ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
doktor sevgilim olmasını çok isterdim. arada hastaneyi, kliniği ziyaret edip steteskopuyla harikalar yaratabilirdim.
hayatımda ilk defa grup seks deneyimi yaşadım geçenlerde. eşcinsel bir erkek olarak bir erkeğin bir kadınla ilişkiye girdiğine canlı canlı şahit olmak benim için mide bulandırıcıydı. o gün gerçekten gay olduğumun kanıtıydı sanırım. yalnız ablamızla yatan arkadaşın sonrasında bana arkasını dönmesi paha biçilemez bir durumdu.
mutsuz hissediyorum. got finali, askerlik, seçimlerde oy kullanamayacak olmak, yalnızlık ve diş ağrısı beni mahvetti. günde ortalama iki saat uyuyabiliyorum. kendimi kendim gibi hissetmiyorum.
bir anka kuşu misali, duygularımın sönen ateşinin ardında bıraktığı küllerinden yeniden doğmasına vesile olan biriyle tanıştım.

duygusuzluk içinden geçen tam üç koca yılın ardından...
eşcinsel olduğumu yakın çevrem dahil kimseyle paylaşmadığım zamanlarda her şeyin daha kolay olacağına inanırdım. doğru bir karar verdiğimi zannederdim. kısa bir süre böyle yaşadım ve ardından yakın arkadaşlarıma kendimle ilgili gerçekleri anlattım. sevdiğim adamı onlarla tanıştırdım. onlar da ben de, birbirimizden hiçbir farkımız olmadığını birlikte keşfettik. sevgiyi yaşayış şeklimizde hiçbir fark yoktu. sevgiyi, aşkı kategorize etmek hangi akla sığardı ki zaten? aradan geçen yıllar boyunca her şey daha da perçinlendi. yıllar önce arkadaşlarımla tanıştırdığım sevgilime, bu yaz tatilde o arkadaşlarımla birlikte sürpriz yapıp, sembolik bir tören yapacağız. birimiz yüzük bakıyor, bir diğerimiz kıyafet bakıyor, bir diğeri başka bir şey için koşturuyor. bazen her şeyi bırakıp benim mutluluğum için canhıraş koşuşturmalarını izliyorum büyük bir keyifle. ve ardından keşke diyorum, keşke daha önce söyleseydim bu insanlara. üzerimdeki bu yükü tek başına sırtlamaya kalkma deliliğinden daha erken vazgeçseydim.
bende dün bir anda ablama söyleme kararı aldım.yüz yüze söyleyip tepkisini görmek için beklemiştim bunca zaman.normal karşıladı ki zaten bana gore eşcinsel olmamızda anormal bir durum yok (bana göre).tek söylediği senin hayatın mutlu ol yeter yanındayım hep dedi.rahatladım açıkçası artık takmamaya ve kendimi üzmemeye karar verdim
çok uzak olmayan bir gelecekte de kendime yuva edinmek için çabalamaya artık bazı şeylerin böyle daha iyi olacağına ve kendi ayaklarımın üstünde durup kendi hayatımı yaşamam gerektiğini düşündüğüm hissettiğim zamanlardayım.bakalım hakkımızda hayırlısı
stresten ölüyorum ve çalışamıyorum. bu sene istediğim yer gelmeyecek diye de korkuyorum. bakalım 23 gün sonra neler olacak?
nedense bu aralar ülkücülere karşı bi sempatim var.
çok sevdiğim halde onunla olmamız imkansız.
çok uzun zamandır yalnızım sözlük. yaklaşık 5 senedir ciddi bir ilişkim bulunmuyor. bununla beraber cinsel hayatım bitmiş durumda. hiçbir sevişmenin beni tatmin etmeyeceği düşüncesinin huzursuzluğunda sağlıklı bir seks nasıl olur onu bile unuttum. yaşadığım ilişkilerde hep mağdur edildiğimi düşünerek her aldatılmamda, her kavga da öyle intikamlar aldım ki bütün ekslerim sanırım benden nefret ediyor. son 4 yıl içerisindeki ilişki denemelerimdeki bütün adamlar yanımda ezildikleri bahanesiyle benden ayrılmış ve beni aldatmışlardır. sonucunda yine canavara dönüşen ben ve nefret edilen ben. işin korkunç tarafı oturup değerlendirme yaptığımda genç yaşlarımda yaşadığım ilişkimde aldığım darbeler, çocuk yaşta boynuzları kafama takmaları öyle paranoyak, öyle takıntılı bir ben yaratmış ki, flört etmeye kalktığım herkes üzerine kusulması ve öldürülmesi gereken birer orospu gibilermiş gibi geliyor bana. ikili ilişki içerisine girmediğim sürece çok sağlıklı, mutlu ve hayatı yolunda giden birisiyim. onun dışında tetiklenen duyguları tarif etmem o kadar zor ki inanamazsınız. sevgili istiyorum ama istemiyorum da. çünkü olursa yaşayacaklarımı çok iyi biliyorum. bunun çıkışı nerededir bilemem ama daralmaya başladım.
