ozbuyucusu

Durum: 98 - 0 - 0 - 0 - 24.05.2013 02:27

Puan: 1860 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 5

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

usher - caught up
çocukluğumu yad edeyim dedim ayı sözlükteki çocukken uydurulan şarkı sözleri başlığından feyz alarak.

15 minutes

ayı sözlük yazarlarının çekici bulduğu insan tipi

zeki, kültürlü, hafif tatlı bir yüzü olsun, fiziği de ortalamanın çok üstünde extreme bişe olmasın ***, ama yüz çok önemli, bebek suratlara bakmaya doyamıyorum, gözlerinin rengi önemli değil ama boş bakmasın yeter ki, ama nerde bende o talih, çok mu şey istiyorum sanki *

örnek vermek gerekirse

tanrım beni baştan yarat demek istiyorum böyle insanları görünce, ya sen ne hoş bi insansın ya, aşık olunamayacak kadar hoşsun yani, sana bakmaya kıyamam

ayı sözlük itiraf

aşık oldum, hiç böyle olmadım diyemem belki ama bu karın ağrısı rahatsız eden cinsten, nerden çıktı ki şimdi bu durduk yere, hem istiyorum hem istemiyorum, tüm hormonlarımı, kimyamı, fiziğimi bozdular, nazar değdi anacım nazar. neyse en azından sevgilisi olduğu sandığım kişiyi başka biriyle el ele görmek beni bir nebze olsun rahatlatabildi, aksi de olabilir ileriki günlerde, "neden onunla çıkmıyorsun ki sen ya" diye veryansın edebilirim, aşk değil bu değil, hayranlık canım, iki güne geçecek eminim * *

8 tracks

kendi playlistlerinizi hazırlayıp arkadaşlarınızla paylaşabileceğiniz ya da başkalarının yaptığı farklı konseptlerdeki playlistleri dinleyebileceğiniz hoş bir müzik sitesi.

http://8tracks.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

ayşe arman

anlam veremediğim kadın. bir gün 17 yıldır sevişmeyen arkadaşını köşe yazısında anlatır, bir gün 4 yaşındaki kızının ilk randevusunu anlatır. arada billboardlarda falan da çıkıyor galiba. eğlencesine bakıyorum köşe yazılarına emme.

edit: arada güzel şeyler de yazıyormuş bak, şimdi biraz baktım da.

kitap okumak

küçük yaşta çocuklara alıştırılması gerektiğini düşündüğüm eylem. ne kadar erken başlarsan görsel zeka, hayal gücü aynı oranla daha da çok gelişiyor. pek çok şey öğretir, yaşatır, empati kurmanı sağlar, farklı bir vizyonun olur, kabuğundan çıkarsın falan filan yani.

ablam okumak istediğim kitaplardan önce 3-4 kalın kitabı zorla okutturup, üzerine de sınav yapıp öyle verirdi kitap, bak şimdi aklıma geldi. hey gidi hey, iyi mi olud kötü mü oldu kestiremesem de kitap kurdu olduğumu söyleyebilirim. ayrıca şurdan murat menteş'in yorumuna ulaşabilirsiniz.

facebook

üzerinde çok güzel sosyolojik ve psikolojik deneyler yapılabileceğini düşündüğüm site. facebook'a direnen insanlara da sonsuz saygım vardır *, bırakamıyorum şu mereti nalet olsun.

tahminimce bir gün mark zuckerberg abimiz bilgisayara da profesorlüğe de nalet okuyarak bu işe girişmiştir * *.

