düşük zekalı değiller. sadece bir sayısalcı ve eşit ağırlıkçı hiç sözel çalışmadan onların alanından da derece yapabildiği için böyle algılanıyor. sanki dersleri çok kolay da onların kafa basmıyor gibi. oysa durum öyle değil. sayısalcı çok çalışır, sözelci çok çalışmaz. ben hiç çok çalışan sözelci görmedim. bir diğer sebep de bence insanların doktorluk, avukatlık, eczacılık, diş hekimliği gibi meslekleri gözlerinde çok büyütüp televizyonculuk, edebiyatçılık, tarihçilik* gibi meslekleri küçük görmeleri. insanların bir doktor olmazsa bize kim bakar ama televizyoncu olsa ne olmasa ne kıvamında takılmaları. ha buna ben de katılıyorum ama insanların kalbini kırmaya ne gerek var.
ama zeka ile alakası yoktur. tamamen çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak.
her ne kadar 13-14 cm'e large diye gezen beyler sahalarda olsa da kutuyu açınca hep mediuma merhaba diyoruz. seks içerikli bir başlık açtığım için iran ahlak polislerinden özür diliyorum ama bence güzel tartışılabilir bir konu. sanırım bu orta asya ile alakalı olabilir. yani asya pornolarında hep küçük penisli beyler var. hatta straight asya pornolarında penislerine sansür bile yapıyorlar. belki orayla alakalı olabilir. ha belki anadolu'daki araplarla, kürtlerle, lazlarla, ermenilerle, rumlarla karışmasalardı bu penis bence 8-9 cm'i geçemezdi. bir diğer tahminim de çok fazla at sırtında gezdikleri için olabilir. penise baskı yapınca penis gelişmek istememiştir. at sırtından indiklerinden beri evrimsel olarak penis irileşiyor olabilir. bence arabayı bulana şükretmeleri gerek.
türk diziler midemi bulandırıyor. amerikan dizileri midemi bulandırmıyor demiyorum ama türk dizileri kadar rahatsız etmiyor. çünkü en başta türk dizilerini yapmacıklığını sadece televizyonu dinleyerek anlayabilirsiniz. bunun oyuncunun kötü oluşuyla alakası yok. tamamen senaryodan kaynaklanan bir durum. yapmacık.
benim bu. özellikle salon tenhaysa bayılıyorum sinemaya yalnız gitmeye. film başlayana kadar ekşi'den yorumlara bakıyorum. ayaklarımı öndeki koltuğa uzatıyorum, evet bunu yaparken hep vicdan azabı çekiyorum. film izlerken genelde çilekli yoğurt yerim çünkü patlamış mısır veya cips yerken filme konsantre olamıyorum.
katılmadığım önerme. şöyle dense doğru olabilir, seks yapan straightlerden fazla homofobik çıkmıyor. evet, çünkü bildiğiniz üzere evlilik dışı çok eşli seks neredeyse bütün dinlerde haramdır ve renkli cinsel hayatı olan bir straight dinin dogmatik kanunlarını pek ciddiye almıyor demektir. yani dini pek ciddiye almayınca eşcinsellerden nefret etmek için bir sebep kalmıyor. yani bana kalırsa seks nefretin amacı değil ama bu konuda ele alınacak en önemli materyallerden bir tanesi.
var böyle bir şey. harry potter hayranlarının büyük kısmı gryffindor'lu olmak istiyor. diğer masalara karşı faşistçe bir tavır sergiliyorlar. oysa gerek ravenclaw olsun gerek hufflepuff olsun gerek slytherin olsun hepsi çok ünlü büyücüler çıkarmışlardır. ne yazık ki harry potter hayranları sadece harry ve arkadaşlarının maceralarını bildikleri için olaya geniş bir açıdan bakamıyorlar. belki biraz hayalperestte düşünüyor olabilirler. sonuçta gryffindor'da olunca sanki harry'nin sınıf arkadaşı olup hermione ile beraber kazan kaynatacaklar.
ben warner bros'ûn hazırladığı testte, yaklaşık 8 sene önce, hufflepuff çıktım ve bundan hiç gocunmuyorum. yaşasın porsuk simgeli takım!
not: ayrıca cedric diggory'de hufflepuff'tandı naber?
sabah ekşi sözlük'te yorumlara bakarken bir yoruma denk geldim. olay bütün ciddiyetini kaybetti. bu sözlük neden böyle yapıyor anlamıyorum. aklıma geldikçe gülüyorum. belki komik değildir.
