kufala

Durum: 238 - 0 - 0 - 0 - 26.07.2013 23:17

Puan: 2696 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 2.Nesil Yazar.

effortless perfection..
  • /
  • 12

akıl almaz şarkı sözleri

ellerim ellerinde kaldı
dudaklarımda dişlerin
yanan etin ah gözlerin
niye döndün hey hey

söndürdüm ben yangınları
külleri savrulup gitti
hayır artık oynamıyorum
oyun bitti

(bkz: sertab erener)
(bkz: oyun bitti)

akıl almaz şarkı sözleri

sorular sorunca dersin ki,
neden çocuksun neden büyümezsin?
elimde cevabım yok!
olsa neye fayda, yüzün bana dönmez ki..

(bkz: aslında bir konu var)

akıl almaz şarkı sözleri

arsız bir çocuk gibisin
şımarık ve tatlı
sana her şeyimi vermek
içimdeki kıpırtı

(bkz: kargo)
(bkz: kalamış parkı)

iz bırakan kitap cümleleri

''terk ettiklerimi dikiz aynalarında aramak artık acıtmıyordu beni..''

(bkz: kinyas ve kayra)

iz bırakan kitap cümleleri

''fahişelik yakışıyordu vücutlarına ve ahlak anlayışlarına. beyaz ırkın en iyi örneklerinden iki kadın vardı karşımızda..''

(bkz: kinyas ve kayra)

kırmızı ruj

beyaz tenli, bakın şiddetle belirtiyorum beyaz tenli olmayan kadınların şiddetle sakınması gereken rujdur. esmer ve üstüne üstlük elindeki tüm imkanları zorlayarak sarışın olmuş bir kadın sürdüğü zaman kibariye'nin on dört yaşındayken, fuar'da sahneye çıkmış halini insanın gözünün önüne getirmekten öteye geçemez.

deli et beni

esasen harun kolçak'a ait olan ancak emel müftüoğlu ile gönüllere taht kuran, dönemi için fena halde seksi bir video klibe sahip olan şarkı. klipte billur kalkavan bildiğiniz yardırmıştır. ayrıca billur ablamız dışında yer alan bob kesimli saçlara sahip olan esmer hatun inanması güç de olsa yeşim salkım'dır ve klibin sansürlenmemiş versiyonunda billur kalkavan ile öpüşmektedir.

off to the races

kesinlikle çok seksi olan lana del rey şarkısı. tüm gün ''i'm your little scarlet, starlet singing in the garden kiss me on my open mouth'' diye gezinmenize neden olabilir.


sözleri de şöyle;


my man is a bad man
but ı can’t deny the way he holds my hand
and he grabs me, he has me by my heart
he doesn’t run to heaven
lost faith, guest pass
he doesn’t mind to have a l.a crossword above me
he loves with every beat of his cocaine heart

swimming pool
glimmering darling
whipping, can y’all fit my red nail polish
watch me in the swimming pool
bright blue ripping you
sip and sitting on your black crystal oh yeah


neither my life, found my lines
be a good baby, do what ı want
widen my life, far off my lines
give me them gold coins
give me them coins

and i’m off to the races, races
bacardi chases
chasing me all over town
cause he knows i’m wasted, facing
time to get the right girls
ellen and ı won’t get out

because i’m crazy, baby
ı need you to come here and save me
ı’m your little scarlett, starlet
singing in the garden,
kiss me on my open mouth


my man is a tough man
but he got a soul, his way his blood red jam
and he shows me, he knows me every inch of my tall black soul
he doesn’t mind ı have a flat broke down life
ın fact he says he thinks it’s why he might like about me, admires me
the way ı roll like a rolling stone

likes to watch me in the glass room, bathroom
tractor mama
slipping on my red dress, putting on my make up
glass full, perfume, cognac, white light, fume
says it feels like heaven to him


light up his life, fire at his loins
keep me forever, tell me you want me
light up your life, fire at your loins
tell me you want me, give me them coins

and i’m off to the races, races
bacardi chases
chasing me all over town
cause he knows i’m wasted, facing
time to get the right girls
ellen and ı won’t get out

because i’m crazy, baby
ı need you to come here and save me
ı’m your little scarlett, starlet
singing in the garden,
kiss me on my open mouth

