ayı sözlük yazarlarının en tuhaf takıntıları

rögar kapaklarının üzerinden geçememek, birisinin solunda yürüyememek, tek sayıları sevmemek mümkünse çift sayıya çevirmek veya tamamlamak (örneğin birisi bana üç kere dokunsa dördüncüyü ben dokundururum) özellikle dört sayısına takığım,tüylü şeftaliye dokunamamak, okuduğu kitabı beğenmese de yarım bırakamamak ve bölümün sonuna gelmeden ara verememek.
içimden sayı saymaya başlarsam beşin katı bir sayıda durmam ve aynı sayıya kadar beş kere saymam gerekli
yastık köşeleriyle oynamak.
düşündüm de hiç takıntım yok. çok düz bir insanım.
1. loş ışıkta sevişmek.
karanlıkta ya da aşırı aydınlık bir yerde hayatta sevişemem.

2. çırıl çıplak sevişememek.
mutlaka çorap ya da jock strap olmalı.

3. seviştikten sonra duşa koşanı dövmek
acelen ne deyip bir miktar pataklarım.* bu ciddi takıntım.
gergin ve stresli anlarda, özellikle müsabakamsı sahnelerde, el avcumu yere bakacak şekilde konumlandırdıktan sonra sol el orta parmağımı yaklaşık 70 derece yüzüme doğrultmuş konumda söz konusu parmağım ile çenemi okşamak.
düşündüm ama pek bir tuhaf takıntım yok sanırım. tırnaklarım hafif uzayınca hemen kesmek istiyorum bu tuhaftsa onu söyleyebilirim *
o kadar çok ki, birkaçı buyrunuz:

- çay kaşığını çayda tutarsanız, önce size farkettirmeden kaşığı alırım, eğer ısrar edip, koyarsanız, kalkarım.
- metroda son durakta binerim. ne kadar kalabalık olursa olsun
- eğer sizi aradım, açmadıysanız ve geri dönmediyseniz 24 saat içinde, numaranızı silerim.
- sevdiğim şarkıyı sıkılana kadar defalarca defalarca dinlerim.
- sorduğum bir soru varsa karşımdakini dinlemeden önce o sorunun cevabını almam gerekir.
- sigarayı yürürken içemem ve elimde mutlaka içecek bir şey olmalı öyle içerim.
- beni eğer çağrı merkezi, bankacılar ararsa, açarsam eğer, istediği şeyi kabul ederim. hayır diyemem.
- film izlerken ilk 25 dakika odaklanırım, sonrası gelmezse kapatırım, aynısını kitapta da yapıyorum. ne kadar iyi ya da ünlü olduğu umrumda olmuyor.


yatakta:

- bir erkekle uyuyamam, seksten sonra gitmesi gerek ya da benimle ilgilenmemesi.
- götçüler ile oluyorum. (bu takıntı mı bilmiyorum ) sevişmeyi kabul etmemesi, sadece sikmesini tuhaf bulmuyorum.
-
yüz yıkamak.

günde ortalama 20 kez yüzümü yıkıyorum ve 40 dakikayı geçerse kendimi pis hissediyorum.

meeh.
bir dönerciye gittiğimde ilk baktığım şey tartı.yarım ekmeğe, dürüme tartarak koyuyorsa bir daha oraya kesinlikle gitmiyorum
uyku öncesi kahve ve sigara...
o kadar çok ki saysam bitmez, bazıları..
1. kendi tabağımdan alınan bir yiyeceği direkt artık olarak görür ve yemem.
2. kalacağım evin aurası iyi değil ve kapılar tersime geliyorsa o evde kalamam.
3. pirinç pilavını kaşıkla yiyeni tokatlar, aynı masada yemek yemem. eliyle yesin daha normal karşılarım. çatal kullanın. (bu durum bulgur pilavinda olmuyor)
4. masada poşet sevmem bir ürünün ambalaji soframda olamaz.
gibi gibi lise sonsuzluğa gider.
sarımsağı ezmek yerine kıymak. nerde olursa olsun, tadı farklı ve güzel oluyor.
ellerimi istemsiz sürekli yıkama ve onları temiz hissetme takıntım var.
çayı sadece dem içerim ya da hiç içmem.
göz takıntısı
karşımdakinin sigara külünü kendiminkiyle temizleme gibi tuhaf alışkanlığım var
sofrada hangi yemek olursa olsun yoğurt olmalı
23 ve 9 numaralarına karşı takıntım var
en sevdiğim 3 şarkımı dinlemeden günü bitirmem. bu liste uzar gider böyle...
yeni tanıştığım birinin ismini o söylediği anda unuturum, dikkatimi çekebilecek bir muhabbeti yoksa da öğrenemem bir türlü.

gece uyurken millet üstsüz yatar, ben altsız. evde iç çamaşırı giymeden sünnet çocuğu gibi dolanırım böyle.
kaç deliymişiz haberimiz yok.
-evden çıkarken mutlaka sağ ayakkabımı giyerek/bağlayarak çıkarım.
-yemek yemeden önce sigara içerim, karnımı daha çok acıktırıyor.
-dışarı çıktığımda çantamda mutlaka turuncu bir obje bulundururum.
-büyük bardakta su içerim, küçük bardakta içemem.
-yolda yürürken -geçebilecekken- dar bir alandan geçemem. yanlışlıkla geçersem dönüp tekrar geçer diğer taraftan yürürüm.
-birisiyle yan yana yürürken soldan yürüyemem.
-sabahları kahve içemem, çikolata yiyemem.
kapıları dirsekle açmak ve ellerimi yıkıyorum sonsuzluga giden bir el yıkayıs

(bulasıkları yıkadıktan sonra ellerini yıkamak)
küllüğün içine asla çöp atmam, atana da laf ederim. attığınız o naylon, kağıt veya her ne çöp yandığında "üff ne pis kokuttun be" demeye hakkınız yok çünkü.
  • /
  • 5