tüy dökücü krem
kadınlar için vazgeçilmez bir bakım ürünü, erkeklerin bir bölümü için de sanırım. ben ayıyım, beni bağlamaz.
lgbti temalı filmler
(bkz:
a girl like me)
the gwen araujo story daha çocuk yaşlarda yanlış bir bedende doğduğuna farkeden edward araujo'nun gwen araujo'ya dönüşünün, trans geçiş sürecinin, ailesiyle ve çevresiyle ilişkilerinin, yaşadığı travmaların, öldürülüş sürecinin anlatıldığı film. gerçek olaydır.
trans geçiş süreci
işyerinde bi arkadaşımın, trans kardeşinden dolayı yaşadığı süreç. o güne kadar pek kafa yormadığım bir şeydi trans geçiş süreci. birey karar verir, hastane bulur, para bulur, istediği bedene girer ve herşey biter diye düşünüyordum. ama kazın ayağı maalesef öyle değil. medikal, hukuki, sosyal, psikolojik birçok farklı süreci var ve bunları tek başına bir insanın atlatması imkansıza yakın. sana ait bir bedene istediğin değişikliği yapabilmek sanıldığı kadar kolay değil. bütün bu sürecin bir tarafı da aile. arkadaşımın, o güne kadar erkek olarak bellediği kardeşinin aslında kadın olduğunu öğrenmesi ve bunu kabullenmesi hiç de kolay olmamış. ailesinin önce reddedişi sonra kabullenişi, aile efradına açması veya yeri geldiğinde gizlemek zorunda kalması, çocuklarını/kardeşlerini savunmak, yeri geldiğinde onun yanında dimdik yer almak çoğumuzun görmediği, duymadığı, bilmediği şeyler. tahmin ediyorum ki o arkadaş, böyle bir abla ve aileye sahip olduğu için çok şanslı. türkiye'de de dünyada da trans geçiş sürecinde genelde çocuklarının yanında yer alan aileler yoktur zannımca.
sürecin öznesinin dışında, aileyi, arkadaşları da derinden etkiliyor.
mehmet
türkiye istatistik kurumunun 2010 adrese dayalı nüfus sistemi ile elde ettiği verilere göre en sık kulanılan erkek isimleri sıralamasında üçüncüdür ancak mehmet emin, mehmet ali, mehmet akif ve hatta mehmet efe de ilk 100'ün içine girmeyi başarmıştır.
en çok hoş veren yazarlar
bence bu hoş/boş neviinden istatistikler tamamen kaldırılmalı. gereksiz bir gerilim unsuru. ve ayrıca hayatta daha önemli şeyler var...
türk aile yapısı
sevgi yumağı olarak da adlandırılabilir. bireyler kavgalarla/sorunlarla kopmuş olsa da yeri ve zamanı geldiğine, 'iki eli kanda da olsa' yardıma koşulan aile yapısıdır.
buzdolabındaki suyu içip doldurmadan koyan insan
bir de 'ya dolapta yine soğuk su yok' diye serzenişte bulunan insan evladıdır.
interaktif sözlükler ağustos 2013 sıralaması
böyle olmasının bir çok nedeni var, burası bu konuyu tartışmanın yeri değil muhakkak ki. fakat moderatör görevini üstlenmiş arkadaşların, yazarları 'sözlüğün genel çerçevesini' arada bir hatırlatması gerektiğini düşünüyorum. bazı entrylere bakıyorum da olayı bloga çeviren de var günceye çeviren de
doğru insanı beklemek
doğru insan yoktur; tahammül edebildiğin, bütünlediğin/bütünleyen, eksiklerini hoşgördüğün insan vardır. ten uyumu bi yere kadar da aynı frekanstan yayın yapabilmek daha bi önemli.
ha bu arada sen ne kadar doğrusun... bence asıl cevap verilmesi gereken sual budur.
i kissed a girl
kendimle ilişkilendiremediğim halde yine de sevdiğim nadir şarkılardan biri
assos
genel bilgi: çanakkale'nin ayvacık ilçesine bağlı antik şehir. bugünkü adı behramkale. tarihi bronz çağına kadar uzanıyor. bir sürü medeniyet burada hüküm sürmüş, komşu ada midilli (lesbos) halkı burada assos kentini kurmuş. küçük asya'da tanrıça athena'ya adanan tek tapınak burada ve cidden görülmeye değer. hristiyanlar için de burası kutsal olarak kabul ediliyor çünkü havarilerden pavlus bir süre burada yaşamış. bunun dışında burayı farklı kılan şeylerden biri de ünlü feylesof aristo'nun burada bir süreliğine hocalık yapmış olması.