(bkz: atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun )

matematik öğretmenine aşık olmak

insana kendine suçlu hissettiren bir durumdur. bi süre sonra derse odaklanamaz, sadece onu incelerken bulursun kendini ve anlaşılması çok uzun zaman almayacaktır, merak etmeyin gençler. ergen işi gibi dursa da insanın başına ne zaman geleceği belli olmuyor *

(bkz: üniversitede hocasına aşık olan insan )

iran'da eşcinsel yok

alınan tedbirler sayesinde görünen gerçeklik durumu, sadece iran değil muhafazakar her toplumda olan durum budur, ancak kimi zaman görünenle gerçek çok farklı olabilir.

al bi de burdan yak http://haber.sol.org.tr/dunyadan/v-yaka-...

twist

60ları kavuran meşhur danstır, her ne kadar yapamasam da müziği duyduğumda yıldız tilbevari dans etmek hoşuma gider, müziklerine örnek vermek gerekirse de

chubby checker - let's twist again


elvis presley - blue suede shoes


ve ray charles - twist it, shake it


en güzelleridir.

eşcinselliğe karşı olmak

bilinçlendirilmesi gereken insandır, o saatten sonra da aynı şeye devam ediyorsa uzak durunuz mümkün olduğunca, eşcinselliğin sadece cinselliğe dayandığını düşünen ve cinselliğin tabu olduğu toplumda aydınlatılması gereken bir konudur ancak yüksek öğrenime kadar eğitim öğretim kurumları bu bilinci vermekten uzaktır türkiyede. bazı yurdum insanları da eşcinselliği komünizme bağlayacak kadar sürrealist takılmaktadır efenim, buyrun tadını çıkarın bu gaosun

kariyerle karakteri karıştıran sevgili

iticidir ama aynı zamanda bunlardan çok vardır efenim. her şey bireyselleşmiştir artık. ve insanların birbirine kaale almasının, aşık olduğunu zannetmesinin bile maddiyata dayanan nedenleri vardır, çıkara dayalı ilişkiler vardır ve insanlar aslında karşıdakine değil, onun kariyerine, arabasına sahip olmak istediği için onunla birlikte olur. kısacası eskiler ne demiş efenim, aşk şarabından en son kim bilir hangi şanslı içmiş ve benden de bir tavsiye, birini çok severseniz sevginizi kendinize saklayın efendiler, o sizin fazla sevginizi gördüğü anda sizden kaçacaktır, ne kadar çok bağlanmaktan korkan insan varmış arkadaş.

queen

opera rock tadında farklı bir tarza sahip, döneminin müziğine göre daha feminen ve daha agresif müziklere sahip muhteşem grup. 1974'te çıkardıkları bohemian rhapsody ile ilk defa isimlerini duyurmuşlardır ve ne yazık ki 1991'de freddie mercury'nin ölümüyle dağılmıştır grup. her bir şarkısı muhteşem ama ilk başlayanlar için the ultimate best of queen(2011) albümlerini dinlemelerini tavsiye ederim.

change.org

http://www.change.org/tr adresinden ulaşabileceğiniz ve kendi kampanyanızı herkesle paylaşabileceğiniz hoş bir site. "dünyanın kampanya platformu. sen neyi değiştireceksin?" sloganına sahip, değiştirmek istediğiniz şeylerde size yardımcı olan, sizin de başkalarının değiştirmek istedikleri şeyler için yardım edebileceğiniz güzel bir sosyal site.

çocukken yapılan saflıklar

evde bulunan her tülbenti, kumaşı pelerin yapmak, ruhsarcılık oynamak ve tabi ki favorim koltuktan baş aşağı oturmak. ne güzelmiş çocukluğumun zamanları, hey gidi hey.

asansör fobisi

90ların dizisinde romantizm yaratmak amacıyla kullanılan ve o dönemlerden kalan bir fobidir. çılgın bediş ve şu an adını hatırlayamadığım ama ebru gündeş'in oynadığı bir dizide vardı. ilk asansörle tanıştığım zamanlar* ben de feci tırsardım, apartmandaki çocuklarla iddiaya girerdik en üst kata tek başıma asansörle çıkıp inebilir miyim diye.

hatasını kabul etmeyen insan modeli

her yerde rahatlıkla bulabileceğiniz insan modeli. kendim de dahil olmak üzere, bir hatayı kabullenmek o kadar kolay değildir ne yazık ki, her insanın kendine göre yargıları vardır ve bunları değiştirmesi de şıp diye olacak şey değildir, bu nedenle hatalarını çoğu zaman fark edemez insanlar, zaten aklıma da şu soru geliyor, "kime, neye göre doğru, genel doğru ne" falan filan.