and i’m off to the races, races
lighter as my waist is
tired like i’m falling down
ı can see your faces, shameless
tip you on this basement
love you, but i’m going down

god i’m so crazy, baby
ı’m sorry that i’m misbehaving
ı’m your little scarlett, starlet
queens or coney island
raising how all over town
sorry about it


my old man is a thief
and i’m gonna stay and pray with him til the end
but ı trust him
the decision of a life, to watch overrise
take him anyway if you may
ı’m not afraid to say
that i’d died without him
who else is gonna glit up with me this way
ı need you, ı breathe you, i’ll never leave you
they will ruin the day ı was alone without you

your lion with your boat train on
sick of hanging from your lips
ı said hon’ you never looked so beautiful


and i’m off to the races, races
ready set the game is
down and i’m going in
to las vegas, pray us
cause he’ll know how raises
honey it is time to spit
boy you’re so crazy, baby
ı love you forever
not maybe
you are my one true love
you are my one true love

hadise

iğrenç bi canlı bu ya. valla. görünce memelerine kusmak geliyor içimden. şarkılarına, osuna busuna laf ettiğim yok demek isterdim ama arkadaşım geri zekalı mısınız siz ya? daha iki kelimeyi doğru dürüst ağzından çıkaramayan kadının şarkıları dinlenir mi? tamam ingilizce söylediklerini dinliyoz biz yaa diyecekler vardır içinizde ki o lisanda da pek başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. hele ki o doksanlar ebru gündeş'i, nükhet duru'su ve hüner coşkuner'i karması tarzı yok mu..dans etmesi konusuna hiç değinmiyorum bile..hakikaten kalça çıkığı falan olacak bu kız.
bir de kendisini kimse uyandırmıyor mu nedir, o giydiği zaman seksi olduğunu sandığı babane donlarını lady gaga falan giyince cool duruyor. sen giyince biz televizyonun başında gülme krizlerine giriyor, eşofmanın üstüne benim biladerin boxerlarını giyip senin taklidini yapıyoruz..
öf hadise, yoruldum senden, defol git.

bta

an itibariyle istanbul atatürk havalimanı, ankara esenboğa havalimanı, izmir adnan menderes havalimanı, alanya gazipaşa havaalanı, tiflis havalimanı, batum havalimanı, tunus monastir habib bourguiba havalimanı ve enfidha havalimanı, üsküp alexander the great havalimanının yanı sıra ido ile işbirliği yaparak denizyollarına yiyecek içecek hizmeti veren, cakes&bakes ile starbucks, gloria jean's gibi pek çok işletmenin yiyeceklerini üreten firma. ayrıyetten tav airport hotel'in işletmesini de yürütmektedir.
genel anlamda fiyatlarının fahiş olduğundan bahsedilmektedir, ancak dünyanın hemen her yerindeki havalimanlarının belirli bir fiyat aralığı vardır ve ücretlendirme buna göre yapılmaktadır. bunun haricinde üretimi yapılan ürünler dışarıda satılan pek çok üründen çok daha kısa süreli raf ömrü ile müşteriye sunulur.
servis personelinin geneli evet, bahsedildiği gibi öküzdür. ancak içlerinde başarılı f&b çalışanları vardır.
her şey bir yana kendi bünyesinde barındırdığı caffe nero'da starbucks, gloria jean's gibi türevlerine beş basacak kadar başarılı kahveler içilebilir..

liv tyler

sabah sabah televizyonda yayınlanan aerosmith videoları ile karşıma çıkmış, gelmiş, geçmiş ve muhtemelen gelecekteki pek çok kadına da taş çıkartacak kadar güzel olan canlıdır kendisi. ama hemen hemen herkes kendisi ile ilgili çok ciddi bir yanılgıya düşmektedir. o kadar çok kişiden ''bu adamdan bu kız nasıl çıkar?'' yorumunu duydum ki..şimdi arkadaşlar kusura bakmayın da siz kör müsünüz? evet steven tyler yani bu kızın babası uzaktan baktığınızda bi boka benzememektedir size göre ama gelin görün ki bu adam esmer, sarışın, kumral groupieleri etrafına dizmiş, ondan sonra da ne esmerde ne kumralda benim gönlüm sarışında diyerek bebe buell gibi gönlü zengin abladan bu kızı peydahlamıştır. ya allaşkına beyler iki dakika bebe'ye iki dakika da steven'a bakın ve liv tyler'ın bebe ile uzaktan yakından alakası olmadığının, birebir steven'ın kopyası olduğunun farkına varın. o ağız, o yüz hattı, o elmacık kemikleri steven tyler'ın harikulade genetiği ile liv tyler'a geçmiştir. lütfen yani, steven babanın hakkını yemeyelim. bebe olsa olsa azıcık yardım etmiştir bu güzelliğin inşa edilmesinde..