çocukken saat 12-14 arası annemin zoruyla yatardım. bazen annemde benimle beraber uyurdu. hatta başlarda ben kaçmayayım diye sarılarak uyurdu. ağzım sabah yediğim haşlanmış yumurtanın ve içtiğim sütün tadıyla dolu olurdu. bazen annem saçımı okşardı. bazen ilerde ne kadar önemli bir adam olacağımı söylerdi. o zamanlar bunu zorla yaptırdığı için anneme çok kızardım. ama bazen o anın güzelliğini ve sadeliğini aramıyor değilim.
ayrıca ne kadar güzel adam oldum. öğle uykusu önemli. muhtemelen bu sözlükten pek üreyen çıkmayacak ama gene de aklınızda bulunsun.*
sırf şu "i can't tell where the journey will end but i know where to start" sözü ve şu kadının yorumu için, bir de şu an ki ruh halimi çok iyi anlattığı için defalarca dinledim.
bu iddianın muhattabı kimdir bilmiyorum. pek de umrum da değil ama iddianın ne kadar anlamsız olduğunu açıklamadan geçemeyeceğim.
şimdi ben bu gece gey bara gideceğim. diyelim. ve amacım tanıştığım birisiyle seks yapmak. diyelim. ama ben bu davranışın yanlış olduğuna inanıyorum. diyelim. bu gece gey bara her türlü edepsizliği yapıp, sahnede fütursuzca önüme çıkan her erkeğe kalçamı sürteceğim. diyelim. ama kesinlikle bunun doğru bir şey olduğuna inanmıyorum. ve bu yaptığımın yanlış bir şey olduğunu düşünüyorum, diyelim.
ertesi gün okul var. ertesi gün gerçek hayat var. şimdi ben sence gey bardaki gibi mi davranırım yoksa gerçek düşüncelerimi mi yaşarım.
yani derste birden bire kalkıp hocama domalmayacağımdan hepimiz eminiz değil mi?
bu da onun gibi bir şey. belki gey accountlar adamın gey barı ve belki ayı sözlük bahsettiğimiz adamın okulu. evi ne bileyim işte. öyle işte.
muhtemelen millet birbirine çok fazla çemkirdiği içindir. ekşi'de de yazarlığım var ben bu sözlük kadar çemkirme hastalığına yakalanmış yazarların toplandığı bir yer görmedim. bir de lgbt'siniz bir de aynı kökenden geliyorsunuz. titreyin ve kendinize gelin. bırakın kim ne yazmak istiyorsa yazsın. adam seks mi yazmak istiyor, yazsın. adam din mi yazmak istiyor, yazsın. adam siyaset mi yazmak istiyor, yazsın.
yaklaşık 10.000 tür dinozor evrimleşerek bugünkü kuşları oluşturmuşlar. düşünsenize belki bu akşam dinozor yiyorsunuz veya evinizde dinozor besliyorsunuz. bir süre ne zaman kuş görsem aklıma bu bilgi geliyordu, eblek eblek sırıtıyordum.*
yönetmenliğin steven spielberg'in yaptığı 1993 yapımı bilim-kurgu ve gerilim-macera filmidir. dinozorlar hakkında bir kaç yanlış bilgi verse bile oldukça başarılı bir yapımdır.
kadın ruhlu erkek denince aklıma feminen yanları ağır basan erkek geliyor. tamam ben bunu hep bir sayı doğrusu olarak düşünüyorum. bir taraf maskülenlik diğer taraf feminenlik. kişinin ne kadar feminen ne kadar maskülen olduğu ise bu doğru üzerinde nerede durduğuna göre değişiyor.
