ayı sözlük günlük

kalbim sızlıyor günlük. berbat hisler içerisindeyim. mutlu değilim, mutlu gözükmeye çalışıyorum, zorundayım.
çok karışık duygular hissediyorum. eski benliğim yok artık, neşem kalmadı. halsizim, sinirliyim, ağlamaklıyım. hissetmek istemiyorum, iç sesimi duymak istemiyorum, kendimle yüzleşmek istemiyorum.
dağıtmak istiyorum, düşünmeden, kaygılanmadan, endişelenmeden. kendimi bırakmak istiyorum bir yerlere.
çok sinirliyim. kendime bir saygım kalmadı gibi hissediyorum. önemseyemiyorum, sevemiyorum.
korkuyorum, çok korkuyorum. kaçamıyorum. durmaktan başka bir çarem yok.
duygu doluyum günlük. çok fazla hissediyorum, derinden hissediyorum. arkadaşlarım yardım etmeye çalışıyorlar, onları özledim, kendimi hissedebilmeyi özledim, amaçlarımı, ideallerimi, umutlarımı, hayallerimi özledim.
yüzmek istiyorum, açılmak, özgürlüğü tadabilmek, suları hissedebilmek, ferahlamak ve rahatlamak.
merhaba günlük,
bugün ilk defa buraya bir şeyler karalayacağım. umarım her gece bu başlık altında karşılaşacağız seninle.
ayrılalı tam tamına 7 ay oldu ve bugün günaydın mesajı atti. uzun zamandır kalbimde o tatlı heyecanı hissetmiyordum o kadar iyi geldi ki anlatamam. yazmasının sebebi de istanbul a geldiğimi görmüş instagramdan buluşup kahve içmek istedi. hayır der miyim sence? demedim tabii giyindik bayramlıkları gittim yanina.
o kadar özlemişim ki günlük yüzünü avuçlarımın arasına alıp herkesten, kendimden bile sakınmak istedim onu.
çok güzel bir gün geçirdim onunla, umutlandım aynı zamanda belki eskisi gibi oluruz yine diye.
eve geldiğimde sarıldım telefona hani aptal aşıklar günün kriterini yapar ya sözde onu yapıcam. bekledik yazmadı haliyle yine yazan ben oldum. konuştuk ufak ufak flörtleştik eski zamanlarda olduğu gibi. dile kolay da 3 yıl koskoca beraberlik kolay unutulmuyor.
gel gelelim "yorgo çok özlemişim ama eskisi gibi olmayalım yine" dedi.
allasen günlük bu adam 35 yaşında benden 10 yaş büyük bu neyin belirsizliği. ulan yazan sensin, özledim buluşalım diyen sensin, u dönüşu yapan yine sensin.
7 ayda zor toplamıştım kendimi en başa sardık yine. demem o ki sakin benim gibi sevme günlük. ben yine sevmeye devam edeceğim biliyorum ama sen sevme.
ince buzun altında yanan ateşler var. eriyeceğini bilip, düşmeye göze alsanda parça parça yok oluyor benliğinden bir seyler.
yanlış anlama senden giden tek şey ona duyduğun sevgi oluyor. işin kötüsü ben o sevgiye sarılıyorum.
güle güle günlük. dikkat et olur mu kendine ben yarın yine geleceğim..
bu gün berberde traş olurken, berber bi şampuandan bahsetti. onun öncesinden de yan koltuktaki berber bahsetmişti ama ikisi ayrı ayrı şampuan. ben de biliyorum gösterdi diğer berber dedim. şöyle şöyle bir şey diye. yok onun dediği değil dur resimleri vardı deyip telefon galerisinde fotoğrafları açtı. ekranı yüzüme tutup fotolari kaydırmaya başladı. ben de bakmamaya çalışıyorum ama onun böyle rahat davrandığını görünce içimden herkes senin gibi kaşar mi demeye kalmadan çocuğun y..r..k resimleri çıktı. ani bir hareketle aynaya bakıyormuş gibi yaptım o da hafiften ekranın yönünü çevirdi. gördüğümü anlamasın diye saf saf muhabbete devam ettim.
bugün hiçbir şeyden tat alamadım. ne kadar kendimi meşgul tutmaya çalışsam da içimdeki o korkunç bunalım gitmedi. uyutmadı da. bir yandan anılarımla boğuşuyorum, bir yandan da geleceğimin belirsizliğiyle. bu saçma halimi kimseye anlatamadım. artık son çare olarak buraya içimi dökmek istedim. belki yarın daha neşeli bir insan olurum ve bu entry'i silerim, bilmiyorum. ama bu duygusal dalgalanmalarımın bitmesi gerek. böyle hayat geçmez.
evde mal mal oturuyorum bari adamakıllı bir şeyler yapsam
istanbul'a döndüğümde daha mutlu olurum sandım be günlük. daha 1 seneyi doldurmadan başladı anksiyete atakları, depresyon günlükleri. *
bugün çok verimsiz bir gün geçirdim. sabah saat 12 gibi pcnin başına oturup lol oynamaya başladım. gece 2de bıraktım. emeklerimin karşılığını alamadım. takıma troller, afkler geldi. lig atlayamadım. çok üzgünüm. beni teselli edecek sevgilim olaydı keşke.
bugün çok verimli bir gün geçirdim. sabah saat 12 gibi pcnin başına oturup lol oynamaya başladım. gece 2de bıraktım. emeklerim karşılık verdi. yaptığıma değdi. lig atladım. 12 kasımda ligler sıfırlanacağı için oyuna harcadığım zamanı olabildiğince arttırdım. hedefime ulaşmak için azimle savaşacağım.
merhaba günlük. biraz ayrı kaldık.
dün bir videoya denk geldim, daha doğrusu şarkı klibine. benjamin koll' dan 2 men kiss için çok tatlı ve birbirine aşık olduğu belli 2 insanın öpüşürken çekmişler. çok tatlı ve gerçekten sıcacık bir an olmuş aralarında ki ancak nedense ben gülümseyerek izlerken bir anda ağlamaya başladım. çok kıskandım günlük onların mutluluklarını. hiç başıma geleceğini zannetmiyorum. ben çok güçlü bir insandım günlük, yalnızlığımla başbaşa değil beraber idim. çok güçlü hissediyordum kendimi, böyle şeyler hissetmiyordum. bir insan geldi beni açtı ama dağıtarak gitti günlük. bana zarar mı verdi iyilik mi yaptı anlayamadım. anlayamıyorum. sadece ağlayabiliyorum...

