pek dinlediğim bildiğim biri olmadığı halde, çok yakın arkadaşlarım gidiyor diye bilet aldığım konserdir. bu fırsatla rihanna'nın son albümünü dinlememe sebebiyet vermiş ve haksızlık ettiğimi düşündürtmüştür. *
2009'da xx isimli albümleriyle indie tarihine geçmiş, elektronic ve post-punk gibi başlıklar altında da adı geçen, britanya'nın müzik endüstrisine bir başka katkısı. her ne kadar, şahsen, 2012 yılında çıkan coexist albümü * başarı olarak xx'in yanından bile geçemeyecek olsa dahi kaçırılmayacak konserdir. *
14 yaşında saldıraya uğramış bir kız çocuk iskeletinin hayvan kemikleri arasında bulunması üzerine doğa tarihi müzesi arkeologlarından smithsonian'ın ortaya attığı fikirdir. 17.yy'da yaşanan büyük kıtlık ile ilişkilendirilmiş ve daha önce de böyle bir fikir varmış ancak bu güne kadar dikkate hiç alınmamış. *
kar amacı gütmemeleri, kişilere değil vakıflara ait olmaları vb sebeplerden ötürü özel değil vakıf üniversitesi olanlardır.. bilkent üniversitesi türkiyedeki ilk örneği olup, özellikle amerika başta olmak üzere, dünyadaki bir çok isim yapmış üniversitenin bulunduğu kategoridir.
eğer çok büyük bir hata yapmıyorsam * "hasba" haliyle ilk olarak ahmet mithat efendi tarafından kullanılmış, tamamen şans eseri ilk kullanıldığı eseri okurken anlamını merak edip kökeninin bilinmediğine kadar öğrendiğim *, hali hazırda eski kelimeleri kullanmaya yatkın ve de düşkün olduğum için kullanmayı pek sevdiğim kelime.
sanırım bir kadını, yürümeyi becerebildiği ve kendine yakıştırdığı zaman, en seksi gösterecek şey. içimde bir milimetre bile biseksüelliğe kayma varsa onu açığa çıkartan şey.
iyi bir film olmadığını ve maalesef ferzan özpetek'in erken dönem işlerinin ilerisine bir türlü geçemediğini düşünsem dahi çok tanıdık, çok yakın,çok sıcak bir hikayesi olduğunu düşündüğüm ve hissettiğim için izlemekten zevk aldığım, sinemada önümde cık-cıklayan iki kadınla izlemek zorunda kaldığım film.
kişilik bozuluğu demek yanlış bir anoloji kurmak olduğundan, hatalı olduğunu düşündüğüm başlık.fakat kemalist geyin problemi, eşcinsellikle ile her türlü problemin ilişkilendirilebileceği kurumların dayandığı politik fikirleri, bir eşcinselin nasıl içselleştirdiğinin anlaşılamamasıdır. bugün ülkede yaşanan her türlü azınlık probleminin kaynağının ulus devlet olacağız diye politik yollarla verdiğimiz imtiyazlar olduğunu görmek çok kolay iken, türkiyedeki etnik azınlıklardan bile daha kötü bir halde olan cinsel azınlıkların dolaylı olarak neyi desteklediklerini göremediklerini düşündürür. ulusal-milliyetçi ideolojileri nasıl takip ettiklerini sorgulayan insanlara karşı pek ılımlı olmalarını beklemek zaten naiflik olacağı gibi kemalizmi eleştirmek hakkımız olduğunu bir şekilde düşünmemeleri de zaten şaşılası bir şey değildir. *
not: yüz resmimi sizi de görmek kaydıyla seve seve gönderirim ancak buraya yükleyerek kitleleri azdırmak istemiyorum. *
bayan kelimesinin bizzat kendisi uydurma bir sözcük olduğu için de problematiktir. hatta sevgili anti feminist sevan nişanyan hocamız etimoloji sözlüğünde * altını çize çize "-an" ekinin daha önce herhangi bir dişil sözcük üretilmek için kullanılmadığını belirtir. devrimle gelen avrupalılaşma sürecinde madam vb hitapların yerini tutsun diye uydurulmuştur. şahsım sırf etimolojik sebeplerden ötürü dahi kullanılmamasından yanadır. üzerinde ayı sözlük yazarlarımızın da değindiği anlam problemi vardır. "bayan" kelimesinin uydurulma süreci aynı zamanda yeni bir kadın rolünün uydurlmasıyla çakışır. cumhuriyetçi idealde narin, kibar, evinin ekonomisi kocasının mutluluğu ve çocuklarının istikbali için yaşayan modern * görünümlü kadın imajının tam karşılığıdır bayan. * bu sebepten ötürü de kullanılmaması gayet makuldür.