ama yukarıdaki entryi yazan arkadaşın düşüncesine de katılıyorum. zira ne hikmetse tanıştığım feminen geylerin büyük çoğunluğu böyle. bir diva havaları efendime söyleyeyim bir hürrem sultan tripleri... neden kimse bir emine ülker tarhan gibi veya leyla zana gibi feminenleşmez ki? tamam isteyen istediği gibi yaşasın ona lafım yok. benim haddimede değil zaten konuşmak ama merak etmeden edemiyorum televizyonlarda en çok rayting alan dizilerin karakterleri bihter, hürrem, ferhunde yerine; emine ülker tarhan, leyla zana, ikbal gürpınar** gibi kadınlardan oluşsaydı bu feminen arkadaşlarımız gene böyle bir varoluş sergilerler miydi?
eskortları beğenmeyince aracı gence tecavüz etti antalya'da evli ve 3 çocuk babası oktay d., yılbaşı akşamı için kendisine bulduğu 2 hayat kadınından memnun olmayınca aracılık yapan üniversite öğrencisi g.ö.'ye tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklandı.
antalya'da madeni yağ satışı yapan 39 yaşındaki oktay d., geçen aralık ayında burdur'dan gelirken otostop yapan üniversite öğrencisi 22 yaşındaki g.ö.'yü aracına alıp antalya'ya getirdi. ailesi antalya'da oturan g.ö. ile yol boyu sohbet eden oktay d., yılbaşı akşamı birlikte eğlenme teklifinde bulundu. daha sonraki günlerde de telefonla görüşen g.ö. ile oktay d., yılbaşı gecesi için plan yaptı. plana göre yılbaşı gecesi oktay d.'nin evinde toplanılacak, gece için 2 de hayat kadını getirilecekti. gecenin tüm masraflarını ise oktay d. karşılayacaktı.
yılbaşından önce oktay d. eşi ve iki çocuğunu köye gönderdi. g.ö. ise arkadaşı 21 yaşındaki h. y.'yi de yanına alarak, esra ve sevim adlı iki hayat kadınıyla birlikte oktay d.'nin evine gitti. evde oktay d.'nin 16 yaşındaki oğlu b. ve ayakkabı imalatçısı arkadaşı 33 yaşındaki mehmet ç. de vardı.
eve gelen kadınlardan memnun kalmayan oktay d., iddiaya göre g.ö.'ye silah zoruyla tecavüz etti. arkadaşı mehmet ç.'ye de oral seks yaptırdı. oktay d., g.ö.'nün arkadaşı h.y.'yi de dövüp soğuk su altında işkence yaptı. yılbaşı gecesinin masrafı olarak g.ö. ile h.y.'den 2 bin lira isteyen oktay d., "bu parayı vermezseniz sizi öldürür, cesedinizi köpeğime yedirtirim" diyerek 2 genci korkuttu. ertesi gün 2 gencin telefonlarını 500 liraya sattırıp parasını alan oktay d., g.ö.'ye "bana kız bulacaksın" diyerek tehditte bulundu.
bunun üzerine g.ö., tiyatroya merakı olan kız arkadaşı 16 yaşındaki d.s.'yi, tiyatro gösterisi için oyuncu arandığı bahanesiyle görüşmeye çağırdı. bu öneriyi kabul etmesi üzerine d.s.'nin bulunduğu adrese, oktay d.'nin arkadaşı olan sanık ismail ö.'nün kullandığı otomobil gönderildi. ardından d.s. bulunduğu adresten alınıp oktay d.'nin evine götürüldü. oktay d. eve getirilen d.s.'ye bir odada zorla oral seks yaptırdı, ardından kızı bıraktı.
