üzgünüm ama bunu genellikle beyefendilerde görüyorum. yemek önünden kaçarmışçasına tüm parmaklarını kanun çalacak gibi yemeğin içine sokanları mevcuttur. gördüğüm an yemek yiyemiyorum.
hiç kimseye yakışmıyor. lütfen nazik olalım. kendimi restoran şefi gibi hissettim. neyse
işten atılma kaygıları olmadığı üzere yeri geldiğinde kendi işini yaptırmak isteyen vatandaşın da ağzına bir güzel etme cürretini bulurlar. açıkçası bunların samimiyetini hiç görmedim.
mesela geçen bir devlet bankamıza gittim. inanır mısınız bireysel emeklilik işlemimi aylardır halledemediler. bu kadar beceriksiz bu kamuda çalışanlar. bir de o değil devlet bankasında çalışan bayan, kendisine gelen yaşlı amcaya psikopat gibi cevaplar verip onu aşağılıyordu. özel bankada tüm bunları yapsınlar da görelim. ben de bu gördüklerimden sonra bireysel emekliliğimi özel bankaya aldırmaya karar verdim. para benim değil mi arkadaş.vermiycem benim değil mi vermiycem.
tüm bu devlet çalışanları ince takibe alsınlar, özel sistemle iyice deşsinler bakalım neler oluyor.
hiç bu tarz sapıklıklarım olmamıştır. açıkçası tek gecelik ilişki yaşayıp, onu bunu fotoğraflayanı da duyduktan sonra bir yuh tepkisi oluşmadı değil. toplumumuzdaki akıl sağlığı yerinde görünmüyor.
sözlükteki çok eşli veya çapkın dostları ortaya dökmüştür. farklı farklı bedenler bana iğrenç gelmiştir. ha bu durum erkeklere anormal mi geliyor? elbette sanmıyorum. kim verse bunu değerlendirirler
her şeyi siktir edip bir köye yerleşmek adlı başlığın bana hatırlattığı yaşam tarzıdır. konteyner ev * mümkün olan en minimal şekilde yaşamayı hedefleyen bir konsept.
şehir hayatından, koşuşturmacadan , stresten sıkılan ve tası tarağı toplayıp şehirden uzakta yaşamak isteyen insanların kullandığı bir nevi kaçış yöntemi. konteyner ev basit bir tanımla; içerisinde bir evin en temel parçalarını barındıran küçücük, bizim kutu gibi diye tabir ettiğimiz evlerdir. içerisinde duş,mutfak, yatak odası gibi bir evin olmazsa olmazı bölümler mevcuttur.
ülke trafiğinin konteyner ebatları için belirlediği sınırları geçmediği sürece mobil olarak da tasarlanabilir. bu da tabi bir yere bağlı olma zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır. konteyner evlere yönelen insanların diğer bir amacı da dünyada bıraktıkları karbon ayak izini en aza indirmektir. o yüzden bu evlerin bir çoğunluğu solar enerji kullanır ve yağmur suyunu içme suyuna dönüştüren sistemlere sahiptir.
zaman zaman her şeyi bırakıp gitme isteği baş gösterdiğinde bu konteyner ev seçeneğini ciddi ciddi düşünmüşümdür. ancak öyle bir yaşam tarzına ben ayak uydurabilir miyim? orasını henüz bilmiyorum.
bu da benim en çok beğendiğim konteyner ev dizaynlarından biri.
aa evet şaka maka sözlük 10 yaşına geldi. pandemi sakinleşirse bir 10. yaş günü yapmamız lazım sözlük için. zaten zirvelerden eser kalmadı sağ olsun covid-19 planlarımızı alt üst etti. ödüle gelince sadece sözlük kuirellalarına verebiliyorum beybisi, bu da can yani.
