kufala

Durum: 238 - 0 - 0 - 0 - 26.07.2013 23:17

Puan: 2696 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

effortless perfection..
  • /
  • 12

ece sükan

odtü'de psikoloji, new york ve pariste moda eğitimi alan, moda editörlüğü yapan, pek çok reklam, cafe ve bar için styling hazırlayan, ece sükan vintage aldı dükkanı için dünyanın dört bir yanından retro ve vintage parçalar toplayan, modellik konusunda da çok başarılı olan, doğal görünüşü ve hele ki kaşlarıyla insanı kendine hayran bırakan, güzellikten öte bir şeylere sahip olduğunu düşündüğüm kadın. bir kez daha üstünden geçmek isterim ki, şahsi görüşüm olaraktan kendisi bu ülke coğrafyasının gördüğü en güzel kadın olabilir..

sevgili

kalbinizin sesi radyosunun kadrolu dj'idir..

katherine moennig

shane mccutcheon'ı oynarken rol yaptığına bir türlü inanamadığım, sanki kendisini oynuyormuş gibi algıladığım, güzel, cool, seksi terimlerinin karşılığı olabilecek muhteşem kadın..ses tonunun ve gülüşünün ayrıyetten hastasıyız..
ülkemiz sınırları içerisinde bir adet ikiz kardeşi bulunmaktadır ve kendisi kapılmıştır.*

shane mccutcheon

the l word dizisinde katherine moennig'in oynadığı, heartbreaker lakaplı karakter. katışıksız bir butch olmasına rağmen o kadar güzel, seksi ve androjen görünümlüdür bir bölümde kendisine gayler asılmıştır. seksilikte çığır açabilecek bir ses tonu vardır. ülkemiz sınırları içerisindeki pek çok butch kendisine özenmekte ancak ucundan kıyısından bile geçememektedir..

hannah blilie

the gossip'in 1981 doğumlu, tarzı ile insanı kendine hayran bırakan androjen davulcusu. kendisine duyduğum aşkı anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor..

göksel

güzelliği ile mutsuzluğu doğru orantılı olan kadınlardan biri..

kufala

teşekkür eder, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim.

pazar günü çalışmak

üç aydır haftada yedi gün çalışan biri için artık pek de fark etmeyen durumdur..

sıla gençoğlu

kendisinin lezbiyen olduğu söylenmektedir..

hale caneroğlu

muhteşem bir sesi olmasına rağmen içinde bulunduğu saçma sapan projeler nedeniyle bir türlü kendisinden beklenen performansı gösterememiştir.

(bkz: wasted)

evlat olsa sevilmeyecek tipler

orgazmdan daha zevkli anlar

saatlerce tutulan çişin yapıldığı an.

ölmeden önce izlenmesi gereken filmler

biten aşkın ardından dinlenebilecek şarkılar

öküz

çok eleştirilen, bir kısım tarafından çok sevilen, bir kısım tarafından nefret edilen, alsancak gazi kadınlar sokağında yer alan mekan. çok kalabalıkmış, et pazarıymış, çalışanları da mekanın ismi ile doğru orantılı derecede öküzmüş..bunlar izmir'e farklı gelen her mekan için söylenmiş şeyler..yıllar önce, tobav için, tapas için, the pub için, boombox için, 1888 için de söylenmedi mi? her şeyi geçtim madem eğlenmiyorsun, sevmiyorsun neden gidiyorsun o zaman kardeşim? cevap belli, e herkes orada..herkes oradaysa ve sen de oraya gidiyorsan, herkesin dilinde bu mekan varsa, üstüne üstlük geçtiğimiz günlerde kendisinin karşısına açılan ironik isimli yeni mekan tren bile, ''öküzün karşısında yaa'' diye tarif ediliyorsa, öküz işletmecilik açısından başarılı bir mekandır. isteyen gider isteyen gitmez.
neyse. alsancak haricinde bostanlı şubesi de bir hayli kalabalık oluyor, sadece yaş ortalaması biraz daha genç..

tarçın

genellikle tatlılarda kullanılmasına rağmen doğru kullanıldığı takdirde et yemeklerinde de lezzet patlaması yaratabilmektedir.

gia carangi

hayatın ağır geldiği güzel kadın. bugün ölüm yıl dönümüdür..