2 kişi tutuklandi
d.s.'nin başından geçenleri annesi h.a.'ya anlatması üzerine durum polise bildirildi. şikayet üzerine oktay d., 16 yaşındaki oğlu b.d., mehmet ç., ismail ö., h.y. ve g.ö. hakkında soruşturma başlatıldı. oktay d. ile mehmet ç. tutuklanırken, ismail ö. hakkında ise yakalama kararı çıkartıldı. sanıklar hakkında gece vakti yağma, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hakaret, nitelikli cinsel saldırı, ruhsatsız ateşli silah ve mermileri satın alma ve bulundurma gibi suçlardan antalya 6'ncı ağır ceza mahkemesi'nde dava açıldı.
önceki gün görülen duruşmada suçlamaları kabul etmeyen oktay d., kendisine iftira atıldığını öne sürdü. g.ö. ile otostopta tanıştığını belirten oktay d., "kendisine telefon numaramı verdim. ertesi gün beni aradı. 'yılbaşında toplanabiliriz. 2 de kadın getiririm' gibi laflar etti. oğlum b.'nin deri döküntüsü yapan ala hastalığı var. bu hastalığa cinsel ilişkinin iyi geldiğini duymuştum. bu nedenle diğer sanık mehmet ve oğlum için iki kadının gelmesine izin verdim. g.ö.'ye 800 lira verdim. ben, 'kadınlardan bir şey anlamadım. bana yeni kadın bulun, kız getirin' diye tehdit etmedim. kimseyi zorla evimde tutmadım. rehin almadım" diye konuştu.
buna karşılık sanık mehmet ç. ile g.ö.'nün evde uyuşturucu kullandığını ileri süren oktay d., kadınlar için kendisinden 800 lira daha para istendiğini de söyledi. 800 lirayı kendilerinin ödemesi gerektiğini söyleyince telefonlarını kendilerinin sattığını ileri süren oktay d., "olayda bahsi geçen tabanca da benim değil, mehmet ç.'nindir. d.s.'ye de bunlarla arkadaşlık yapmamasını söyledim" dedi.
tutuklu sanık mehmet ç. ise kendisinin suçsuz olduğunu belirterek, diğer sanık oktay d.'yi suçladı. yılbaşı akşamı oktay d.'nin eşini köye gönderdiğini aktaran mehmet ç., "evde oktay'ın oğlu b. de vardı. ancak b. bu olayların içinde yer almadı. oktay yılbaşı gecesi gelen kadınlardan bir şey anlamadığını söyleyerek g.'den kız arkadaşını getirmesini istedi. 'senin kız arkadaşların vardır. bana kız bul' demesi üzerine g., d.s.'yi çağırdı" dedi.
avukatı duruşmaya katılmadığı için oktay d.'nin oğlu b.d.'nin ifadesi alınamadı. sanıklardan ismail ö.'nün yakalama kararının sürdürülmesine karar veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
oldukça keyifli, rahatlatan bir kitap. canınız sıkıldıkça doyana kadar bu kitabı boyayın rahatlarsınız. boyamaya doyduğunuz zaman bırakın, işinize dönün. canınız sıkılınca tekrar alın elinize karalamaya başlayın. o renkler boşluklara düşüp sizin eseriniz oluşmaya başladığında yüzünüzde eblek bir gülümseme oluşuyor.
not: ben 12 'li kuru boya setimle başladım, renk sayısı az geldi. bugün 24'lü set alacağım. ayrıca keçe kalem ve sulu boya kullanan arkadaşlarım var. tavsiye etmiyorum. keçe kalem arka sayfaya iz yapıyor, sulu boyanında taşma tehlikesi var. kuru boya iyidir.
çocukluğumdan beri kürt, siyah deri ceket giyen, beyaz tenli, kaslı, boksör, genç, yakışıklı, az konuşan, viski içen* ve büyük penisli bir adam hayal ettim. bilin bakalım ne oldu? ruh hastası çıktı. sonra dedim ki ne adamsın senelerdir bir ruh hastası seni sevsin istedin.
