşizmle, kapitalizmle, emperyalizmle ciddi sorunları olan ahmet kaya'nın tc tarafından ödüllendirilmiş olması kadar tuhaf, karikatürize, saçma bir durum olamaz.
lan ne tuhaf bir ülkede yaşıyoruz
türkiye'deki graffiti ve street art üzerine sağlam, derinlikli bir belgeseldir. ödül almışlığı da vardır kendilerinin... youtube'da da mevcuttur. nahanda linki
bülent ersoy'u, bülent ersoy'un o tuhaf, yapmacık, hafif haplı hali andıran absürt tavrını izleyeceğim için çok heyecanlanmıştım açıkçası... ilk on dakikadan sonra midemde kasılmalar, bulantı emareleri başgösterdi.
izzet yıldızhan mı, o da kim... örghhhh
yayından kaldırılmazsa 13üncü 14üncü haftada belki bir senkron bi ayar tutturabilirler belki... sabırla bekleyeceğim
nirvanaya ulaşmış ulu kişinin zihninin evrenle tam uyumu sonucu oluşan gerçek durum. o kadar kemalete ulaşmıştır ki ötesi yoktur. en son okudukları kitap ilkokul sıralarında her kütüphanenin demirbaşı cin ali'nin maceralarıdır, bir kitapkurdudur. ayda mutlaka bir kere gazete alır, yıldız falına bakar... astro fizikten ekmek fiyatına; ortadoğu sorunsalının fındık üreticileri üzerindeki etkisinden paris hiltonunun giydiği donun markasına kadar her konuda derin bir fikriyatı vardır. toplum içerisinde saygın yerleri vardır, kendileri hakkında toplum genelde gülerek bahseder... o kadar yanee
rte'nin 'tarihimize sahip çıkıyoruz' geyiğine attığı :"mazide yıkılan binaların her birini yeniden tesis ediyor musunuz? o halde swiss hotel'in yerine 'şark kahvesini' yapın da görelim." tweetiyle cevap vermiş ulu tarihçi şahsiyettir. şimdi yamacıma gelse alnından öperim
devletin, tekelinde bulundurduğu silahlı güçlerini vatandaşı üzerine korku salarak yasalara uymasını sağlamak olarak tanımlanabilir. daha yumuşatılmış bir ifadesi de "orantısız güç"tür. devlet birimlerinin hiç bir hukuki temele dayandırmadan vatandaşını sindirmek üzere uyguladığı şiddet politikalarıdır.
dün, hapishanelerde ve karakollarda vatandaşına işkence eden, kürt köylüye insan dışkısı yediren devletle bugün istanbul'da ankara'da izmir'de (rte'nin deyimiyle 'tamamen ab standartlarında') biber gazı sıkarak hayatı kelimenin tam anlamıyla felç eden, coplayan, öldüresiye tekmeleyen, tazyikli sularla kafa göz dağıtan, avm'lere, otellere, evlerin içine kadar kovalayıp eylemci avına çıkan, kara ve deniz yolunu kapatan, iletişim araçlarını engelleyen, dezenformasyonlarla kafaları bulanıklaştıran devlet arasında bir fark yoktur.
siyasetbilimcilere göre totalitarizm, bir ütopya hedefi doğrultusunda belli bir tip insan prototipi yaratmak adına, tüm günlük hayatın tüm alanlara hükmeden, devletle ilgili tüm erklerin tek bir liderde toplandığı bir yönetim biçimidir. totaliter rejimlerde, halk, devlet ideolojisinin öngördüğü tüm politikalara tam bir uyum göstermek zorundadır. bu tür rejimlerde, muhalefet veya başka bir görüş bildirmek, sürgün, hapis ve hatta idama kadar ağır cezalarla cezalandırılır. birbirinden tamamem farklı olsa da totalitarizme örnekler ise hitler dönemi nazi almanyası, mussolininin italyası ve stalinin sovyetleri. günümüzde kuzey kore yönetimi de totaliter olarak kabul edilmekte .
politik skalanın uçlarında yeralmalarına rağmen ister faşist ister komünist totaliter rejimlerin bir çok ortak özellikleri vardır
1- nasyonal sosyalizmde 'jahudiler, stalin sovyetlerinde 'tekelci kapitalizm örneklerinde olduğu gibi, totaliter rejimler ortak bir düşman oluşturarak halkı baskıcı bir ideoloji etrafında toplar
2- bireylerden 'halkın birliği, 'sınıfsız toplum' veya 'proleterya diktatörlüğü' gibi idealler doğrultusunda cemaatler oluşturur. oluşturulan bu suni kollektif bilincin amacı bireyselliği ve kişisel özgürlükleri yok etmektir.
3- iktidarın bir eldedir. yani yasama, yargı ve yürütme birbirinden bağımsız ve ayrı değil aksine, diktatörün veya partinin mutlak hükmü altındadır.
4- gözetleme. iktidar sahibi (diktatör ya da parti) tüm vatandaşlarının özel hayatını ve özgürlüklerini kuşatmaya çalışır. ancak bu gözetleme/kuşatma sadece hareketleri değil, her bir vatandaşın düşünce ve hisslerini de etkileyecek şekilde uygulanır. bunun için propaganda ve devletin ideolojisi doğrultusunda sıkı bir 'terbiye, beşikten mezara kadar sürekli yönlendirme (manipülasyon) ve her türlü muhalefete ve eleştiriye kapalı doktriner bir eğitim kullanılır.
5- vatandaşlık haklarının yok sayılması yani insan haklarını, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, vicdan (din) özgürlüğünün totaliter rejimler tarafından kısıtlanması veya yok sayılması. eğitim ve sanatta sansürün uygulanması. ifade özgürlüğü devlet tarafından ya sansüre uğrar ya da hiç yoktur.
6- gizli servis, gizli polis veya siyasi polis gibi kurumlarla; ispiyonlama, gözaltılar ve halkı baskı altında tutma yollarıyla bağımsız düşüncelerin daha oluşma safhasındayken boğulmalarının sağlanması
7- hitler almanyasındaki toplama kampları ve sovyetlerdeki gulag çalıştırma kampları, halktan gizlenen hapishaneler, işkenceler
8- halkın günlük yaşamında militarizmin etkileri. zorunlu askerlik görevi ve saldırgan bir dışpolitika, uluslararası camiadan soyutlanmak.
bi de bir mekana gidip, karizma çizilir diye ortama ayak uydurmamak
ayrıyetten bütün halaylarda başa geçmeye çalışmak
ve bu da var; peçeteden gül yapmak
bunun dışında yere balgamını yapıştırmak
bunu da eklemeden edemeyeceğim; iki de bir çükünü kaşımak
yavuz sultan selim'dir. 40 bin alevinin katlinden sorumlu bir padişahtır. darbecidir, babasını tahttan indirerek padişahlık makamına geçmiştir. kardeş katilidir aynı zamanda. padişahlığı süresince imparatorluk topraklarını 2.5 kat büyütmüştür. kanuninin babasıdır, hürremin kayınpederidir, mihrimahın dedesi... 49 yaşında bir çıban yüzünden ölmüştür.
acaba hürriyet yazarı teyzesi ferai tınç olmasa müzik dünyasında bu kadar uzun süre tutunabilir miydi dedirten 80lerin italyan şarkıcıları andıran yorumuyla duyguları emen türk vampiri