''sex was real easy. it was everywhere, it didn't really mean too much. love was the hard thing to find, even if you were looking for it. which not too many people were, and even if you found it, which not too many people did, even if it was right there in front of you, how could you see it will all the sex in the way?'' demiştir..

femen

2008 senesinde aktivist anna hutsol tarafından kurulan ukrayna orijinli aktivist grup. ulusal ve sosyal alanda yaptıkları protestolar dünya çapında ses getirmiştir.
  • /
  • 12
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 238

sunday morning

güzel bir the velvet underground şarkısı..

sunday morning, praise the dawning
it's just a restless feeling by my side
early dawning, sunday morning
it's just the wasted years so close behind
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning and i'm falling
i've got a feeling i don't want to know
early dawning, sunday morning
it's all the streets you crossed, not so long ago
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning
sunday morning
sunday morning

give me love

sürekli kafamda dönüp duran ed sheeran şarkısı. çok iyi bir şarkı değil ama video klibi öyle güzel ki..alın işte hem sözleri hem de klibi..

give me love like her,
'cause lately i've been waking up alone,
paint splattered teardrops on my shirt,
told you i'd let them go,
and that i'll fight my corner,
maybe tonight i'll call ya,
after my blood turns into alcohol,
no, i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love.

give me love like never before,
'cause lately i've been craving more,
and it's been a while but i still feel the same,
maybe i should let you go,
you know i'll fight my corner,
and that tonight i'll call ya,
after my blood is drowning in alcohol,
no i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
give a little time to me, or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my my, my, my, oh give me love.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (love me, love me, love me).

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love, love me),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love).

my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love

of all the money that e'er i had
i've spent it in good company
and all the harm that e'er i've done
alas it was to none but me
and all i've done for want of wit
to memory now i can't recall
so fill to me the parting glass
good night and joy be with you all

of all the comrades that ever i had
they are sorry for my going away
and all the sweethearts that ever i had
they would wish me one more day to stay
but since it falls unto my lot
that i should rise and you should not
i'll gently rise and i'll softly call
good night and joy be with you all

a man may drink and not be drunk
a man may fight and not be slain
a man may court a pretty girl
and perhaps be welcomed back again
but since it has so ought to be
by a time to rise and a time to fall
come fill to me the parting glass
good night and joy be with you all
good night and joy be with you all

pagan poetry

björk'ün vespertine albümünün beşinci şarkısı.
sanırım björk'ün bugüne kadar yaptığı en güçlü ve şiddetli eseri..kaotik, esrik, saplantılı ve bir o kadar da sado mazoşist bir aşkı anlatan şarkının video klibi de tüm zamanların en iyi kliplerinden biri sayılabilir kanımca. videonun başında soyutlanmış bir cinsel ilişkiden sahneler vardır ve bu ilişki björk ve sevgilisi matthew barney arasında geçmektedir. video da björk'ün nipple piercinglerini de görebiliriz..
her şey bir yana, tek bir dokunuşla aşık olabilmeyi, kendi kendine kırılmayı anlatan, zedelenmiş ruhları iyice kanırtan, kendini korumayı bilmeyenlerin kalplerini ve ruhlarını şiddetle uzak tutması gereken şarkıdır.

asia argento

italyan yönetmen dario argento'nun, kendisi gibi yönetmenlik, oyunculuk hatta dj'lik yapan, dikkat çekici hiç bir özelliği olmamasına rağmen akıl almaz bir seksapaliteye sahip, babası tarafından yönetilen trauma ve the phantom of the opera filmlerinde aldığı rolleri, marilyn manson'a çektiği video klibi, enteresan dövmeleri, brian molko ile yaptığı je t'aime moi non plus düeti, this picture video klibinde yer alması ve beraber yayınlanan fotoğrafları ile kısa zamanda alt kültürün ikonlarından birine dönüşmüş harika ve bir o kadar da arıza olan kadın..