her ne kadar 13-14 cm'e large diye gezen beyler sahalarda olsa da kutuyu açınca hep mediuma merhaba diyoruz. seks içerikli bir başlık açtığım için iran ahlak polislerinden özür diliyorum ama bence güzel tartışılabilir bir konu. sanırım bu orta asya ile alakalı olabilir. yani asya pornolarında hep küçük penisli beyler var. hatta straight asya pornolarında penislerine sansür bile yapıyorlar. belki orayla alakalı olabilir. ha belki anadolu'daki araplarla, kürtlerle, lazlarla, ermenilerle, rumlarla karışmasalardı bu penis bence 8-9 cm'i geçemezdi. bir diğer tahminim de çok fazla at sırtında gezdikleri için olabilir. penise baskı yapınca penis gelişmek istememiştir. at sırtından indiklerinden beri evrimsel olarak penis irileşiyor olabilir. bence arabayı bulana şükretmeleri gerek.
porno pişmanlıktır. gerçekten.zaman kaybıdır. enerji israfıdır. sosyalleşmenize en büyük engeldir. bir ilişki yaşayacağıma ne gerek var pornomu izler otuz-birimi çekerim diyen insanların sayısı her geçen gün artmaktadır.
özellikle 720p pornoların türediği şu yıllarda, bağımlıları ampülün etrafına üşüşen ağustos böcekleri gibi kendilerini pornodan alamazlar.
aynı zamanda porno izleyen insan tatminsizleşmeye başlar. pornoda izledikleri, her geçen gün yetersiz gelmeye başlar. sıkılır. olayı şöyle ele alalım siz aynı kurguyu tekrar ve tekrar izlemek ister misiniz? aynı konuya sahip filmler için "x filmi y'den esinlenmiş" demez misiniz? daha farklı şeyler izlemek istemez misiniz? bu yüzden porno sitelerinde son zamanlar yeni porno türleri ortaya çıkmaya başladı. işemeli-sıçmalı, acı çektirmeli, ensest pornolara olan talep arttı. isteyen istediğini izlesin benim umurumda değil ancak bir insanın normal seksten sıkılması gerçekten üzücü. özellikle sıkılacak kadar deneyim yaşamadan.
sıkılmak demişken, yapılan araştırmaya göre porno izleyen insanları, sıklıklarına göre cinsel performanslarını kaybediyorlar. sanırım bu da tamamen yukarıda söylediğim şeyle alakalı. insanlar seksten sıkılıyorlar. sıkıldığı şeyler içinde efor sarf etmek istemiyorlar.
porno izlemeyin. en azından azaltın. sevgilileriniz olsun. korunmayı unutmayın.***
1. kötü davranın. evet bir insana kötü olmasını tavsiye ederken elbette allah'tan korkuyorum ama eğer siz bana bir erkeği parmağımda nasıl oynatırım diye soracak olursanız yalanda söyleyemem.
2. yatakta ne yaptığınızı bilin. evet, evet bu kısmı bana kalırsa ona kötü davranmanızdan bile önemli. çünkü burada verdiğiniz hazza göre size bağımlı kalacaktır. bağımlılıktan bahsediyorum. hani şu insanların kurtulmak için terapilere gittikleri bağımlılıklardan.
3. bakımlı olun. uzun yıllar "beni seven böyle sevsin yea, kimse için değişmem" adamı olarak yaşadım. sonra kestiğim tüm erkeklerin son derece bakımlı ve yakışıklı olduklarını göz önünde bulundurunca bir şeyleri değiştirmeye karar verdim. unutmayın, kadınlar biraz daha duygusal yaklaşırlar ama pek çok erkek için durum bunun tam tersidir. bizler olaya daha sığ yaklaşıyoruz. mal iyi mi, iyi. eh o zaman tanımaya değer.