yaklaşık 2 haftadır depresyondaydım. alman adamla ayrıldım sözlük. en son ona açık ilişki teklif ettim, o da bunu kabul etmeyip bitirelim dedi. belki ben erasmusa başlayınca tekrar devam edermişiz. zannetmiyorum sözlük. erasmus şehrim ondan uzak, tamam avrupada ama uzak. hem bana vakit ayırmayan birine ben neden vakit ayırayım ki? seviyorum onu ama olmaz. evet bazen sevsen de doğru olanı yapman gerekir. şimdi yarın ona özür dilerim tekrar ilişkiye devam edelim desem belki de kabul edecek ama yine aynı şeyler. bir insanın "ilişkiye sahip olmak istiyorum ama bunun için fazla zamanım yok-yoğunum" demesi çok saçma ve o bunu yapıyordu. hayır yani vaktin yoksa ne anlamı var bu ilişkinin. ben de benim için zamanı olmayan birine zaman ayırmayacağım artık. chiao mein lieber. ich liebe dich aber ich kann nicht.
3 haftadır birisiyle konuşuyorum.
o kadar çok saf, temiz kalpli geliyor ki bana kendi kendime yorgo acaba buldun mu sorusunu soruyorum.
bir yandan bu soruyu sorduğum için eksik bir şeyler var diyorum kendime. kapılmak istiyorun mantığımı devreye sokmadan. bakalım sözlük bu hafta sonu buluşuyoruz bir edit atarım buraya..
yine de iyi idare ediyorum be, bir sürü olumsuzluğa rağmen.
geçmişi arkamda bırakıp önüme bakmam gerekiyor ama yapamıyorum.bazı şeylere takılı kalmış durumdayım.sanki dünyada birtek o varmış yanılsamasina kapilmanin sacma oldugunun farkindayim ama boyle dusunmeden edemiyorum.yaşanmamışlik hissi ruhumu kemiriyor.neden böyle oldu sorusunu kendime sormadan duramıyorum ama artık adım atmakta istemiyorum.o yüzden bırak gitsin iş olacağına varır dedim oda gitti.
yaz aşkı bulmak için growlr açtım ama ordakiler daddy seviyor galiba daha çok, chaser-boy sevmiyorlar. kendileri kaybeder hıh. aslında bi şey kaybedicekleri yok. evet eski sevgilimi unutabilmek için biriyle sevişmek istiyorum aslında. onu eski sevgilim olarak anınca bir garip hissettim. bir de bu lgbt etkinliklerinde hiç yakışıklı erkek yok galiba. bir daha gitmicem.
#404896
toplanın sözlük anlatıyorum.
dışarda buluşuldu. akşam vaktiydi ne yapalım ne yapalım derken "gel 2 bira içelim" deme gafletinde bulundum. gaflet diyorum çünkü hiç ama hiç alışkın değilmiş alkole. bildiğin 2 biraya gitti ama aşırı tatlı oldu sormayın (tabii yorgonuz ağırbaşlılığını korudu).
zaten önceden konuşmuştuk biraz vakit geçirip eve gecicektik öyle de yaptık. geçen süre zarfında topladı kendisini. izletmek istediği bir film varmış onu izledik vs. dedim içelim böyle olmaz devamı gelsin şunun. yine şişeler açılmaya başlandı baktım gidici, önünü kesip yorgonuz içmeye devam etti.
tabii siz buralara kadar okuyup devamında cool seks storysi arayacaksınız ama olmadı öyle birşey. geçip yatağa sadece uyuduk. ne o ne ben bir hamlede bulunmadık. neden diye soracak olursanız sohbet, muhabbet o kadar güzeldi ki sanki seks yapınca olay tamamen yapay bir hale gelecek gibi hissettim (sanki bu aksiyonların hepsi seks içinmiş gibi algısı).
sabah uyandığımda mükellef bir kahvaltı masası hazırlanmış, sevdigimi bildiği için masanın ucuna gazetelerimi koymuş, camımı açıp uyandırdı beni. belki ilk defa bu kadar iyi hissettim kendimi o anı anlatamam..
kahvaltı yapıldı tam sigara keyfi diyecekken telefon geldi çıkmak zorunda kaldım.
hala irtibat halindeyiz. birbirimizi tanıma çabası, ufak ego yarışmaları, beyin fırtınaları o kadar güzeldi ki seks yapmanın çok ama çok ötesindeydi.

ama sanırım kendisi biraz kaptırdı. ben uyurken tişörtumu koklaması, ufak tricklerimi öğrenip hep beni şasırtması ve bana duyduğu hissiyatın aşk olduğunu söylemesi korkuttu beni açıkcası. aşk bana göre zaman isteyen, kolayca ağıza alınmaması gereken bir kavram ve bunu ona da belirttim. bakalım zaman ilerledikçe neler göreceğiz. şimdilik hoşçakalın.

edit piaf: adam ruh hastası çıkti sözlük. takıntı haline getirdi beni zaten balık baştan kokar anlamalıydım. bi zamanda duvara toslamayalım be sözlük.
askerlikten muafiyet alma süreci ne zahmetliymis yav! bilgisi olan yazarlardan tavsiyeleri beklerim, homojen dergiye de bir sonraki sayıya yazım olur inşallah bu konu "muaf mi? edilmeden duramam" diyerekten
jamie'siz kalmış cersei gibiyim. yakında sör gregor'dan da uzaklaşacağım. tüm bunlara rağmen çözüm aramaya devam ediyorum. mindfulness'tan medet umuyorum falan. her şey çok güzel olacak inşallah.
  • /
  • 181