'ne var amk?' diye cevap verilmesi uygun olan insan tipi. ben kulaklığımı takmışım. kendi dünyamdaki duygusal denizlerimde yüzerken ya da en havalı podyumlarda catwalkumu yaparken sen kim köpek? beni ne hakla bölüyorsun?
inanılmaz iğrenç bir gün. şahsen bir daha bugünü yaşamak istemezdim. sigaramı düşürmüşüm ve sinirle anahtarımı almadan çıkmışım. sonuç olarak masmavi pijamamla ablamı bekliyorum. ablam da telefonunu mekanda unutmuş. geri dönüp alasıya kadar da tiyatroyu kaçırmış. üzerimizde bugün bir salaklık var gerçekten.
merhaba arkadaşlar size bir anımı anlatacağım. olay 2000'lerin başında geçiyor. bir gün evde otururken içim birden waffle çekti çünkü sittin sene yememiştim. hemen aranmaya başladım. böyle keser sapı gibi bir çilekli waffle arıyordum. aramalarım cevap vermişti ama bulduğum waffle, nasıl desem toplu iğne gibiydi. beni bir türlü doyuramadı. oradan çıkıp sokakta çaresizce yürüyordum. birden köşedeki siyahi saatçiyi gördüm, hemen yanına yaklaştım. konuştuk, anlaştık. adamın waffleları dehşetti :o. abartmıyorum bana bir saat nutellalı waffle çaktı. kendimi çok geniş hissettim ama şimdi iyiyim. herkes waffle tüketmeli.
edit: üstteki entrye hitaben yarı copy-paste ironi vardır. swh
sözlükte 8.yılımı doldurmak üzereyken hala süregelmiş problemdir. bir tane mi kız arkadaşım olmaz ya? ben de isterim. "canım şurada indirim varmış. suratımdaki krem çok mu parlıyor sence?" diye birbirimize akıl danışırdık. fena mı olurdu be. olmazdı bence. hadi kızlar, artık sözlüğümüze yazar olun.
genellikle yazarların karşısındaki kişiden telefon numarası alabilmek için uydurduğu bir bahanedir. "dark bear özel mesajlarımızı okuyor. telefondan rahat rahat konuşsak?"
bahane olm bahane. az akıllı olun işte. adamın işi gücü yok, koskoca sözlüğün sahibi bir de özel mesajlarımızı irdeleyecek ha.
olm ne kadar renklisiniz bak cidden söylüyorum. ben vapura binsem yanıma oturan tiplere bakmaya utanıyorum swh. siz ne ara bunları kesip de cikcikliyorsunuz? vay anasını.
sözlüğümüzde hatun olmadığı için rahat rahat yazabilirim. açıkçası düşündüm de hiç fetişim yok. zekaya çok önem veriyorum. benim ortalama bir zekam varken karşı taraf çok zeki olmalı. hahaha
zekasız insanlara tahammülüm yok. öyle el, ayak takıntım hiç olmadı.
hiç bu tarz sapıklıklarım olmamıştır. açıkçası tek gecelik ilişki yaşayıp, onu bunu fotoğraflayanı da duyduktan sonra bir yuh tepkisi oluşmadı değil. toplumumuzdaki akıl sağlığı yerinde görünmüyor.
sevip saygi duydugum ulke lakin bunlarin turkiye'de yasayan bazi vatandaslari bu ara sosyal paylasim platformlarinda bizim erzurum, kars taraflarini almis sekilde resimler paylasiyorlar. ustunde de koca bir armenia yaziyor. bu hareketlerini anlamlandiramadigimiz memleket. belki de resimleri kuzenleri paylasmistir.
beni aydınlatırsanız çok sevinirim beyler. şimdi erkeklere ilgi duyan bir erkek için askerlik neden zor olur ki? mis gibi işte bir sürü bey var, beraber yiyip içip takılacaksınız. nöbet tutacaksınız. neden zor ki acaba? valla bilmiyorum aydınlatın beni.
edit: olm vallahi kötü niyetle sormadım. neden eksilediniz la :(
hayatımda hiç şerefsiz insan tutmuyorum. hatta son zamanlarda bir orospu çocuğunu hayatımdan silip attım, asla zamanınızı ve paranızı bilhassa pislik insanlar için harcamayın. ben fedakar olmamayı 26 yaşında öğrendim. orospu çocuklarına asla yer yok. unutmayın, bir gün en ufak başarınızda göt olup "ah keşke" diye peşinizde dolaşmaya kalkışacaklar. hatta yine sizin kötülüğünüzü isteyen o kişi olacaktır. bunlar başkasını bencillikle suçlar lakin düşündükleri sadece para ve orospu çocukluğudur. ihtiyaçları da sadece maddiyat olacaktır. geri dönerlerse bir tekmeyi de son kez atmayı unutmayın.