yıllarca tartışmıştık lisedeyken yarağın yarmak fiilinden gelip gelmediğini. gidip hocaya da soracak halimiz olmadığı için hala daha ben öğrenemedim doğrusunu.ben hala daha yarmaktan geldiğini savunuyorum. hani yarıyor da geçiyor sonuçta *
aksanını yediğim ingiliz aktör, komedyen. geçenlerde the invention of lying adlı filmini izledim bi yandan da alıcı gözüyle baktım güzel adam ya bu bildiğin. 3 biradan sonra gideri var her türlü *
1999 yılında kurulan israilli psychedelic trance goa grubu. diğer trance vs gruplara göre biraz daha sert gelir soundları. yer yer canlı enstrümanlar da kullanırlar ve çevredeki doğal sesleri de şarkılarında kullanmaya çok severler *. bu grubu dinlerken kafan iyi olur öyle de yan etkileri vardır * hep bi şarkı dinleyip çıkıcam diye girerim youtubea. o şarkıdan bu şarkıya atlarken hayallere dalmış gitmişim.
(becoming insane)
(dancing with kadafi)
(psycho)
(elevation)
(heavy weight) *
birçok şarkı vardır ama infected mushroomun yeri bir ayrıdır. koşa koşa istanbula gidip gelesim gelir dinlediğimde. özellikle kulaklıkla dinlemenizi tavsiye ederim. ayrietten dubstep şarkıların çoğu da bu kategoriye girer benim için.
benim gibi bıyık sevenlerin daha çok hoşuna gideceğini düşündüğüm bu aralar sık sık gözüme çarpan sempatik kolye. benim gibi kolye takmayı sevmeyen birine bile güzel gelmiştir.
mehmet turgutta, gripinin gitaristinde ve birkaç daha şu an hatırlayamadığım ünlüde gördüm en kısa zamanda edinmeyi düşünüyorum.
1999 yılında kurulmuş amerikalı indie rock grubu. kibariye güçlülüğü ayarında sese sahip olan beth ditto ablamız günde 2 saat pilates yapan diğer taş bebeklere göre ne kadar iriyse bi o kadar da hayran olunası bir özgüvene sahiptir. hatta bu özgüveninden dolayı 2006da en cool kadın falan seçilmişliği vardır.
mayıs 2012de çıkardıkları yeni albüm a joyful noiseun perfect world şarkısıyla dünya müzik listelerine ilk 3ten giriş yapmıştır.
(pop goes the world)
(heavy cross)
(perfect world)
0 kareografi 0 görsel efekt 0 özenme. şarkının güzelliği çirkinliği tartışılır tabi ama ben pek beğenmedim. eurovision birincisi olacak bi şarkı için ; mesela ben bi yerde duysam oha lan kim söylüyormuş bunu acaba falan demem lazım ki bu şarkıya sümüğümü bile atmam. geçmişe bakarsak sertabın olsun norveçli kemanlı abi alexander rybakın şarkısı olsun vay amk dedirtecek şarkılardı. bana göre bu sene bizim şarkımız bile daha güzeldi. iyiki de izlememişim full. ağır zaman kaybı olurmuş...
kalori değeri baya yüksek olup ama bir o kadar da lezzetlidir. hazır yaz da gelirken bozcaadaya gidilip tuborg goldun yanında ve gün batımı eşliğinde mideye indirilesi yerken kendinden geçilesi orgazmik lezzettir
osurup osurup duran insanların kendilerine gülünmesinden bıktıkları için kıçlarından uydukları söz. ama komik bu da bence. böyle de yavşak bi insanım ota boka gülerim işte. baktım da tutulur tarafı yok sözün. osuruk, akıl, bi de osuruğun aklı. aman neyse..
hep bi geyik vardır fransada osurmak ayıp değilmiş de geğirmek ayıpmış diye. hani görmedim bilemem. hep sorgularım bizde de ayıp olmasa nolurdu diye bütün gün gülerek dolaşırdım heralde. nedense osuruğa gülerim ben. komik bence..
