yakın bir arkadaşımın başına gelen olay. ne zaman bolmalzemos bir bulge görse kitlenir kalır. zaman görecelileşir ve belki de durur onun için. ölümle yaşam arasında komada gibi bişeydir. hayatında gördüğü bütün bulgelar bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer belki de. bu hipnoz bulge görüş açısından çıkıncaya kadar devam eder.
benim doğum günümü daha önce attığım triplerden dolayı telefonuna hatırlatma koyan birkaç kişi dışında kimse hatırlamaz. tek dileğim kendim de unutsam da bu travmadan kurtulsam:)
hayır herkes queer bunun neresini anlamıyorlar ki? ben onları cehaletten kurtarmaya çalışıyorum ama netflix üyesi bile olmayan cahil bir insanla zaten uğraşamam kimse kusura bakmasın. insaniyet de bir yere kadar!!!
genelde kadınların lafıdır bu. o sığırı ben adam ettim, anahtar teslim topluma kazandırdım sonra da başkası tepe tepe kullanıyor şimdi diye veryansın ederler. haksız da sayılmazlar. bu tarz örnekler çok. sümsük bir adam bulurlar. oturmasını kalkmasını giyinmesini öğretirler. çocuk oluşumunu tamamlayıp özgüvenini kapınca da ilk iş başka kadına koşar.
bu virüs başladığından beri takıldığım bir çocuk var. 2 haftadır ısrar kıyamet sonunda bugün beni zorla spora başlattı. her gün kontrol edicekmiş vücudumu jdfskl pardon da sen kimsin. yani biz neyiz?? heheh sormadım tabi ama merak da ediyorum :p
bugün evde biraz spor yapayım dedim. en sevmediğim kısım da ısınma hareketleridir. ısınma hareketlerine başladıktan 2 dk. sonra aniden göbek atmaya başladım. sonra dedim ki neden olmasın bundan sonra ısınma hareketleri yerine oryantal yapıcam. herkese de öneririm çok daha eğlenceli bence.
gülmeye ihtiyacım olduğu için açmıştım bir baktım ağlıyorum. kendimi dolandırılmış hissettim. sonra ağlamaya ihtiyacım olduğunda açınca bu sefer çok güldüm. değişik bişe.
bu adam son rus çarı. normalde komünist bir insanım ama olmaz olsun böyle devrim. şu tatlılığa bak. allah belasını versin bolşeviklerin. kıyılır mı lan bu adama. hayır bizim tahtta son oturan tipini siktiklerime bak bide şu güzelliğe bak. hayat bazen hiç adil değil. bizimkiler gibi ingiliz gemisine binip kaçsaydın bari yiğidim. ah.. ah.. ay kusura bakmayın çok doluyum boşaldım.
sevgililere üçüncü olmak güzel oluyor. yıllardır birbirlerinden sıkılmış oldukları için ikisi de sana yumuluyor. popstar gibi hissedersiniz tavsiye ederim.
durumu yoktur. ailesi içerdedir. hatta ara ara seslenirler nerede kaldın diye. o yüzden kitli olsa da sık sık gözleriyle kapıya bakar. ses çıkaramadığı için sınırlı imkanlarıyla zevk almaya çalışır. çok tatmin etmez, mizah amaçlı arada yapılabilir. örnek: edit: örneği sildim ya. çok komikti ama adamın yüzü görünüyor. ifşa gibi olmasın şimdi.
tek bir entry yazarak hakkımda başlıklar açtırabiliyorum, benimle ilgili onlarca entryler giriliyor. benim popüler olma gibi bir telaşım yok. zaten öyleyim. millet hakkımda konuşmaktan ağız ishali oldu.
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca alt katında uyumayı bir ranzanın üst katında çocukluğum... kâğıttan gemiler yaptım kalbimden ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca havı dökülmüş yerlerine yüzümün büyük bir aşk yamadım hayır yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım gözyaşlarım bitse tespih tanelerim vardı tespih tanelerim bitse gözyaşlarım... saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. aşk diyorsunuz ya ben istemenin allahını bilirim bayım!
çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca balkona yorgun çamaşırlar asmay ki uçlarından çile damlardı. güneşte nane kurutmayı ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım. bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. insan kaybolmayı ister mi? ben işte istedim bayım. uzaklara gittim uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
süt içtim acım hafiflesin diye çikolata yedim bir köşeye çekilip zehrimi alsın diye sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz ilahiler öğrendim. siz zehir nedir bilmezsiniz zehir aşkı bilir oysa bayım!
ben işte miraç gecelerinde bir peygamberin kanatlarında teselli aradım, birlikte yere inebileceğim bir dost aradım, uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin bir şiir aradım. geçen üç yıl boyunca yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. ülkem olmayan ülkemi kayboluşumu aradım. bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. bir ters bir yüz kazaklar ördüm haroşa bir hayat bırakmak için. bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
kimi gün öylesine yalnızdım derdimi annemin fotoğrafına anlattım. annem ki beyaz bir kadındır. ölüsünü şiirle yıkadım. bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca acının ortasında acısız olmayı, kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. aşk diyorsunuz ya, işte orda durun bayım ıslak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım kendimin ucunda öyle ıslak, öyle kötü kokan, yırtık ve perişan.