rimmel

çok afedersiniz ama rujları bok gibi olan kozmetik markasıdır. kate moss hatırına aldık denedik. ancak ne kalıcılık var, ne pigment var. gidin japon pazarından bi liralık rujlardan alın daha iyi.

sweet nothing

calvin harris'in üçüncü albümü 18 months'ın, florence welch işbirlikli single'ı. calvin bildiğimiz calvin, yine dans ettirmeden duramıyor. flo ise her zaman olduğu gibi, hem sesine hem de kendisine bir kez daha aşık ediyor. şarkının londra'da çekilen video klibi de bir o kadar güzel olmuş. ayrıca klip boyunca flo'nun belalısı olarak green street hooligans'dan aşina olduğumuz ingiliz aktör leo gregory de bize göz kırpıyor.

you took my heart and you held it in your mouth
and, with the word all my love came rushing out
and, every whisper, it's the worst,
emptied out by a single word
there is a hollow in me now

so i put my faith in something unknown
i'm living on such sweet nothing
but i'm tired of hope with nothing to hold
i'm living on such sweet nothing
and it's hard to learn
and it's hard to love
when you're giving me such sweet nothing
sweet nothing, sweet nothing
you're giving me such sweet nothing

[beat break]

it isn't easy for me to let it go
cause i swallow every single word
and every whisper, every sigh
eats away this heart of mine
and there is a hollow in me now

so i put my faith in something unknown
i'm living on such sweet nothing
but i'm tired of hope with nothing to hold
i'm living on such sweet nothing
and it's hard to learn
and it's hard to love
when you're giving me such sweet nothing
sweet nothing, sweet nothing
you're giving me such sweet nothing

[beat break]

and it's not enough
to tell me that you care
when, we both know the words are empty air
you give me nothing

uoooh
uoooh
uoooh
nothing

uoooh
uoooh
uoooh

sweet nothing

uoooh
uoooh
uoooh
sweet nothing

preppy

pek çok kişi tarafından bildiğimiz tikky olarak tanımlansalar bile, bildiğiniz tiki falan değildir preppyler. preppy olmak bir yaşam biçimidir. tiki dediğimiz şey genel anlamda sonradan görme, parayı bir şekilde bulmuş ya da bulmuş gibi yapan, satın alabildiği markalar ile bir halt olduğunu sanan insanlardır. ama preppylerde durum daha farklıdır. preppyler için iyi giyinmek, iyi okullara gitmek, iyi yemekler yemek olağan şeylerdir. yani örnek vermek gerekirse siz çocukken mahallede patlak topun arkasından sümüklü sümüklü koşarken preppy bilmem ne cinsi atına binmekte, o engel senin bu engel benim sıçramaktadır ve bu bir preppy için gayet olağan bir durumdur.
içten içe konservatif bir tarafları vardır. kendi içlerinde arkadaşlık kurarlar. aile dostumuz kavramı vardır bunlarda. aileler kendi aralarında, onların çocukları da yine kendi aralarında arkadaşlık kurarlar. kendi klasmanlarında olmayanı aralarına almazlar.
bazıları gerçekten iyi yetiştirilmiş çocuklardır. bir kaç dili akıcı şekilde konuşabilirler. kaliteli müzikler dinlerler. yetiştirilme tarzlarıyla bağlantılı olarak sanatın ya da sporun ya da her ikisinin de birer dalıyla uğraşırlar.
aman işte ağzında gümüş kaşıkla doğar bunlar, tuhaf bir aristokrasileri vardır. zengindir bunlar. babaları da zengindir. onların babaları da zengindir..