şöyle de bi söz vardır
sevimli çiftimizin yeni klibi. çift derken yani ikili demek istedim. klip eğlenceli olmuş benim hoşuma gitti. her ne kadar ayı camiasından deli gibi ilgi görseler de bildiğim kadarıyla staightler. o değil de bildiğin yaşlanmışlar lan bunlar.
güzel klipler çekiyor ve prodüksiyonu da başarılı gayet.sempatik de bir halleri var serserinin.bu tür oluşumların çoğalmasını diliyoruz.
bir klip de benden gelsin o zaman ** (skank)
olur hem de çok güzel olur. sevgili zannedersiniz birbirinizi ama ten uyumu olmaz ya da başka bi sorun çıkar bu arada onu kaybetmek de istemezsiniz, hayatınızda olsun istersiniz. arkadaş olmaya alıştırırsınız kendinizi. hatta abartıp birbirinize koli falan ayarlarsınız. olabilir yani bunlar. görüyoruz..
lise yıllarında dinlediğim metalcore gruplardan biridir. o zamanlar çok severdim ama 24 yaşında kafam kaldırmamaya başladı. hala metalcore dinlerim diyenler varsa başlangıç için işte şarkılar efenim
ilk 31 olaylarına başladığımda o zamanlar bilgisayarım yok mahallede abilerin verdiği porno dergilerden takılıyoruz.bi akşam bu dergilerden birini aldım.neyse tuvalete girdim işimi gördüm sonra da çamaşır makinesinin altına sakladım dergiyi.sabah annemler uyurken giricem banyoya dergiyi çıkarıp saklıyacam.bir de ne göreyim annem benden önce kalkıp banyoyu yıkamış.benim dergilerin sayfaları da suyun etkisiyle bir bir çıkmışlar dışarı yüzüyorlar.tabi bende bir telaş.sonra annemle olan diyaloğumuz
-oglum bunlar ne?
-mmm şey anne
-utanmıyor musun sen bunlara bakmaya daha yaşın kaç?
-tamam anne pardon
-yürü git gözüm görmesin seni
sonraki 2 3 ay boyunca annemle hep birbirimizden gözlerimizi kaçırdık.
3. sınıftan 4. sınıfa geçiyordum. artık büyümüştüm de karta bile kaçıyordum sünnet olmam lazımdı. yaşıtlarım gibi değildim cesurdum lan ben. babam " oğlum sünnet olacaksın bu yaz dedi" ortalığı ayağa kaldırmamı bekliyorlarmış ben de sadece "tamam" dedim şaşırdı bunlar. neyse düğün tarihi falan alındı ben de ondan önce zaten sınıf arkadaşlarımın düğünlerine falan gitmiştim e güzel bişey sünnet olmak. ortamın gözbebeğisin her yerde senin adın geçiyor. ilgi odağısın hediyeler falan da cabası. zaten yazlıktan bi arkadaşa düğünde babası akülü araba almış. dedim oğlum kev sen de aldır babana çılgın atarsın mahallede havandan geçilmez.
neyse kına gecesi falan oldu gülüyoruz eğleniyoruz kına kokusundan da nefret ederim bu arada feryat figan ben yaktırmıcam dedim. annem orda bi çimcirdi beni dedim kaçarım falan zar zor sakinleştirdiler beni. silah şeklinde yakıcaz dediler. hmm iyimiş o zaman silah falan ama koksun istemiyorum dedim. yaktılar kınayı bi de maymun gibi oynattılar insan içinde. mahalleden de arkadaşlar gelmiş. düğün salonunun terasında bana sigara ikram ediyorlar. hiç unutmam markası da kısa maltepeydi. ee adam olduk ya sigara falan içiyorum ben orda. kız kuzenlerimden biri de görmüş babama şikayet etmiş kev terasta sigara içiyor diye babam bastı tabi bizi. "napıyonuz lan orda!!" diye bir çıkıştı. anında sattım arkadaşlarımı "baba ya zorla sigara içittiriyorlar bana yoksa mahalle maçlarına almazlarmış bi daha" diye satıverdim garibanları. sonra mahallede 1 ay defans oynattı lavuklar beni.
