ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
itiraf ediyorum: lisede vücudum kıllanmaya başladığı ilk sıralar -bir yıllık bir süre boyunca- tüm vücudumu saç kurutma makinesiyle kuruttum ve taradım. alınitiraf size.
dün taksimde iken ara sokaklardan yürüyoruz bir yere çıkabilmek için. sokağın bir köşesinde yaşları en fazla 8-9 diyebileceğim çocuklar oturmuş birbirlerine karşı bali çekiyorlardı. o kadar üzüldüm, o kadar duygulandım ki oturup ağlayasım geldi orada. o tarafa doğru gelmeden önce bir sürü çocuk top felan oynuyorlardı ben de tam dedim ne güzel böyle mahalleler hala var diye ama bu sözümü söyledikten sonra aklıma gelen o manzara canımı yakıyor. tamam anlarım bilmem kaç yaşına gelmiş bir insan yapar ne istiyorsa. ama buna aklım ermiyor, ersin istemiyorum.
öğrenci evinde kalırken, ev arkadaşımın eşcinsel olduğunu öğrenmiştim. iki sene aynı yurtta kaldıktan sonra dört arkadaş eve çıkalım dedik. aynı laptopu ortak kullanıyorduk evde. bir gün öylesine çöp kutusuna tıklayınca msn yazışmalarını gördüm. adam cross dresser?dı. hesabında tangalı fotoğraflarını görünce şok oldum. kendisine tek kelime dahi etmedim konu hakkında. zaten mezun olmasına üç ay vardı. memlekete dönecekti. uzun zamandır görüşmüyoruz, hakim olmuş. evi ziyaret ettiğinde annemin gözdesi olmuştu. "çok efendi çocuk."
ne zaman "bir daha büyük konuşmucam" dedikçe hep büyük konuşuyorum ve açılan şemsiyelerim oluyor.
artık "hep büyük konuşcam!" seansını denicem. bakalım hayırlısı sözlük.

yarım saat sonraki edit: ikilemlerimi sözlük dürer misin?
bugün dersanede ders arasındayız arkadaşlarla sohbet, muhabbet derken ara bitivermiş. sınıf arkadaşım olan bir kız -ki kendisi sevdiğim biridir- hadi ara bitti, beni etüt sınıfına bırakır mısın hatta sen de gel beraber girelim dedi. ben de olmaz işim var dedim. o da şakayla karışık "gelmezsen nikimsi gay arkadaşlar" diye sınıfta dedikodu çıkarırım dedi. ben ise sadece gülümsedim işim var oraya yetişmem lazım dedim ve gittim. bana o an o cümleyi kurduğunda "istediğini istediğin kişiye söyleyebilirsin, ben zaten eşcinselim, herkese tek tek söylemenin zorluğunu senin sayende atlatmış olurum" diyemedim ya sözlük, o kadar içime oturdu ki anlatamam!!
sevgilimi uğurladım, kapıyı kapattığım anda hüngür hüngür ağlamaya başladım. çünkü uzak mesafenin çüküne koyayım.
herkesten iğreniyorum. hepiniz yeterince iğrenç ve iticisiniz. teşekkürler.
pek bir üst düzey yönetici tarafından " konu anlaşılmıyor! düzgün anlatınız!" diye bir mail aldım. o kadar da donanımlı hissediyordum kendimi yazarken aslında, sonra bi de açıklama yapmak için yanına gittim, orda da batırdım geldim. ehe. rezalet. berbat bir gündü.