aşurenin içindekiler

yabanmersinini biraz suda beklettikten sonra içine katarsanız hakikaten çok lezzetli oluyor. ayrıca bağlayıcı olarak katılan sübyenin oranının da iyi ayarlanması gerekir.

pipilotti rist

tam ado elisabeth charlotte rist olan 1962 isviçre doğumlu sanatçı. kendisinin el atmadığı iş yoktur. fotoğraf ve video çeker, şarkı söyler, resim yapar..hepsinin de hakkından gelir. özellikle wicked game'i insanın ruhunu deşerek söyler..

the organ

günümüzde bir lezbiyen ikonuna dönüşen katie sketch liderliğinde 2001 yılında kurulan indie grubu. ilk dinlediğinizde morrissey vari çarpıcı sözler, the cure etkili baslar ve ian curtis hissiyatlı kusursuz bir vokalin bir araya geldiği bir oluşum gibi görünse de, debut albümleri grab that gun'ın geneline bakıldığında orijinallikten öte, kalitenin sezildiği bir müzikti the organ'ın yaptığı. bu albümden çıkan ilk single brother daha çok uzun bir süre dinlenecek, sevilecek, ilerleyen zamanlarda daha çok kişi tarafından keşfedilecektir. ancak kaderin cilvesinden mi yoksa çok iyi olmanın baskısından mıdır yoksa grup içerisindeki ego savaşlarından mıdır bilinmez, 2008'de yayınladıklar thieves adlı ep ile the organ döneminde kaydettikleri her şeyi dinleyenlere sunup, kesin olarak dağılmışlardır. öyle ki, grubun kardeş olan üyelerinden katie sketch ve shmoo bile ayrı ayrı projelere yelken açmışlardır..

kate moss

1.68 boyda olup, ahım şahım bir güzelliğe sahip olmayan, ancak bunların çok ötesine geçen çekiciliğiyle ve kullanmayı çok iyi bildiği zekasıyla, ruhuna işleyen rock chick imajıyla, otuzunu devirmesine ve yerine pek çok veliaht gösterilmesine rağmen catwalk'u bırakmaya niyeti olmayan ingiliz model. ''after johnny depp sendromunu'' yoğun bir şekilde yaşadıktan sonra, pete doherty destekli kokain skandalı sonucunda kendisiyle olan sözleşmelerini iptal eden moda evlerinin sayısının bir kaç katı firmayla anlaşma imzalayıp, üstüne top shop için koleksiyonlar hazırlayarak moda alemine bir kez daha çocuğu koymuştur. ne diyelim, tanrı bizi onun güzelliğinden mahrum bırakmasın...

tori amos

bir söyleşide piyano çalarken orgazm olduğunu söylemesi üzerine pj harvey' den ''altında ki sandalyedendir'' ayarını yemiş, yeteneği ve güzelliği insanın kendisini sorgulamasına neden olan, doğal kızıl hatun kişi..

asia argento

italyan yönetmen dario argento'nun, kendisi gibi yönetmenlik, oyunculuk hatta dj'lik yapan, dikkat çekici hiç bir özelliği olmamasına rağmen akıl almaz bir seksapaliteye sahip, babası tarafından yönetilen trauma ve the phantom of the opera filmlerinde aldığı rolleri, marilyn manson'a çektiği video klibi, enteresan dövmeleri, brian molko ile yaptığı je t'aime moi non plus düeti, this picture video klibinde yer alması ve beraber yayınlanan fotoğrafları ile kısa zamanda alt kültürün ikonlarından birine dönüşmüş harika ve bir o kadar da arıza olan kadın..
  • /
  • 12
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 238

sunday morning

güzel bir the velvet underground şarkısı..

sunday morning, praise the dawning
it's just a restless feeling by my side
early dawning, sunday morning
it's just the wasted years so close behind
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning and i'm falling
i've got a feeling i don't want to know
early dawning, sunday morning
it's all the streets you crossed, not so long ago
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
watch out, the world's behind you
there's always someone around you who will call it's nothing at all
sunday morning
sunday morning
sunday morning

give me love

sürekli kafamda dönüp duran ed sheeran şarkısı. çok iyi bir şarkı değil ama video klibi öyle güzel ki..alın işte hem sözleri hem de klibi..