çocukken yapılan saflıklar

say say bitmez efenim, " sen ne kadar salak bi çocuksun" diye söylenenlere "senin kadar" diye cevap verirdim. hugo'yu tutturan apartmandaki tek çocuk olmama rağmen telefonu tolga abinin suratına kapadım heyecandan*, bisikletini vermeyen çocuğa dalmak, ve tuvalet deliğine ayağını sıkıştırmak* bunlardan birkaçı.

ayşe kulin

son kitabıyla ne yazık ki "olmadı" dedirten yazar. gizli anların yolcusu nda eşcinsel bir aşkı anlatmaya çalışmış, ancak becerememiş, çok yüzeysel olmuş, piyasa amaçlı ya da ne bileyim devlet bahçelinin "bakınız, ırkçı değiliz" diyerek zenci bir arkadaşla fotoğraf çektirmesi kadar eğreti durmuş ne yazık ki

(bkz: önce güldüm sonra bastım eksiyi)
  • /
  • 5
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 98

çocukken yapılan saflıklar

evde bulunan her tülbenti, kumaşı pelerin yapmak, ruhsarcılık oynamak ve tabi ki favorim koltuktan baş aşağı oturmak. ne güzelmiş çocukluğumun zamanları, hey gidi hey.

çocukken yapılan saflıklar

say say bitmez efenim, " sen ne kadar salak bi çocuksun" diye söylenenlere "senin kadar" diye cevap verirdim. hugo'yu tutturan apartmandaki tek çocuk olmama rağmen telefonu tolga abinin suratına kapadım heyecandan*, bisikletini vermeyen çocuğa dalmak, ve tuvalet deliğine ayağını sıkıştırmak* bunlardan birkaçı.

faşizm

her aklıma geldiğinde aklıma şu kısa anekdot* gelmektedir:

good morning vietnamda, bir subay bir vietnamlıyı bardan kovmaya çalıştığında adrian cronauer layıkıyla şöyle cevaplamıştır:

"eğer vietnamlıları kovarsan, sonra çinlileri, zencileri ve yahudileri kovman gerekir. o zaman sadece birkaç beyinsiz ırkçı kalır."

(bkz: good morning vietnam)

yapılmış en aptalca dalgınlıklar

akbil yüklerken cüzdanda para bulamayıp arka tarafa dönüp "pardon, fazlalık kağıt paranız var mı" diye sormak.

murat menteş

korkma ben varım ve dublörün dilemması gibi iki güzel romanın yazarı ve çok farklı bir kafa yapısına sahip olduğunu düşündüğüm, tanışmak istediğim yazarlardan biridir. yeni şafak ta da köşe yazarlığı yapmaktadır. kendini tasavvufa vermiş bir adam gibi görünüyor ve kitaplarındaki cümlelerinin basitliği, yalınlığı ama bir o kadar da güzel olması bendenizi benden almaktadır.

rüzgar erkoçlar

cinsiyetini değiştirdikten sonra şaka maka alıcı gözüyle bakmaya başladığım insan. ne sevimli olmuş o öyle. cesareti, tüm bu kötü söylentilere rağmen, erol köse ve diğerleri gibi adabını bozmaması ise takdire şayan.

kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz

biri bana lütfen şaka olduğunu söylesin. milletvekillerinden biri kalkıp kadınlar gününde "kadınları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz" diyor, nasıl bi zihniyettir, kadınlar gününde kadınlarla alakalı kur'an'dan bişe bulayım söyleyeyim demiş, ama ödevi copy-paste yapan çocuklar gibi ilk bulduğu şeyi alıp getirmiş zannımca. nolcak canım, dövsünler bizi, en fazla ölürüz dimi, biz ölsek nolur ki, eşit de değiliz zaten, neden bunları görmek istemiyoruz, düzeni huzuru bozan sonra biz oluyoruz, ayıp yapıyoruz dimi.

(bkz: gel de sövme ama şimdi )
Henüz takip ettiği biri yok.