uzun zamandır planladığım istanbuldan taşınma hedefimi gerçekleştirmeme çok az kaldı sayın sözlük. ama nereye gideceğime karar verememiştim. geçen hafta kararlaştırdım. çocukluğumun geçtiği kasabadan bozma ilçeyi geçen hafta karar kıldım. kalacak yer konusunda da uzun yıllar önce terk ettiğimiz eski evime döneceğim. ama şöyle birşey varki ne halde olduğunu bilmiyorum oradan konuştuğum kişilere göre biraz eskimiş tuvalet , banyo , mutfak kullanılamaz haldeymiş. ufak birikimimle evin temizliği ve bunların onarımını ilk gittiğim gün yapmaya başlayacağım ev eşyaları içinde bazı kişilerle anlaştım çamaşır ve buzdolabı haricinde onlarıda ikinci el bulur bir kaç güne temin edecerim galiba
az buz hatırladığım geniş bahçemiz ve kayısı ağaçlarımız ilgili çok güzel projelerim var aklımda. bostanlık sebze yetiştirmeye de çalışacağım
ahırımız kullanılır haldeymiş artık tavuk , ördek, kaz yada hindi beslerim orada
iş konusunda da küçük bi köy okuluyla konuşuyorum umarım o da güzel sonuçlanır
umut ediyorum ki hatırladığım bi iki çocukluk arkadaşım da oradadır . bu olayı aileme ve arkadaşlarıma anlattığımda beklemediğim bir şekilde güzel tepkiler aldım. bazıları bana çalıkuşu deseler bile ben bunu yapabileceğime inanıyorum ve umarım çok güzel zaman geçiririm
çok heyecanlıyım sayın sözlük tek başıma doğayla birarada ve kalabalıktan uzak umarım bu kısa süreli bi heves değildir. umarım pişman olmam
aynı yurtta kaldığım, senenin başından beri kestiğim çok çekici bir çocuk var. çocukla birbirimizin gözünün içine bakıp duruyoruz ama ikimizde de tık yok arada selamlaşıyoruz o kadar. aradan aylar geçti. dün bir arkadaşımın yanında gördüm yakın bir arkadaşıymış. tanıştırdı bizi. aynı memleketten geliyormuşuz, sevmediğimiz insanlar ortakmış onu fark ettik. ardından çocuk bir utandı, bir çekindi, bir şapşikleşti ki anlatamam. utangaç bir şekilde bana yurtta görüşürüz dedi ve gitti sonrasında bi daha görmedim öldü mü acaba *
parmak boyu ve eşcinsellik teorisini öğrendim ve çevremde kız, erkek herkeste denemeye başladım, hala ulaşamadım kimseye, ama durmak yok yola devam * dattebayo.
daha demin balkonda kahvaltı yaptıktan sonra yoldan çıplak bisikletçiler geçti. bunlar bayağı kalıplı yakışıklı erkeklerdi. galiba rus'tu. bir tanesine dik dik baktım, o da bana baktı böyle yüzünü hafifçe ekşiterek, sonra bakmaya devam etti, ondan sonra bir daha baktı, sonra araya ağaç girdi, ağacı geçip tekrar görünür hale geldiği zaman yine bana baktı. adamı gözlerimle süzdüğüm için mi acaba? yani ben de oturuyordum öylesine, o bana baktı valla uzaktan. ben sadece şöyle bir bakayım dedim, öyle balkonun demirine dayanıp dik dik bakmamıştım. kesin hoşlandı. pislik yaa. gerçi benim başım bağlı. *
hiç aşık olmadım sözlük
insanları umursamayan insanları seviyorum.
insanları umursamayan insanlara imreniyorum!
şu güzel sabah böyle biri kaldırsa beni güzelce. kalk dese kahvaltı hazır. bir sevinç ile uyansam. sıcacık çayımı koysa önüme. ne olurdu sanki?
üç dört ay içinde muhtemelen istanbul'a gideceğim ve tüm hayatım değişecek sözlük. çok istiyorum evet, ama hiç hazır hissetmiyorum kendimi. korkuyorum yani bilmediğim koca bir şehirde yalnız başıma olacağım.
artık sevgilim olsun istiyorum. olunca bunu tüm dünyaya duyuramasam bile hayatımda sevdiğim ve beni seven biri olsun istiyorum. çok bir şey istemiyorum ki sadece yanında mutlu olduğum, beni anlayan biri olsun. isteğimi buraya yazılı bir şekilde bırakayım belki bu sayede mesajım evrene daha çabuk ulaşır. *
yoruldum sözlük. birilerine laf anlatmaya çalışmaktan, olmayacak işlerin peşinde bir ümit koşturup durmaktan, bin bela okumaya çalışırken hep bir aksilik çıkmasından, bir de yalnızlıktan, kendimi anlamaya çalışmaktan, anladıkça kendimden kaçmaktan.. bıktım. dedikoduculardan, iyi gün dostlarından, tek hatanla seni yargılayıp b.k atanlardan. vallahi yoruldum. işin kötüsü her şeyin daha çoook başındayım. fak.
  • /
  • 181