the smiths

80s başında steven patrick morrissey ve johnny marr denen iki adamın bir araya gelmesiyle kurulan ve 80s sonuna kadar faaliyet gösteren grup. evet tanımımı da yaptığıma göre içimdekileri dökmeye başlayabilirim. öncelikle the smiths, there is a light that never goes out'dan ibaret değildir. 500 days of summer'ı izleyip akabinde the smiths için ölüp bitenlere bunu belirtmek isterim.
irlanda asıllı olmasına rağmen manchester'da doğan koyu katolik bir ailenin, uyuşturucu bağımlısı, yalnız ve sürekli oscar wilde okuyan, içine kapanık çocuğu morrissey'in ve ne kadar yetenekli olduğunun her daim farkında olan johnny'nin insan ruhunu tarumar etme serüveni 1984 yılının başında piyasaya sürdükleri debut albümleri the smiths ile başlar. post punk ve manchester'ın madchestar olarak anılmasına neden olmaya başlayan rave kültürünün yavaş yavaş yükselmesine rağmen, elektronik her sesten uzak kalarak, morrissey'in melankolik lakin harikulade sözleri ve marr'ın yoğun riffleri ile kotarılan albüm grubun nasıl bir portre çizeceğini ortaya koymuştur. bugün bile müzik tarihinin en iyi albümlerinden sayılan the smiths, pretty girls make graves, this charming man, still i'll, what difference does it make gibi hitler barındırmaktadır. bizzat morrissey tarafından tasarlanan albümün kapağında andy warhol'un flesh filminden bir kare yer almaktadır.
ilk albümün başarısı ile iyice gazlayan ve ilk albüm ile ikinci albüm arasında hatful of hollow adında bir toplama sıkıştıran grup 85 kışında ikinci stüdyo albümleri meat is murder'ı yayınlar. 11 yaşından beri vejeteryan olan morrissey'in tavrı ile grubun politik duruşlarının şarkılara oldukça yansıdığı bu albüm listelerde bir numaraya kadar yükselen hitler çıkarmıştır olmasına rağmen grubun tavrı yüzünden oldukça eleştiri almıştır. fakat yine de hiçbir eleştiri yapılan işin başarısını ve that joke isn't funny anymore, meat is murder, well i wonder, i want the one i can't have gibi hitleri gölgeleyememiştir.
the smiths, 85 sonunda bir sonraki albümleri the queen is dead'i kaydetmiş, bununla da kalmamış amerika ve ingiltere'yi baştan başa turlamıştı. her geçen gün artan popülariteleri ve kendi şirketleriyle yaşadıkları sorunları, albümün yayınlanmasının gecikmesi ile büyük plak şirketlerinin yeni avı olan grup müzikal anlamda yine harika bir albüm yayınlamasına rağmen kendi içerisinde çatırdamaya başlamış, andy rourke gruptan atılmış, yerine craig cannon getirilmiş fakat iki gün sonra rourke gruba geri dönmüştür. bunun yanı sıra morrissey ve johnny arasında her geçen ve gün gün büyüyen ego savaşları grubu yormaya başlamıştır. lakin, 86 yılında kapağında alain delon'un fotoğrafının olduğu albüm satışa çıkmış ve ingiltere listelerine iki numaradan giriş yapmıştır. bu albüm there is a light that never goes out, some girls are bigger than others, cemetry gates, i know it's over, bigmouth strikes again, never had no one ever ve the boy with the thorn in his side gibi en bilinen the smiths şarkılarını bünyesinde barındırır. ve bu albümden sonra grup emi ile anlaşma imzalar..
sene 87'yi gösterdiğinde kendi içlerinde yaşadıkları çatışmalar marr ile morrissey'i iyice birbirinden uzaklaştırmış, marr'ın gruptan ayrılmak istediğini her fırsatta dile getirmesine, sürekli alkole abanmasına neden olmuş, bu durumlar da morrissey'in iyice hırçınlaşmasıyla sonuçlanmıştır. yine de müzikal anlamda üretimlerine devam eden grup shoplifters of the world unite ve sheila take a bow adında iki single ve the world won't listen adındaki ikinci toplama albümlerini yayınladılar. sheila take a bow listelerde iyi bir başarı grafiği çizdi ve bunun ardından morrissey ve marr birlikteliğinin son ürünü olan strangeways, here we come 87 baharında kaydedilip eylül ayında piyasaya çıktığında marr gruptan ayrılalı bir kaç ay olmuştu..marr'ın yerine başkaları geçmeye çalışsa bile mümkün olmadı. genel anlamda bakıldığında da kasvetli bir havası olan albüm resmen iki efsanenin ayrılığını yansıtır. stop me if you think you've heard this one before, i started something i couldn't finish, girlfriend in a coma, last night i dreamt that somebody loved me gibi hitler çıkaran albüm grubun dördüncü ve son albümüdür..
artık ipler kopmuş, geri dönülmez yola girilmiş, hem marr hem morrissey birbirlerine olan öfkelerini her fırsatta dile getirir olmuşlardır.. bu dört albümün yanı sıra 86'da rank adında bir live kayıt ile 2008'de the sound of the smiths adlı bir best of albüm yayınlayan grup bir daha isimlerinin bile yan yana gelmemesi için sonsuz çaba harcamıştır..
johnny marr, smiths sonrasında the pretenders, electronic, the the, johnny marr and the healers ve modest mouse gibi gruplarda karşımıza çıkmasına rağmen 2008'den beri beraber olduğu the cribs ile yollarını ayırmıştır. şu günlerde de the messenger isimli güzel ötesi bir tekli yayınlamıştır, albüm ise şubat 2013 gibi piyasada olacak gibi görünüyor..
morrissey ise, solo kariyerine odaklanmış, dokuz albüm çıkarmış ve johnny marr ile tekrar biraraya gelip gelmeyecekleri sorulduğu zaman ''eğer bir daha johnny ile bir araya gelirsem oturup taşaklarımı yerim. bunu on bir yaşından beri vejeteryan olan bir adam söylüyor, dikkatinizi çekerim.'' demiştir...

