askerlikte seks
asteğmen olarak yaptığımdan,
koğuş fantezilerini bilemiyorum, lakin nöbetçi olduğum günler duş teftişine gitmişliğim ve
nizamiye kontrolünde yakışıklı bulduklarımı üst aramasına tabi tutmuşluğum var. seks sayılmaz ama zaman zaman gönlümü eğliyordu işte. işin şakası bir yana doğunun ücra bir köşesinde değil seks yapacak yakışıklı içimi hoş edecek birine bile rastlayamamıştım. ben de bilemiyorum yani.
gay tacizi
lisede öğrenciyken ki minyon ufak tefek bir şeydim. su faturası ödemeye gittiğimde; önceden aldığı numara fişlerini gözüne kestirdiği genç çocukların aletlerini ellemek suretiyle onlara veren bir sapık vardı. yaşlı bir dede dersiniz görseniz. yanıma oturup sohbet arasında eli değiyormuş gibi benim ufaklığı ellemeye başlamıştı. sonra haberlerde yakalandığını görmüştüm. çok enteresan insanlar var!
ayı sözlük şiir defteri
simdi kiliksizim, fakat
borclarimi odedikten sonra
ihtimal bir kat da yeni esvabim olacak
ve ihtimal sen
yine beni sevmeyeceksin.
bununla beraber pazar aksamlari
sizin mahalleden gecerken,
suslenmis olarak,
zannediyor musun ki ben de sana
simdiki kadar kiymet verecegim? (orhan veli- pazar akşamları)
eşcinselliğin artık sınıfları aşamaması
sadece eşcinsellerde değil heteroseksüellerde de öyledir bence. maddeci olduk birçoğumuz. çağın getirisi.ister istemez tanıştığımızda üstüne başına varana kadar inceliyor bir denklik kurmaya çalışıyoruz. mesleği, yaşam standardı vs zaten başat kriterler. bu vakitten sonra da aksi zannımca pek mümkün değil.
göğüs kılı
göğsümde bir batman sembolü oluşturan kıllardır. er kişiye yaraşır. elleşmeyin kalsınlar.
cennet
bir kere hiç sevmem çayır çimen, gürül gürül akan nehirler, gölgeli ağaçlar... stv ekolüne ve avanelerine bakarsak piknik alanı mübarek. ben kul yapısı seviyorum güzelim. şöyle müzesi, sarayı; umarsızca gezilip alışveriş yapılacak devasa avmleri yok mu koca cennetin? boşa gitmeyelim valla ben oturamıyorum çimene.
günün sözü
yaşamadım çünkü yalnızca eskidim. (pınar kür)
hediye gelen gülden reçel yapan kız
valla düğünde takılan altınları da kaynatıp dilediğince bir gerdanlık falan yapar herhalde. maşallah. allah herkese böyle becerikli, hamarat, iktisatlı hanım nasip eylesin.
lubunca
yani eşcinsel ama biraz daha alt tabakadan, işsiz güçsüz, sosyokültürel seviyenin düşük olduğu, biraz daha işi cinselliğe indirgemiş bir camia tarafından kullanıldığını düşünüyorum. rahatsızlık veriyor bence. gerek yok bu kadar kendimizi soyutlamaya.
he-man
kılıcı bir dönemin oyuncakçılarının vazgeçilmez parçasıydı. mahalleden çocuklarla cenk ederdik resmen. hoş herkes he-man olur kimse iskeletor olmaya yanaşmazdı. güzel günlerin güzel bir çizgi filmiydi.
gözdeki morluk
büyük üstat ve kendine değer vererek yaşama gurusu betül mardin'den öğrendiğim bir metot ile göz çevresindeki mor yahut karanlık görünümden kurtulmak mümkün. demleme çayımızı bir pamuk yardımıyla (makyaj temizleme pamuğu daha pratik) alıp iki gözümüzün üzerine koyuyor ve bir beş on dakika uzanıp dinleniyoruz. şekersiz olacak elbette. biraz sıcak olursa onun cildinizde soğuması da ayrı bir zevk veriyor. bu sayede hem açık bir renge hem de dinlenmiş ve çapak,ağrı, göz yorgunluğu gibi problemlerden arınmış gözlere sahip oluyoruz. insana da bir rahatlık verdiği gerçek. hadi yine iyisiniz. ışıl ışıl gözler bizi bekler.