sonra babamın kankaları bana çay bardağında rakı da içirdiler "iç koçum iç aslan sütü bu diye" ulan alt tarafı sünnet oluyoruz gören de yarın askere falan gidicem sanar. bok kadar çocuk rakı mı içermiş efendim bu arada. bi de fondip yaptım diye omuza falan aldılar beni ben tabi gaza geldim verin lan bi tane daha diyip onu da çaktım. sonra annem babamlara lolo yapıp çekti aldı beni o alkol batağından. gittim padişah tahtı gibi sünnet koltuğuma oturdum. emir yağdırıyorum onu getirin bunu getirin diye.
ertesi sabah oldu o gün sünnet olacaktım şimdiki çocuklar gibi 3 ay önce hastanede olmuyorduk biz evde canlı canlı kesip biçiyorlardı. sonra babam sünnet arabası süsleme işini amcama vermiş gitmiş bu da sünnet arabasını süsletmeye adam demiş oğlanın adı ne amcam da boşlukta bulunmuş kendi oğlunun ismini söylemiş süslemeci dayı da kuzenin ismini yazmış arabanın arkasına. saftirik amcam da çakmamış mevzuyu araba bi geldi annem çıldıraylarda babamı haşlıyor bi süsleme işini halledemediniz diye. rötar olmuştu ama sonunda kendi ismim yazılmıştı. neyse sünnet konvoyu falan oldu şerbetleri içip bardakları kırdım adettendir bizim oralarda. gidip çamlıkta falan oynanır hadi onlar oynuyor bana ne amk 2 saat sonra pipimi kesicekler. onun için çılgınlar gibi göbek atıyorum ben orada. ha bu arada ben küçükken de toramandım severdim yani yemek yemeyi. sonra konvoy bitti eve geldik sünnet falan olucam başka bir adetimiz de sünnet çocuğu arabadan inmez birşey istemeden. ben de iner miyim hiç akülü arabayı almadan. dedim baba akülü araba istiyorum ben valla billa inmem arabadan. kilitlemişim de zaten arabayı hayatta da çıkmam arabam gelmeden. neyse babamlar dayımlar falan toplandı tamam oğlum alıcaz söz falan. dedim yemezler baba arabayı görelim önce. o geliyor bu geliyor ikna etmeye yok inmiyorum. mahalledeki atariciyi bile getirmişler ikna etmeye yine yok inmem anacım.
sonra düğün pilavı falan pişmiş ben orda lagaluga yapıncaya kadar işin tadı kaçıyor yani. dayım da elinde pilavla geldi. dedi kev arala oğlum camı pilav veriyim. ben de boş bulundum araladım camı. bu arada dünyada en sevdiğim şeydir mevlüt pilavı. hooop dayım elini içeri sokup kilidi açıverdi yaka paça indirdiler beni sünnet arabasından. sanane be dayı senin cebinden çıkacak sanki akülü araba parası. sonra ben mutsuz mutsuz gittim kurbanlık koyun gibi sünnet olmaya. neyse kestiler biçtiler gıkım çıkmadı. sonra altınlar paralar falan dedim annemlere altınlar sizin paralar benim. he tabi tabi dediler kandırdılar beni yine. ben paralarla uyumuşum gece vermiyecem ya paraları onlara. babam sağolsun koynumdan almış paraları. sabah sabah ağla ağla canım çıktı.
kıssadan hisse : yarın öbürgün benimle bi işiniz olur bana sadece bi tabak üstü karabiberli, kaymaksız yoğurtlu mevlüt pilavıyla gelmeniz yeterli.
totalde 4 küpe takan biri olaraktan hani bazen kötü bir koku olur ya kulağın içinden çıkan beyaz pis bişey leş gibi * o çıkacak diye tedirgin olurum. ama lanet olsun ki bayılırım kulağımın yalanmasına *
ps : yanlış anlaşılmasın kişisel bakımına son derece dikkat eden biriyim *
koltukaltı ve kadın kukularındaki kılları uzatmanın moda olduğu ülke.bizden medeniyet almadan sokaklara sıçıyordunuz len hırbolar adam mı oldunuz ha?.adabınızı takının efendi olun.üzerim.