give me love like her,
'cause lately i've been waking up alone,
paint splattered teardrops on my shirt,
told you i'd let them go,
and that i'll fight my corner,
maybe tonight i'll call ya,
after my blood turns into alcohol,
no, i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love.

give me love like never before,
'cause lately i've been craving more,
and it's been a while but i still feel the same,
maybe i should let you go,
you know i'll fight my corner,
and that tonight i'll call ya,
after my blood is drowning in alcohol,
no i just wanna hold ya.

give a little time to me or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
give a little time to me, or burn this out,
we'll play hide and seek to turn this around,
all i want is the taste that your lips allow,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my my, my, my, oh give me love.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover.

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover,
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (love me, love me, love me).

m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love, love me),
m-my my, m-my my, m-my my, give me love, lover (give me love).

my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love,
my, my, my, my, oh give me love

of all the money that e'er i had
i've spent it in good company
and all the harm that e'er i've done
alas it was to none but me
and all i've done for want of wit
to memory now i can't recall
so fill to me the parting glass
good night and joy be with you all

of all the comrades that ever i had
they are sorry for my going away
and all the sweethearts that ever i had
they would wish me one more day to stay
but since it falls unto my lot
that i should rise and you should not
i'll gently rise and i'll softly call
good night and joy be with you all

a man may drink and not be drunk
a man may fight and not be slain
a man may court a pretty girl
and perhaps be welcomed back again
but since it has so ought to be
by a time to rise and a time to fall
come fill to me the parting glass
good night and joy be with you all
good night and joy be with you all

pagan poetry

björk'ün vespertine albümünün beşinci şarkısı.
sanırım björk'ün bugüne kadar yaptığı en güçlü ve şiddetli eseri..kaotik, esrik, saplantılı ve bir o kadar da sado mazoşist bir aşkı anlatan şarkının video klibi de tüm zamanların en iyi kliplerinden biri sayılabilir kanımca. videonun başında soyutlanmış bir cinsel ilişkiden sahneler vardır ve bu ilişki björk ve sevgilisi matthew barney arasında geçmektedir. video da björk'ün nipple piercinglerini de görebiliriz..
her şey bir yana, tek bir dokunuşla aşık olabilmeyi, kendi kendine kırılmayı anlatan, zedelenmiş ruhları iyice kanırtan, kendini korumayı bilmeyenlerin kalplerini ve ruhlarını şiddetle uzak tutması gereken şarkıdır.

asia argento

italyan yönetmen dario argento'nun, kendisi gibi yönetmenlik, oyunculuk hatta dj'lik yapan, dikkat çekici hiç bir özelliği olmamasına rağmen akıl almaz bir seksapaliteye sahip, babası tarafından yönetilen trauma ve the phantom of the opera filmlerinde aldığı rolleri, marilyn manson'a çektiği video klibi, enteresan dövmeleri, brian molko ile yaptığı je t'aime moi non plus düeti, this picture video klibinde yer alması ve beraber yayınlanan fotoğrafları ile kısa zamanda alt kültürün ikonlarından birine dönüşmüş harika ve bir o kadar da arıza olan kadın..