akademik eğitimi akademi üyesi yeitiştirilme ciddiyetiyle alan bünyede verdiğiniz linklerin kaynakçasız çöp niteliği değeri taşıdığını belirtme ihtiyacı duyduğum başlıktır. ülkede her türlü baş ağrısını devlet ve onun politikaları yüzünden çeken bir azınlığı temel alarak açılmış bir sözlüğün devletçi yazarları sadece burada değil bünyeyi her yerde şaşırtmaktadır. resmi tarihe güvenmek ile lise tarih ders kitabını akademik bir kaynak olarak almak arasındaki anolojiden bahsederek sarkastik görünmekten çekindiğim başlık olarak da adlandırılabilinir. ben, şahsım, vicdanen rahat olmayanlardan olduğu gibi herhangi bir şekilde vicdanı sızlaması gereken bir ermeninin * vicdanı sızlamıyor diye insanlığımı alıp bir kenara koymayı kendime yediremeyeceğim için, neler olduğunu tam olarak anlayamadığım bir başlık olduğu da kesindir.
kişilik bozuluğu demek yanlış bir anoloji kurmak olduğundan, hatalı olduğunu düşündüğüm başlık.fakat kemalist geyin problemi, eşcinsellikle ile her türlü problemin ilişkilendirilebileceği kurumların dayandığı politik fikirleri, bir eşcinselin nasıl içselleştirdiğinin anlaşılamamasıdır. bugün ülkede yaşanan her türlü azınlık probleminin kaynağının ulus devlet olacağız diye politik yollarla verdiğimiz imtiyazlar olduğunu görmek çok kolay iken, türkiyedeki etnik azınlıklardan bile daha kötü bir halde olan cinsel azınlıkların dolaylı olarak neyi desteklediklerini göremediklerini düşündürür. ulusal-milliyetçi ideolojileri nasıl takip ettiklerini sorgulayan insanlara karşı pek ılımlı olmalarını beklemek zaten naiflik olacağı gibi kemalizmi eleştirmek hakkımız olduğunu bir şekilde düşünmemeleri de zaten şaşılası bir şey değildir. *
not: yüz resmimi sizi de görmek kaydıyla seve seve gönderirim ancak buraya yükleyerek kitleleri azdırmak istemiyorum. *
anal seksin ne olduğundan bir haber, partnerinin vücudunun verdiği tepkileri anlayamayacak kadar bencil, anüs nasıl rahatlatılır nasıl genişletilir bilmeden bodoslama girebileceği zanneden zat-ı aktifin çok duyduğu ve aklını başına devşirip, egosunu bir kenara koyup, seksin iki kişiyi de ** tatmin etmek için yapıldığını anlamaz ise daha çok duyacağı sözcük.
yüksek topuklarla yürümeye yeni bir hava katmış olduğu yetmiyormuş gibi yüksek topuklarla koşmaya,hoplamaya,zıplamaya da hiç çekinmeyen yıldız. at gibi olduğu doğrudur ancak çok* seksidir.
(bkz: adamı hetero yapacak kadınlar)
mdna albümünü ilk dinlediğimde hiç beğenmediğim, istanbul konserinde canlı canlı dinleyene kadar burun kıvırdığım ondan sonrada tabiri caiz ise kusana kadar dinlediğim ve hala bıkmadığım madonna şarkısı. *
açıldığı günden beri her önünden geçtiğimde "kim gidiyor acaba buraya?" diye düşünmeme sebebiyet veren, ayı sözlükte görünce şaşırdığım mekan. bölge cafe des cafe gibi, tapas gibi ankaranın güzel mekanlarına ve hatta starbucks gibi lo&loud gibi kahveci alternatiflerine sahipken insanın aklına bile gelmiyor gitmek. ayı sözlük vesilesi ile bir şans verilesi kafe. *