siz aşkı ne bilirsiniz bayım aşkı aşk bilir yalnız!
hayvanların korkutulması veya canlarının yakılması veya onları yaralamak yada öldürmek gibi eylemler ile beliren psikolojik bir rahatsızlıktır.
her psikolojik rahatsızlık gibi bunun kökeninde de kişinin çocukluğunda yaşadığı kötü anılar ve olumsuz çocukluk koşulları söz konusudur.
burada önemli olan bir nokta bu kişilere karşı ne yapılacağıdır. elbette doğru eğitimin verilmesi, hukuki müeyyideye tabi tutulmaları ve psikolojik destek verilerek bu davranışın önüne geçilmesi gerekir.
fakat ne yazık ki ülkemizde düzenli bir eğitim politikasının olmaması, hayvanları koruma yasasının çözülemeyen bürokratik engellere takılması ve psikolojik danışma ücretinin maliyet gerektirmesi sebepleriyle bu yara kanamaya devam etmektedir.
benim bu entry ile amacım kendisinde bu yönde eğilim olan ve bundan rahatsızlık duyan bir kişiyi aydınlatarak sorunun önüne bir nebze geçebilmek.
yapılan araştırmalar hayvanlara şiddet eğiliminde olan kişilerin susturulmuş, toplum içerisinde etkisiz kılınmış ve hakkı yenmiş kişiler olduğunu göstermektedir. şiddet davranışı ile dış dünyada bir kontrol etme, ona etki etme güdüsü işle kısa süreli rahatlama yaşar.
çocukluğunda haklı olmasına rağmen azarlanmış olmak, konuşarak sorun çözme noktasında teşvik edilmemiş olmak yada engellenmiş olmak gibi sebepler ile çocuklukta gelişen kişilik yapısı bugün bu kişilerin etkisiz olmasına sebep olur.
öncelikle bu tür kişilerin kendilerinin bu yönlerinin farkına varmaları ve bu yönde çalışarak kendilerini geliştirmeleri gerekir.
bu kişilerin bir çok problemi düzgün bir şekilde konuşarak ve ifade ederek çözülebilecek durumdayken, kişi bunları yapmadığı için üzerinde baskı büyüyecektir ve rahatlama noktası aramaya çalışacaktır.
aksi durumda ise sorununu çözemese ancak içine atmanın verdiği gerilimden kurtulsa veya karşı taraftan olumlu bir başka adım alsa kendi durumunda hafifleme olacak aksine kendini ortaya koyabilmiş olması ile de şiddet eğilimleri azalacaktır.
hayvana şiddet ile açıklamaya çalıştığım bu mekanizma aslında toplumdaki tüm zayıf halkalarda da benzer şekilde işler. hayvanlar en zayıf halka olduğundan çok daha fazla yaygındır.
güzel bir haberdir sabah sabah karşıma çıkan. tamam çok güzel,insanların canını,sağlığını kurtaracak bir meslek edinmişsin ama unutmuşsun ki yaşadığın ülke,memleketin değil,öyle yazayım,diyeyim başıma bir şey gelmez felan. iyi olmuş diyeceklerim bu kadar
ilk tavsiyem bu sözlüğe pek gitmedi galiba! şimdi parayı kıracağınız asıl tavsiyeme geliyorum. okey, durex vb. kayganlaştırıcıların ne kadar pahalı olduğunu biliyorsunuz. çoğunuzun parası yetmediği için tükürükle idare ediyorsunuz eminim. peki size bu kayganlaştırıcıların içeriği ile veterinerlerin inek vajinal muayenelerinde kullandıkları jellerin ham maddelerinin aynı olduğunu söylesem ? bizim marketlerde satılan kayganlaştırıcıların 200 ml i 50 tl falan. yani litresi 250 tl ediyor. doğum jellerinin ise 1 litresi 30 tl. https://www.ciftciyik.com/urun/dogum-jel... https://www.epttavm.com/item/50649137_ma...
artık jeli boca edip rahat rahat şaapabilirsiniz bence deneyin!
peki ben bunu nereden mi öğrendim. genç bir delikanlı iken köyümüze yakışıklı bir veteriner gelmişti ineğimizin doğumu için. ahırda yalnız kaldığımızda konu dönüp dolaşıp sekse geldi...