aktif lezbiyen

pek çok kişinin haklarında biraz da olsa yanıldığı lezbiyenlerdir.
halet-i ruhiye ve görüntü bakımından aktif lezbiyen olan bir sevgilim ve etrafımda da sayıları pek de az olmayan aktif lezbiyen arkadaşlarım var. gerek kendi ilişkimden gerekse arkadaşlarımdan ve onların ilişkilerinden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki, aktif lezbiyenler öyle pek de ''çüküm olsun, tüm kızları düdükleyeyim'' tarzında insanlar değiller. ve pek çoğu bu aktif - pasif lezbiyen durumunu saçma buluyor.
örneğin aktifler kendilerine dokunulmasından hoşlanmaz, sevişirken soyunmaz diye bir düşünce var. birincisi bu külliyen yalan. çünkü birbirini seven ve bu sevgiyle sevişen insanlar -normal olarak- birbirlerine dokunmak, temas etmek, öpmek koklamak isterler. bu durumda da kalkıp size ''ay mememi elleme'' mi diyecek allasen. karşındaki insanı seviyorsan, istiyorsan o insan her şeyiyle senindir zaten.
ha memelerini bantlayan, bandajla saran, bir kaç adım ileriye gidip memelerini tamamen aldıran aktifler de yok mu, var tabi ki. ancak onların durumunun daha farklı bir durum olduğuna inanıyorum şahsen. çünkü onlar kadın olmaktan memnun değil.
bunu şöyle düşünün, pek çok gay var cinsiyet değiştirmek için her hangi bir arzu duymayan ve erkek olmaktan mutlu olan. ama bir de erkek bedeninde kadın ruhunu taşıyan ve hapsoldukları bedenden memnun olmayanlar var. bu memelerini, popolarını ve vajinalarını kabul etmeyen, edemeyen ve de haliyle en ufak bir temastan bile kaçınan aktifler de onlar gibi daha farklı mental ve ruhsal durumların içindeler..
yine bunların yanı sıra aktiflerin hepsi orange county choppers'da izlediğiniz fat boy'lar gibi değildir. evet kamyoncu lezbiyen dediğimiz bir grup var ama onları epey bir ayrı tutuyorum. neyse konumuza döneyim, gerek dünyada gerekse ülkemizde gayet güzel ve seksi aktifler var. bakın yakışıklı demiyorum, güzel diyorum. aktifler diye hepsi apaçi gibi saçları olan break dansçı komançero oğlan şeklinde gezmiyorlar. geçenlerde bir hayli aktif bir kızla tanıştık. kendisi gayet de taş gibi bir fiziğe sahipti, beline kadar saçları ve renkli gözleri ile de pek çok erkeği kendine çekebilecek güzellikteydi. ha ama dediğim gibi kendisi epey* bir aktifti.
fiziksel görüntünün ve yataktaki durumların da ötesinde aktif veyahut pasif olmak ilişkinin dinamiği ile alakalı bir durumdur. hetero veya eşcinsel olsun hiç fark etmez. bir ilişkide her zaman bir taraf lokomotiftir, ilişkiyi çekip çevirir, sarar sarmalar..
neyse lafı çok uzattım, işin özü öyle aktif lezbiyenlik yataktaki hakimiyetle ya da kısa saçta, götü düşük pantolonda biten bir durum değildir..
Henüz takip ettiği biri yok.