assos'u yıllardır duyuyordum da hiç gitme imkanım olmamıştı. assos, behramkalenin hemen aşağısında yeralan acayip küçük bir yerleşke, en fazla 10 sokaktan oluşuyor, mimarisi inanılmaz güzel, bölgenin kızıl kahve kayalarından inşaa edilmiş, biraz grek biraz italyan bir tarzı var binaların. sanki korsan filmlerinden çıkmış gibi. bence mutlaka görülmesi gereken bir yer. sakin sessiz bir tatil peşinde olanların kalabileceği bir bölge assos, 9 km uzağında sivrice koyunda 4-5 odalı ailelerin işlettiği moteller var mesela. herkese tavsiye ederim
truva
türkiye'nin belki de dünyaca tanınmış en önemli antik kentidir truva ancak iki hafta önce gittiğimde acayip bir hayal kırıklığı yaşattı. 100 yıldır kazı çalışmaları yapılıyor. hiç bir özen yok. sunum sıfır. kazılardan çıkarılan objelerin sergilendiği müze teeee 60 km ötede çanakkale'de halbuki hemen yanıbaşında olsa ziyaretçilerin algısı, saygısı büyük ihtimalle daha farklı olurdu. bende fena halde terkedilmişlik duygusu yarattı maalesef.
kurşun döktürmek
çocukluğumda anneannemin arkadaşı binnaz teyzenin haftalık mutat ota, boka, püsüre kurşun dökme seansları vardı. o zamanlar ne olduğunu anlamıyordum, yaşanılması gereken garip bir ritüel gibi görüyordum. dün aile efradının da baskısıyla tekrar bir kurşun döktürdüm. bir yakınıma tırstığımı söyledim girmeden önce, kadının yanına gidince korkmana gerek yok dedi direkt. o an sırtımdan akan ürpertiyi anlatamam. kadın hayatımı roman gibi anlattı daha sonra. "senin gibiler" gibisinden bişi söyledi falan. ferahladım mı, rahatladım mı... nein. üstüne bir de gece kabus gördüm... şimdi acilen bir papaz arıyorum, büyü varmış okunması gerekiyormuş...
food porn
toplum olarak nasıl değiştiğimizin iyi bir örneğidir. çocukluğumda simit bile sokakta gizli gizli yenirken şimdi ziyafet sofraları teşhir ediliyor.
the clash
punk müziğin efsane grubudur. london calling, should i stay o should i go gibi manyak iki parçanın sahibidirler. üçüncü albümleri olan london calling, rolling stones dergisi tarafından 80'lerin en önemli albümü olarak belirlenmiştir. yaptıkları müzik, britpop olarak sınıflandırılabilecek ingiltere menşeili grupları ve hatta amerikan ve alman şarkıcıları derinden etkilemiştir (bkz. green day, the levellers, u2, the cure oder r.e.m. ve hatta die toten hosen). bonus bilgi de şudur grubun lideri ve vokali joe strummer'ın doğumyeri angara'dır. yaşasın punk diyeyim
seri anlamsız oy veren ibne
okuduğum kitaba anlamsız oy vermiş biri. cidden dumur oldum. kitap ismi bu, ne kadar anlamsız olabilir ki? üstelik isim anlamsız da olabilir ama kitap ismi la bu! nasıl bir kafadasın, nasıl bir dünyanın insanısın? kimsın, kimsııııııın!
kulağında küpesi olacağına kolunda façası olsun zihniyeti
önceki sene yenibosna-taksim otobüsünde yaşadığım durum... "sen önce kulağındaki küpeni çıkar da ondan sonra bana akıl ver" dedi 16 yaşındaki liseli ve otobüsten indi. o kadar dumur olmuştum ki yolculuğun devamını hatırlamıyorum hatta o gün de içmeden serhoş modundaydım
her şeyi bilen insan
ukeladır, sevimsizdir, iticidir, hamdır, agresiftir, benden uzak dursundur
kadınsı olmayı kusur sanmak
20 küsur yıldır eşcinsel ortamlara girip çıkan biri olarak, feminenken ortama girince birden kasımpaşa kabadayısı kıvamına bürünen erkek eşcinseleri de kasımpaşa kabadayısyken gittiği clubun ortamına uyum sağlamak adına kadınsılaşan erkek eşcinselleri de gördüm ve her gördüğümde de şaşırmaya devam ediyorum.
eşcinsel toplumun, toplumun diğer altkültürleri kadar kuralcı ve baskıcı olması çok ilginç. toplumun geneli tarafından gizli/açık hor görülen insanların eline geçen ilk fırsatta kendinden daha güçsüz başka birine aynı muameleyi çekmesi üzücü en azından
şarkıcıların en sevdiği gayler
konserlerine en çok bilet alanı, albümlerini koli koli alanları, eğer varsa çıkardığı kötü kokulu ve pahalı parfümleri eşe dosta ve kendisine alanları, bir markası varsa sadece oradan giyinenleri ve ayrıca t-shirtine kocaman kendi resmini bastırıp bunu son trend olarak sunan gayleri seviyorlardır...