soğuk havayı seven bir ben varım sanırım.

(bkz: anıtkabir)

suriye'deki teröristlere karşı hava saldırısına başlayan ülke.

sosyal fobisi olabilir.

16 ocak 1988 doğumlu şarkıcı, söz yazarı, yapımcı ve dansçı tahliah debrett barnett'ın sahne adı.

(bkz: incendies)

güzel işlenmiş hoş bir dram.

istediğini giymekte özgür olan, unisex bir ayakkabıya yapılan cinsiyetçi yorumları pek de sallamayan erkek. aynı zamanda denizden yeni çıkmış bir sörfçü de olabilir, zira ayakkabının üretimine dair fikir buydu ki kendisine ellerimle giydirebilirim.*

istanbul'un herhangi bir yeri ile arasında daima 2-3 derece ya da 1-2 saat fark olan uzak ama güzel yer.

canın cehenneme.*

sadece film oylamak ve listeleri takip etmek için kullandığım, benim dışımda kullanan kimseyi tanımadığım film sitesi.

oyladığım filmler; https://mubi.com/users/6794517

en güzel duyguların katili olan mevsim.

361'den sonra, 363'den önce gelen sayı.

orjinal üçleme sonrası çıkan filmlere bakılırsa bu da izlemeye değer olmayan başarısız bir yapım olacak.

peter straub'un 1996'da yayınlanan kitabı.

konu; chancel house yayınevi'nin varisi davey ve eşi nora chancel çevresinde döner. dick dart isimli çok iyi yazılmış bir seri katil ile nora'nın yolları kesişir..

ana karakterlere değinmem gerekirse;

davey; neil patrick harris gibi bir görünüşe sahip kılıbığın teki. geceleri karısının yanından kalkıp alt kata inip likör içmek ve klasikleri dinlemek en büyük hobisi.

nora; nora içimizdeki iblisleri derisinin altında hisseden, menapozda, histerik ve davey'in ailesi ile bir tür çekişmenin içinde fazlaca yıpranmış.

dick dart; dexter karakterini seven herkesin koşarak kucağına atlayabileceği, fakat bizim sevimli dex'in aksine pek meymenetsiz bir görünüme sahiptir. ilk aşağı, sonra da yukarı olmak üzere 2 kez tıraş olur. kadınlar hakkında mükemmel bir bilgisi vardır. örneğin şöyle bir şey söyler;

--- spoiler---
külot uzmanı sayılmazsın ha? tanrım, şu sutyene bak! tam tahta göğüslü bakirelere göre. sade ve dantelsiz. otuz dört b mi? şu yeni çıkan destekli sutyenleri denemelisin. tellileri değil, son modelleri. sende harika dururlar. göğüslerini dolgun gösterirler. eee? nora'nın güzel memelerini ortaya çıkaralım artık ha?
--- spoiler ---

bu gibi yorumların dışında, bir sayfa boyunca moda dergilerinden, parlatıcılardan, külotlu çoraplardan bahseder.

kitap içinde gece yolcuğu isminde bir kitap barındırır ve her bölümün başında bu kitaptan bir alıntıya yer verilir. o kadar mükemmel alıntılardır ki bunlar, keşke gece yolculuğu gerçek olsa da okusam, oturup dave ile filmini izlesem diye düşündürttü bana.

güzel bir gerilim romanıdır.

hayat sigaraysa benimki prestige sanırım şeklinde hayıflandığım benzetme.

sözleri şöyledir;

uğursuz bir rüzgâr esiyordu. yönetim çürümüştü. bir sürü ilaçla uyuşmuştuk. radyo açık ve perdeler çekiliyken, bu korkunç makinenin göbeğinde kıstırılmıştık ve makine kan kaybından ölüyordu. güneş batmıştı. reklam panolarının hepsi kötü kötü bakıyordu. bayraklar direklerinde ölüydü ve şöyle devam etti; binalar kendi üstlerine devrildi. anneler yıkıntının içinden bebekleri tutup çıkardılar, saçlarından yakaladılar. yangında ufuk çizgisi çok güzeldi. dönüp duran bütün metaller yukarı doğru uzadı. her şey turuncu bir pusla yıkandı. dedim ki: “öp beni, çok güzelsin, bunlar kesinlikle son günler”. ellerimi kavradın ve tam içine düştük. bir gündüzdüşü ya da havale geçirir gibi. bir sabah uyandık ve biraz daha aşağı düşük. kuşku yok ki bu ölüm vadisiydi. cüzdanımı açtım, kanla doluydu.

4. sezon 2. bölümde edie'nin şiiri ile akıllara kazınan bir sahnesi vardır.

ispanyol ressam.

akıllara elias garcia martinez'in ecce homo* tablosunun restorasyonunu getirmiş faciadır.