ekmek kızartma makinesine penisini sıkıştırdı
yetenekli bir adamın anlatıldığı haber.
abazanlıktaki son noktalardan biri olsa gerek tost makinesine hallenmek. ama konu abazanlık değil de samimi bir kazaysa o penisi o tost makinesinin içine sıkıştıran olaylar zincirini gerçekten de merak ediyorum. tabi bu durumda haberdeki kişinin iq seviyesi de önemli oluyor.
gelen gideni aratır
gelen de giden de olmadığı için çok da umrumda olmayan hede.
istanbul
yeni bir ayı sözlük zirvesine ev sahipliği yapması gereken şehir. nasıl organize ediliyorsa anlatıverin bana.
yavru ayi
can sıkıntısına iyi gelen şeyler
canı sıkılan insanların can sıkıntılarını geçirmek için yaptıkları şeylerdir.
ben hayal kurarım mesela.
meryl streep
genel inanışa göre yaşayan en büyük kadın oyuncudur. her karaktere girebilir, oynadığı rolün ne olduğunun ve büyüklüğünün önemi yoktur. ayrıca, gördüğüm en egosuz, samimi oyunculardan biridir.
taciz ve küfürün karşısındayız kampanyası
desteklenmesi gereken ve desteklediğim kampanya.
fakat söylemek isterim ki bu kişinin youtube kanalındaki ilk videonun altına yazılan yorumları okuduktan sonra kanım dondu. ortada bir kadını taciz eden seksist bir adam var ve bu adamı "patlağın oğlu", "o.ospu çocuğu" diye yaftalamak da seksist değildir de nedir? bir kadının tacizine başka bir kadını taciz ederek mi tepki koyulur? kadınları rahat bıraksak daha iyi birşey yapmış olmaz mıyız?
cradle of filth
ingiliz extreme metal grubu. her ghost in the fog gibi bir şaheseri cıkarmışlardır.
edit: vokalleri dani filth'in oynadığı cradle of fear diye dandik bir film vardır.
nicki minaj
%50'si plastik olan rapper.
teröristler böyle teslim oldu
samimiyeti tartışılabilecek video. ama sanırım çekilme amacı askerlerin ya da vatandaşın moralini düzeltmek, ilerleme kaydettiklerini göstermek. ama yine de artık bu tür propaganda videolarının modası geçti bence. insanları salak yerine bu kadar koymamak lazım.
pentatonix
grammy ödüllü a capella grubu. love again şarkıları ayrı bir güzeldir. her yılbaşı açıp "christmas" albümlerini dinlerim, yalan yok.
the closer
sorgu stratejisti deputy chief brenda leigh johnson'ın yönettiği major crimes departmanını ve çözdükleri cinayetleri anlatan süper dizi. kyra sedgwick'i her ne kadar itici bulsam da the closer'da harika bir oyunculuk sergilediğini düşünüyorum.
ilgilenenleri için, dizinin major crimes adında bir spin - off'u vardır ve hala devam etmektedir.
edit: yazmayı unutmuşum lt. provenza karakterini polis akademisi serisinden hatırlayabilirsiniz.
türkiye'deki lgbti destekçisi firmalar
firma sayılır mı bilmem ama,
(bkz:
onedio)
harry potter
j. k. rowling kişisinin aşmış hayal gücü ve kurgu yeteneğinin ürünü.
üç ana karakteri pek sevmesem de narcissa malfoy (ki asasına sahibim), fred - george weasley, dumbledore, snape, remus lupin, mcgonogall, bellatrix lestrange gibi harika karakterlerin hastasıyımdır.
not: kendim bir ravenclaw'ım.
pamuk
bahtsız bir prensesin adı.
zuhal olcay
güller ve dudaklar'ı inanılmaz iyi yorumlamış son derece kaliteli kadın. enfes bir klibi vardı şarkının.
durduk yere ayı sözlük yazarlarına koyan şarkılar
simon and garfunkel - sound of silence
bloodflowerz - tears of the night
the gathering - saturnine
the gathering - you learn about it
the gathering - pale traces
evanescence - lost in paradise
within temptation - pale
within temptation - somewhere
adele - someone like you
anima - saygıdeğer düşman
garbage - bleed like me
tarja - underneath
pink - family portrait
almora - gidenlerin ardından
grup gündoğarken - rüzgar
placebo - song to say goodbye
magilum - içinden kuş geçen sokak
leaves eyes - mourning tree
sha-na-na - those magic chances
tristania - shadowman
pain of salvation- sisters
pain of salvation - undertow
almora - sonbahar
sertab erener - tanrı unutmuş olsa da
cem adrian - yağmur
ricky martin feat. madonna - be careful
meclis'e genelevler kapatılsın başvurusu
zamanında
süleyman demirel gerekli cevabı vermişti: "genelevleri kapatalım da millet bizi mi düdüklesin"
*
türkiye'deki eşcinsel sayısı
çok da önemli olmayan sayıdır. nedeni ise bunun o kadar da net olamayacağıdır.
şahsen ben kendimi eşcinsel olarak kategorize ediyorum, kadınlardan cinsel anlamda hoşlanmıyorum. ama bazıları var ki hayatı boyunca sadece kadınlardan hoşlanırken erkeklere hissettiği duyguyu ve ya çekimi bastıran... ya da kendi hemcinslerine karşı duygularını bastıran kadınlar, hem cinslerinden sağlam kazık yiyip "bir daha asla" diyen eski (!) eşcinseller, biseksüeller.
demek istediğim şu, benim için bu sınıfların (heteroseksüel, eşcinsel vs) sınırlandırmaları belliyken herkes için böyle olmak zorunda değil. b nedenle sayılarla uğraşacağımıza insanların kendileriyle uğraşsak daha iyi olur. sayımızın az ya da fazla olması önemli değil bence.
yarrak burcu erkeği
olur olmadık yerde atarlanıp gerektiğinde sünüp kalırlar.
demedi deme.