4. uyumlu olun. evet bu bazı arkadaşlarda şu soruyu akla getirebilir, hem kötü olup hem uyumlu nasıl olabiliriz? kötü olmak için huzursuzluk çıkarmanıza gerek yok. adama sadece "sensiz çok güzel yaşarım ama sen bensiz yaşayamazsın" duygusunu hissettirin o zaten kendisini kötü hisseder. ama uyum işte bu çok önemli.
ama benim özel tavsiyemi isteyecek olursanız boş verin bunları. erkekleri parmağınızda oynatsanız ne oynatmasanız ne? bir tane olsun adam gibi olsun. onu da parmağınızda oynatmayın, parmaklarınızı kenetleyin.*
muhtemelen millet birbirine çok fazla çemkirdiği içindir. ekşi'de de yazarlığım var ben bu sözlük kadar çemkirme hastalığına yakalanmış yazarların toplandığı bir yer görmedim. bir de lgbt'siniz bir de aynı kökenden geliyorsunuz. titreyin ve kendinize gelin. bırakın kim ne yazmak istiyorsa yazsın. adam seks mi yazmak istiyor, yazsın. adam din mi yazmak istiyor, yazsın. adam siyaset mi yazmak istiyor, yazsın.
sabah ekşi sözlük'te yorumlara bakarken bir yoruma denk geldim. olay bütün ciddiyetini kaybetti. bu sözlük neden böyle yapıyor anlamıyorum. aklıma geldikçe gülüyorum. belki komik değildir.
etrafımda sürekli bir starbucks çok pahalı eleştirisi var. hatta inanmazsınız bu eleştirilerin çoğu starbucks'a gidenler tarafından yapılıyor, özeleştiri.
neyse.
diğer kafelerdeki çay ve kahve fiyatlarına bakıyorum, çokta fark göremiyorum. yani eğer bir çay bahçesine veya dayılarla okey atabileceğiniz bir kahveye gitmek istemiyorsanız. üstelik burada yapılan kahvelerin tadı da güzel. en azından benim için.
bu iddianın muhattabı kimdir bilmiyorum. pek de umrum da değil ama iddianın ne kadar anlamsız olduğunu açıklamadan geçemeyeceğim.
şimdi ben bu gece gey bara gideceğim. diyelim. ve amacım tanıştığım birisiyle seks yapmak. diyelim. ama ben bu davranışın yanlış olduğuna inanıyorum. diyelim. bu gece gey bara her türlü edepsizliği yapıp, sahnede fütursuzca önüme çıkan her erkeğe kalçamı sürteceğim. diyelim. ama kesinlikle bunun doğru bir şey olduğuna inanmıyorum. ve bu yaptığımın yanlış bir şey olduğunu düşünüyorum, diyelim.
ertesi gün okul var. ertesi gün gerçek hayat var. şimdi ben sence gey bardaki gibi mi davranırım yoksa gerçek düşüncelerimi mi yaşarım.
yani derste birden bire kalkıp hocama domalmayacağımdan hepimiz eminiz değil mi?
bu da onun gibi bir şey. belki gey accountlar adamın gey barı ve belki ayı sözlük bahsettiğimiz adamın okulu. evi ne bileyim işte. öyle işte.
düşük zekalı değiller. sadece bir sayısalcı ve eşit ağırlıkçı hiç sözel çalışmadan onların alanından da derece yapabildiği için böyle algılanıyor. sanki dersleri çok kolay da onların kafa basmıyor gibi. oysa durum öyle değil. sayısalcı çok çalışır, sözelci çok çalışmaz. ben hiç çok çalışan sözelci görmedim. bir diğer sebep de bence insanların doktorluk, avukatlık, eczacılık, diş hekimliği gibi meslekleri gözlerinde çok büyütüp televizyonculuk, edebiyatçılık, tarihçilik* gibi meslekleri küçük görmeleri. insanların bir doktor olmazsa bize kim bakar ama televizyoncu olsa ne olmasa ne kıvamında takılmaları. ha buna ben de katılıyorum ama insanların kalbini kırmaya ne gerek var.
ama zeka ile alakası yoktur. tamamen çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak.
çocukken bu şarkının klibine doğrudan bakamazdım. hani güneş gören vampir olur ya öyle gözlerimi kaçırırdım. nasıl utanırdım. zaten sözlerini bir türlü aklım almazdı. nasıl lan. 404 not found falan verirdim. sonra büyüyünce anlıyorsun. helal olsun sezen'e, o yıllarda neler başarmış.
bilge y
