adamı göt gibi ortada bırakan sorular

daha kibar haliyle cevapsız sorular denilebilirdi; ama bu ifade cevapsız bırakılan soruların en ağır olanlarını ifade eder. düzenin çarpıklığını dışa vurmak isteyen belediye çukuruna düşmeye benzer, hayat yolunda ilerlerken.
bilgisizlikten de kaynaklanmaz her zaman. ihtimal cevaplar, öğretilmişliklerle örülü hayatımızın temellerine konulmuş dinamitler gibidir. dünya dev bir dekor halini alır. daha patlamadan, korku bulutları gökyüzünü kaplar, tehlikenin sularında çözünmüşsünüzdür artık.

çoğunlukla bu soruların derdi cevaplar değildir. istediğini kulağa ulaştığı anda almıştır, su birikintisine atılmış tas misali kendisi ruhun derinliklerine doğru süzülürken etkisi dalga dalga yayılmaya başlamıştır. boşluğu seyreden donuk gözlerde renkler silinmiştir.

"eğer evren cevapsa soru nedir?"
(bkz: leon m. lederman)
hamamböceğinin gözüne sabun kaçar mı? hadi çık işin içinden çıkabilirsen...
ee sen ne zaman evleniyorsun?
okuldan beğendiğin/sevgili olabileceğin bir kızı söyle.
ben gayim diyemiyorum göt gibi kalıyorum ortada
anne: oğlum ne zaman bizi kız arkadaşınla tanıştıracaksın?
beklediğime değecek misin? peki o beklediğine değecek mi? soru ikilisinin ardarda sorulduğu anlardır.
kaç santim? bu soruyu, üstüne 2-3 cm koymadan cevap veren var mıdır?
will you still love me tomorrow?
nolucaksın o bölümü okuyunca
bir anneden oğula: oğlum sen gay misin?
ben gidiyorum. iyi misin?
neden her şey seninle ilgili?
"hayırdır, kalpli gülücükler falan, noluyo?"

az önce yaşanmıştır.
radyoterapi gören hastaların, ''radyasyon orucu bozar mı?'' ya da ''radyoterapi orucu bozar mı?'' merakı..