üzerine sarımsaklı yoğurt ile çok güzel oluyor cidden ama kızartmadan artan yağ bir daha başka yemekte kullanılamadığı ve lavaboya döküldüğünde çevreye ciddi zarar verdiği için genellikle fırın kullanıyorum.
hacdan gelen beyinsiz çomarlar yaydı virüsü ihaleyi yine biz eşcinsellere bırakmaya çalışıyor pislik herif. daha önce faizi de helal kılmıştı millet kredi çekip ev alsın diye. genelevlerden ve alkollü içeceklerden alınan vergilerle maaş alan islamiyetin yasakladığı lüks arabalara binen bir tipitip. evet evet gerçek islam tam da bu. sike sürecek aklınız yok.
geçenlerde bir adada mahsur kalırsam ve yemek bulamazsam ne yaparım diye düşünürken (böyle şeyleri neden bilmem çok düşünürüm) eğer yanımda benle mahsur kalan biri varsa onu ayartıp menisini yutabilirim diye düşündüm. besleyici bişeymiş sonuçta! ama sonra asansörde biriyle mahsur kalırsam diye de aklıma aynı şey geldi. sonra ramazanda açık restaurant bulamazsam diye düşünmeye başladım ve bingo! yine aynı şey. sonra baktım ki meni yutma bahanesi tezahür etmede çok başarılıyım! sevdiğimden falan değil bir acil eylem planı olarak mecburiyetten! ve şimdi aklımdan çıkmıyor allah kahretsin! caiz olup olmadığını bile bilmiyorum ama hayat memat meselesi sonuçta ölmemek için yapılabilecek bişeye benziyor.
özensiz seks hikayelerinin girizgah cümlesi. ben asıl o kısmı merak ediyorum. orayı söyleseniz belki ben de deneyeceğim. sürpriz sekslerin başıma gelmemesinin sebebi o kısmın nasıl başarıldığını bilmemem.
bu adam son rus çarı. normalde komünist bir insanım ama olmaz olsun böyle devrim. şu tatlılığa bak. allah belasını versin bolşeviklerin. kıyılır mı lan bu adama. hayır bizim tahtta son oturan tipini siktiklerime bak bide şu güzelliğe bak. hayat bazen hiç adil değil. bizimkiler gibi ingiliz gemisine binip kaçsaydın bari yiğidim. ah.. ah.. ay kusura bakmayın çok doluyum boşaldım.
rimming yaparken ağza domestes kabuğu gelmesi tabi iğrenç bi başlık olmuş. benim de midem bulandı ama adam tanımını yapmış formata neden uygun olmuyor? sözlükte mide bulandıran entri girilemez diye bir kısıtlama mı var anlamadım açıkçası. varsa ben de sevinicem ama yoksa böyle bir kısıt iğrenç şeyler de oluyor hayatta, burada tanımlanması gayet doğal. ekşi sözlükte de oluyor bu tarz başlıklar.
bide işin şu tarafı var ki siz beğenmediğiniz trolleri eksiledikçe, altına entry girdikçe ve onlardan bahsettikçe onlar yaşamaya devam eder. bu kadar basit bir formüle rağmen ısrarla etkileşime giriyorsanız bunun bir parçası olduğunuzu da bilmeniz gerekir.
bide burası interaktif bir sözlük. yani sözlüğün asıl amacı zirvelerde tanışıp kaynaşmak değil bilgi edinmek ve bilgiyi paylaşmak olmalı diye düşünen de vardır. başkası da sizi "burası bir sözlük arkadaş veya sevgili edinme yeri değil şeklinde eleştirebilir. bence kurallara dahil olduğu sürece herkes istediği amaçla kullanabilmeli sözlüğü. iplenmedikleri sürece de troller kendini imha edecektir.
ay yok onu okumadım henüz. şu an madonnanın hayatını anlatan kürk mantolu madonna kitabını okuyorum ama pek beğenmedim. sevdiğim bir sanatçı aslında ama sonuçta hayvan haklarını desteklediğim için kürke karşıyım. bundan önce de çavdar tarlasında çalışan çocukları okumuştum. çocuk işçilerin hayatını anlatıyor. çok acı çok...
pardon da bu konuda konuşmak için neden illa allahınıza inanmamız gerekiyor. herhangi bir konuda konuşmak için herhangi bir şeye inanmak gerekmez. amk istiyorlar ki inanmayanlar sussun bu salaklar da kendi aralarında gönlünce konuşsunlar. eleştiri kaldıramıyorlar. çünkü kendi salaklıklarıyla yüzleşmek istemiyorlar. o zaman siz de bizim erkek erkeğe sikişmemiz üzerine konuşmayın. sadece eşcinseller konuşsun bu konuda. ama olmaz milletin her bokuna karışıp kendi bokunuza karıştırmayacaksınız. oldu gülüm. yemin ediyorum sike sürecek aklınız yok.
geçenlerde bir adada mahsur kalırsam ve yemek bulamazsam ne yaparım diye düşünürken (böyle şeyleri neden bilmem çok düşünürüm) eğer yanımda benle mahsur kalan biri varsa onu ayartıp menisini yutabilirim diye düşündüm. besleyici bişeymiş sonuçta! ama sonra asansörde biriyle mahsur kalırsam diye de aklıma aynı şey geldi. sonra ramazanda açık restaurant bulamazsam diye düşünmeye başladım ve bingo! yine aynı şey. sonra baktım ki meni yutma bahanesi tezahür etmede çok başarılıyım! sevdiğimden falan değil bir acil eylem planı olarak mecburiyetten! ve şimdi aklımdan çıkmıyor allah kahretsin! caiz olup olmadığını bile bilmiyorum ama hayat memat meselesi sonuçta ölmemek için yapılabilecek bişeye benziyor.