düşün ki o bunu okuyor

''anne'' dediğim annen nasıl?
baban daha iyi mi?
yeğenler büyüdü mü, hani ikiz olanlar..
ablanlar gitti mi, alıştılar mı?
ya sen? hala bıraktığın gibi misin?
istatistiklere göre bir dakikada ortalama 3875 kişi sevişiyor.
bunların;
1259 tanesi grup seks,
260 kişi public fantezisi,
440'ı eşcinsel ilişki,
1916 tanesi de escort ile sevişiyor.
bunlardan bağımsız olarak her 40 dakikada 1 porno film çevriliyor.
iki milyon kişi de seks yapamasa da porno izleyerek kendini tatmin ediyor.

ama sen
koca dünyada yalnızca sen
1 kişi

deminden belli bu saçma sapan entry'i okuyorsun.
hani bazen kenarına oturuyorum ya koltuğun sen uzanınca kanepeye. buradan daha rahat görüyorum diyorum. diğer koltukta boynum ağrıyor sözde. hepsi sana bir santim daha yakın olabilmek için, çünkü elimden tek gelen bu.
şimdi bir başkasının kollarında uyuyorsun, birkaç saat önce konuştuk. sesinden uzun zamandır duymadığım bir mutluluk akıyordu. içimde kelebekler açtı birkaç saniyeliğine, sonra hepsi intihar edip karartı içimi... yarın birkaç fotoğraf atarsın gibi geliyor bana, aslında bu gece bekledim elimde sigarayla. nasıl kaldırırım, nasıl katlanırım? ben de bilmiyorum. seni mutlu eden ben olmak isterdim... geçen gün konuşurken şey demiştim sana, keşke başka bi yaşamda karşıma çıkarsaydı hayat seni, sen öyle ben böyle... anlamadın, hayır bu hayat olmasaydı benim bu kadar iyi bir kardeşim olmazdı dedin bana ama benim dileğim bambaşkaydı... evet, şu an şu saniye bir başkasının kollarındasın, sanki deprem olmuş ve bu şehirdeki tüm binalar aynı anda üstüme yıkılmış gibi, enkazdan sağa çıkamıyorum galiba. sen mutlu ol diyorum yine de, sesin hep bu kadar mutlu gelsin bana. bırak açmasın benim içimde baharlar, hem alışırım ben. nelere alıştım bunca zaman ah bir bilsen.
olduğun gibi görünmeye başlamışsın. göt gibi mesela.
sevgilim , sana söyleyemiyorum çekiniyorum seni seviyorum. keşke aramıza o uzak uzak yollar , dağlar taşlar kayalar girmese, her an yanımda olsan. euronun 7 lira olması senin için anlam ifade etmese(ki burada seni haklı gördüğümü bil), hayat tozpembe olsa ve biz mutlu mutlu beraber bir ömür geçirsek, seni seviyorum yanımda olsan, sarılsak öpüşsek, ne yaptın bana , sana bu kadar aşık oldum ? o güzel gözlerin miydi beni sana aşık eden , yoksa kıvrılıp yüzüne harika bir anlam katan dudakların mıydı? o güzel tebessümün müydü ? o kibar dokunuşların mıydı, beni incitmemeye çalışan ?

evet biliyorum fazla şiirsel fazla masalsı ama kalbimden geçenler bunlar, kelimelerim yetmiyor.

inanıyorum ki her şey güzel olacak seninle olunca.
haftasonu seni aramadım ve sana yazmadım. üstelik başka biriyle buluşup taksim'e gittim. ama onu sevmiyorum ve onla yatmadım. sana ruh hastası olduğumu ve buna alışman gerektiğini söylemiştim. yazmaya yüzüm yok. sakalını yirim.
bu satırları okurken elini tutabilir miyim?
bugün saatlerce ağladım. bir parçam da kopup gitti o telefon kapanınca. sadece soruyorum kendime, hayata, sana "neden?". nereye gidersek gidelim, ne kadar zaman geçerse geçsin, hayatımda ne değişirse değişsin geçmeyecek sanki. içimde bir yerler acıyor sadece.
bunu okuyacağını zannetmiyorum sen okuma bilseydin sana bakan bu bir çift gözden anlardın her şeyi
kimsenin aklını karıştırmasına izin verme biz senle oluruz baya olalım yani
sen benim ait olamadan paylaştığımsın. hayatımın her dönemi çok güçlüyüm ben diye kendimi inandırmışken bu sefer iyi çuvalladım ve ayağa kalkamıyorum. senin karşında iyiyim izlenimleri vermeye çalışsam bile iyi değilim. biliyor musun en çok üzen de herkes bu kadar kendini hırpalama derken hala senin içindeki iyiyi gördüğümü düşünüp kendimi avutmamdı. ama ben uyandım, uyandırdın beni. başka birisi için sen üzülürken benim kendimi harap etmem neye yarıyor ki? her şey olsun istiyorsun, mutlu olmak istiyorsun ama her şey olmuyor be!
her canın yandığında, her özlediğinde bana yazıyorsun.
yorgo diyorsun içim gidiyor. elini uzatıyorsun tutayım diye ama ben uzattığım anda geri çekiyorsun elini.
biz bitmiştik hani? silmiştim seni yok etmiştim nasıl işledin içime, kalbime tekrardan.

usandım seni sevmekten artık biliyor musun? yordun beni, kalbimi, beynimi. artık ne kalbimi dinleyebiliyorum ne de mantığımı.

bitemiyoruz oğlum işte. devamda edemiyoruz neden yapıyorsun bunu bana.
neden her aradığinda koşarak yanına geliyorum neden arıyorsun beni.
bırak kokun gitsin burnumdan bırak silinsin sesin kulaklarımdan.
gözden ırak ol izin ver kalbimden sileyim seni.
sevgin lanetim olmuş, sevgim kefaretim.
nedense yıllar sonra bu başlığı görünce sen geldin aklıma.keşke bana karşı daha açık sözlü olsaydın.senden başka birşey istemedim.en azından ben öyle yapmıştım.keşke yine görüşecez hep görüşecez demek yerine birdaha hiç görüşmeyecez deseydin.çünkü hiç görüşmedik.
mesela evlensek ve avrupa vatandası olsam??*
bir gün çok mutluydun ve gözlerin parlıyordu, tabi o sıra ben de üçüncü şahsın şiirini keşfetme zorunluluğuna düşüyordum. öncesinde yaşamım boyu hiç olmadığı kadar umutluydum, sonrasında ise ipsiz sapsız gezinip gizemli gizemli yazılar yazacak kadar garip. gerçi o yazıları da senden ziyade anca solcu dayılar içerken okuyor ama buna da şükür.

hal buyken dedim "uzaklaşmak lazım", onu da denedim, hem bir fazla önüme çıktın hem de uzaklaşmaya çabaladıkça domuz gibi fenalık geçirmeye başladım, sonra da saldım gitti lan işte! velhasıl kelam, ikide bir soruyorsun "neyin var" diyerekten, vücuttan kafaya kadar bütün ayarlarımla oynadın olum ben böyle bir savrulma yaşamadım. ama suçlu da değilsin, ve hala çok tatlısın.

ve anladım, benden de bir bok olmaz, sıçacaksak tam sıçalım!
  • /
  • 5