the smiths

80s başında steven patrick morrissey ve johnny marr denen iki adamın bir araya gelmesiyle kurulan ve 80s sonuna kadar faaliyet gösteren grup. evet tanımımı da yaptığıma göre içimdekileri dökmeye başlayabilirim. öncelikle the smiths, there is a light that never goes out'dan ibaret değildir. 500 days of summer'ı izleyip akabinde the smiths için ölüp bitenlere bunu belirtmek isterim.
irlanda asıllı olmasına rağmen manchester'da doğan koyu katolik bir ailenin, uyuşturucu bağımlısı, yalnız ve sürekli oscar wilde okuyan, içine kapanık çocuğu morrissey'in ve ne kadar yetenekli olduğunun her daim farkında olan johnny'nin insan ruhunu tarumar etme serüveni 1984 yılının başında piyasaya sürdükleri debut albümleri the smiths ile başlar. post punk ve manchester'ın madchestar olarak anılmasına neden olmaya başlayan rave kültürünün yavaş yavaş yükselmesine rağmen, elektronik her sesten uzak kalarak, morrissey'in melankolik lakin harikulade sözleri ve marr'ın yoğun riffleri ile kotarılan albüm grubun nasıl bir portre çizeceğini ortaya koymuştur. bugün bile müzik tarihinin en iyi albümlerinden sayılan the smiths, pretty girls make graves, this charming man, still i'll, what difference does it make gibi hitler barındırmaktadır. bizzat morrissey tarafından tasarlanan albümün kapağında andy warhol'un flesh filminden bir kare yer almaktadır.
ilk albümün başarısı ile iyice gazlayan ve ilk albüm ile ikinci albüm arasında hatful of hollow adında bir toplama sıkıştıran grup 85 kışında ikinci stüdyo albümleri meat is murder'ı yayınlar. 11 yaşından beri vejeteryan olan morrissey'in tavrı ile grubun politik duruşlarının şarkılara oldukça yansıdığı bu albüm listelerde bir numaraya kadar yükselen hitler çıkarmıştır olmasına rağmen grubun tavrı yüzünden oldukça eleştiri almıştır. fakat yine de hiçbir eleştiri yapılan işin başarısını ve that joke isn't funny anymore, meat is murder, well i wonder, i want the one i can't have gibi hitleri gölgeleyememiştir.
the smiths, 85 sonunda bir sonraki albümleri the queen is dead'i kaydetmiş, bununla da kalmamış amerika ve ingiltere'yi baştan başa turlamıştı. her geçen gün artan popülariteleri ve kendi şirketleriyle yaşadıkları sorunları, albümün yayınlanmasının gecikmesi ile büyük plak şirketlerinin yeni avı olan grup müzikal anlamda yine harika bir albüm yayınlamasına rağmen kendi içerisinde çatırdamaya başlamış, andy rourke gruptan atılmış, yerine craig cannon getirilmiş fakat iki gün sonra rourke gruba geri dönmüştür. bunun yanı sıra morrissey ve johnny arasında her geçen ve gün gün büyüyen ego savaşları grubu yormaya başlamıştır. lakin, 86 yılında kapağında alain delon'un fotoğrafının olduğu albüm satışa çıkmış ve ingiltere listelerine iki numaradan giriş yapmıştır. bu albüm there is a light that never goes out, some girls are bigger than others, cemetry gates, i know it's over, bigmouth strikes again, never had no one ever ve the boy with the thorn in his side gibi en bilinen the smiths şarkılarını bünyesinde barındırır. ve bu albümden sonra grup emi ile anlaşma imzalar..
sene 87'yi gösterdiğinde kendi içlerinde yaşadıkları çatışmalar marr ile morrissey'i iyice birbirinden uzaklaştırmış, marr'ın gruptan ayrılmak istediğini her fırsatta dile getirmesine, sürekli alkole abanmasına neden olmuş, bu durumlar da morrissey'in iyice hırçınlaşmasıyla sonuçlanmıştır. yine de müzikal anlamda üretimlerine devam eden grup shoplifters of the world unite ve sheila take a bow adında iki single ve the world won't listen adındaki ikinci toplama albümlerini yayınladılar. sheila take a bow listelerde iyi bir başarı grafiği çizdi ve bunun ardından morrissey ve marr birlikteliğinin son ürünü olan strangeways, here we come 87 baharında kaydedilip eylül ayında piyasaya çıktığında marr gruptan ayrılalı bir kaç ay olmuştu..marr'ın yerine başkaları geçmeye çalışsa bile mümkün olmadı. genel anlamda bakıldığında da kasvetli bir havası olan albüm resmen iki efsanenin ayrılığını yansıtır. stop me if you think you've heard this one before, i started something i couldn't finish, girlfriend in a coma, last night i dreamt that somebody loved me gibi hitler çıkaran albüm grubun dördüncü ve son albümüdür..
artık ipler kopmuş, geri dönülmez yola girilmiş, hem marr hem morrissey birbirlerine olan öfkelerini her fırsatta dile getirir olmuşlardır.. bu dört albümün yanı sıra 86'da rank adında bir live kayıt ile 2008'de the sound of the smiths adlı bir best of albüm yayınlayan grup bir daha isimlerinin bile yan yana gelmemesi için sonsuz çaba harcamıştır..
johnny marr, smiths sonrasında the pretenders, electronic, the the, johnny marr and the healers ve modest mouse gibi gruplarda karşımıza çıkmasına rağmen 2008'den beri beraber olduğu the cribs ile yollarını ayırmıştır. şu günlerde de the messenger isimli güzel ötesi bir tekli yayınlamıştır, albüm ise şubat 2013 gibi piyasada olacak gibi görünüyor..
morrissey ise, solo kariyerine odaklanmış, dokuz albüm çıkarmış ve johnny marr ile tekrar biraraya gelip gelmeyecekleri sorulduğu zaman ''eğer bir daha johnny ile bir araya gelirsem oturup taşaklarımı yerim. bunu on bir yaşından beri vejeteryan olan bir adam söylüyor, dikkatinizi çekerim.'' demiştir...