dünyanın en güzel gözleri
tabii ki benim gözlerim. pırıl pırıl be, rengi güzel, enerjisi yüksek. şaka şaka her ne kadar güzel gözlerim olsa da bence en güzel gözler gülen gözlerdir. verdiği enerji tarifsizdir.
boyundaki morluk
emme reaksiyonu insanın bebekliğinden gelen ve önemi büyük olan bir davranıştır. haz vermesi de onu her çağ ve şekilde vazgeçilmez kılmıştır. özellikle bazı bölgelerde bu haz artmaktadır. tabii meraklı bakışlar ve aaa morluğa bakın morluğa tepkilerinden çekinip layıkı veçhile emip emilemediğimiz zamanlar olsa da buna şükür diyelim. emin gitsin, kim takar morluğu.
en nefret edilen ev işleri
ütü yapmak zirvededir benim için. hele ki iç çamaşırlarımdan çoraplarıma kadar bütün giysilerimi ve nevresimden el bezine kadar bütün ev gereçlerini ütülediğimden cinnetin eşiğine geliyorum. ikinci sırada da banyoda fayans aralarında oluşan kireç ve şampuan lekelerini ciflemek var. ifrit oluyorum resmen.
saz çalan erkek iticiliği
üniversite yıllarımda deli gibi aşık olduğum asistan bir sevgilim vardı. aleviydi ve harika saz çalardı. halk müziğini pek sevmeyip bilmememe rağmen kafamız hafif çakır iken sazını eline aldığında devleşirdi gözümde. itici diyemem. halk müziği kültürüne uzak olsam da güzel ve etkileyici olan öyledir. nota yahut müzik kulağı iticilik kabul etmez. çalmayı beceremiyorsa o zaman iticiliği üzerinde konuşabiliriz.
sadece eşcinsel erkeklerden hoşlanan eşcinsel erkek
yani maşallah deyip yoluma devam ederim tabii yakışıklı birini gördüğümde. belki birkaç kez karşılaşmışsak bir hareketlenme olabilir ama bununla kalır. bir ilişki düşünüyorsak mümkün olabilmesi adına eşcinsel olmalı karşı taraf da.
mercimeği fırına vermek
evvelden beri, cinsel içerikli hususlara kapalı olan toplumumuzda ima yoluyla anlatımda rekor kırılmıştır. o ve benzeri işlerde binlerce kelimeyi ilişkilendirmiş ve kendimize has bir alt cinsel argo kurmuşuz. onun en bariz örneklerinden olan bir tabir de başlığımızdakidir.
güzelliğin o kadar da göreceli bir kavram olmaması
"her malın bir alıcısı bulunur. " sözünden incinebileceklere karşın bir önlem olarak söylendiğinden çok önemsenmemesi gerekir. sanat eserlerindeki göreci güzellik kavramını ayrı tutmak gerekir tabii. ama insan güzelliğindeki görece sadece ortalama güzellikteki insanlarda olabilir. yoksa birçoğu ya herkese güzel ya da herkese çirkindir. başka bir görüşle daha çok çirkin kategorisindeki şahıslar kendi seviyelerindekileri güzel kabul ederek kendilerini de o sınıfa sokma niyeti içinde olabilirler olsa olsa.
00:00
yeni günden bu kadar korkmayın kardeşlerim. her şey güzel olacak.
kpss'ye hazırlanmanın öss/ygs'den daha zor olması
bizim zamanımızda öss şimdiki adıyla ygs'de okul ile paralel derslere kısa vadede tekrarlarla hazırlanılırken kpss'de aradan uzun yıllar geçmiş olan bazı dersleri hatırlamak belki yeniden öğrenmek gerekir. ayrıca lisans/lisansüstü eğitiminin kafi gelmemesi bir de ayrı sınava tabi tutulmak ayrı bir ağırlık. hele ki ben gibi 2010 kpss rezaletini yaşamış olanlar için tam bir eziyettir. şerefsiz cemaat ve o zaman koşulsuz destekçisi hükümetin foyasını kapamak adına 92 aldığım sınavı iptal etmesi beni intiharın eşiğine getirmişti. hoş tekrar sınavda 93 alıp türkiye 20.si (alanımda) olsam da bende derin izler bırakmıştır. fikrim sorulursa hazırlananlar sistemli bir şekilde ve bol deneme çözerek çalışmalıdır.