kesinlikle güney amerika çünkü gerçek kültürel doku orada
alttaki yazar acilen netflixte izlemelik guzel bir aksiyon veya sci-fi filmi öner baymasın, kafa yormasın?
dünyada tek bir kişi kalsaydık ahlaktan söz edebilirdik ahlak sadece toplumsal kuramlara bağlı olan bir kavram değildir sokak ortasında yiyişmek veya küfür etmek değildir.canlılara zarar vermemekte ahlak'ın bir koludur buradan ise vicdan'a bağlayacağım eğer ki bir kişi vicdanlı ise canlılara zarar vermez ve ortamdaki diğer canlılara saygılı olur.ha yok senin derdin toplumsal ahlaksa evet toplumla alakalıdır bae nere hollanda nere.
peki alttaki sevgili yazar rağmen vicdandan bahsettik vicdan sonradan mı öğrenilen bir olgudur yada doğuştan mı gelir?
hiperaktif biriyle olmayı düşünemiyorum bile iki hiperaktif amuda kalkardık herhalde.* bana kesinlikle oldukça miskin, çok konuşmayan, ağır biri lazım.
aileye ve yakın çevrene açılmak sence çok önemli midir?
ben istanbulda yaşamıyorum katılamayacağım, endişeliyim. zaten bu sıralar gözler üzerimizde o yüzden sadece sürpriz beklendiğimi söyleyebilirim.
alttaki şinobi: hiç ruh çağırdın mı?
korkarım. bir dakikadan fazla ölümü düşünmek kafayı yememe sebep olabiliyor. fakat sonra hiç doğmamış olmayı düşünüyorum. doğumumdan öncesi hakkında hiçbir fikrim, hissim ve hatıram olmadığını düşünmek beni rahatlatıyor. ölümün de bir farkı olmayacak muhtemelen. gerçi durmadan reenkarne olup pizzanın daha kaç nesil yaşayacağını görmek isterdim ama sağlık olsun.
alttaki yazar, öpüşmeyi özledin mi?
huzur bu dedirten uğraşım bonsai kesinlikle insanın elinin toprağa değmesi bütün elektriğini alıyor gündelik stresten hayatin gereksiz üzüntülerinden uzaklaştırıyor
bu alana yeni yöneldim tabi 2-3 senedir belki 3 tane (5-6 cm lik)ağacım oldu 5 tane de kaybettim
tohumdan itibaren yetistirince istenilen görüntüye gelmesi 4 5 sene sürüyormuş
hareketli ve huzur bulduran bir aktivite de müzik tabi bas gitar ile bir flört durumumuz var bir de anfi alıp alttaki komşuya seroquel başlarsam gizlice benden mutlusu yok
evet çok sık yaşadığım bir korku. ama bu korkuyu çok takıp kafamın zonkladığını hissedince kendi bulduğum bi yöntemle gecirtiyorum. diyorum ki zonkladığına göre hala orada terk etmemiş beni * en son ne zaman noldu da kendini gerçekten güvende ve mutlu hissettin?
çünkü eğer aşkı memnu senaryosundan gidecek olursak sana aşık değilim, sana takıntılıyım; seni de hak etmiyorum. ayrıca nihal demek para ve rahatlık demek. biraz.
aşağıdaki yazar, kafandaki mükemmel ilk buluşma nasıldır?
sanırım artık sevdiğim tek yanı pek çok olanağa ulaşımın kolay olması ve biriktirdiğim bir avuç anı. bina denizi, yaz sıcağı, hala oturamamış yaya ve kaldırım kültürü, otobüs hatları, artan mülteciler vb... sokağa çıkınca strese giriyorum.
alttaki yazar: işleyeceğin herhangi bir suçun, bir defalık başkasının üstleneceğini ve asla problem yaşamayacağını bilsen suç işler miydin? bu suç ne olurdu?
üzülmedim ama etkisinde kaldığım film dogtooth olabilir.
en sevmediğin kişilik özelliğin? bu özellikten tamamen kurtulmak mı istersin yoksa seni sen yapan bir özellik olduğunu düşünüp onunla yaşamak mı daha mantıklı?
şimdi sen adını söyledin diye gibi olacak ama cidden eva green. hatta miss peregrine's home for peculiar children adlı filmi 4 gözle bekliyorum. (ayrıca tim burton hayranı olduğumdan)
neyse alttaki yazar hiç altına kaçıracak kadar çok korktun mu? korktuysan neden?
insanlar evrimleşmiş hayvanlar olduğundan bence o içgüdü diğer hayvanlarda da var. şöyle çılgın örnekleri de bulunuyormuş zaten:
http://www.oddee.com/item_98725.aspx alttaki yazar sence clark kent mi bruce wayne mi yatakta daha iyi?
lisedeki en sevdiğim arkadaşımla 1 sene görüşememenin ardından gözlerinde o güzel arkadaşlığı tekrar aynı tazelikte gördüğüm an dünyalar benim olmuştu.
alttaki yazar, senin yaşamaya devam etmene sebep olan şey nedir?