aktif lezbiyen

pek çok kişinin haklarında biraz da olsa yanıldığı lezbiyenlerdir.
halet-i ruhiye ve görüntü bakımından aktif lezbiyen olan bir sevgilim ve etrafımda da sayıları pek de az olmayan aktif lezbiyen arkadaşlarım var. gerek kendi ilişkimden gerekse arkadaşlarımdan ve onların ilişkilerinden yola çıkarak net bir şekilde söyleyebilirim ki, aktif lezbiyenler öyle pek de ''çüküm olsun, tüm kızları düdükleyeyim'' tarzında insanlar değiller. ve pek çoğu bu aktif - pasif lezbiyen durumunu saçma buluyor.
örneğin aktifler kendilerine dokunulmasından hoşlanmaz, sevişirken soyunmaz diye bir düşünce var. birincisi bu külliyen yalan. çünkü birbirini seven ve bu sevgiyle sevişen insanlar -normal olarak- birbirlerine dokunmak, temas etmek, öpmek koklamak isterler. bu durumda da kalkıp size ''ay mememi elleme'' mi diyecek allasen. karşındaki insanı seviyorsan, istiyorsan o insan her şeyiyle senindir zaten.
ha memelerini bantlayan, bandajla saran, bir kaç adım ileriye gidip memelerini tamamen aldıran aktifler de yok mu, var tabi ki. ancak onların durumunun daha farklı bir durum olduğuna inanıyorum şahsen. çünkü onlar kadın olmaktan memnun değil.
bunu şöyle düşünün, pek çok gay var cinsiyet değiştirmek için her hangi bir arzu duymayan ve erkek olmaktan mutlu olan. ama bir de erkek bedeninde kadın ruhunu taşıyan ve hapsoldukları bedenden memnun olmayanlar var. bu memelerini, popolarını ve vajinalarını kabul etmeyen, edemeyen ve de haliyle en ufak bir temastan bile kaçınan aktifler de onlar gibi daha farklı mental ve ruhsal durumların içindeler..
yine bunların yanı sıra aktiflerin hepsi orange county choppers'da izlediğiniz fat boy'lar gibi değildir. evet kamyoncu lezbiyen dediğimiz bir grup var ama onları epey bir ayrı tutuyorum. neyse konumuza döneyim, gerek dünyada gerekse ülkemizde gayet güzel ve seksi aktifler var. bakın yakışıklı demiyorum, güzel diyorum. aktifler diye hepsi apaçi gibi saçları olan break dansçı komançero oğlan şeklinde gezmiyorlar. geçenlerde bir hayli aktif bir kızla tanıştık. kendisi gayet de taş gibi bir fiziğe sahipti, beline kadar saçları ve renkli gözleri ile de pek çok erkeği kendine çekebilecek güzellikteydi. ha ama dediğim gibi kendisi epey* bir aktifti.
fiziksel görüntünün ve yataktaki durumların da ötesinde aktif veyahut pasif olmak ilişkinin dinamiği ile alakalı bir durumdur. hetero veya eşcinsel olsun hiç fark etmez. bir ilişkide her zaman bir taraf lokomotiftir, ilişkiyi çekip çevirir, sarar sarmalar..
neyse lafı çok uzattım, işin özü öyle aktif lezbiyenlik yataktaki hakimiyetle ya da kısa saçta, götü düşük pantolonda biten bir durum değildir..
Henüz takip ettiği biri yok.