----------------------------
...
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil...

----------------------------
uyu-------->uyan--------->aq bu hayatın--------->uyu döngü bu şekilde bu aralar
bu gece uyurken yine göz yaşlarımı tutamamışım
hıhı.
bugün yine beynini kullanmakta zorlanan insanlarla aynı ekranı paylaştım. galiba elimde olan sadece diş sıkıp, not sayfasında ana avrat boşa söverek sayfayı eski haline getirmek. hatta yaptım. eskiden insanlar okumadığı için cahil diye adlandırılıyordu. şimdi ise okudukları için övünüp burun kaldıranların aslında eskiye yönelik cahil diye adlandırılan insanlardan daha beter olduğunu hissettim. dur neydi o laf.

kara cahil.

sığ görüşlü insanların kesinlikle beynini kullanmaktan aciz olduğunu, bununla yetinmeyip, maalesef kapasitesindeki boşluğu değerlendiremeyen ve içerisine bi kaç çakıl taşı atarak ağırlık yapmasıyla çalışacağını düşünmeleri, insan varlığının git gide ölümüne, robotların ise neden üretildiğinin sonucuna kaanat gösteriyor. geri kalan nefretimi tam dolduğumda tekrardan dile getireceğim.
değişiyorum günlük. iyi yöne doğru mu kötü yöne doğru mu henüz bilmiyorum, ama değişiyorum.
off neler oldu oğlum var ya. neyse anlatmıyım. şaka şaka anlatayım biraz. gene mal gibi aşık oldum galiba. ne gönül varmış bende hayret bir şey, gidip gidip aşık oluyorum, üzülüyorum falan. öncekini unutma açısından (e artık) iyi oldu. birini sevmeye ihtiyacım vardı, önce onu gözüme kestirdim. gülümsemesinden tanıdım onu. benim olmalıydı, bu kanıya zaman içinde vardım gerçi. ama olmadı benim falan. sadece hoşlanır gibi oldu, ona yürümemi bekledi, ilk gün yürümeyince hemen bıraktı falan filan. ama daha neler olur bilemem, umarım olur ya, çok yalnızım.

ben ağırdan alıyorum yine tabii ki. o kadar alışmışlar ki hemen her şeyin olmasına, bir dakikada tüm dünyaları değişiyor. aha ilk lafımı da soktum burdan sana, okursun. hahaha, ama seviyorum seni, bilesin.
çok yoruldum bugün gerçekten sabah 5 te evden çıkıp akşam 9.30 da dönmek çok yoruyor insanı çalışma hayatı çok zor bütün gün kafam dolu dolu çalışıyorum kimseyle konuşmadan hiçbirşey yemiyorum canım istemiyor içtiğim bir kahve vardı onu bile içemiyorum nedense telefona bakmıyorum ne arayan ne soran benim içip dertleşmeye çok ihtiyacım var yada kafamı dağıtmaya herşey gönlümüzce olsun yazarlar bu döngü umarım hep böyle gitmez
"psikiyatristim, hetero arkadaşlara açılmanın sadece bana iyi gelmeyeceğini, onların da benle konuşarak kendi hayatlarındaki önkab..."

psikiyatrist zannettim ilk başta. tam mesaj atacaktım cümlenin kalanını okuyup atayım dedim. okuduktan sonra atmaktan vazgeçtim.

(bkz:#405049)
why does my heart feel so bad?
az önce lezce.com'da 50 yaşında lezbiyen bir kadına rastladım. ve bu durum beni inanılmaz mutlu etti ya. ne bileyim böyle umut doldu içim. genel profil oldukça genç olunca lgbti+ yaşlılığı da çok sıkıntılı olurmuş gibime geliyordu, onu arzularının peşinde bir kadın olarak görmek beni mutlu etti.
bu günkü vize çok zordu ya, cidden öyle böyle değil. büyük ihtimalle geçerim ama biraz gerildim. neyse, bazen düşünüyorum da yok vizeymiş yok uzak ilişkiymiş çok basit dertler bunlar ya. insanlar nelerle uğraşıyorken bunları düşünüp üzülmek hayıflanmak hata belki de.
bugün arkadaşımla eski günleri andık.sanki bin yıl önceydi.
  • /
  • 5